EYT yasasını beklerken
EYT'liler hep birileri için seçim malzemesi oldular. 2 milyon civarında emekli olabilecek EYT'liden bahsediliyor. Umarız taleplere ve ihtiyaçlara cevap verebilecek bir düzenleme yapmış olsunlar.
Hasan Aydın*
2023 yılına ait asgari ücret açıklamasının ardından, yıllardır mağdur edilen ve görmezden gelinen EYT (Emeklilikte Yaşa Takılanlar)’lilerle ilgili “yasal düzenleme çalışmaları” ve çalışmalara ilişkin basın açıklamaları bugünlerde de gündemdeki yerini koruyor.
8 Eylül 1999 tarihinden önce işe başlayan kişilerden oluşan ve kamuoyunda kısaca “EYT” olarak bilinen Emeklilikte Yaşa Takılanlar; hizmet süresi ve prim ödeme gün sayısı yeterli olmasına rağmen; 4447 ve 5534 No'lu yasalarla kademeli yaş şartına takılarak yıllarca emekli olamadılar.
Bilindiği üzere 08.09.1999 tarihinden önce ilk defa sigortalı olan kadın 20 yıllık sigortalılık süresi ve 5000 gün, erkek 25 yıllık sigortalılık süresi ve 5000 gün ile yaş şartına bağlı olmadan emekli olabilmekteydi. Özellikle 90'lı yıllardaki siyasi ve ekonomik alandaki istikrarsızlık, primlerin tahsilatındaki aksamalar, kayıt dışılık, sermayeyi çalışanlara karşı koruma çabaları sosyal güvenliğin; mevzuat ve altyapı problemleri ile karşı karşıya kalmasına neden olmuştur. O dönemden itibaren merkezi yönetim, bütçe giderlerinin büyük bir bölümü sosyal güvenlik sistemine transfer edilince sözde “sosyal güvenlik reformunu” (!) devreye soktu. Bugün EYT'lilerin mağduriyetine yol açmış olan 4447 sayılı kanunla kademeli bir sistem getirildi. 10.06.2006 tarih ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası ile bu sisteme en son şekli verildi.
İlk işe girerken emekli olacağı tarihi bilen ve buna göre çalışan, kendine bir yol çizen EYT'liler bu yasa ile umutsuzluğa kapıldılar. Süreç içinde, çalışma yaşamlarında sosyal, ekonomik, psikolojik ve fiziksel etkilerle karşılaştılar. Çalıştıkları işyerlerindeki performansları, geleceğe olan bakışları, işten atılma kaygı süreci yaşayıp yaşamadıkları birçok sosyal araştırmaya konu oldu.
Sorunlarını kamuoyuna duyurmak için EYT'liler özellikle 2015 yılından itibaren Emeklilikte Yaşa Takılanlar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (EYTSYDD) adı altında örgütlendiler. Mitingler düzenleyip, sık sık basın açıklaması yaptılar. Sonraki yıllarda ülke çapında bir federasyona sahip olan EYT'liler sorunlarının çözümü için siyasi partileri harekete geçmeye zorladılar. 24 Haziran 2018'de Cumhurbaşkanlığı ve meclis seçimleri öncesinde MHP, seçim beyannamesinde EYT'lilerin sorunlarının çözüleceğini vaat etti. TBMM genel kurulunda konunun görüşülmesi CHP, MHP ve HDP'nin desteği ile kabul edilse de MHP, ortağı AKP ile önerge aleyhine oy kullandı ve EYT'lilerin umudu boşa çıktı.
4447 sayılı yasanın çıkmadığı dönemdeki emeklilik koşullarının uygulanmasını isteyen EYT temsilcileri, iktidar yöneticileri tarafından görmezden gelindi, muhatap alınmadı. 38 yaşında emekli olan birinin devletten 40 sene maaş alacağından bahsedilerek, ekonomide bir ekonomik kurtuluş savaşı verildiğinin, böyle bir yükü milletin sırtına bindirme gibi bir haklarının olmadığının altı çizildi. Bir yıl sonraki açıklamalarda ise özetle erken emekli onlar için ideal ücret olmayacağı ifade edilirken, ikinci bir işsizliğe öncü olacağı, seçim kaybedilse bile bu işte olunmayacağı vurgusu yapıldı.
