Erdoğan ve Scholz'dan ortak basın toplantısı: 'İsrail konusunda farklı fikirlere sahibiz'

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Almanya Başbakanı Scholz, İstanbul'daki görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Scholz, İsrail konusundaki fikir ayrılıklarına dikkat çekti.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Almanya Başbakanı Olaf Scholz, bugün İstanbul Dolmabahçe'deki Çalışma Ofisi'nde basına kapalı bir görüşme yaptı. Görüşme yaklaşık bir saat sürdü. Görüşmede, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, MİT Başkanı İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç da hazır bulundu. Görüşmenin ardından Erdoğan ve Scholz çalışma yemeğine geçti. Görüşmelerin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Scholz, düzenlenen ortak basın toplantısında açıklamalarda bulundu.

Toplantıda konuşan Erdoğan, "NATO müttefikimiz Almanya ile iki büyük devlet arasında olabilecek her alanda yoğun ilişkilere sahibiz" dedi. Erdoğan, savunma sanayi ile ilgili olarak da "Savunma sanayi ürünlerinin tedariki bağlamında geçmişte yaşanan bazı sıkıntıları artık geride bırakarak işbirliğimizi geliştirmeyi arzu ediyoruz" ifadelerini kullandı. Basın toplantısı sırasında bir gazetecinin Türkiye'nin Eurofighter Typhoon savaş uçaklarına işaret ederek sorduğu soruya yanıt veren Scholz ise "Bu, geliştirmeye devam edeceğimiz bir şey ancak bu şu anda İngiltere tarafından ilerletiliyor" değerlendirmesinde bulundu.

'SİYASİ AKTÖRLERİN İSRAİL'E "DUR" DEMESİNİ BEKLİYORUZ'

Erdoğan da konuşmasında, Almanya'nın Avrupa Birliği (AB) içindeki anahtar rolünden hareketle birlikle ilişkilere dair görüş ve beklentileri Scholz'a aktardığını dile getirdi.

Gümrük Birliği'nin güncellenmesi ve vize serbestisi diyaloğu başta olmak üzere AB'nin atacağı adımların herkesin menfaatine olduğunu görüşmede vurguladığını aktaran Erdoğan, "İsrail'in, Gazze ile işgal altındaki Filistin topraklarında uyguladığı soykırım ve Lübnan'daki saldırılar ele aldığımız bir diğer önemli başlıktı. Bölgede yaşanan insanlık dramı maalesef devam ediyor. Daha önce de defalarca ifade ettiğim üzere acilen kalıcı ateşkesin sağlanması, insani yardımların ulaştırılması ve İsrail üzerindeki gerekli baskının oluşturulması için uluslararası toplum olarak elimizden geleni yapmamız şart" dedi.

Erdoğan, Filistin ve Lübnan'daki katliamlar devam ettikçe bölgenin ve ötesinin huzur bulmasının mümkün olmadığının altını çizdi. Bölgede 50 bini aşkın insanın öldürüldüğüne işaret eden Erdoğan, "Vicdan ve basiret sahibi tüm siyasi aktörlerin artık inisiyatif almasını, İsrail'in saldırgan politikalarına 'dur' demesini bekliyoruz. Türkiye olarak ilk günden beri ortaya koyduğumuz vicdanlı duruşu bundan sonra da devam ettireceğiz" diye konuştu. 

SCHOLZ: İKİ DEVLETLİ BİR ÇÖZÜM OLMALI

Erdoğan'ın ardından konuşan Scholz da İsrail konusunda Türkiye ile görüş farklılıkları olduğuna işaret etti. "7 Ekim'deki Hamas'ın saldırısı korkunç bir suçtu" diyen Scholz, herkesin kendini savunma hakkının olduğunu dile getirerek, "Tırmanmanın azalması ve bir ateşkes, bu çatışmanın yayılmasını engellemek için şarttır. İki devletli bir çözüm olmalı. Hem Filistinliler için hem İsrail varlığı için biz bu konuda çaba harcıyoruz" ifadesini kullandı.

ERDOĞAN: BUNUN HESABININ SORUSUNU SİZ DE SORARSINIZ

İki liderin açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularına geçildi. Almanya'nın silah ihracatı konusundaki politikasına ve Erdoğan'ın İsrail'in Gazze'ye saldırılarına 'soykırım' sözüyle atıfta bulunduğuna işaret ederek sorulan soruya yanıt veren Almanya Başbakanı Scholz, "Türkiye bir NATO üyesi ve tabii somut konular hakkında da kararlarımız oluyor. Tabii, bu konuda başka karalarımız da olacaktır" ifadelerini kullandı. 

