Eski polis tarikat kurdu, taciz davası açıldı: 'Çırılçıplak gel'

Eski polis Ahmet Şahin Uçar hakkında, Bursa'da açtığı Arifane İlim Derneği'nde eğitim almaya gelen kadınları taciz ettiği iddiasıyla dava açıldı.

Fotoğraf: Halk TV
Google Haberlere Abone ol

DUVAR- Halk TV yazarı İsmail Saymaz, Bursa'da kurulan Arifane İlim Derneği kurucusu eski polis Ahmet Şahin Uçar'ın Derneğe gelen kadınlara sözlü tacizde bulunduğu iddialarını gündeme getirdi. Saymaz, Muhammed Ticani’nin yolunu ve İbni Arabi’nin ekolünü takip ettiklerini söylüyen Uçar hakkında şikayet dilekçesi veren 3 kadının ifadelerini şöyle aktardı: 

"H.S.Y. adlı kadın geçen 19 Şubat’ta şikayetçi oldu.

İfadesinde, Bursa’da dergaha gittiğini, üç katlı binada eğitim verildiğini görünce maddi yardımda bulunduğunu ileri sürüyor.

Uçar’ın telefon ve Telagram’dan kendisine ulaştığını iddia ederek, şöyle devam ediyor:

‘Bana ‘Hızlıca ilerlemek ister misin? Bunun için bana aşık olacaksın ve her yerde beni hayal edeceksin. Namazda, zikirde ve yatakta bile… Burada misafirhanede seni kollarıma alacağım. Sana hakikate dair sırlar öğreteceğim.’

H.S.Y, bu teklifi kabul etmediğini, topluluktan ayrıldığını ifade etti. Üç kadının daha tacize uğradığını ileri sürdü.

H.S.Y.’nin şikayeti üzerine Uçar’a cinsel taciz suçundan iki yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.

‘Bana sevgilim demelisin’

Üç mağdurdan biri olan G. de şikayetçi oldu.

G., Uçar’la telefonda görüştüğünü belirterek, şu iddialarda bulundu:

‘Hipnoz teknikleri kullanarak, irşad ediyorum görüntüsü altında cinsellik içerikli konuşmalarda bulundu. ‘Aşk dediğin şey önce mürşidine olacak. Sonra resule, daha sonra Allaha’ diyerek kandırdı. ‘Samimi isen rehberine teslim olursun’ dedi. Bir aşamadan sonra açık seçik resimler istedi. ‘Yapmazsan mertebe düşeceksin’ dedi. ‘Video at’ dedi. ‘Bana sevgilim, Ahmedim demelisin’ dedi. Kabul etmeyeceğimi söyledim. Çok kızdı. ‘Toparlan, demlen, sonra konuşuruz’ dedi. Şüphe duydum.’

‘Bana soyun, gel’

G., şeyh Uçar’la yaptığını iddia ettiği kimi görüşmelerin ses kayıtlarını savcılığa sundu.

Bir kayıtta, aralarında şu konuşma geçiyor:

Uçar: Belki utanıyorsun, sıkılıyorsun. Belki ahlaki yapın… Ben de diyorum ki, burası değişim yeri. Bana tamamen şeffaf, açık olman lazım ki, teşbihen yaptığım sözleri iyi anla, yanıma geldiğinde çırılçıplak geleceksin. Soyun. Bana üstünde elbiseyle gelme. Üstünde elbise olursa beni anlayamazsın. Çırılçıplak olmazsan sevişemeyiz. Sevişme nasıl yapılır? İki kişi de çırılçıplak olarak yapılır değil mi? Anlıyor musun beni?

G.: Anlıyorum. Teşbih yapıyorsun.

Uçar: Beni iyi anla. O zaman ‘Senin istediğin gibi geldim, çırılçıplak…’ (de.) Soyun. Soyunduğunu göreyim. Bana ispat et. ‘Bak, elbiselerim yok’ de. ‘Soyundum işte’ de. Gönlündekini ortaya koyduğun zaman soyunduğunu anlarım.

G.: Bunları hangi dille söyleyeceğim peki?

Uçar: Normal, zahir dille söyle, açık açık.

Uçar, ikinci kayıtta ise G.’ye şunları söylüyor:

‘Düşün ki birlikteyiz. Yalnız başımıza ortamdayız. Sen benimle bu birlikteliği yaşamak biter misin? Yoksa ‘Böyle şeyler yaşamam’ deyip…’

Uçar: Aslı olmayan şeyler, gereği yapılacak

Bu şikayet dilekçeleri ve ses kayıtları üzerine soru sormak için Uçar’ı aradım.

