Erdoğan'dan AİHM'ye: Demirtaş kararı siyasi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AİHM'nin Selahattin Demirtaş'ın derhal tahliye edilmesi gerektiği yönündeki kararına tepki gösterdi: "Resmen çifte standarttır, hatta iki yüzlülüktür."
DUVAR - Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan AK Parti Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada CHP'ye yükendi, Selahattin Demirtaş'ın tahliye edilmesi yönünde karar alan AİHM'nin de siyasi davrandığını ileri sürdü.
Erdoğan'ın konuşması özetle şöyle:
BÜTÇE GÖRÜŞMELERİ: Elbette her bütçe önemlidir. Ama bu yıl salgın nedeniyle hazırlanıp yürürlüğe girmesi nedeniyle 2021 bütçesi ayrı bir ehemmiyete sahiptir. Bütçe görüşmelerinde saygıya dair pek çok muhalif görüş ifade edilmiş, seviyeli değerlendirmeler ortaya konmuştur. Fikri olan fikrini söyler. Fikri olmayan ise yalan, iftira ile kendini göstermeye çalışır. Bütçe görüşmelerinde bu yönteme başvuranlar olduğunu da üzüntülerle gördük.
KİMSENİN CHP'NİN KEYFİNE GÖRE HAREKET ETME MECBURİYETİ YOKTUR: 747. Vuslat Yıl Dönümü'ne ulaştığımız Mevlana Hazretleri'nin de dediği gibi testinin içinde ne varsa dışına da o sızar. Bütçe görüşmelerinde seviyeli değerlendirmeler ortaya konmuştur. Ancak ahlâk sınırlarını aşanlar da olmuştur. Takdiri milletimize bırakıyoruz. Bu yalanları milletin gözünün içine baka baka ve kendilerinden gayet emin şekilde söylüyorlar. 1 doğrunun yanına 9 yalan katarak çizdikleri resme herkesin inanmasını bekliyorlar. Herkese hakaret etmekten çekinmiyorlar. Kendilerine itibar etmeyen işçi, çiftçi, öğretmen, polis, asker kim varsa herkese hakaret etmekten de çekinmiyorlar. Öğretmen CHP'li ise, değilse kötü. Çiftçi CHP'ye oy veriyorsa iyi, vermiyorsa cahil. Yargı mensubu CHP'nin istediği gibi davranıyorsa saygıdeğer, kendi vicdanına öre hareket ediyorsa militan. Demokraside asıl olan tehditler yağdırmak değil, millete hizmet etmektir. Kimsenin CHP'nin keyfine göre hareket etme mecburiyeti yoktur. 2053 vizyonumuzun karşısına çok daha geniş vizyonlarla, 2071 hayalimizin karşısına çok daha büyük hayallerle çıkan bir muhalefet görmek istiyoruz.
GÜN GEÇMİYOR Kİ BİR TECAVÜZ OLAYI DUYMAYALIM: Taciz, tecavüz, hırsızlık vakalarına karşı erdemli duruş sergilemek yerine yalan ve iftira çıtasını yükselterek gündem saptırmaya çalışanlar gündem saptırmaya çalışıyorlar. CHP'nin azıcık ar duygusu varsa taciz, tecavüz, hırsızlık iddialarından temizlenmeden milletin karşısına çıkmaması lazım. Gün geçmiyor ki bir taciz olayı, tecavüz olayı, hırsızlık olayı duymayalım. Ondan sonra da utanmadan sıkılmadan arlanmadan çıkıyor, ne diyor, 'bizim başkanlarımız şöyle temizdir, böyle başarılıdır'... Yahu şu anda adliye adliye dolaşıyorlar. Bunun neresi temiz? Çık, açık net kendini bir check et. Ciddi manada bir check-up'tan geçmesi gerekiyor. Hem ruhsal hem fiziki olarak.
BU NE SAPKINLIKTIR: Tepeden tırnağa taciz, tecavüz, hırsızlık rezilliklerinin hesabını vermekten kurtulamayacaklar. Dün de 'uyuşturucuya vergi alınmalı' dediler. Uyuşturucu kaçakçılarına, organ mafyasına vergi demek, uyuşturucu kaçakçısı olabilirsin, organ mafyası olabilirsin demektir. Sen ne yapıyorsun? Farkında mısın? Bu ne sapkınlıktır. Buldukları her fırsatta tek parti faşizmine dönüyorlar. Bu zihniyet Kuran-ı Kerim'i ve ezanı Türkçe okumak garabetine kalkıştı. Asıl mesele niçin bu yola başvurulduğu. Tasavvufta 'Edep yahu' kaidesi var. Buna dikkat etmezsen rezil olursun. Bunların da akıbeti budur. Kuran-ı Kerim'e inanıyorsanız ona gereken hürmeti göstermek zorundasınız. Eyüp Sultan'da seçim öncesinde kalkıp da bir mihrabiye yerine Kuran-ı Kerim'i önüne açıp, orada Yasin-i Şerif'ten belli bir bölümü, aslına uygun okumak, sana bir şey getirmez. E niye onu da Türkçe okumadın? Onu da Türkçe okusaydın. Bak bakalım millet sana ne değer veriyor. Hz. Mevlana'nın izinden gidiyorsanız bu yolun geleneklerine saygı göstermek zorundasınız. Kimsenin inancımıza, kültürümüze, meşrebimize el ve dil uzatmasına müsaade etmeyiz. Her şey istismar. Ve gereken dersi gereken hesabı sormak suretiyle bunlar alacak. Gereken dersi gereken hesabı sormak suretiyle alacaklar.
AİHM'NİN DEMİRTAŞ KARARI: AİHM'nin Selahattin Demirtaş hakkındaki karara da değinmek istiyorum. Sadece burada verilen kararlar mahkemelerimiz tarafından değerlendirilir. AİHM bu kararı iç hukuk yolları tüketilmeden alarak istisnai bir uygulama yapmıştır. Kaldı ki biz bireysel başvuru adımını attığımız zaman Türkiye'de Anayasa Mahkemesi'nin tüm yolları tüketme unsuru olarak gördük. Ondan sonra AİHM devreye girebilir. Bu şekilde bu adım atıldı. Şimdi görüyoruz ki tüm yollar tüketilmeden AİHM bu kararı almıştır. Bu adımlar tamamıyla siyasidir. Bunun da gerekçesini biliyoruz. Resmen çifte standarttır, hatta iki yüzlülüktür.