Bir basın mensubunun Gazze'ye ilişkin sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, 50 bini aşkın insanın öldürüldüğü bir katliamın söz konusu olduğunu söyledi. Bu katliamda çocuk, kadın, yaşlı demeden bütün insanların öldürüldüğünü belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bütün bu insanların öldürülmesi konusunda başta Güney Afrika olmak üzere Lahey Adalet Divanı'na onların müracaatıyla başlayan sürece biz de dahil olmak üzere birçok dünya ülkesi Lahey Adalet Divanı'na bu müracaatı onlar da tazelemiştir, zenginleştirmiştir. Bu ülkelerden bir tanesi de biziz. Çünkü 50 bin insanın öldürülmesi, 100 bini aşkın insanın yaralı halde olması, herhalde 'F-35'lerle iyi vurdunuz, iyi yaptınız.' dedirtmez. Bunlara 'Siz nereye gidiyorsunuz?' dedirtir. O zaman bu Adalet Divanı niye kurulmuştur? Bu Adalet Divanı'na müracaat etmek niyedir? Bundan dolayıdır ve yapılan budur. Ben inanıyorum ki basın mensubu arkadaşlar dün İsrail Dışişleri Bakanı'nın şahsımla ilgili yaptığı açıklamayı da bir takip ederseniz, onu şöyle bir öğrenirseniz, herhalde 'Niçin Türkiye'nin Cumhurbaşkanı'na İsrail Dışişleri Bakanı bu şekilde saldırdı veya saldırıyor?', bunun hesabının sorusunu siz de sorarsınız. Ben de sizlerden bunu bekliyorum."

ERDOĞAN: SURİYE'DEN GELEN MÜLTECİLERE KAPIMIZ AÇIKTIR

Türkiye'nin göç konusunda ne yapabileceğine atıfla sorulan soruya yanıt veren Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Türkiye ile göç konusunda olan işbirliği için teşekkür etti. AB'nin bunun için finansal bir yardım da yaptığına işaret eden Scholz, "Suç işlemiş şahısların iadesi konusunda şunu söylemek istiyorum" diyerek Afganistan'a böyle bir uçuş gerçekleştirildiğini, Suriye'ye de benzer bir uçuş gerçekleştirmek istediklerini söyledi. 

Erdoğan da Türkiye'deki mültecilere ilişkin soruya şu yanıtı verdi: "Şunu açık ve net söylememde fayda var. Malum; Suriye'den ilk etapta bize 4 milyon civarında mülteci geldi. Şu an 3,5 milyon civarında Suriyeli mülteci ülkemizde. Biz onları şu anda ülkemizde ağırlıyoruz. Sayın Merkel döneminde de bunları birlikte görüşerek, birlikte bunlara yönelik her türlü desteği vererek bu süreci çalıştırdık. Şu an itibariyle de Suriye'den ülkemize gelen mülteciler konusunda kapımız onlara hep açık olmuştur, şu anda da açıktır. Hele hele böyle bir savaş döneminde oradan Türkiye'ye gelebilecek olanlar olursa ki bunların içinde Lübnan da var; Lübnan'dan da ülkemize gelenler olursa biz onlara da kapımızı açık tuttuk. Hele hele şu anda Lübnan'da ciddi manada Türkmenler de var. Türkmen soydaşlarımızı da bizler aynen içeriye alırız. Onlara da kapımızı açık tuttuğumuzu söyledim, söylüyorum."

'NETANYAHYU'NUN KAFA YAPISINDA BU SAVAŞI YAYMA ANLAYIŞI VAR'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bazı ülkelerin Gazze ve Lübnan'a saldıran İsrail'e desteğinin halen devam etmesine ilişkin bir soru üzerine şunları kaydetti:

"Her şeyden önce İsrail'in, Netanyahu'nun kafa yapısında çok açık, net bu savaşı sadece belli, fasit bir dairede tutmak değil, yayma anlayışı var. Zira İsrail'in tabii elindeki imkanlar diğer ülkelerle mukayese edilemeyecek derecede fazla. Şu anda F-35'leri de kullanma noktasına geldi. Öbür tarafta roket, füze, bütün bu imkanlar şu anda İsrail'in elinde var. Bunlarla birlikte ne yapıyor, bir yayılma periyoduna giriyor. Bu yayılma periyodunda da işte önce Gazze'de başlayan bu savaş sonunda nereye yayıldı, Lübnan'a kadar yayıldı. Lübnan'da da bu ne yazık ki katliamlarını acımasız bir şekilde İsrail devam ettiriyor. Netanyahu devam ettiriyor.

Birçok liderin şehit olması bunlar için adeta bir zevk meselesi. Batı, zil takıp oynuyor. Başta Amerika'nın yaklaşım tarzı bu süreç içerisinde hiç de farklı değil. Bunu aynı şekilde devam ettiriyorlar. Zaten İsrail için silah, mühimmat, araç, gereç, bunları temin etmek zor bir iş değil. Bunlar da kendilerine yoğun bir şekilde geliyor ve bu imkanlarla da İsrail bu bölgede katliamını sürdürüyor. Bütün bunlar karşısında özellikle gıda, mühimmat, bütün bunlarla ilgili olarak biz Türkiye ne yaparız, bunlara bakıyoruz. Elimizden geldiği kadarıyla da bölgeye bu imkanlarımızı, başta Kızılay'ımız olmak suretiyle onlara aktarıyoruz. Aktarmaya da devam edeceğiz."

Ortak basın toplantısı, soru-cevap kısmının ardından sona erdi.

(ANADOLU AJANSI)