Fenerbahçe'nin fikstür avantajı var mı?
Fenerbahçe'nin mevcut form durumuyla Galatasaray'ın olası tökezlemelerini değerlendirebileceğini de güvenerek söylemek mümkün değil. O yüzden sarı lacivertliler için bitime daha 18 hafta varken odaklanılması gereken şey fikstür değil, oyunun nasıl daha iyi hale getirileceği olmalı.
Ligin son sırasındaki umudu kalmamış bir Adana Demirspor'a karşı, üstelik Galatasaray'ın puan kaybettiği bir haftada, şampiyon olma iddiası taşıyan Fenerbahçe'nin maçı domine ederek net bir galibiyet alması beklenir. İki tane VAR'dan dönen gole ve 4-0'lık tabelaya rağmen bunu söylemek mümkün değil.
Maçtan önce yaptığı açıklamada zirveyle puan farkını azaltmayı hedeflediklerini söyleyen Mourinho buna rağmen maça "dengeli" başlayacaklarını belirtmişti. Portekizli teknik direktörün dediği gibi, sarı lacivertliler sert bir ön alan baskısıyla değil daha dengeli bir başlangıç yaptı maça.
ÜÇLÜNÜN BEKLERİ
Son maçlarda üçlü savunmaya dönen Fenerbahçe'de bugün Çağlar ve Yusuf Akçiçek yedek kulübesinde otururken Djiku'nun iki yanında asıl mevkisi bek olan Levent Mercan ve Mert Müldür forma giydi.
Kağıt üstünde bakınca absürt gözüken tercihin muhtemelen en önemli sebebi perşembe günü oynanacak Lyon maçı. Defans bölgesindeki kısıtlı rotasyon nedeniyle Djiku ve Çağlar'ı 45'er dakika kullanan Mourinho, Avrupa listesinde yer almayan Levent Mercan'ı 90 dakika sahada tuttu. Mert ve Levent'in dikine oynayabilen oyuncular olmaları geriden çıkma konusunda sarı lacivertlilerin işine yaradı. Maç boyunca boyunca defans üçlüsü ilk tercih olarak topu merkezdeki Fred'e ulaştırdı. Fırsat bulduğu anlarda ise doğrudan rakip savunmanın arkasına uzun toplar denedi.
FRED ROLÜ ÜSTLENDİ
Sarı lacivertlilerde önceki haftalarda Ambrabat stoperlerin arasına girerek topu alıyor ve oyunu defans çizgisinden kurmaya çalışıyordu. Bu da hatların birbirine uzak kalmasına, sahada dağınık bir Fenerbahçe gözükmesine neden oluyordu. Oyun merkezinin Fred olması ise önceki haftalardan farklı olarak Fenerbahçe'nin oyunu ikinci bölgede kurmaya başlamasını sağladı. Bu sayede iç koridorda Szymanski, İrfan ve Dzeko topla daha çok buluşarak bağlantı oluşturabilecekti.
Ancak niyet olumlu olsa da Fenerbahçe'nin üçüncü bölgede Adana Demirspor'un dirençli merkezini kıracak organizasyonu henüz oturtamadığını ilk 45 dakikalık dilimde gördük. Bu yüzden ilk yarıda Fred topla 57 kere buluşurken Szymanski sadece 20 kere, İrfan ise 27 kere buluşabildi. İki ismin buluştukları topları verimsiz kullanmaları en ileri uca da aynı şekilde etki etti ve En Nesyri ilk 45 dakikayı sadece 5 kere topa dokunarak tamamladı.
TEKER İKİNCİ YARIDA ÇALIŞTI
Yine de Fenerbahçe'de oyun anlayışında yaşanan bu değişimin kadro yapısına daha uygun olduğu söylenebilir. Fred, İrfan, Szymanski, Dzeko (ve Tadic) arasında kurulacak sağlıklı bir pas trafiği sarı lacivertlilerin çoğu zaman ceza sahasına sokacak ve En Nesyri'ye asist olacak pozisyonları yaratacaktır. İkinci yarıda sarı lacivertlilerin oyunu çözmesini sağlayan da bu pas trafiğinin işlemesi oldu.
Szymanski geçen seneki skor katkısının çok uzağında kaldığı çoğu maçta taraftar tarafından eleştirilse de bu pas trafiğinde kilit bir rol oynuyor. Örneğin VAR'dan dönen ilk golde İrfan'dan aldığı pası bekletmeden Dzeko'nun önüne bırakan, VAR'dan dönen ikinci golde sırtı dönükken tek pasla topu En Nesyri'le buluşturan, geçerli sayılan ilk golde topu yine tek pasla Tadic'e ulaştıran isim Szymanski'ydi. Polonyalı futbolcu 2'si VAR'dan dönmüş olsa da yaklaşık 10 dakikada 3 kez asistin asistini yaptı. Merkezde Ambrabat gibi bir tutucu olmadan oynamak daha üst seviye takımlara karşı defansif zafiyetlere neden olabilir ama Szymanski gibi 3 tek pasla 3 gol pozisyonunun hazırlanmasını sağlayan bir oyuncunun yokluğu, Fenerbahçe'nin hücum organizasyonlarını da büyük ölçüde eksik bırakacaktır.
Elbette Adana Demirspor maçı Fenerbahçe için ölçü olamaz, olmamalıdır da. İlk 55 dakikada sergilenen pasif oyunun kabul edilmemesi gerekir. Ligin ikinci yarısı başlamışken Fenerbahçe'nin hala oyununu arıyor oluşu da tabii ki eleştiri konusudur.
Bunların yanında sarı lacivertlilerin kötü oynadığı haftalara rağmen hala şampiyonluk yarışının içinde olması, nihayet eldeki kadroya uygun oyunu bulma yoluna girmiş olması, transferde de bu oyun anlayışının eksiklerini tamamlayacak oyunculara yönelmiş olması pozitif sayılabilecek gelişmeler.
FİKSTÜR AVANTAJI
Mourinho maç sonu röportajında 6 puanlık fark için, "Kaybetmemiz gereken puanlar kaybettik. Onlar da kazanmamaları gereken puanları kazandılar. Puan olarak kendimizi onların önünde görüyorum" diye konuştu. Acun Ilıcalı da bir fikstür avantajına sahip olduklarını söyledi.
Fenerbahçe ligin ilk yarısında Eyüp, Samsun, Göztepe, Beşiktaş, Trabzon, Rize gibi zorlu deplasmanları atlattı. Rakibi Galatasaray'ın henüz bu deplasmanların hiçbirine çıkmadığını düşünerek bir fikstür avantajına sahip olduğunu düşünebilir Fenerbahçe yönetimi. Ama Galatasaray'a Kadıköy'de yenilerek puan matematiğinde avantajı rakibine verdiğini unutmamalı.
Fenerbahçe'nin Galatasaray'a karşı ikili averajı alabilmesi için Rams Park'ta en 2 farklı kazanması gerekir. Aksi durumda puan olarak sarı kırmızılıları yakalasa da şampiyon olamaz. Rams Park'tan çıkacak bir beraberlik durumunda şampiyonluk için Galatasaray'a ligin kalan maçlarında en az 7 puanlık fark atmalı, yenilgi durumunda ise 9'a çıkacak farkı 10 olarak hesaplamalı.
Üstelik Fenerbahçe'nin mevcut form durumuyla Galatasaray'ın olası tökezlemelerini değerlendirebileceğini de güvenerek söylemek mümkün değil.
O yüzden sarı lacivertliler için bitime daha 18 hafta varken odaklanılması gereken şey fikstür değil, oyunun nasıl daha iyi hale getirileceği olmalı.