Eski AtlasGlobal çalışanlarından Murat Ersoy’a: Öde, kurtul bu AZAP'tan

Kültür ve Turizm BakanıErsoy'un kardeşi Ali Murat Ersoy'un sahibi olduğu havayolu firması AtlasGlobal'in iflasının ardından 2 bin kişi işsiz kaldı.

Google Haberlere Abone ol

İZMİR - 2019 yılının Kasım ayında uçuşlarını durdurma kararı almasıyla gündeme gelen AtlasGlobal’in, 14 Şubat’ta Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) tarafından iflas başvurusunda bulunduğu açıklandı.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un kardeşi, Ali Murat Ersoy'un sahibi olduğu şirketin iflas ettiğinin açıklanmasıyla birlikte sayıları 2 bini bulan çalışanın iş akitleri feshedildi. Maaş dahil olmak üzere uçuş ve ihbar tazminatlarını alamayan şirket çalışanları ne yapacaklarını düşünürken birbirlerine destek olmak amacıyla bir araya geldiler. Hak aramanın bir yönteminin de birlikte olmaktan geçtiğine inanan AtlasGlobal çalışanları "birlikten kuvvet doğar" diyerek, Atlas Zedeler Adalet Platformu'nu (AZAP) kurdu. Mağduriyetlerini gidermek amacıyla hukuki mücadele başlatan AZAP’ın içinde pilotlar, kabin ekibi, yer personeli ve şirketin diğer ünitelerindeki tüm çalışanlar var.

AtlasGlobal'deki işlerinden çıkarılan kaptan pilotlar Levent Bilir, Ali Yücel, kabin amiri R. Ç. ve Havacılık Güvenlik Müdürü İdris Elmas, yaşadıklarını Gazete Duvar’a anlattı.

‘BİZ DE KİMSENİN PARASI KALMAZ!’

2019 yılının Şubat ayında AtlasGlobal’de çalışmaya başlayan kaptan pilot Levent Bilir, maaşlarının ödenmediği süreçte, "bu koşullarda uçmam" diyerek istifa etmiş. Uçuşlara ilk başladığında her şeyin gayet iyi gittiğini söyleyen Bilir, "Ta ki kasım ayına kadar. Kasım ayında ekim maaşlarımızın yatmadığını gördük!" diyor.

"Maaşlarımızın ne zaman yatacağına dair bir açıklama bekledik. 26 Kasım’da şirket operasyonu 1 ay durdurma kararı aldı. Ta ki 21 Aralık’a kadar. Sonra yeni bir finansal yapılanmaya gideceklerini söylediler. O zaman herhangi bir iflas durumundan bahsedilmediği gibi yeni planlamalardan söz ediliyordu. Patron da toplantılara katılarak ‘bizde kimsenin parası kalmaz’ diyordu. Hatta 21 Aralık sonrasında da bilet satışlarına devam edildi. Tüm destinasyonlar olmasa bile birçoğunu sattılar. Bu rahatsızlık üzerine şirket içinde bir toplantı yapıldı. Şirketi kapatma gibi bir durum olmadığı hatta yaz operasyonlarına daha fazla uçakla girileceği bilgileri verildi. Sonraki her iki toplantıda da aynı vaatlerle karşılaştık. Bunun üzerine ben 10 Ocak'ta istifa ettim."

‘HEM KÜSTAH BİR TAVIR HEM BİR TEHDİT VAR’

Şirketin verdiği farklı bilgiler nedeniyle, 14 Şubat'ta iflası açıklanınca herkesin bir şaşkınlık içinde olduğunu söyleyen Bilir, kamuoyu desteği almak için AZAP grubunu oluşturduklarını anlatıyor. Murat Ersoy‘un, sürecin başından beri insanların iyi niyetini istediği şekilde kullandığını ve insanları bir beklenti içine soktuğunu da anlatan Bilir, "Birkaç arkadaşımızı arayarak, ‘Sendikayı, avukatları bırakın. Onlar sizi dolandırır’ demiş. Herhalde bu işi planladığında, bizim bu şekilde mücadele edeceğimiz aklında yoktu. Görüştüğü arkadaşlarımıza sosyal medyadaki mesajlarının çıktısını göstererek hesap sormuş. Hem küstah bir tavır hem bir tehdit var. Hem suçlu hem güçlü yani. Enteresan bir psikoloji... Bunu anlamak mümkün değil. Ama biz bu işten vazgeçmeyeceğiz. Bütün haklarımızı versin. Sosyal medyada yazdığımız her şeyi silelim. Buradan Murat Ersoy’a ‘Ver kurtul’ diye sesleniyoruz" diye ekliyor.

