Erdoğan: Türkiye ilk defa sivil bir anayasa şansına sahip
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti grubunda "Ülke ve millet olarak böyle bir Meclis’e sahip olmakla ne kadar övünsek azdır. Türkiye tarihinde ilk defa sivil bir anayasa hazırlama şansına sahip olmuştur" dedi. Erdoğan yıl içinde bu yöndeki çalışmayı tamamlama çağrısı yaptı.
DUVAR - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni anayasa çağrısını yineledi. Erdoğan, "Tercihimiz tüm siyasi partilerin bu sürecin içinde yer almasıdır" dedi.
AK Parti'nin Meclis grubu toplantısında konuşan Erdoğan şunları söyledi:
AĞIR MALİYETLERİ OLMUŞTUR: TBMM'yi yeni ve tarihi bir görev daha bekliyor. Cumhur İttifakı'ndaki ortağımız MHP’nin de bu teklife olumlu bakmasıyla, inşallah Türkiye, tarihinde ilk defa sivil bir Anayasa hazırlama ve gerçek bir özgürlük ortamında milletin takdirine sunma şansına kavuşmuştur. Milli iradenin gücünü yansıtacak yeni Anayasamızın, Cumhuriyetimizin 100'üncü yılı için belirlediğimiz hedefleri taçlandıracağına inanıyorum. Türkiye 1960 ve 1980 darbesinin gölgesinde hazırlanan anayasaların yol açığı sorunların ülkemize ağır maliyetleri olmuştur. Partimize dava açıldığında dava dosyasına belge üretme peşine düşenleri de unutmadık.
YAMALARLA ÇÖZÜLMEYECEĞİ GERÇEĞİYLE KARŞILAŞTIK: Türkiye son 7-8 yılda sınırlarının içinde ve dışında sayısız yeni işgal girişimiyle karşı karşıya kaldı. Bu ihanetlerin hepsi paramparça oldu. Sürekli sorun üreten yönetim sistemimizi rehabilite etmek için çırpındık. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni çalışırken karşımıza hep anayasa meselesinin çıktığını gördük. Adalet bakanlığımızca hazırlanan Yargı reformu hazırlıklarında da buna şahit olduk. Attığımız her adımda meselenin yamalarla çözülemeyeceği gerçeği ile karşılaştık. Bugün vesayetin gücünü kırmış, darbe niyetlilerine mesajını açıkça vermiş bir Türkiye var. Yeni anayasayı konuşmak ve hazırlamak için şartlar gayet uygun. Milletimizin reform gündemimize olan samimi ilgisi yeni anayasa teklifimizi kamuoyuna sunma konusunda cesaretlendirmiştir.
HER KESİMLE İSTİŞARE YAPARAK METİN ÇIKARMALIYIZ: Anayasalar toplumun mümkünse tamamının desteğini almak mecburiyetindedir. Tüm kesimlerin kendilerini içinde bulabileceği bir formülle hazırlanmasıyla mümkün olur. Tercihimiz tüm siyasi partilerin bu sürecin içinde yer almasıdır. Bunun için sonuna kadar samimi gayret göstereceğiz. Kimi siyasi partiler kendini sürecin dışında tutsa bile biz toplumun tüm kesimleri ile oturup konuşarak yeni anayasa çalışmalarının içinde olmalarını temin edeceğiz. Acele etmeden, her kesimle gereken istişareleri yaparak bir anayasa metni çıkartmalıyız. Bu öyle bir metin olsun ki Türkiye Cumhuriyeti'nin 150., 200'üncü yılları kutlanırken bu anayasa çalışması tarihi dönüm noktalarından biri olarak gösterilsin. Sayın Bahçeli'nin daha önceki açıklamaları ve dünkü sözlerini memnuniyetle karşıladım. Cumhur İttifakı olarak tam bir anlayış birliği içinde olduğumuzu görüyorum. Yakında açıklayacağımız İnsan hakları Eylem Planı'nda yeni anayasa ile ilgili özet bir çerçeve ortaya koyacağız. Çağrıda bulunuyorum, gelin yeni anayasa tekliflerimizi yıl içinde hazırlamaya başlayalım ve tartışalım. Kimseyi dışarda bırakmadan bunları milletimizle paylaşalım. Cumhuriyetimizin 100'üncü yılını darbe anayasasıyla değil, bu ülkeye ve milletimize yakışan yeni sivil bir Anayasa ile karşılayalım. Yeni anayasamızın şimdiden ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum.
SEÇİM MİTİNGLERİNDEKİ GİBİ CHP ALEYHİNDE KLİPLER İZLETTİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının devamında ise CHP'yi ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu hedef aldı. CHP'li belediyeler ile AK Partili belediyeleri karşılaştıran klipler izleten Erdoğan, "CHP demek çöp, çamur, çukur demektir" ifadesini kullandı. Erdoğan şöyle konuştu:
Belediyelerimiz de salgın döneminde farklarını hissettirdi. Geçtiğimiz günlerde televizyonda hepiniz izlediniz. İzmir’de yaşanan yağışlar sonucu yaşanan sel felaketiyle ilgili bir habere benim de gözüm ilişti. Sel felaketinin ardından nasıl olduysa hatırladı, İzmir’i ziyaret eden CHP Genel Başkanı’na esnaf kardeşim, ‘Altyapı İzmir’de gerçekten bitik. Vatandaş, esnaf olarak canım yandı. Burada 35 senedir CHP var, lütfen altyapıyı düzeltin” siteminde bulundu.
'BAY KEMAL BUNLARI ÖĞREN, HEPTEN CAHİL...'