31 Mart Yerel Seçimleri öncesinde kendileri için yasal bir düzenlemeyi çıkaramayan EYT'liler hep birileri için seçim malzemesi oldular. Son yerel seçimler sonrasında büyük oy kaybına uğrayan iktidar, özellikle son bir yıldaki ekonomik kaos nedeniyle daha çok eleştirilmeye başlanınca birden aklına EYT'liler geldi. Dövizdeki artış, elektrik, doğal gaz, petrol ve gıda ürünlerine peş peşe gelen zamlar yaşamı daha da zorlaştırdı. Enflasyon oranı hedeflenenin iki-üç katına çıkınca alım gücü düştü. Kamudaki maaşlara ve asgari ücrete yapılan düşük zamlar hiçbir derde deva olmayıp halkı, emekçiyi ve emekliyi yoksulluk sınırının altında yaşamaya zorlayınca iktidarın oy kaybı giderek arttı. O zaman büyük bir oy potansiyeline sahip EYT'lilere yönelik düzenleme “zorunlu” hale geldi. Özellikle 2022'nin ikinci yarısından itibaren iktidarın ilgisine paralel olarak yazılı ve görsel basında, televizyonların ana haberleriyle açık oturumlarında EYT'lilerle ilgili haber ve yorumların oranı giderek arttı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, pandemi döneminde hemen hemen her gün televizyonlara çıkıp açıklama yapan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca gibi öne çıktı. EYT'lilerle ilgili çalışmaları, asgari ücret görüşmelerini farklı gün ve saatlere serpiştirerek açıkladı. Vedat Bilgin'in yanı sıra iktidarın sözcüleri ve yetkilileri de EYT ile ilgili "ha bugün ha yarın" çıkacak açıklamalarından geri durmadılar. Yandaş gazete manşetleri EYT konusunda “şok” müjdeleri verip durdu. Bu gazetelerin yazarları öyle bir pembe tablo çizdiler ki sanki çeşmelerden süt ve bal akacak, maaşlar bol olacak algısını toplumun aklına yerleştirdiler.
Bakan Vedat Bilgin ve çoğu iktidar yöneticileri EYT ile ilgili söylediklerinin pek çoğunu bir sonraki konuşmalarında ilginçtir ki geçersiz kıldılar. Hala da devam ediyorlar. Bunların çelişkili açıklamaları ile ilgili olarak bir vatandaş şöyle bir not düşmüş. "Mart havası gibiler anlık, günlük ve saatlik konuşmaları değişiyor, hiçbir söyledikleri diğerini tutmuyor."
2 milyon civarında emekli olabilecek EYT'li den bahsediliyor. Umarız taleplere ve ihtiyaçlara cevap verebilecek bir düzenleme yapmış olsunlar. Yoksa aylardır gerçeklikten koparılarak yazılıp çizilenler hüsranla sonuçlanırsa toplumun büyük bir kesimi de zarar görmüş olur. Günü kurtarmaya ve seçime endeksli bir yasal düzenleme yapılmışsa ileride katlanarak büyüyen sorunlara yol açacaktır. Yarın veya önümüzdeki günlerde EYT’ye ilişkin açıklamalarda umarız aşağıdaki sorulara yanıt verilmiş olsun:
* Kesin olarak kaç EYT'li Ocak ayında emekli olacak? Bu emeklilikten hangi şartlara sahip olanlar yararlanacak?
* Prim gün sayısı ve sigortalılık süresi, yaş sınırı ne olacak?
* Emekli olanlara kıdem tazminatı ne şekilde ödenecek ve kıdem tazminatında bir tavan olacak mı?
* EYT'li olup çalışmaya devam edecekler için hangi yol izlenecek?
* İşverene kıdem tazminatı için EYT’lilere verilmek üzere hazine tarafından verilen düşük faizli kredi desteğinin amacı dışında kullanılması nasıl önlenebilecek?
* Askerlik, yurtdışı borçlanması işe giriş tarihini geriye çekerken, sigortadan önceki doğumlar için neden borçlanma yapılamıyor?
* Staj sigortası EYT için başlangıç sayılacak mı?
* Emekli olanlar ilk aylıklarını ne zaman alacaklar?
EYT Federasyonu Yürütme Kurulu Başkanı Gönül Boran Özüpak; EYT'den emekli olacakların sayısını en fazla 1 milyon 300 bin olarak ifade ederken, 3 milyon civarında emeklinin de mağdur edileceğinden bahsetmektedir. EYT yasasını, emekli olacakların sayısını bekleyip göreceğiz. Türkiye’de yaşam seviyesi ve ömür uzunluğu gelişmiş ülkelere göre daha düşüktür. Bu nedenle emekli yaşının ülkemizin gerçeklerine uygun olması gerekir. Yığınla bekleyen ekonomik, siyasi ve hukuksal sorunların birdenbire çözüleceğini beklemek gerçekçi değil. EYT'lilerin tazminatlarının ödenmesi bahane edilerek ticari ürünlere zam yapılması ve bazı çalışanların işten çıkarılması önümüzdeki süreçte peş peşe gerçekleşebilir. EYT'liler yıllardır verdikleri mücadele ile tek başına kurtuluşun geçerli olmadığının farkına varmışlardır. Bundan sonra da haksızlığa uğrayan arkadaşlarının yanında saf tutmalıdırlar.
*Tüm Emeklilerin Sendikası Konak Şubesi Basın Yayın Sekreteri