YAZARLAR

Fenerbahçe’nin romantik hayalleri

Fenerbahçe yönetimi, Erol Bulut oyununu tepeden tırnağa değiştirdi. Dolayısıyla bugün ortaya çıkan sonuçlardan Erol Bulut sorumlu değil. Bu oyun hangi aklın ürünüyse, o akıl bu sorumluluğu üstlenmelidir.

Fenerbahçe Cumhuriyeti, Erol Bulut’u hiç bilmediği, hiç deneyimlemediği ve hiçbir fikir geliştirmediği derin sularda yüzmeye zorluyor. Sezon başında Erol Bulut, tıpkı Abdullah Avcı gibi defansif yapıları inşa ederek, o defansif yapıların enerji ve fırsatlarıyla bir hücum planı örmek istiyordu. Bu çok doğru ve rasyonel bir karardı. Bugün Ersun Yanal’ın yaptığı ve sonuç aldığı oyun perspektifi gibi Erol Bulut da yeni Türkiye futboluna Fenerbahçe’yi adapte etmek niyetindeydi. Bu niyet Demokles'in kılıcı gibi sert bir darbeyle kesintiye uğratıldı. 

Her şeyden önce Fenerbahçe yönetimi ve Fenerbahçe Cumhuriyeti gündüz ayak üstü hayal görüyor. Neden hayal görüyor? Şundan hayal görüyor; Türkiye oyun pratiği dağınık defansif yapılardan kurtuldu ve örgütlü defansif yapılara evrildi. Yani Anadolu takımları denilen takımlar defans yapmayı öğrendi. Antalyaspor’un yaptığı gibi geride dörderli iki blok olarak alan savunması yapmak ve bu maçta Antalyaspor’un kusursuzca uyguladığı gibi, kör vuruşlara yasak getirmek, her takımın ezberine aldığı bir oyun pratiği oldu. 

Alanı doğru savunan, dönen toplara kör vuruşlar yapmayan takımların savunmasını aşmak için, çok iyi tasarlanmış hücum planlarına ihtiyaç olur. Ama bu ihtiyaç bütün Türkiye futbol tarihi boyunca hiç üretilmemiş bir ihtiyaçtır. Hiçbir takım, orta kesmek dışında, defans yapan takımların bütün önlemlerini berhava edecek bir hücum planına sahip olmadı. Yok böyle bir şey. Türkiye oyun pratiği bu futbol hakikatine hep kör ve sağır kaldı. 

Fenerbahçe, örgütsüz hücum aksiyonları için, takım savunmasından taviz veriyor. Fenerbahçe o kadar örgütsüz ki, Mesut Özil gibi bir yetenek, derin doğru bir pas opsiyonu için fırsat bulamıyor. Özil topla buluştuğunda, oyunun ondan sonraki akışkanlığı organize edilmediği için sağıyla soluyla gerisiyle oynamak zorunda kalıyor. Bu işleri yapmak için bir Mesut Özil’e ihtiyaç yok. İrfan Can Kahveci ya da Tolga Ciğerci bu işlerin ustası. 

Hücum aksiyonları o kadar doğaçlama ki, top kanatlara taşındığında, atak mutlaka orta kesmeye muhtaç hale geliyor. Eğer orta tek hücum planıysa o zaman Caner neden işbaşında değil? 

Türkiye’de herkes hücum etmenin çok kolay olduğunu sanır. Eğer hücum denilen meret sadece orta kesmekten ibaretse elbette çok kolay bir iş olurdu. Ama öyle değil. Hücum bölgesi adam eksiltme bölgesi değil sadece, tıpkı birinci ve ikinci bölgede olduğu gibi pas opsiyonlarının kurgulanması lazım gelen bir bölgedir. İyi kapanmış takımları açmanın en iyi anahtarı, yönü ve şiddeti çok iyi ayarlanmış pastır. Adam eksiltmek ve orta kesmek, bu işin üçüncü dördünce derecedeki görevleridir. 

Fenerbahçe yönetimi, Erol Bulut oyununu tepeden tırnağa değiştirdi. Dolayısıyla bugün ortaya çıkan sonuçlardan Erol Bulut sorumlu değil. Bu oyun hangi aklın ürünüyse, o akıl bu sorumluluğu üstlenmelidir.

 
 
 

Ali Fikri Işık Kimdir?

Ali Fikri Işık, 1958 yılında Mardin’in Savur ilçesine bağlı Xeramemo köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Batman’da, liseyi ise Silvan’da okumuştur. 1978 yılında Batman'da “Sesleniş” Gazetesiyle yazın hayatına başlamış. 1985 yılında yazarlar kooperatifi olan Yazko’nun dergisi “Yazko Somut”ta, 1994 yılında “Zone News” gazetesinde, 1995 yılında haftalık dergi “Roj”da, 2010 yılında Taraf gazetesinde, 2016 yılında “BasNews ve Kurdistan24 Türkçe'de yazmıştır. Amedspor Kaos ve Direniş Amedspor kitaplarının yazarıdır.