Fahrettin Altun’un KPSS açıklamasına tepki: Yeni mağduriyetler doğurur

KPSS’nin iptal edilmesiyle bu yıl kamu görevlerine atanacaklar için son üç yılın KPSS sonuçlarının dikkate alınacağı açıklandı. Sendikalar, uygulamanın yeni mağduriyetler doğuracağını vurguladı.

Google Haberlere Abone ol

Pelin Akdemir

DUVAR - 31 Temmuz’da yapılan KPSS’nin iptal edilmesiyle birlikte kamu kurumlarına sınavla personel alımında değişikliğe gidildi.  

Bu yıl, kamu görevlerine atanacaklar için 'KPSS geçerlilik süresi' bir sonraki KPSS ile birlikte son iki yılın KPSS sonuçlarını da kapsayacak şekilde uygulanacağı açıklandı. Sendika temsilcileri, uygulamanın 'belirsiz' olduğu ve yeni mağduriyetler doğurabileceği konusunda uyardı.

‘YAZILI VE SÖZLÜ SINAV SÜREÇLERİ ADİL OLSUN’

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, 4 Ağustos’ta KPSS sonucu geçerlilik süresine yönelik açıklama yaptı. Altun, açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Bu yıl kamu görevlerine atanacaklar için 'KPSS sonucu geçerlilik süresi' bir sonraki KPSS ile birlikte son iki yılın KPSS sonuçlarını da kapsayacak şekilde uygulanacak, herhangi bir hak kaybına neden olunmayacaktır. Süreci en başından beri titizlikle takip eden Sayın Cumhurbaşkanımızın belirttiği üzere, bu konuda tek bir vatandaşımızın dahi mağdur olmasına asla müsaade edilmeyecektir."

KPSS puanının geçerlilik süresi öğretmenler için bir yıl, diğer alanlarda ise iki yıl. Geçmiş yıllarda KPSS ile ilgili şaibeler yaşansa da daha önce böyle bir uygulamaya gidilmemişti. Altun’un açıklamasına tepki gösteren sendikaların ortak talebi, yazılı ve sözlü sınav süreçlerinin adil olması...

Nejla Kurul

‘GEÇMİŞ YILLARDAKİ SINAVLAR AKLANMIŞ OLUYOR’

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Genel Başkanı Prof. Dr. Nejla Kurul, Altun’un açıklamasının ‘belirsiz’ olduğunu söyledi: “Gençlerin geleceklerini, umutlarını, düşlerini etkileyen bu konuda açıklamayı, neden YÖK, ÖSYM ya da MEB değil de Fahrettin Altun yapıyor? Ya da neden birlikte açıklamıyorlar? İkincisi, açıklama çeşitli yetersizlikleri içinde barındırıyor. Hangi gerekçelerle böyle bir karar alınmıştır, açıklamada bunu göremiyoruz. Üç sınavın sonucu toplanıp üçe mi bölünecek? Niçin bu yolu seçtikleri, neden bu uygulamayı yaptıkları belirgin ve net değil.”

Ölçme ve değerlendirme teknikleri açısından da sorunların varlığına dikkat çeken Kurul, “Adil bir sınav sistemi, tüm adayların aynı sorularla karşılaştığı sınavlardır. Şimdi şununla karşı karşıyayız: Üç ayrı sınav, ayrı güçlük derecesi olan sınavlar, sınava katılanların farklı dönemlerde aldıkları notların olduğu sınavlar… Kamuoyu, Devlet Denetleme Kurulu’nun geçmiş yıllardaki sınavları da denetlemesini bekliyor. Bu kararla geçen yıl ve önceki yıl yapılan sınavlar aklanmış oluyor” diye konuştu.

