Erdoğan: Alanım ekonomi ve netice ortada

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Faiz sebep, enflasyon neticedir. Buna inanmayanlar olabilir. Ben böyle inanıyorum. Alansa benim alanım da ekonomi ve neticesi ortada" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, TRT ortak yayınında, gazetecilerin sorularını yanıtladı ve gündemdeki konuları değerlendirdi.

Muhalefetin "Yeter söz milletindir" sloganını kullanmasıyla ilgili soru üzerine Erdoğan, "Ya bunlarda utanma diye bir şey yok. Kalleşçe astıkları Menderes'in şimdi de sloganını çalıyorlar. Bunun adı hırsızlıktır. Kendileriyle çelişmek muhalefetin her zamanki hali. Bunların istismar etmediği ne kaldı. Adnan Menderes'in partisi 'Yeter söz milletindir' çıkışını CHP'nin tek parti faşizmine karşı yapmıştı. Bu slogan CHP'ye isyan. Millet iradesine sahip çıkanlar bu sözü kullanabilir, CHP değil" dedi.

"Bugün millet iradesine sahip çıkan kimdir, AK Parti'dir, Cumhur İttifakı'dır" diyen Erdoğan, "Şimdi bunlar bu slogana dahi çökmeye çalışıyorlar. Kalkmışlar binalarına bu sloganı asıyorlar. Önce milli iradeye saygılı olmayı öğrenin. Benim milletin size inanmaz. Çünkü siz milli değilsiniz, gayri millisiniz. Bu millete hep ihanet ettiniz" şeklinde konuştu.

ERDOĞAN'DAN BABACAN'A: BU NASIL BİR İŞ BU?

Demokrasi ve Atılım Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ın, Millet İttifakı'nın ortak mutabakat metniyle ilgili "Avrupa'dan da bakacaklar ve hayranlıkla 'Aferin Türkiye'ye. Şuna bak' diyecekler" sözlerine de değinen Erdoğan, "Şimdi de yeni bir şey öğrendiler, Batı'dan aferin almanın peşindeler. 'Batı bile bize aferin diyecek' diyor. Allah Allah nasıl bir iş bu? Biz de bugün CHP zihniyetin 'Yeter söz milletindir' diyoruz. Ama hizmet, eser söz konusu olduğunda 'Yetmez' diyoruz" ifadelerini kullandı. 

'BÖYLE BİR ADAY MODELİ MİLLETE HAKARET'

Millet İttifakı'nın adayının henüz açıklanmamasına değinen Erdoğan, "Kendilerince kapalı kapılar arkasında toplanıp toplanıp dağılıyorlardı. Seçim tarihi vermesek bunların aday çıkaracakları da yoktu. Bırakalım adayı, aday açıklama tarihlerinde bile belirsizlik, tutarsızlık var. Biri 13 Şubat diyor, diğeri o tarihte açıklamak gibi bir planımız yok diyor. Masadakileri tekin bulmuyor, güvenmiyor. Millet size nasıl güvensin. Aslında onlar için adaylarının kim olduğu önemli değil. Onlar ipleri yedisinin elinde bir kukla koymaya çalıyorlar. Böyle bir aday modeli bu millete hakarettir" dedi.

'YIPRANIR DİYE ADAY AÇIKLAMIYORLAR, BİZ TÜRKİYE YÜZYILINA HAZIRLANIYORUZ'

"Bir de aman yıpranır diye adaylarını açıklamıyorlarmış, bu nasıl iş?" diyen Erdoğan, "Siz aday bile açıklayamazken biz 'Türkiye Yüzyılı'na hazırlanıyoruz. Bizim böyle yıpranmak vesaire diye bir şey yok. Niye? Bu yola çıkan tabii ki yıpranacak. Hizmet yıpratır. Yeter ki aşkla koşan yorulmaz anlayışınız olsun. Biz aşkla koşuyoruz, yorulmadık, yorulmuyoruz" ifadelerini kullandı. 

