Faiz fırtınası, piyasaları ne bekliyor?
Faiz kararı öncesi dolar 10,98 lirayla tarihi bir seviyeye yükseldi. Peki, piyasa ve uzmanlara göre Merkez Bankası'nın faiz kararı hangi yönde olacak? Merkez'in kararı hangi sonuçlara yol açabilir?...
DUVAR - Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'nun bugünkü toplantısı öncesi euro 12 lira sınırını da aştı. Euro 12,48, dolar 10,98, sterlin ise 14,78 lirayla tarihi rekor seviyeleri gördü. Belli başlı faktörlerin yanı sıra Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın dünkü açıklamaları, döviz kurlarını inanılması güç seviyelere fırlattı. Peki, piyasa hangi gelişmeleri fiyatlıyor, bugünkü Merkez Bankası toplantısından ne gibi bir karar bekleniyor, ekonominin önünde nasıl bir tablo var?
🔸Döviz kurlarını yukarı iten etkenlerin başında, ekonomideki krizin her geçen gün daha da derinleşmesine eşlik eden faiz politikası yer alıyor. TÜİK'in açıkladığı verilere göre ekimde enflasyon yüzde 19,89 olarak gerçekleşirken, Merkez Bankası aynı ay politika faizini 1 puanlık düşüşle yüzde 16'ya indirdi. Faizin, enflasyonun altında kalması ise yatırım aracı olarak dövizi daha da cazip hale getirirken, kurları da yukarı yönlü tetikliyor.
DÖVİZ ETKİSİ: KISA VADELİ DIŞ BORÇ İKİ GECEDE 150 MİLYAR LİRA ARTTI
🔸Ekonomiyi zorlayan ve dövizi etkileyen bir diğer ana faktör ise kısa vadeli yüksek dış borç ödemeleri... Merkez Bankası verilerine göre kısa vadeli (1 yıl içinde ödenmesi gereken) dış borç stoku eylülde, 2020 yıl sonuna göre yüzde 8,8 artarak, 124,4 milyar dolara yükseldi. Bu durumda dolar 2 gün önce 10 lira iken 1,2 trilyon lira olan kısa vadeli dış borç, sadece iki günde yaklaşık 150 milyar lira artmış oldu.
Borçlu bazında incelendiğinde, tamamı kamu bankalarından oluşan kamu sektörünün kısa vadeli borcu 2020 yıl sonuna göre yüzde 10,3 artarak 25,6 milyar dolar olurken, özel sektörün kısa vadeli dış borcu yüzde 5,3 artarak 73,3 milyar dolara yükseldi.
Bu dönemde, özel alacaklılar başlığı altındaki parasal kuruluşlara olan kısa vadeli borçlar, yüzde 5,8 artışla 69 milyar dolar, parasal olmayan kuruluşlara olan borçlar yüzde 12,9 yükselişle 54,7 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Özellikle önümüzdeki 2 ayda yoğunlaşan dış borç ödemeleri, ekonomiyi zorluyor. Merkez Bankası'nın swap (ödünç alınan para) hariç net rezervinin eksi 35 milyar dolar civarında olması, yapılabilecek hamleleri sınırlarken, dövizin güçlü kalmasına yol açıyor.
VERİLERE GÜVEN YOK
🔸ABD'de ekimde yüzde 5,9 artması beklenen enflasyonun yüzde 6,2 gelmesi de uluslararası piyasalarda doları yükselten bir faktör oldu. Çünkü bu durumda dolar, daha yüksek kazanç elde edebileceği için yatırımcılar tarafından ana vatanına daha yüksek oranda yönlendiriliyor.
Piyasalara bakıldığında ise yıl içinde dolar karşısında en fazla değer kaybeden para birimi yüzde 40 ile TL oldu. TL'yi yüzde 19'luk kan kaybıyla Arjantin Pesosu izledi. Üçüncü sırada yaklaşık yüzde 15'lik değer kaybıyla Şili Pesosu yer alıyor.
Doları tetikleyen bu faktörlere yüksek cari açık ve enflasyonu, yüksek faiz nedeniyle uluslararası piyasalardan Türkiye'ye akan sıcak paranın yarattığı illüzyonun kırılmış olmasını ve üretim verilerini de eklemek mümkün. Ayrıca Ekonomist Atilla Yeşilada'nın işaret ettiği üzere özellikle yerli yatırımcının başta enflasyon olmak üzere açıklanan verilere güvenmemesi de dövize talebi artırıyor. Yeşilada bu durumu şöyle özetliyor: "Enflasyon yüzde 12 ise siz yüzde 15 veriyorsanız herkes dolar satar TL’ye döner. Ama enflasyon insanların kafasında 19 ise o zaman faiz hâlâ negatiftir. O yüzden ne yapar? Dolar düştüğü anda fırsat bilir dolar mevduatlarına atılır."