Aklıma bu vatandaşımız kimi kimi şikâyet ediyor düşünmedim değil. İzmir’deki Çiğli tramvayı temel atma töreninde konuşan Kılıçdaroğlu, kendi belediyesinin hazineden daha uygun şartlar borçlandığını övünerek anlatıyordu. İzmir Büyükşehir Belediyesi zaten bütçesinin 2,5 katı borçlu belediye olarak böyle bir borçlanma hakkına sahip değildir, Bay Kemal. Bunları öğren. Kılıçdaroğlu ekonomiden ve rakamlardan anlayan birisi olmadığı için hazinenin altyapı yatırımları için sağladığı kredilerinin şartlarının kendi bulduklarını iddia ettikleri krediden daha uygun olduğunu da bilmiyor. Hepten cahil! Gerçi bunların hangi yalanlarını, iftiralarını düzelteceğimizi bilmiyoruz. Bunları görünce 1994 yılında İBB Başkanlığı’na seçildiğimiz günleri hatırladım.
'BEN ONAMADAN BORÇLANMA YAPAMAZ'
Bak sayın Kılıçdaroğlu şunları iyi bil, Hazine ve Maliye Bakanlığı herhangi bir tahvil müsaadesi vermeden belediye borçlanmaya gidemez. Bu sonunda bana gelir, ben onamadan yine aynı şekilde böyle bir dış borçlanmayı yapamaz. Hatta ve hatta eski belediye başkanı Aziz Bey’e (Kocaoğlu) sorarsanız anlatır. Bundan sonra da sen bu yanlışla gidecek olursan burada soru işaretleri akmaya başlar."
İstanbul'u sokakları çöpten geçilmeyen, ulaşım felç, havası kirli, insanları sahipsiz bir şehir olarak devralmıştık. El ele verip, birkaç yıl içinde şehrin tüm sorunlarını çözüm yoluna koyduk. CHP belediyesinden devralmıştık. Bu meselelerin bazıları yeniden hortlamaya, CHP'li belediyelerin olduğu şehirlerde görülmeye başlandı.
'ŞU ANDAKİ CHP EMPERYALİZME YUMRUK SALLAYANLARIN CHP'Sİ Mİ?'
Bunlarda yalan bol, işte görüyorsunuz İzmir'in hali ortada. 35 yıl insan altyapı yapmaz mı? İzmir tüm altyapı ve kaçak yapılarıyla çökmüş vaziyette. İzmir gibi güzel şehrimizin halini görünce 'Eyvah' diyorum. Ne iş yapıyorsunuz? İzmir'e suyu biz getirdik, DSİ'ye verdiğim talimatla. Halk benim halkım.
Aklı erdiği günden beri bu partiye hizmet etmiş kişileri dahi isyan ettirecek istikamet sapmasına uğramış olan şu andaki CHP, siyasetin nice önemli isimlerinin CHP’si midir? Siyasetteki rekabeti kendi ülkesini felaketini dileyecek, kendi halkını aşağılayıp azarlayacak seviyesizliğe indiren şu anki CHP, adını aldığı kavramların CHP’si mi? ABD ve AB’den demokrasi dilenen, oradan kulağına üflenenleri içeride tekrarlamayı siyaset sanan şu andaki CHP, yıllarca emperyalizme karşı yumruk sallayanların CHP’si mi?
KILIÇDAROĞLU'NA: KARİKATÜR TİP, ADAMCAĞIZ
CHP’nin başındaki zat yüzsüz ve onursuz bir yöntemi ısrarla partisine ve ülkeye dayatıyor. Bu zatın aynı hezeyanları ısrarla tekrarlamasını acı bir tebessümle seyrediyoruz. Yalanla mutlu olan, iftirayla beslenen, yüzü kızarmayan, vicdanı sızlamayan karikatür bir tiple, bir adamcağızla karşı karşıyız.
Yeni yönetim sistemizde kabinenin nasıl kurulduğunu idrak edemeyen bu zat bakanların atamayla geldiğini söylüyor. Yeni sistemde bakanlar CHP’nin genel başkanları gibi kasetle gidip kasetle gelmiyor, milletin seçtiği cumhurbaşkanı tarafından atanıyor.
Biz hiçbir partinin iç işlerine karışmayız, kendimizinkine de özellikle karışılmasını istemeyiz. Geçmişte vekil ödünç verme yöntemiyle siyaseti zehirleyen CHP ilkelerimizi yerle bir etmiştir. Seçim bölgelerinize sıkı sıkı sahip çıkın. Artık kongrelerimiz büyük oranda bitti, bitiyor. İnşallah martın sonu gibi büyük kongremizi yapacağız.
MİTÇOTAKİS'E: ÇILGIN TÜRKLERE İNANACAKSIN
Kıbrıs meselesi Türk ve Kıbrıs halklarının ortak davasıdır. Miçotakis meydan okudu. Sen meydan okuduktan sınsa biz nasıl bir araya gelelim? Önce haddini bileceksin. Masayı tekmeledin, masadan kaçtın, biz masadaydık. Neyinizi güveniyorsunuz ya? Türkiye dimdik ayaktadır. Gereğini de gerektiği zaman yapmasını bilir. Miçotakis, o güvendiğin dağlara kar yağdı kar. Onun için çılgın Türklere inanacaksın. Artık iki devletli çözümden başka Kıbrıs’ta çıkış yolu kalmamıştır. Artık federasyon mederasyon diye bir şey yok, geçin artık o işi. Kıbrıs Türklerinin yarım asırdır adada süren çözümsüzlüğün mağduru olmasına daha fazla izin vermeyeceğimizi tüm dünya bilmelidir. (HABER MERKEZİ)