Erdoğan'dan Netanyahu'ya: Atom bomban olsa da gidicisin

Netanyahu'ya seslenen Erdoğan "Sende nükleer bomba var mı, yok mu, açıkla. Sende nükleer bomba var. Ama her şeye rağmen gidicisin" dedi. Yargıdaki tartışmayı ise 'içtihat fakı' olarak açıkladı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu.

Netanyahu'ya seslenen Erdoğan, "Sende atom bombası var mı yok mu? Sıkıysa açıkla. Ey İsrail sende atom bombası var ve bununla tehdit ediyorsun. İstediğin kadar nükleer bombaya sahip ol neye sahip olursan ol gidicisin" diye konuştu.

AYM'nin Can Atalay hakkında verdiği 'hak ihlali' kararına Yargıtay'ın uymaması üzerine başlayan tartışmaya ilişkin ise Erdoğan, "İki yüksek yargı organı arasında ortaya çıkan içtihat farkını, 'darbe' olarak nitelemek utanmazlıktır" dedi.

Daha önce de söylediği ve muhalefetin tepkisine neden olan 'hakemlik' ifadelerini tekrarlayan Erdoğan, "Bize bu tartışmada hüküm vermek değil, hakem olmak düşer" dedi. Sorunun kalıcı çözümü için ise bir kez daha 'yeni anayasayı' işaret etti. 

CHP ve genel başkan Özgür Özel hakkında ise Erdoğan, "Aktörler değişti, genel başkanlar değişti ama CHP'nin faşist kodlarında hiçbir değişiklik olmadı. CHP’nin genel başkanlık koltuğunda oturan gerçekten genel başkan mı emanetçi mi belli değil" dedi.

DHA'nın aktardığına göre, Erdoğan, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya seslenerek, "Sende atom bombası var mı, yok mu? Sıkıysa açıkla; ama açıklayamaz. Ey İsrail, sende atom bombası, nükleer bomba var ve bununla tehdit ediyorsun. Bunları biz biliyoruz ve artık ecelin geliyor. İstediğin kadar nükleer bombaya sahip ol, neye sahip olursan ol, gidicisin" dedi.

KKTC'TE SELAM GÖNDERDİ

Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin 40'ıncı kuruluş yıl dönümü ve 15 Kasım Cumhuriyet Bayramı'nı canıgönülden tebrik ettiğini belirterek, "Destansı mücadeleleriyle işgale, esarete, zulme 'Dur' diyen kahramanları rahmetle yad ediyor, Kıbrıs halkına buradan selamlarımı gönderiyorum. Türkiye olarak, Kıbrıs Türkünün yanında olmaya devam edeceğiz. Toplantımızı Gazze ve Ramallah başta olmak üzere gönül ve kültür coğrafyamızda tarifi imkansız acıların yaşandığı bir dönemde gerçekleştiriyoruz. Hükümet olarak bir taraftan İsrail vahşetini durdurmak için diplomasinin tüm imkanlarını kullanırken, diğer taraftan da ülkemizi güçlendirmeye devam ediyoruz" ifadelerini kullandı.

28 Ekim'de Atatürk Havalimanı'nda düzenlenen Büyük Filistin Mitingi ile mazlum Gazze halkının yanında olduklarını net bir şekilde gösterdiklerini söyleyen Erdoğan, "Buradan bir kez daha değerli katılımları ile mitingimize teşrif eden MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli ile birlikte tüm genel başkanlara, siyasetçilere ve misafirlerimize teşekkür ediyorum. Kalbi Filistin ve Gazze'deki kardeşleri için çarpan aziz milletimin her bir ferdine şükranlarımı sunuyorum. Ertesi gün 29 Ekim'di. Cumhuriyetimizin 100'üncü yaşını 85 milyon olarak hep birlikte büyük bir coşkuyla kutladık. Böylece öküz altında buzağı arayan Büyük Filistin Mitingi'ni bahane ederek fitne peşinde koşan istismarcılara esaslı bir ders verdik" diye konuştu.