‘ŞİRKETİN İFLAS EDECEĞİ AKLIMIN UCUNDAN BİLE GEÇMİYORDU’

Pandemiden hemen önce iflas eden AtlasGlobal Havayolu Şirketi’nde 4,5 sene kabin amiri olarak görev yapan R. Ç., iflas süreci ve ardından yaşanılanları şöyle dile getiriyor:

"AtlasGlobal ailesine, 2015 yılında bağlı olduğu Atlantik Uçuş Okulu’na (AFA) belli bir meblağ ödeyerek 2 aylık eğitim sonrası işe başladım. Mesleğine aşık biri olarak işimi severek yapıyor, tüm şartlara rağmen bırakmayı hiç düşünmüyordum. Firmamızın iflas edeceği aklımın ucundan bile geçmiyordu. Ara ara işten çıkarmalar yapılıyordu fakat bunun AFA’dan yeni mezunlara yer açmak için yapıldığını hepimiz az çok tahmin ediyorduk. Birileri gitmeliydi ki birileri para vererek gelmeliydi. Bu ne bir küçülmeye ne de bir iflasa işaretti. Aksine çarkın öteki tarafının dönmesi için yine birilerinin canı yanıyordu."

‘YENİLENDİK SANIYORKEN, NE YAZIK Kİ YENİLDİK!’

Şirkette olumlu bir gidişat yaşandığından bahseden Ç., iflasa inanmıyor olmasının sebeplerini şöyle açıklıyor:

"AtlasGlobal Havayolları, iflasa yakın bir tarih olan 2018 yılında Türkiye'de turizm ihracatçılığında dereceye girdi. Biz o sene ailemizden 6 ay ayrı kalarak gece gündüz çalıştık. O kadar çok çalıştık ki şirketin yüzde 80’i aylık uçuş saatini aştığı için Sivil Havacılık’tan ceza yemişti. 2018 yılında bu çıkışı yakalayan bir şirket ne oldu da 2019 Kasım’ında maaş ödeyemez hale geldi? Bununla birlikte filomuza bizde o ana kadar olmayan 3 adet uzun menzil uçabilen Airbus 330’lar eklendi. Yeni rotalara uçacağımız söyleniyordu. Bu bizi heyecanlandıran durumların çok iyi ilerlediğinin de bir kanıtıydı. Hatta iflasa yakın bir tarihte medyada da yer alan bir tanıtım ile tüm kabin ekibi çalışanlarının kıyafetleri değiştirilerek yüklü masraflar yapıldı. Biz tüm bu olanlardan daha güçlü ilerlediğimiz sinyalleri alıp yenilendik sanıyorken, ne yazık ki yenildik!"

‘DANIŞIKLI BİR DÖVÜŞ VAR VE KURBANLARI ÇALIŞANLAR OLDU’

Tüm arkadaşlarıyla birlikte haklarını almadan bu işin peşini bırakmayacaklarını belirten Ç., şöyle devam ediyor:

"Şirket sahibi Ali Murat Ersoy her seferinde, ‘Siz uçmaya devam edin. Ben maaşlarınızı ödeyeceğim, sadece nakit sıkıntısı çekiyorum. Malvarlığımı satsam sizin maaşlarınızı 7 kere öderim’ deyip naralar atıyordu. Bunu bize söylerken ikiz kardeşi olan Turizm Bakanı’na ait olan ETS Tur, AtlasGlobal'e ait bilet satışını nedense durdurmuştu! Danışıklı bir dövüş var ve bunun kurbanları çalışanlar oldu. Evini tekrar memlekete taşıyan ya da eşyasını bile götüremeyen arkadaşlarım var. İşin maddi, manevi boyutu çok ağır geçti ve geçiyor. Ne yazık ki gelecek kaygım ve yaşadığım bu travma geçmiyor. Ali Murat Ersoy, bu kadar işçinin hakkına girerek nasıl hâlâ ayakta ve öteki ticaretlerini sürdürebiliyor çok merak ediyorum. Buradan sizin aracığınızla bir kez daha söylüyoruz: Susmayacağız, bizimle oyun oynamayı bırak, hakkımız olanı bize geri ver. Yoksa biz zaten söke söke alacağız."

‘ÖDENMEMİŞ ÜCRETLERİN, ÖDENDİĞİNİ YAZAN BİR BELGE İMZALATTILAR’

AtlasGlobal’de kaptan pilot olarak çalışan Ali Yücel de şubat ayında şirketin iflasıyla birlikte işsiz kaldı. Toplantılarda hep bir umut verildiği için son ana kadar beklediğini söyleyen Yücel, AtlasGlobal’de yaşadıkları süreci şöyle anlatıyor:

"Ayrılışımı imzalatılmak üzere 16’sında şirkete çağırıldım. Tüm maaşlarımızı, tazminatlarımızla birlikte aldığımızı yazan matbu bir kağıt hazırlamışlar. Ben de altına maaş ve tazminatlarımın ödenmediğine dair not düşerek kağıdı imzaladım. Çünkü ödenmemiş ücretlerin ödendiğini yazan bir belge bu. Belgenin bir nüshasını almak istediğimizde ise vermediler. Ağustosun başında borçlarda mutabık kalalım diye yeniden çağırdılar. 2000 kişiye tek tek randevu verildi. Arabamla kalkıp İzmir’den, İstanbul’a geldim. Cebinde parası olmadığı için borç bulup yola çıkan insanlar oldu. Üstelik ben de dahil alacaklarımıza karşılık, teklif edilen yüzde otuz eksiğine razı olup geldik. Ekseriyetle de imzaladık. Bu kağıtta da protokol gereği 31 Ağustos’ta tüm paraların ödeneceği söyleniyordu. Ancak o da yatmadı. Her şeyden öte kandırılmışlık duygusu insanın canını daha çok sıkıyor..."

