Faruk Eren: Gazeteciliğe sarayın karar vermesi söz konusu olmamalı
Çağdaş Gazeteciler Derneği Akdeniz Şubesi, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nün 60’ıncı yılında, gazeteciliğin konuşulduğu online söyleşi gerçekleştirdi. Söyleşide konuşan DİSK Basın İş Sendikası Genel Başkanı Faruk Eren, gazetecilere verilen basın kartlarının İletişim Başkanlığı'nın keyfiyetinde olduğunu hatırlattı, “Gazeteciliğe Saray’ın karar vermesi söz konusu olmamalı” dedi.
ANKARA - Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Akdeniz Şubesi, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nün 60’ıncı yılında, gazeteciliğin konuşulduğu online söyleşi gerçekleştirdi. ÇGD Akdeniz Şube Başkanı Engin Korkmaz’ın moderatörlüğünde düzenlenen söyleşiye, Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Gökhan Durmuş, Basın İş Genel Başkanı Faruk Eren, ÇGD Genel Başkanı Can Güleryüzlü, Akademisyen Dr. Hasan Üstün katıldı.
'İKTİDAR GAZETECİLERİN SORUNLARINA ÇÖZÜM OLMAYACAK'
Söyleşide konuşan Akademisyen Dr. Hasan Üstün, 10 Ocak’ın tarihçesini ve Babıali’de 9 patron olayını anlattı. O dönem de hükümetin gazete sahiplerinin beklentilerini yerine getirirken, basın emekçilerinin sosyal hakları için taleplerini görmezden geldiğini kaydeden Üstün, “Gazeteciler o dönem üzerinde ‘gazeteciye jop patrona hazır lop’ yazan dövizlerle tepkilerini dile getirdiler” dedi. 10 Ocak’ın gazeteciler için bir mücadele günü olduğunu ve bu ruhun yaşatılması gerektiğini söyleyen Üstün, “Siyasi iktidarın gazetecilerin sorunlarına çözüm üretmesini bekliyorsak daha çok bekleyeceğiz” dedi.
'GAZETECİLER ÇALIŞMA ÖDENEĞİNE MECBUR BIRAKILDI'
Pandemi döneminde uygulamaya konulan kısa çalışma ödeneğinden medya sektörünün de yararlandığını belirten Üstün, “Türkiye’de kısa çalışma ödeneğinden yararlanan gazeteci sayısını tam bilmiyorum ama sadece bir kentte gazetecilerin 3’te 2’si yani 150 gazeteciden 100’den fazlasının kısa çalışma ödeneğine mecbur olarak mesleklerini icra etmeye çalıştığını biliyorum. Bunu tartışmalıyız” dedi. Üstün, kısa çalışma ödeneğinin Basın İş Kanunu ile çeliştiğini söyledi.
'GAZETECİYİ SARAY BELİRLİYOR'
DİSK Basın İş Genel Başkanı Faruk Eren, 10 Ocak’ın gazetecilerin direnişi açısından değerli bir gün olduğunu ifade etti. Geçmişte olduğu gibi gazetecilerin hala birçok sorun ve baskıyla karşı karşıya olduğunu kaydeden Eren, “Bugün baskının boyutu ve yükü daha da artmıştır. İktidarın hoşuna gitmeyen her haber soruşturma konusu oluyor. Gazeteciler yargılanıyor, tutuklanıyor. Çok ağır ekonomik baskılar yaşanıyor. Çeşitli kurumlar aracılığıyla baskı yapılıyor. RTÜK ekran karartıyor, ağır para cezaları veriyor, Basın İlan Kurumu mahkeme gibi gazetelere ceza veriyor” dedi.
Basın kartının verilişinin bile İletişim Başkanlığı’nın keyfiyetinde olduğuna dikkat çeken Eren, “Yılların gazetecilerinin basın kartları iptal edildi. Birçok kart incelemede tutuluyor, verilmiyor. Özellikle sahada çalışan gazeteciler basın kartı alamadığı için işlerini çok güç yapıyor. Gazeteciliğe sarayın karar vermesi söz konusu olmamalı. Basın kartının diğer ülkelerde olduğu gibi meslek örgütlerinin vermesinden yanayız” diye konuştu.