'ADAYLIK TARTIŞMASI SUYU BULANDIRMA ÇABASI'

Muhalefetin Anayasa'ya göre üçüncü kez aday olamayacağı açıklamaları sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunların Anayasa'nın 101'inde veya diğer maddelerinde yeri yok. Biz bugüne kadar bu adımları atarken bunların aklı neredeydi? Cumhurbaşkanı seçildik, bunlar neredeydi? O zamanlar bunu hiç konuşmadılar. Ama şimdi konuşuyorlar. Niye? Çünkü çıkaracakları bir adayın seçilme şansı olmadığını görüyorlar. Bundan dolayı rahatsızlar. Milletimiz bizi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ilk cumhurbaşkanı yaptı. Biz böylece ilk dönemi tamamlamış olacağız. Dolayısıyla yeniden adaylık önünde hiçbir engel bulunmuyor. Hukuka da Anayasa'ya da uygun. Bu tartışmaları gereksiz buluyorum. Bunlar sandıktan ümidini kesenlerin başvurduğu suyu bulandırma çabalarıdır" yanıtını verdi. 

'BU MASA MÜDAVİMLERİ AĞLAMAYA ERKEN BAŞLADI'

"Altılı Masa'nın ortak mutabakat metnini inceleme fırsatınız oldu?" sorusu üzerine Erdoğan, "Olmaz mı? Benzerlik değil tam anlamıyla koalisyon dönemine dönüş söz konusu olacaktır. Başbakan olduğumda bakan sayısı 35’ti. Baktık böyle olamaz, indirdik. 35 bakanlıktan 17'ye kadar indirdik. Bunu şu anda o yedili masada olanlardan bazıları bilir. Bunlar israfın ta kendisidir. Bu masa müdavimleri erken başladı ağlamaya. Niye, bir şeyler kapmaları lazım. Bunların hepsinin tek hesabı var, kendi kuklalarını cumhurbaşkanı adayı yapabilir miyiz, şu bakanlıkları kapabilir miyiz. Eski Türkiye’de olduğu gibi altılı masanın bakanlık kavgaları yakındır. Tüm bunlar amaçlarının hizmet değil rant olduğunu gösteriyor" diye konuştu.

'YARIN DEVLET BEY'İ EVİNDE ZİYARET EDECEĞİM'

HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu'yla yaptığı görüşme hatırlatılan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, Yeniden Refah Partisi'nin de ittifaka katılıp katılmayacağı ve ittifakın genişleyip genişlemeyeceği soruldu.

Erdoğan, "Cumhur İttifakı, birlik ve beraberlik anlayışının siyasetteki adresidir. Türkiye’nin bekası için yerli ve milli bir anlayışla siyaset yapan herkese kapımız açık. Cumhur İttifakı çatısı altında AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi ve Büyük Birlik Partisi olarak güçlü bir şekilde yolumuza devam ediyoruz. Cumhur İttifakı asla gizli veya açık pazarlıklar üzerine kurulu değildir. Cumhur İttifakı'nın inandığı değerlere inanan ve saygı gösterenlerle yol yürüyebiliriz. Bu anlamada yeniş gelişmeler olursa bunu da olumlu karşılarız. Yarın da inşallah Devlet Bey'i (MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli) evinde ziyaret edeceğim" dedi.

'ANA MUHALEFET SAPKINLIKLARA GÖZ YUMUYOR'

Başörtüsüyle ilgili anayasa değişikliği teklifiyle ilgili soru üzerine Erdoğan, "Meclis’e sunduğumuz düzenleme bu konudaki samimiyet testi olacaktır. Milletim başörtüsü konusunda kimlerin istismarcı olduğunu gayet iyi bilir. Bu konuyu büyük mücadeleler vererek çözdük. Konu Meclis’te çözüme kavuşturulmazsa milletimiz en güzel çözümü sunacaktır. Hiçbir zaman sandıktan kaçmadık. Ana muhalefet, aile yapısını bozan sapkınlıklara özgürlük kisvesiyle göz yumuyor. Aile değerlerimizin tahrip edilmesine bu muhalefet rağmen izin vermeyeceğiz. Aile kurumumuzu koruyacağız. LGBT, şu bu vesaire... Hayır. Bu milletin kutsal değeridir aile" şeklinde konuştu.