'2023 BİTMEDEN KAAN'IN HAVALANDIĞINI GÖRECEĞİZ'

29 Ekim etkinlikleri kapsamında donanmanın 100 gemi ile İstanbul Boğazı'nda yaptığı geçit töreninin önemli semboller içerdiğini belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

"Dostlarımıza güven, hasımlarımıza korku salan bu tören vesilesiyle donanmamız başta olmak üzere ordumuzun kabiliyetlerini görme fırsatı bulduk. Bilhassa dünyanın ilk SİHA gemisi olan TCG Anadolu'nun donanmamızın gücüne nasıl bir güç kattığını orada yakinen müşahede ettik. Tabi bununla yetinmiyoruz. TCG Anadolu'nun büyük kardeşi olacak yeni nesil bir uçak gemisi inşa etmek için kolları sıvadık. Hava gücümüzde çarpan etkisi yapacak 5'inci nesil milli muharip uçağımız KAAN ile ilgili çalışmalar devam ediyor. İnşallah, 2023 senesi bitmeden KAAN'ın havalandığını göreceğiz. SİHA teknolojisinde çığır açan Bayraktar TB3'ün çeşitli testleri başarıyla gerçekleştiriliyor. Genel maksat helikopterimiz Gökbey, 20 bin fit irtifa testini sorunsuz bir şekilde tamamladı. İnsansız sistemlerden hava savunmaya kadar her alanda kendimizi sürekli geliştiriyoruz. Son 21 yılda, ülkemizin bu anlamdaki dışa bağımlılığını yüzde 80'lerden alıp bugün yüzde 20'lere düşürdüysek savunma sanayisinde de tam bağımsız Türkiye hedefimize mutlaka varacağız. Bu konuda en küçük bir şüphemiz bulunmuyor." 

'BERABERLİĞİMİZİ GÜÇLENDİRMEYE İHTİYACIMIZ VAR'

Erdoğan, Türk milletinin bölgesinde hür, onurlu ve huzurlu bir şekilde yaşaması için her açıdan güçlü olmaya mecbur olduğunu vurgulayarak, "Yıllarca Ermenistan, ülkemiz topraklarıyla ilgili ham hayaller peşinde koştu. Karabağ savaşıyla dersini aldı, oturdu. Şimdi de İsrail yöneticileri benzer hezeyanları ifade etmeye başladılar. Hiç merak etmesinler, bin yıldır sayısız benzer hayal sahibi gibi bunların sonu da hüsran olacaktır. Komşularımızı bize karşı kışkırtanların, PKK'yı üzerimize salanların, FETÖ'yü sinsice içimize sokanların heveslerini kursaklarda bırakmayı hep sürdüreceğiz. Bunun için önce milletçe birlik, beraberliğimizi güçlendirmeye ihtiyacımız var. Biz 85 milyon tek yürek, tek bilek olduğumuz sürece Allah'ın izniyle kimse sırtımızı yere getiremez. Tabi bu birlik beraberliği destekleyecek diplomatik altyapıya da sahip olmamız gerekiyor. Aynı şekilde güçlü ve modern bir ordu olmazsa olmazımızdır" açıklamasında bulundu.

'NETANYAHU GİDİCİ'

Filistin'de yaşanan gelişmelere değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Netanyahu, 2 tarafına birer bakan koymuş, basın açıklaması yapıyor. Zannediyor ki; 'O bakanlar beni kurtaracak' Ama o bakanlar bile Netanyahu ile beraber aynı istikamette yürümüyor. Netanyahu gidicidir. Bütün mesele, dünyada haklının yanında yer alacak olanların duruşudur. Bu konuda maalesef beklenen gelişmeler oluyor mu, hayır hala olmuyor. Amerika başta olmak üzere Batı hep birlikte hala maalesef ters yüz olarak bu duruma bakıyor. Fransa, önce farklı açıklamalar yapıyor. Daha sonra bakıyorsunuz, geri vitese takıyor. Dürüst ol; yani bir gün öyle bir gün böyle yapma. Aynen şu anda Filistin’dekilerin durumu gibi biz istiyoruz ki dimdik, dosdoğru ama hiçbir zaman kalkıp da akşam başka sabah başka olmayın. Türkiye gibi olun" dedi.