'ÖRGÜTSÜZLÜK EN BÜYÜK SORUN'
AK Parti iktidara geldikten sonra ilk operasyonu medyaya yaptığını anımsatan Eren, şöyle konuştu:
“Kendine yakın medya yarattı. Bugün medyanın yüzde 98’i iktidarın kontrolünde. Emek mücadelesi olmadan demokrasi, demokrasi olmadan emek mücadelesi verilemez” dedi. Milyonlarca çalışanın içinde sadece 1,5 milyon işçinin sendikalı olduğuna dikkat çeken Faruk Eren, “Gazetecilerde sendikalı olma oranı daha düşük. 80’den önce 40 milyon nüfus vardı ve büyük bölümü kırsalda yaşıyordu, işçilerin 1,5 milyonu örgütlüydü. Bugün nüfus 2’ye katlandı, şehirlerde yaşayan işçi sayısı arttı ama örgütlülük rakamı aynı.”
'PANDEMİDE MOBBİNG ARTTI'
Pandemi döneminde gazetecilerin çalışma koşullarına da değinen Faruk Eren, “Bu dönem birçok arkadaşımız evden çalışmaya başladı, ücretleri kesildi, mobbing arttı, çalışma saati kavramı kalktı. Bir de stajyerlik denen kölelik sistemi var. Stajyer aldı altında ücretsiz gazeteci çalıştırılıyor. Örgütlü olmadan bu sorunların hiçbirini aşamayız. Birilerinden dilenerek, bize bahşedilmesini bekleyerek bu sorunları aşamayız. Gazeteciler kendileri için bir şey yapmalı, bunun için de örgütlenmek gerekiyor” ifadelerine yer verdi.
'İLETİŞİM MEZUNLARININ YÜZDE 90’I BAŞKA İŞ YAPIYOR'
Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Gökhan Durmuş, her iktidar döneminde gazetecilerin baskı gördüğünü görmeye de devam etiğini söylerken, “10 Ocak mücadele günü. Ancak verilecek mücadele ile bunu kutlama gününe dönüştürebiliriz” dedi.
Durmuş, Türkiye genelinde sendikalaşma oranı yüzde 11’lerde seyrederken, gazetecilik mesleğinde yüzde 7.87 olduğuna dikkat çekti. İktidarın internet alanında çalışan gazeteciyi gazeteci olarak görmediğini kaydeden Durmuş, “Kayıtlı gazeteciler kadar en az onların iki kadar gazeteci çalışıyor. 2013 yılında iş kolumuzda 145 bin çalışan vardı, 2020 yılında çalışan sayısı 86 bine düştü. Bir bebek mağazası ayda bir dergi çıkardığı için bizim işkolumuzda ama internet medyası bu işin içinde değil” dedi. Çalışan gazeteci sayısında 7 yılda yüzde 26’lık erime olduğunu, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne göre 17 bin 500 gazeteci olduğunu, Çalışma Bakanlığı verilerine göre gazeteci sayısının 22 bin 574 olduğunu bildiren Durmuş, “İletişim fakültesi her yıl 10 bin civarında muzun veriyor, mezunlarının yüzde 90’ı mezun olduktan sonra başka işlere yöneliyor. Ülke genelinde işsizlik oranı yüzde 12’lerde iken gazetecilerde işsizlik oranı yüzde 30’larda” bilgisini paylaştı. 9 bin 200 çalışanın basın kartı olduğunu belirten Durmuş, 15 Temmuz’dan sonra çok sayıda kartın iptal edildiğini, 625 gazetecinin kartının halen incelemede olduğunu kaydetti.
'SAĞLIKÇILARDAN SONRA EN RİSKLİ MESLEK'
Durmuş, gazetecilerin büyük çoğunluğunun kısa çalışma ödeneğinden yararlandığını söylerken, bazı işverenin devletin verdiği desteğin üzerine tamamladığını söyledi. Pandemi döneminde sağlıkçılardan sonra en riskli meslek gurubunun gazeteciler olduğunu vurgulayan Durmuş, “Meslektaşlarımız haber hazırlarken korunaksız çalıştırıldı. Pandemide 20 meslektaşımız koronadan öldü” dedi.
İHLALLER RAPORLARA YANSIDI
ÇGD Başkanı Can Güleryüzlü, basın yayın alanının işgal altında olduğunu ifade etti. Gazeteciliğin sıradan bir meslek haline sokulmaya çalışılarak kontrol edilmek istendiğini kaydeden Güleryüzlü, yapılan her düzenleme ile gazetecilerin özlük haklarının kaybedildiğini söyledi. “Bu dönemin değişeceğini biliyoruz. Sular çekildiğinde nasıl bir tahribatla karşı karşıyla kalacağız, buna bakalım” diyen Güleryüz, yaşanan tahribatları kayıt altına almak için 2015 yılından beri rapor açıkladıklarını belirtti. Güleryüzlü, geçen yılın ay ay basın raporları ve ihlallerle ilgili bilgi verdi.