Eyüp'ün inadı, Buruk'un zaafı
Berke Özer'in Galatasaray karşısındaki insan üstü kalecilik performansı takımının hem ligin en zor deplasmanlarından birinde 1 puan çıkarmasını hem de sahadan başı dik ayrılmasını sağladı.
Haftanın merakla beklenen, hikayesi bol maçı son saniyesine kadar ekran karşısına kilitlediği futbolseverleri hayal kırıklığına uğratmadı.
Maçla ilgili tartışmalar hafta içinden başlamıştı. İlk olarak Eyüpspor cephesine sarı kart sınırındaki 3 oyuncusunun Galatasaray karşısında cezalı duruma düşmesi üzerinden yüklenildi. Halbuki kulübün başkanının Galatasaraylı kimliği ve teknik direktörünün Arda Turan olması kendi başına tartışma konusu yaratmaya yetecekti. Oysa aynı Eyüpspor'da Fenerbahçeli kimliğiyle bilinen Caner ve Berke de top koşturuyordu, eski Beşiktaşlı Dorukhan ile Tayfur da. Ligin yeni takımı, eleştirilere en iyi cevabı sahada gösterdiği mücadele ile verdi.
İkinci olarak Galatasaray cephesi, maç günüyle ilgili eleştirilerde bulundu. Perşembe günü Avrupa maçına çıkan Fenerbahçe ve Beşiktaş lig maçını pazartesi günü oynayacaktı. Bu nedenle kulüp doktoru dahi basına demeç vererek pazar günü maç yapmanın olası zararlarını anlattı. Hatta sarı kırmızılıların karşılaşmada rotasyon yaparak yedek ağırlıklı bir kadroyla çıkacağı iddiası sosyal medyada gündem oldu. Ama iddiaların aksine Galatasaray sahaya ideal 11'iyle çıktı.
3'LÜ DEFANS, 3 KİŞİYLE DEFANS DEĞİLDİR
Okan Buruk, Osimhen transferinden sonra aslında Icardi ve Osimhen'i aynı anda sahaya sürebilmek için taktik repertuarına eklediği 3'lü defansı Icardi'nin yokluğunda tek santrforla da denemek istedi. Böylece bir çizgide Barış Alper, diğer çizgide Sallai ile oyunu genişletmeyi, Mertens ve Yunus'la da iç koridorlardan pozisyon üretmeyi hedefledi. Ancak ilk düdük çaldığında karşısında önemli eksiklerine rağmen dişli bir Eyüpspor buldu.
Ligin yeni takımı hem merkezi kalabalık savunuyor hem ikili mücadelelerde rakibine ezilmiyordu. Ne Mertens ve Yunus topla buluşabiliyordu ne de Barış Alper istediği alanları yakalayabiliyordu. Üstelik Eyüpspor topu da verimli kullanıyordu. Orta sahada kazandıkları topları rastgele ön alana doğru fırlatmıyorlar, dar alandan kısa ve seri paslarla çıkıyorlardı. Fırsatını bulduklarında da önde olan Galatasaray savunmasının arkasına uzun pas yaparak Halil ile Abdülkerim'i, Thiam ile Shancez'i 1'e 1 yakalamaya çalışıyorlardı. Halil'in hızıyla açık alanda Abdülkerim'e üstünlük sağlamasıyla girilen ikinci pozisyonda da kendisini öne geçirecek golü buldu Eyüpspor.
Kendi sahasında 13'üncü dakikada geriye düşen Galatasaray'ın oyuna ağırlığını koyması ise ilk yarının son dakikalarını buldu. Orta saha mücadelesi olarak geçen ilk 40 dakikadan sonra oyunu rakip sahaya yıkmayı başaran sarı kırmızılılar Eyüpspor'u ablukaya aldı. Kenar ortaları ve duran toplarla Eyüp savunmasını bunaltan Galatasaray, devre arasında girmeden ilk yarının son uzatma dakikasında Barış Alper ile skoru dengeledi.
İKİ UZUN PAS, BİR GOL
İkinci yarıya da bıraktığı yerden başlayan sarı kırmızılılar 47'nci dakikada Sallai ile öne geçti. İkinci gol Galatasaray'ın oyun kimliğini de gösteren bir goldü. Önce Abdülkerim'in yerine giren Berkan Muslera'dan aldığı topla orta sahaya kadar gelerek sol taraftan sağ çizgideki Barış Alper'e uzun pas yaptı. Fizik gücüyle topu indirmeyi başaran Barış Alper, ceza sahası çevresinde Sara'yı topla buluşturdu. Sara Osimhen'i hedefleyerek ceza sahasına ortasını yaptı. Osimhen'in indirdiği topta da Sallai'nin golü geldi. Eyüpspor'un kalabalık merkeziyle boğuşmadan, çizgide 2'li, 3'lü sıkıştırmalara maruz kalmadan iki uzun topla skora ulaştı Galatasaray. Anlatması basit ama uygulaması zor olan bu taktiği işler kılan ilk şey Barış Alper ve Osimhen'in fiziksel üstünlükleri, ikinci şey ise dönen topları toplayacak kondisyona sahip olmak.
TEMPO DÜŞTÜ, GOL GELDİ
Öne geçmenin avantajıyla oyunun kontrolünü tamamen ele geçiren sarı kırmızılılar 45-65 arasında yaklaşık yüzde 65 topla oynama oranıyla oynadı. Farkı açacak pozisyonlar da yakaladı ama değerlendiremedi. 65'ten sonra ise temposu düşmeye başladı. Bu dakikalarda orta sahada yeniden üstünlük sağlamayı başaran Eyüpspor, ilk yarıdaki defans arkasına etkili uzun paslarını tekrarlamaya başladı. Ama bu sefer Galatasaray'ın sol kanadına değil, Metehan ve Barış Alper'li sağ kanadına ağırlık verdi. Taşkın İlker'in bu ikilinin arkasına attığı müthiş pasla ceza sahasına sarkan Ampem 71'de skoru tekrar eşitledi.
Oyuncu değişikliklerinde geç kalan Okan Buruk'tan golden sonra ilk olarak Yunus-Batshuayi hamlesi geldi. Maçın son bölümünde Jelert, Ziyech ve Kerem Demirbay'ı da sahaya attı. Oyunu yine rakip ceza sahasına yıkmayı ve net gol pozisyonları yakalamayı da başardılar. Ancak bu sefer de Berke Özer'in insan üstü kalecilik performansıyla karşılaştılar. Üst üste önemli kurtarışlar yapan genç file bekçisi, takımının hem ligin en zor deplasmanlarından birinde 1 puan çıkarmasını hem de sahadan başı dik ayrılmasını sağladı.
Maçtan sonra, "Hedefimiz ligde kalmak, onun için mücadele edeceğiz" diyerek mütevazi bir açıklama yaptı Arda Turan. Puan durumunda dördüncü sırada olmasına rağmen hedefi düşük tutarak gerçekçi davrandı. Lig uzun, inişler de çıkışlar da olacak. Mayıs ayında Eyüpspor'un kaçıncı sırada olacağı bilinmez ama Arda Turan'ın gelecek sezonlarda Ali Sami Yen'de daha çok maça çıkacağı kesin gözüküyor.