'SENDE NÜKLEER VAR MI, AÇIKLA'

Erdoğan, Amerika'nın ve Batılı ülkelerin sınırsız desteğini alan İsrail hükümetinin katliamlarına 40 gündür devam ettiğini belirterek, devamında şöyle dedi:

"Okulları, camileri, kiliseleri, pazar yerlerini kasıtlı olarak hedef alan İsrail, bir şehri içindeki insanlarıyla topyekun yok etme stratejisi uyguluyor. Evlerini terk etmeye zorladığı sivilleri, yolda kasıtlı olarak bombalayan bir canilikle, kelimenin tam anlamıyla bir devlet terörü estiriyor. Ben şu anda gönlüm ferah, açık olarak diyorum ki; 'İsrail bir terör devletidir.' Hamas'ı terör örgütü olarak ifade ediyorsun. Hamas, Filistin'de seçimlere girip seçim kazanan bir siyasi parti. Seçimi kazandıktan sonra da haklarını elinden aldınız. Kim aldı, yine İsrail ve Amerika birlikte aldılar. Bu gerçekleri görelim. Halen benim ülkemde bile Hamas'ın bir siyasi parti olduğunu bilmeyen, anlamayanlar var. Evlerinden kovdukları masumların tepesine bomba yağdıranlar, insanların suyunu, gıdasını, yakıtını keserek ölüme mahkum edenler, 2 milyonu aşkın sivili atom bombasıyla yok etmekten bahsedenler var. Buradan şimdi Netanyahu'ya sesleniyorum; sende atom bombası var mı yok mu? Sıkıysa açıkla; ama açıklayamaz. Ey İsrail, sende atom bombası, nükleer bomba var ve bununla tehdit ediyorsun. Bunları biz biliyoruz ve artık ecelin geliyor. İstediğin kadar nükleer bombaya sahip ol, neye sahip olursan ol, gidicisin." 

'SOYKIRIM NOKTASINDA LAHEY'E BAŞVURACAĞIZ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin'de soykırım yaşandığını belirterek, "Dolayısıyla şu anda yüzlerce, binlerce avukat ile Lahey Adalet Divanı'na soykırım noktasında da bütün adımları atıp, gerekli olan duyuruyu yapmanın gayreti içerisinde olacağız. 'İnsanım' diyen hiç kimse, Gazze'de yaşanan bu katliamları onaylayamaz. Mazur ve meşru göremez. İsrail yönetimini lanetlerken elbette bu katliamlara aleni destek verenleri, meşrulaştırmak için kırk dereden su getirenleri de unutmuyoruz. İsrail'in işlediği insanlık suçlarına ses çıkarmayanlar, en az failler kadar bu suçlara ortaktır. Gazze'de öldürülen yavruların kanı, İsrail yönetimine silah, mühimmat ve istihbarat desteği sağlayanların alınlarına utanç lekesi olarak yapışmıştır. Düşünebiliyor musunuz? Her gün yüzlerce çocuk, bombaların altında can veriyor. Avrupa Birliği'nden Amerika'sına sürekli hak ve hürriyetlerinden dem vuranların hiçbiri, çıkıp tek kelime etmiyor, edemiyor. Gazze'deki vahşeti dünyaya duyuran gazetecileri, aileleri ile birlikte İsrail katlediyor, uluslararası basın kuruluşları tek bir açıklama dahi yapmıyor" dedi.

'İSRAİL, SAVAŞIN MEDYA CEPHESİNİ KAYBETTİ'

İsrailli bakanların nükleer silaha sahip olduklarını itiraf etmesine rağmen Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın bununla ilgili harekete geçmediğini söyleyen Erdoğan, "Kuran yakan alçakların eylemlerine 'fikir özgürlüğü' diyerek izin verenler, Gazze'deki katliama tepki gösteren vicdan sahibi insanları gözaltına alıyor, tutukluyor, seslerini kısmak için her yolu deniyor. Daha bunun gibi pek çok omurgasızlığa şahitlik ettik, halen de ediyoruz. Gazze, tüm dünyada maskeleri düşürmüş, cafcaflı kavramların arkasına gizlenen gerçek yüzleri ortaya çıkarmıştır. Bu kriz sadece yurt dışında değil; ülkemizde de bir turnusol işlevi gördü. Farklı siyasi görüşlere sahip olsalar da milletimizin ezici çoğunluğu, Gazze meselesinde onurlu ve vicdanlı bir duruş sergiledi. Çeşitli yöntemler ile hukuk ve demokrasi zeminin de İsrail'e tepki gösteren tüm vatandaşlarımıza teşekkür ediyoruz. Sosyal medya mecralarından gazete ve televizyona tüm iletişim araçlarını kullanarak Gazze halkının sesi olan basın mensuplarını tebrik ediyoruz. İsrail, Gazzeli masum çocuklara ve sivillere karşı yürüttüğü savaşın medya cephesini uluslararası basındaki tüm kontrolüne rağmen kaybetmiştir. Dünyanın dört bir köşesinde meydanları dolduran yüz binler gösteriyor ki İsrail, insanlık vicdanında da şimdiden mahkum olmuştur" diye konuştu.