Uçar, yanıt vermek istemedi.

Aramızdaki diyalog şöyle:

Eski polissiniz. Arifiye İlim Derneği’nin başındasınız, cemaat faaliyeti yürütüyorsunuz değil mi?

Arifane İlim Derneği'ni başkanıyım. Tasavvufi sohbetler yapıyoruz.

Sizinle ilgili bana iki şikayet ulaştı. Birinde, ‘Bana aşık olacaksın, her yerde ben hayal edeceksin’ dediğiniz…

İsmail Bey, o şikayetlerden bilgim var. Böyle bir şey söz konusu değil. Hukuki işlem başlattık. Avukatım ilgileniyor. Aslı olmayan şeyler. Gereği yapılacak.

Bir ses kaydında sizinle görüşen hanımefendiye, ‘Bana geleceksen…’

İsmail Bey, bunları ifade etmenizin bir anlamı yok, bilgi almak istiyorsanız avukatımla görüşebilirsiniz. Mahkemeye intikal etmiş bir durum.

Böyle bir görüşme yaptınız mı?

İsmail Bey, avukatımı arayın, konuşun

Dini bir eğitiminiz var mı?

Bu sizi alakadar eden bir konu değil. Sorunuza cevap vermekle yükümlü değilim. Hakim değilsiniz, savcı değilsiniz.

Bir soru daha sorabilir miyim?

Soramazsın.

‘Uçar, aramadı’

Uçar’ın avukatı, H.S.Y.’nin şikayeti üzerine bir dava açıldığını, T.G.’nin şikayetine ilişkin ise soruşturmanın devam ettiğini söyledi. Avukatı, ‘H.S.Y., müvekkilimiz tarafından aranmadı. Bir kere toplum içerisinde telefonla görüşmüşler. Yüz yüze temas yok’ diyor. Uçar’ın avukatı, iki şikayetçi kadının birlikte hareket ettiğini ileri sürüyor.

'İKİNCİ BADECİ ŞEYH' 

Birgün'den Timur Soykan'ın aktardığına göre savcılığa suç duyurusunda bulunan H.S.Y., Ahmet Şahin Uçar’dan şikayetçi olan 3 kadın müridin ismini verdi. Kendisiyle konuşmasında Ahmet Şahin Uçar’ın nur çeşmesinden bahsettiğini ve "vitamin vereceğim" diyerek kadın ve erkek müritlerini badelediğini iddia ettiğini aktaran Soykan'ın yazısından ilgili bölüm şöyle:

"İkinci bir Badeci Şeyh vakasının yaşandığını savunan H.S.Y. şöyle konuştu: Bana temasta bulunamadı. Dergahta sahte şeyhin odası var. Kadın müritlerini yalnız bir şekilde buraya çağırıyor. Bunu kabul eden ve devam eden müritler var. Bunu yaşayıp tarikattan ayrılan kadınlar ise konuşmak istemiyor. Çünkü eşlerinin, akrabalarının bunu duymasını istemiyorlar. Hollanda, Almanya gibi ülkelerden dergaha gelen kadınlar var. Ayrıca erkeklerle ve kadınlarla fiili livata yoluyla birlikte olduğunu anlattılar. Kadın ve erkek müritlerine, normalde yapmadıkları her şeyi dergahta, kendisiyle yapabileceklerini söylüyor. Dergaha kızlarını, kız kardeşlerini getirmelerini istiyor...

Bu iddiaların Badeci Şeyh olayıyla benzerliği dikkat çekiyor. Bursa’da 2003 yılında dergah kuran Uğur Korunmaz, erkek ve kadın müritlerine cinsel istismarda bulunmuştu. Cinsel organına ‘Nur Çeşmesi’ diyen Uğur Korunmaz, buradan Allah’ın nurunun geldiğini ve bunu içen ya da içine alan müritlerinin cennete gideceğini söylüyordu. Çok sayıda müridini badelemiş ve fiili livata yoluyla onlarla birlikte olmuştu. 2013 yılında 188 yıl hapis cezası almıştı. Badeci Şeyh’in dergahında da ‘Edep Yahu’ yazan bir pankart bulunmuştu.

 Uğur Korunmaz, kendisinin Şeyh Hasan Burkay’ın yolundan gittiğini ve onun tarafından badelenerek Allah’ın nurunu aldığını söylüyordu. Ahmet Şahin Uçar’ın da Hasan Burkay’ın mezarını ziyaret ederek orada çektirdiği fotoğrafı paylaşması dikkat çekti."

 

(HABER MERKEZİ)