'EYT'LİLERE İLK MAAŞ ŞUBAT YA DA MART GİBİ BAĞLANABİLİR'

Emeklilikte yaşa takılanlara (EYT) yönelik düzenleme hakkında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bu konuda çok kapsamlı bir çalışma yürütüldü. Teklif Meclis’e sunuldu. Yarın, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülmeye başlanacak. AK Parti olarak bir an önce teklifi yasalaştırarak vatandaşlarımıza haklarını vermek istiyoruz. EYT kapsamında emekliliğe hak kazanan vatandaşlarımıza ilk aylıkları şubat ya da mart gibi bağlanabilir" dedi.

'BENİM ALANIM EKONOMİ VE NETİCESİ ORTADA'

Enflasyonun düşmesi için hangi atımların atılacağına dair soruya yanıt veren Erdoğan, Dünyada faizi sürekli yükselttiler, hâlâ da yükseltiyorlar. Ben de tam aksine faizi indirmenin mücadelesini verdim. Şu anda bizde faiz yüzde 9 bunu daha da düşüreceğiz. Başbakanlığım döneminde faizi 4,6’ya indirdik, enflasyon da 6,4 gibiydi. Çünkü faiz ve enflasyon doğru orantılıdır. Faiz sebep, enflasyon neticedir. Buna inanmayanlar olabilir. Ben böyle inanıyorum. Alansa benim alanım da ekonomi ve neticesi ortada. Uluslararası toplantılarda bu tezimi savundum. Şimdi biz yine indireceğiz dedik. 86’lardaydı enflasyon 64’e düştü. Daha da düşecek. Tüm mesele istikrarımızdır, güvenimizdir. Çünkü kalıcı fiyat istikrarını tesis edeceğiz" ifadelerini kullandı.

'İKİNCİ EL KONUTLAR İÇİN AYRI BİR ÇALIŞMA YAPILACAK'

Yeni konutlarla ilgili projenin ardından ikinci el konutlar için de çalışma yapıldığını belirten Erdoğan, "İkinci el konutlarla ilgili destek olmak için bir çalışma ayrıca yapılacak. Proje planlama aşaması devam ediyor. Somutlaşan çalışmayı inşallah kamuoyuyla da paylaşacağız. Önceliği ilk evini alacak vatandaşlarımıza ve yeni konut arzına veriyoruz. Bununla birlikte üretim ve istihdamı da artırmak istiyoruz. Bu tabii bu seçim sonrası atılacak bir adım. Alt gelirliyi ev sahibi yapacağız dedik, yaptık. Orta gelirliye destek olacağız dedik, yaptık. 21 ilde Roman vatandaşlarımıza özel proje için hazırlık yapıyoruz. Her vatandaşımızı uygun ödeme koşullarıyla ev sahibi yapmak istiyoruz" dedi.

'İSVEÇ'İN NATO ÜYELİĞİNE SICAK BAKMIYORUZ'

NATO üyeliği için anlaşma imzalanan İsveç'le yaşanan gerilimi değerlendiren Erdoğan şunları söyledi:

"İsveç’in NATO’ya üyelik başvurusu sürecini terörizmle mücadelede kapsamlı bir işbirliği tesis etmemiz için bir fırsat olarak gördük. Bize 127 teröristi iade edin dedik. Ama İsveç, anayasa değişikliğini yaptıktan sonra biz süreci işleteceğiz dediler. Sayın Başbakan geldi, gayet güzel görüşmelerimiz oldu. Yeni İsveç hükümetinden aldığımız mesajlar, İsveç’te terörle mücadele alanında bir anlayış değişikliğinin başlayabileceğine işaret ediyordu. Ancak mutabakat kapsamında verilen taahhütlerin yerine getirilmediğini gördük. Terör örgütünün propaganda, eleman devşirme faaliyetlerinin devam ettiğini gördük. Sadece geçtiğimiz bir-iki haftada yaşananlar ortada. Bu eylemlerin failleri hakkında soruşturma açılmasına dahi gerek duymadılar. İsveç, terör örgütleri mensuplarının güvenli limanı haline geldiği gerçeğiyle yüzleşmelidir. Mutabakat zaptı bizim yol haritamızdır. Buradaki taahhütlerin terörle mücadele başta olmak üzere eksiksiz yerine getirilmesi önceliğimizdir.