Erdoğan, "Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 121 'evet' oyuyla kabul ettiği Gazze kararına 'çekimser' oy kullanan ülkelerin liderlerine telefon açacağız. İkili planda Filistin’e görünür-görünmez her türlü insani desteği sağlarken, uluslararası alanda da İsrail’i yalnızlaştırmaya devam edeceğiz" dedi.

'GENEL BAŞKAN MI EMANETÇİ Mİ BELLİ DEĞİL'

Erdoğan CHP Genel Başkanı Özgür Özel hakkında ise "Aktörler değişti, genel başkanlar değişti ama CHP'nin faşist kodlarında hiçbir değişiklik olmadı. Değişim dediler, yenilenme dediler. Ama kurultaylarında Selosundan Kavalasına tekmiline birden selam çaktılar. CHP’nin genel başkanlık koltuğunda oturan gerçekten genel başkan mı emanetçi mi belli değil. Onu oraya oturtan efendilerinin bir sonraki adımı da meçhul.

CHP ve 7’li koalisyonda kimin kimi hançerlediği bizim meselemiz değil. Önemli olan bu kifayetsiz muhterislerin hançerleri millete saplamasının önüne geçmek" diye konuştu.

'İKİ YÜKSEK YARGI ORGANI ARASINDAKİ İÇTİHAT FARKI'

Yargıda Can Atalay kararı üzerine süren kriz de Erdoğan'ın gündemindeydi. Erdoğan şöyle konuştu:

"Mecliste engelleyemedikleri hukuki düzenlemeleri mahkeme kapılarında engellemeye çalıştılar. Milletin iradesine değil, ülkenin ayağına pranga vuran darbe anayasasının değişmemesi için direndiler. CHP, bireysel başvuru hakkını içeren anayasa değişikliğinin iptali için AYM'ye başvurmuştur. CHP’nin bireysel başvuru konusunda söyleyecek hiçbir sözü yoktur.

İki yüksek yargı organı arasında ortaya çıkan içtihat farkını, 'darbe' olarak nitelemek utanmazlıktır.

'BİZE HAKEM OLMA GÖREVİ DÜŞER'

Kişisel eleştirilerimizi baki tutarak iki yüksek yargı organımız arasındaki içtihat farklarının kalıcı bir şekilde giderilmesi için gayret göstereceğiz. Bize bu tartışmada hüküm vermek değil, hakem olmak düşer. 

Devlet organlarının düzenli çalışmasını temin etme görevi bizdedir, biz de bu görevi yerine getireceğiz. İçtihat farklarının kalıcı bir şekilde çözülmesi için gayret edeceğiz. Sorunun acil çözümü anayasal ve yasal değişikliklerin süratle yapılmasından; kalıcı çözümü yeni ve sivil anayasadan geçmektedir. Bunun adresi de Meclis'tir.

Meclis, eylem ve nümayiş yeri değil, ülkenin meselelerine çözüm üretme merciidir. Sürece katkı vermek isteyen partilerle çözüm yolu bulacağımıza inanıyorum. Meclis oturma yeri değildir, oturma yeri arıyorsan parka git.

Cumhur İttifakı ortaklarıyla makul bir çözüm bulacağımıza eminim."

İSVEÇ'İ TAKİP EDİYORUZ'

Grup toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan İsveç konusunda, "İsveç ne yapıyor ne ediyor onu da takip ediyoruz" dedi.

'YARGITAY ÜZERİNE DÜŞENİ YAPTI'

AYM ve Yargıtay arasındaki kriz için Meclis'i işaret eden Erdoğan, nasıl bir çözüm olacağı, yasa hazırlığı olup olmadığı yönündeki soruya ise şu yanıtı verdi: "AYM başkanı ile görüşmedim. Bireysel başvuru noktasında geçmişte başvuruyu süratle azaltacak diye adımlar atıldı ama şu an dosya 130 bin. Demek ki beklenen netice alınamadı. Bunun üzerinde AYM çalışacak, bizimle alakalı bir iş değil. 130 bin dosyadan bahsediyoruz.

Şu anda bu durumun Meclisle filan alakası yok. Yargıtay üzerine düşeni yaptı, yapıyor. AYM yerine göre üzerine düşeni yapıyor, benim de üzerime düşen neyse yeri geldiği anda gereğini yaparım."

(HABER MERKEZİ)