Esenyurt'ta DEVA açılışı: 100 kişiden 93'ü eski AK Partili, 17'si Kürt
DEVA Partisi'nin Esenyurt açılışında kalabalıktan 100 kişiyle konuştuk. 93'ü eski AK Partili olduğunu belirtti; 17 kişi "Kürt'üm" dedi. Kürsüden Kürtçe selama "İşte DEVA!" diye övgüyle yanıt verildi.
DUVAR - Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, patisinin İstanbul'un Esenyurt ilçe binasının açılışına katıldı.
Açılış öncesi, Kürtçe ve Türkçe türküler okundu, halaylar çekildi. Gelenlerin büyük çoğunluğu kendini 'muhafazakar' olarak tanımlayanlardı. Kalabalığın ağırlıkla 40 yaş üstü olduğu gözlenirken, çoğunluk eski AK Partili olduğunu söyledi. Alanda konuştuğumuz 100 kişiden 93'ü eski AK Partili olduğunu dile getirdi, 5 kişi MHP, bir kişi CHP'li olarak kendini tanımlarken, bir kişi ise daha önce herhangi bir partiye oy vermediğini belirtti. Ayrıca bu kişilerden 17'si Kürt olduğunu, diğerleri Türk olduklarını söyledi. 13 kişi, 18 ile 35 yaş arasındaydı.
Artık AK Parti'ye oy vermeyeceklerini söyleyenler, bunun gerekçeleri olarak AK Parti'nin kuruluş felsefesinde uzaklaştığını, ekonomi ve adaletin bittiğini ve güvenlik endişesi olduğunu söyledi. Gençler ise gelecek kaygısı yaşadıklarını dile getirdi.
'BEN AKP'YE OY VERMEDİYSEM BİL Kİ KAYBEDER'
76 yaşındaki Mustafa Bey, "Eğer ben AKP'ye oy vermediysem bil ki kaybeder. Hep böyle olmuştur. AK Parti benim için bitmiştir. Ali Babacan'a güveniyorum" dedi.
'ALLAH'TAN SONRA ERDOĞAN'A TAPIYORDUM'
65 yaşındaki Ergün Bey, kuruluşundan beri AK Parti'ye oy veriyormuş ancak artık vermeyeceğini söylüyor. "Ben bu Erdoğan'ı canımdan çok seviyordum. Allah'tan sonra Erdoğan'a tapıyordum" derken hemen yanımdaki Süleyman amcayı işaret ederek, "Bak o da öyleydi. O da neredeyse Erdoğan'a tapıyordu. O kadar seviyorduk. Ama artık yok. Oy vermeyeceğiz"
72 yaşındaki Süleyman Bey de bu konuda neredeyse aynı yanıtı veriyor. AK Parti'ye yönelik eleştirilerini dile getiren Süleyman Bey, "Ben sürekli AK Parti'ye oy verdim. Ama artık vermeyeceğim. Gerçekten her şeyi bitirdiler. Ne ekonomi kaldı ne de adalet. Markete korkarak gidiyoruz. Eskiden neredeyse Erdoğan'a tapıyordum" diye konuşuyor.
'HER ŞEYİ MAHVETTİLER'
53 yaşındaki Hüseyin Bey ise şunları söyledi: "AK Parti'nin ilk iki dönemi iyiydi. Keşke uzatmasaydık ve oy vermeseydik. O zaman bunlar olmazdı. Zaten bilseydik böyle olacağını vermezdim ama artık vermeyeceğiz. İhanet etti. Damadını ekonominin başına getirmeyecekti. Her şeyi mahvettiler."
BAŞKAN KÜRTÇE SELAMLA BAŞLADI
DEVA Partisi Esenyurt ilçe başkanı Halis Kahriman'ın söze Kürtçe selamlayarak başlaması büyük alkış topladı. Bu sırada, "İşte DEVA, işte DEVA" diye bağıranlar oldu.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ın konuşmasında Kürt meselesi, sosyal destekler ve hayat pahalılığı vardı. Ali Babacan şunları söyledi:
'KÜRT MESELESİ HERKESİ İLGİLENDİREN BİR MESELEDİR'
BUGÜN MECLİS'TEN NEYİ ÇÖZMESİNİ BEKLEYECEKSİNİZ?: Kürt meselesini mutlaka çözüme ulaştıracağız. Vatandaşlarımızın tüm haklarını koşulsuz, şartsız, pazarlıksız derhal tanıyacağız. Kürt meselesinin çözümünün meşru, demokratik siyasetten geçtiğini gayet iyi biliyoruz. Çözümü Meclis olarak gösterenler de var. Olabilir ama keşke Meclis çalışsa. Bugünkü Meclis’ten neyi çözmesini bekleyeceksiniz? Temsil gücü çok yüksek bir Meclis çözümlerin iyi bir adresi olacaktır. Bir mesele var ise, ilgili herkesle görüşülmesi gerektiğini ve görüşüleceğini de herkesin bilmesi lazım. Onunla konuşma, bununla konuşma, onu dinleme, bunu tanıma… Böyle olmaz. Sorunlarımızı konuşa konuşa çözeceğiz. Bu mesele, herkesi ilgilendiren bir meseledir. Kandan, gözyaşından beslenen hiç kimseye geçit vermeyeceğiz. Devleti sorunun bir parçası olmaktan çıkarıp, çözümün bir parçası haline getireceğiz.