‘PARTİLİ CUMHURBAŞKANLIĞI PARTİLİ KURUMLAR YARATTI’

Devlet Denetleme Kurulu’nun soruşturmasının yeterli olmayacağını dile getiren Kurul, sözlerini şöyle sürdürdü: “Partili Cumhurbaşkanlığı, partili kurumlar yarattı ne yazık ki. Sınav hırsızlığı ve yolsuzluğu, Meclis araştırması yapılması gereken bir konudur. Bu bağlamda geçmiş yıllarda da yayınevi, tarikat ve cemaat bağlantılı bir ilişkilenme olmuş olabilir. Gerekçesi belirtilmeden, ‘hırsızlık var mı, yok mu’ buna dair kamuoyu bilgilendirilmeden böyle bir uygulamaya gitmek yanlış. İyice araştırılmadan böylesi politikalar üretmek yanlıştır, aynı zamanda kamuoyunu yanıltmaktır.”

Uygulamanın sınava ilk kez girenlerle, daha önceki yıllarda sınava girenler arasında eşitsizlik yaratacağını ifade eden Kurul, yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: “Ne yapılmaya çalışıldığı açıklanmadıkça kuşkular devam edecektir. Devlet Denetleme Kurulu’nun incelemesi bittikten sonra sınav mekanizmasının yozlaşması nerede ise katılımcı bir anlayışla politika üretmek gerekir. Şu anda üretilen her politika şaibeyi güçlendirir ve ikna edici olmaz. Yolsuzluklarla ve hırsızlıklarla anılan yazılı ve sözlü sınav mekanizması iktidar bloğu için ‘kitleleri yönetme’ ve ‘siyasal kadrolaşma’ aracı haline getirildi. Özellikle, mülakatlar, güvenlik soruşturması, arşiv araştırması, öğretmenlik alanlarında Adaylık Değerlendirme Kurulları iktidarın diğer eleme araçları oldular. Gençlerin tek güvendiği sınav, merkezi yazılı sınavlarken buna da gölge düştü. Mutlaka Meclis araştırması yapılmalı, bunun sonuçlarına göre ÖSYM yeniden yapılandırılmalı, toplumsal denetime açılmalıdır.”

‘ADİL OLMASI İÇİN HERKESİN AYNI SINAVDAN GEÇMESİ GEREKİR’

Büro Emekçileri Sendikası (BES) Bursa Şube Sekreteri Ahmet Aydın, AK Parti iktidarında kamu kurumlarına güvenin her geçen yıl azaldığını söyledi. “Kamuya giriş sınavlarına hazırlanan milyonlarca gencimizin emeği çalınırken, geleceğe dair umutları yok ediliyor” diyen Aydın, KPSS geçerlilik süresinin arttırılmasının yeni haksızlıkları beraberinde getireceğini kaydetti.

Aydın, “Üç yılın sonuçlarını değerlendirmeye alan bir uygulama getirmek adaletsizliği daha da derinleştirecektir. Sınav sürecinin adil olması için herkesin aynı sınavlardan geçmesi gerekiyor. Her sınavın soruları ve soruların zorluk derecesi farklı oluyor. Burada en büyük haksızlık ise bu yıl ve bundan önceki yıllarda KPSS sınavına girenler ve mülakatta elenenler için yaşanıyor" ifadelerini kullandı. 

Fikret Gizir
‘AÇIKLAMA ADAYLARDA KAYGI YARATTI’

Tarım Orkam Sen (Tarım ve Ormancılık Hizmet Kolu Kamu Emekçileri Sendikası) Bursa Şube Başkanı Fikret Gizir, Altun’un açıklamasında hangi yıllara ait KPSS puanının geçerli olacağının net olarak belirtilmediğine değindi. Gizir, bu belirsizliğin atama bekleyen adaylarda kaygı yarattığını söyledi. Gizir, 2010 yılında yaşanan KPSS skandalında dahi böylesi bir uygulamaya başvurulmadığını hatırlattı. Gizir “Önceki yıllara ait ve bir sonraki dönem KPSS puanlarının birlikte kullanılacağı bir atama yöntemi, atama bekleyen aday sayısında birikmeye yol açıp yeni mağduriyetler yaratabilir" şeklinde konuştu. 

Gizir, öneri olarak “ÖSYM’nin işini gereğiyle yapamamasına neden olan atamalar, yürütülen ihale süreçleri ve yapılan mevzuat değişiklikleri de TBMM’de kurulacak bir araştırma komisyonu tarafından incelenmelidir” dedi.