Diğer yandan Avrupa’da ve İskandinav ülkelerinde son dönemde artan İslam karşıtı söylem ve eylemlerden endişe duyuyoruz. Kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'e karşı yapılan saldırıya İsveç’in seyirci kalmasını kabul edemeyiz. Hemen sonrasında Hollanda’da benzer bir eylemin yapılmasını tesadüf olarak görmüyoruz. Kutsal değerlerimize hakaret eden bu eylemlere duyarsız kalınması, güvenlik güçlerinin kordonu altında bunları yapması neyle izah edilebilir? An itibarıyla İsveç’in NATO üyeliğine sıcak bakmıyoruz. Öte yandan Finlandiya’nın durumunu farklı değerlendiriyoruz."

'SURİYE REJİMİ BUNUN BİLİNCİNE VARMALI'

"Terörle mücadelemiz aynı zamanda Suriye’nin toprak bütünlüğüne de katkıda bulunuyor. Dolayısıyla rejim bunun bilincine varmalı. Suriye’nin geleceğinin ipotek altına girmemesi için PKK-YPG bunun yanında Suriye Demokratik Güçleri terör örgütünüm ayrılıkçı tutumuna karşı mücadele edilmeli. Bu süreçte önümüze birtakım koşulların konulması kabul etmemiz mümkün değil. Diyalog ön koşulsuz konuşma demektir. Biz ise Suriye’nin kuzeyinde terörle mücadelede tavizsiz yolumuza devam ettik."

'GÖRÜŞMELER BAŞARILI OLURSA LİDERLER BİR ARAYA GELSİN DEDİK'

"Kademeli görüşme dediğimiz olayda da önce Rusya-Türkiye-Suriye olarak üçlü bir toplantı düzenleyelim ve istihbarat örgütlerimiz bir araya gelsin ardından savunma bakanlarımız bir araya gelsin bu işin başarıyla sonuçlanmasıyla da dışişleri bakanlarımız bir araya gelsin. Onu da başarmamız halinde nihai adım liderler bir araya gelsin. Bu arada da gelişmelerden de İran’ı haberdar edelim dedik. Biz her anlamda ulusal güvenliğimizi koruma anlamında gereken önlemi alırız. Geri dönüşlerin güvenli, onurlu, gönüllü olması gerekiyor. Biz o briket evleri boşuna yapmadık. İstedik ki gönüllü dönüşler başlasın ve Suriye’de BM ilkeleri temelinde geri dönüşlerin sağlanması için şartların oluşturulması gerekiyor. Bu da başladı. Şu anda 400-500 bine yakın mülteci Suriye’ye dönmeye başladı."

'UKRAYNA'YA TANK GÖNDERİLMESİ SİLAH BARONLARINA YARIYOR'

"Rusya ve Ukrayna liderleriyle ihtiyaç anında sık sık görüşüyorum. Lider diplomasisi adını koyduğum bu görüşmelerde onlar da arzulu. Bu görüşmeleri yapmazsak netice almamız mümkün değil. Kişisel ilişkilerin diplomaside ne kadar önemli olduğunu da bu süreçte dünya görmüş olmalı. İnisiyatif alma konusunda hiçbir Avrupa ülkesi bizim kadar cesur olamadı. Hatta bazıları aksini savundular. Tahıl koridoru, esir değişimi, Zaporijya Nükleer Santrali'nin güvenliği ve insani yardımlar konusunda hep çözümün bir parçası olduk. Arabuluculuk görevini üstlenmeye her zaman hazırız. (ABD ve Avrupa ülkelerinin Ukrayna'ya tank göndermesi) Tanklar vesaireler bunların gönderilmesi bir çözüm müdür, tankların gönderilmesi tamamen bir çözüm unsurdur diyemem. Bunların hepsi riskli ve özellikle biraz da silah baronlarının işine yarıyor." (HABER MERKEZİ)