'KÜRTÇE BİLİNMEYEN DİL İSE ÇEVİRİSİNİ YAPTIRIN'
TBMM'DEKİ ÇEVİRİ HİZMETİ: Anlık çeviri hizmetleriyle ilgili TBMM’de bir çalışma var. Dört dil var. İngilizce, Arapça, Rusça ve Fransızca. Bir eksik var: Türkiye’de en çok konuşulan ikinci dil, Kürtçe yok. Diyebilirler ki; ‘Kürtçe yabancı dil değil, bu toprakların dili’. Böyle diyorlarsa eyvallah. Ama o zaman Meclis kürsüsünde ya da Meclis’te sandalyede oturan milletvekillerinden Kürtçe konuşan arkadaşlarımız olduğu zaman tutanaklara niçin ‘bilinmeyen dil’ yazıyorsunuz? Eğer ‘bilinmeyen dil’ ise, hiç olmazsa bir tercümesini yapıverin de insanlar ne olduğunu anlasınlar. Kürtçe milyonlarca Kürt’ün dilidir. Adını koyun artık. Şu dili bir tanıyın. Bu ırkçı, ayrımcı zihniyetin mutlaka değişmesi gerekli.
AİLELERİN GELİRİ İLE İHTİYACI ARASINDA FARKI KALDIRACAĞIZ: Parti üyeliklerine bağlı verilen yardımları sona erdireceğiz. Kimin ihtiyacı varsa biz bulacağız, biz ayağına gideceğiz. Her aileye bir ‘sosyal destek uzmanı’ atayacağız. Aynı aile hekimleri gibi, her ailenin, o aileden sorumlu bir ‘sosyal destek uzmanı’ olacak. ‘Asgari gelir desteği’ sistemini başlatacağız. Önce ailenin mevcut gelirine bakacağız. Sonra gerçek ihtiyacını tespit edeceğiz. Mevcut gelirle, gerçek ihtiyaç arasındaki farkı devlet olarak biz karşılayacağız. Sosyal yardım ve destek programları olan 43 kuruluş var. Vatandaşlarımızın çoğu bunlardan habersiz. Bilen, ulaşan, adamı olan bu yardımları alıyor. Biz, sosyal yardımları tek merkezde toplayacağız. Farklı kurumlar tarafından yapılan aynî ve nakdî yardımları tek kapı sisteminde buluşturacağız. Vatandaşımızın kapı kapı dolaşmak zorunda kalmasına bir son vereceğiz. Bir fısıltı gazetesi dolaşıma sokmuşlar. Neymiş, iktidar değişirse sosyal yardımlar kesilirmiş. WhatsApp gruplarında bu akıl almaz lafları dolaştırıyorlar. İnsanları korkutuyorlar. Hiç öyle atıp tutmasınlar. Biz, ekonomiyi güçlendireceğiz. Devletin kaynaklarını bollaştıracağız. İhtiyacı olan vatandaşlarımıza da fersah fersah destek vereceğiz. Devlet, vergi ödeyen vatandaşımızın ihtiyaç duyduğunda yanında olmak zorundadır.
ISINMA DESTEĞİ UYGULAMALARINI GÜÇLENDİREREK DEVAM ETTİRECEĞİZ: Sosyal yardımlara, ihtiyacı olan herkes erişebilecek. Yoksul ailelere doğal gaz desteği, kömür yardımı gibi uygulamaları güçlendirerek devam ettireceğiz. Yeni doğan bebeklerin, sağlıklı yetişmesini sağlamak amacıyla, bir yıl süreyle, başta süt ve bebek maması olmak üzere, tüm gıda desteğini karşılayacağız. Sayın Erdoğan markete gitmiş, abur cubur doldurmuş sepete, bin liralık alışveriş etmiş. Bir de ‘Fiyatlar gayet uygun’ diyor. Taraflı cumhurbaşkanlığı sistemi yüzünden, A’dan Z’ye her şeye zam geliyor. Makarnaya yüzde 88, süte yüzde 99, doğal gaza yüzde 89, elektriğe yüzde 99 zam yapıldı. Cumhurbaşkanı’na sesleniyorum; bunları söylemem gerekiyor. Siz, her şeyin güllük gülistanlık olduğu bir hayal dünyasını insanlara anlatıyorsunuz. Sizi hakikate davet etmek istiyorum. Hakikat çarşıda, pazarda, markette.
'ERDOĞAN ARTIK BAŞKA BİR DÜNYADA YAŞIYOR'
VARLIK İÇİNDE YOKLUK: Koca bir ülke, bu kötü yönetimin elinde can çekişiyor. Ülkemiz, varlık içinde yokluk çekiyor benim ülkem. Asgari ücret, açlık sınırının dahi altındayken, kamu kaynaklarından nemalananların, 10-15 yerden maaş alanların keyfine diyecek yok. Halkımız her türlü zorlukla boğuşurken, ülkenin cumhurbaşkanı hiç oralı olmuyor. Başka bir dünyada yaşıyor. Diyor ki ‘İşçi de memur da halinden memnun’. Yoksulluktan bahsedene, ‘Abartıyorsun’, hayat pahalılığına ‘Enflasyon yüzde 20’nin altında’ diyor. Sayın Erdoğan artık bambaşka bir dünyada yaşıyor.