‘TEK MAĞDUR BİZ DEĞİLİZ’

Mevcut gidişata göre 3 ay boyunca personele maaş, tedarikçiye para vermeden şirketin kazanç sağladığını söyleyen Yücel, "Çünkü bu insan, 3 ay boyunca yaptığı uçuşların parasını aldı. Dolayısıyla tek mağdur biz değiliz, mutlaka başka mağdurlar da var. Kaptan da mağdur, bilet satan da, yolcu da mağdur..." diyor ve ekliyor:

"Bu şirket, 2 bin kişinin emeğiyle son ana kadar ayakta tutuldu. Bu insanların mağduriyetinin bir an önce giderilmesi lazım. Mantık çerçevesinde parası olmayan bir kişinin, bu işi sürüncemede bırakıp bugün, yarın dememesi lazım. Çünkü insanlar bu yüzden önünü göremiyor. Borcu olan çok arkadaşımız var ve onlar için bu ümidi taşımak da zor. Sürekli ‘bir hafta sonra, iki hafta sonra’ diyerek insanları hep bir psikolojik çöküntüye sevk ediyor. O yüzden bir an önce ne yapacağını açıklasın. Ama 3 yıl sonra ama 5 yıl sonra bu iş bir sonuca ulaşacak. Tek istediğimiz içeride kalan paramızı alabilmek. İnsanların buna ihtiyacı var. Bunca yıldır bu işin içinde olan birisi olarak en azından kendisine yakışanı yapması lazım. Yol arkadaşlarını böyle ortada bırakmaması gerektiğini düşünüyorum."

‘ŞU ANA KADAR HEP KANDIRILDIK’

AtlasGlobal’de çalışmak için 2,5 yıl önce Antalya’dan İstanbul’a taşınan İdris Elmas, "Bunu yaparken ailemin düzenini bozmak suretiyle, yeni bir işe başlamış oldum" diyor. Şirkette, Havacılık Güvenlik Müdürü olarak görev yapan Elmas, zaman içinde şirkette yanlış giden durumları görmeye başladığını ancak, "Patron Murat Ersoy tarafından böyle isteniyor" denilerek birçok konunun kapatıldığını söylüyor.

"Bu iflas durumunda, benim gibi iş için İstanbul’a taşınmış insanlar en çok zarar görenler olmuştur. Zira yüksek ev kirası ödemek durumunda kaldık. Maaş almadan ev kirası ödemek ve yaşam maliyetlerini karşılamak gerçekten zor. Alacaklarımızın ödenmesi durumunda, biz de hayatımıza kaldığı yerden ve yeni bir şekil vermek suretiyle devam edebiliriz. Şu ana kadar hep kandırıldık. Patron Murat Ersoy, hiçbir zaman ‘param yok’ demedi. ‘param var, gelecek’ dedi ve bizi oyaladı. Halbuki ‘param yok’ demiş olsaydı, daha erken aksiyon alarak başka fırsatları değerlendirebilir, gerekiyorsa geldiğim şehre dönebilirdim."

‘BİR HAFTA SÜREYLE YAZMAYIN, ÇİZMEYİN’

Murat Ersoy’un 10 Ağustos’ta personeli mutabakat için davet etmesi ve 31 Ağustos 2020’de alacaklarını ödeyeceğini taahhüt etmesinin herkesi tekrar umutlandırdığını söyleyen Elmas, bu şekilde bir kez daha eski çalışanlarını kandırdığı ve adeta kendileriyle dalga geçtiğini söylüyor.

"Murat Ersoy, AtlasGlobal eski çalışanları tarafından kurulan Atlas Zedeler Adalet Platformu'nun (AZAP) son aylardaki sosyal medya çalışmaları, basın açıklamaları, video gösterimlerinden son derece rahatsız oldu ve birkaç kişiyi özel olarak görüşmeye devam etti. Murat Ersoy’un bizlerle yaptığı son toplantıda istediği, ‘Bir hafta süreyle herhangi bir faaliyette bulunmayın, yazmayın, çizmeyin’ talebini AZAP yönetimi olarak değerlendirdik ve tüm arkadaşlarımı sakin ve sessiz kalmaya ikna ettik. Ancak bu bir haftanın sonunda, yine ödeme yapılmayınca, arkadaşlarımız daha sert propaganda, gösteri ve sosyal medya tepkilerini vermeye başladı. Bu nedenle Murat Ersoy’un yapacağı en iyi hareket ‘Öde, kurtul’ olacaktır. Aksi takdirde, giderek artan bir kızgınlık, kontrolsüz hareketlere ve taşkınlıklara yol açacak. Son olarak Murat Ersoy’a, ‘Öde, kurtul bu AZAP’tan’ diyorum."

Etiketler atlasglobal azap