Fidan: Kendini yakan Amerikalı askerin duruşu meşruiyet krizinin işarettir

Dışişleri Bakanı Fidan "Bugün artık Gazze’deki katliamın suç ortaklığını taşıyamadığı için kendini yakan Amerikalı askerin duruşu, uluslararası sistemin meşruiyet krizinin örtülemez işaretidir" dedi.

Fotoğraf: ANKA
Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Bu yıl üçüncüsü yapılan Antalya Diplomasi Forumu, "Krizler döneminde diplomasiyi öne çıkarmak" temasıyla bugün başladı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Forum'un açılış konuşmasını yaptı.

ANKA'nın haberine göre Fidan, şöyle konuştu:

"Çok kutuplu bir uluslararası sistem daha belirgin hale gelirken kaba kuvvet üzerinden sonuç değiştirme pratikleri giderek öne çıkıyor. Afrika'dan Latin Amerika'ya, Avrupa'dan Asya ve Orta Doğu'ya egemenlik, refah ve güvenlik arayışının uzlaşıyla çözülmesine ihtiyaç daha da artıyor. İşte bu nedenle bu yılki Antalya Diplomasi Forumu'nun başlığını 'Krizler döneminde diplomasiyi öne çıkarmak' olarak belirledik.

Türkiye, sorunların çözümüne her daim yapıcı katkı sağlamakta, krizler ve çatışmalar karşısında ilkeli ve etkin bir tutum sergilemektedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, yıllardır uygulamakta olduğumuz dış politikamız, yakın coğrafyamızdan başlamak suretiyle, barış, istikrar ve refah kuşağı tesis etmeyi hedeflemektedir.

'İNSANİ DEĞERLERE SAHİP ÇIKAN HERKES GAZZE'DEKİ KATLİAMIN DURMASINI İSTİYOR'

Gazze’de yaşananlar, uluslararası sistemin meşruiyet krizinin en açık işaretidir. Gazze’nin fotoğrafı, uluslararası sistemin ikiyüzlülüğünün gizlenemez şekilde ortaya çıktığı bir felaket anıdır. Bugün artık Gazze’deki katliamın suç ortaklığını taşıyamadığı için kendini yakan Amerikalı askerin duruşu, uluslararası sistemin meşruiyet krizinin örtülemez işaretidir. Görüyoruz ki, Batı’nın onurlu insanları da bu vahşete artık kayıtsız kalmıyor. İspanya’da iç savaş sırasında Guernica şehrinde yaşanan katliamı, Picasso, eseriyle ölümsüzleştirmişti. 1937’den sonra ilk kez Guernica’da sirenler, bu kez Filistin için çaldı. Yeryüzü halkları ateşkes diyor, küresel vicdan ateşkes diyor. İslam dünyası ayakta, Küresel Güney ayakta, Batı’nın vicdanlı insanları ayakta. İnsani değerlere sahip çıkan herkes Gazze’deki katliamın durmasını istiyor. Ancak katliamın failleri bu haykırışa kör ve sağır.

'NE YAPILACAKSA ŞİMDİ YAPILACAKTIR'

Mazlumların ve mağdurların katliamına ağlamanın bile cezalandırıldığı bir çürümeden, vicdan infazından, insan olmanın suç olduğu bir meşruiyet kaybından bahsediyoruz. Bir daha Gazze’deki gibi katliamlar yaşanmasın diye, bir daha Gazze olmasın diye, ne yapılacaksa şimdi yapılacaktır. Gazze halkına yönelik şiddete ivedilikle son verilmesi amacıyla krizin ilk gününden itibaren her seviyede girişimlerimizi başlattık. Bölge ülkeleriyle birlikte garantörlük dahil sorumluluk üstlenmeye hazır olduğumuzu krizin başından bu yana dile getirmekteyiz.

'TARAFLARI BİR ARAYA GETİRMENİN YOLLARINI ARAMAMIZ GEREKİYOR'

Uluslararası sistemdeki krizlerin bir diğer yansıması da, üçüncü yılına giren Rusya-Ukrayna Savaşı’dır. Savaşın geldiği aşamada, tarafları bir araya getirmenin yollarını ciddi biçimde aramamız gerekiyor. Barış müzakerelerini kolaylaştırmak için her türlü çabayı sergilemeye dün olduğu gibi bugün de hazırız. Aynı zamanda, Karadeniz’de seyrüsefer güvenliğini yeniden tesis etmek ve tahıl ticaretinin güvenli şekilde yapılmasını temin etmek amacıyla çalışmalarımızı da sürdürmekteyiz.

'ASTANA SÜRECİ İÇ SAVAŞIN DURMASINI SAĞLADI'

Türkiye, bölgesel sahiplenme anlayışıyla, yeni yöntem, aktör ve platformları sürece dahil ederek, coğrafyasındaki sorunların çözümüne öncülük etmektedir. Nitekim uluslararası sistem, Suriye’deki krizin çözümünü yıllardır sağlayamamıştır. Ülkemizin bölgesel sahiplenme anlayışıyla başlattığı Astana Süreci, iç savaşın durmasını ve siyasi çözüm arayışlarının tartışılmasını sağlamıştır.

Bölgesel sahiplenmenin bir boyutunu da enerji ve bağlantısallık projeleri oluşturmaktadır. Bu konuda da, küresel dayatmalardan ziyade, bölgenin ihtiyaçlarını önceleyen projeleri önemsiyoruz. TANAP, TAP, Hazar Geçişli Doğu-Batı Orta Koridor ve Kalkınma Yolu Projesi gibi girişimleri destekliyoruz.

Antalya Diplomasi Forumu’nun, uluslararası ilişkilere getireceği yeni perspektiflere ilaveten, yeni pratiklerin de hayata geçmesine zemin hazırlayacağına inanıyorum. Forum, farklılıklara açık olma, kuşatıcı olma ve küresel kriz alanlarına bölgesel çözümler üretme anlayışıyla, dünyadaki benzerlerinden ayrışmaktadır. Antalya Diplomasi Forumu, aynı notaların farklı enstrümanlarla çalındığı yekpare, tekdüze bir dünya değil; içinde yaşadığımız gerçekliğin konuşulduğu, farklı yaklaşımların dile getirildiği, farklı tecrübelerin paylaşıldığı, farklı dünya tahayyüllerinin hayırda yarıştığı bir mecra olmaya çalışıyor." 

 

(HABER MERKEZİ)