Filipinlerin komünist gerillaları: Otuz yıldır ‘sizi iki yıla bitireceğiz’ diyorlar
CPP Basın İlişkileri Başkanı Marco Valbuena: "Her türlü sömürü ve baskıdan kurtulmak için, adil ve ilerici bir dünya kurmak için, farklı ülkelerdeki halk hareketlerini enternasyonalist dayanışmayı kurmaya ve beraberliği büyütmeye çağırıyoruz."
Güneydoğu Asya’da bir takımada ülkesi Filipinler, dünyanın en uzun soluklu gerilla hareketine ev sahipliği yapıyor. Maoist ideolojik arka plana sahip olan Filipinler Komünist Partisi (CPP) ve silahlı kolu Yeni Halk Ordusu (NPA), 1969’dan bu yana askeri olarak faaliyet gösteriyor.
Daha önce taraflar arasında çeşitli barış görüşmeleri yaşanmasına rağmen varılan nokta itibariyle bugün şiddetli bir çatışma atmosferi hakim. Örgüt yakın zaman içerisinde lider kadrolarını kaybetti. NPA’nın kurucularından, sürgünde yaşayan Jose Maria Sison doğal nedenlerle 83 yaşında geçtiğimiz yıl yaşamını yitirdi. Son dönemde CPP tarafından yapılan açıklamada örgütün en üst yetkililerinden Benito Tiamzon ve Wilma Austria-Tiamzon’un patlama sonucu öldüğü açıklandı.
Tüm bu haberlerle birlikte Filipinler’de askeri yetkililer ‘örgütün tükenmekte olduğunu’ duyurdu. Bir zamanlar takımadaların neredeyse tamamına hakim olan NPA’nın artık sayılı cephede direnebildiği sıkça atılan manşetler haline geldi.
Peki bu haberler doğru mu? Elbette gerçeği bilmek zor. Ancak konu hakkında diğer tarafın ne düşündüğünü sorabiliriz. CPP Basın İlişkileri Başkanı Marco Valbuena ile hem ülkedeki son süreci hem de silahlı mücadelenin bugünü ve barış süreci ihtimallerini konuştuk.
‘SALDIRILAR ABD GÜDÜMÜNDE’
Son günlerde Filipinler hükümeti ve ordusu tarafından yönetilen CPP/NPA’ya yönelik ciddi bir operasyonla karşı karşıyayız. Size göre bu operasyonun altında yatan neden nedir?
CPP/NPA’ya karşı karşıdevrimci devletin şiddetlenmiş saldırıları yeni değil. 2018’den bu yana 150’nin üzerinde asker ve polis taburu ile NPA’nın ülke çapındaki gerilla birliklerine karşı yürütülen baskın çevreleme operasyonlarıyla şekilleniyor.
Şiddetlenmiş saldırılar, devrimci silahlı mücadeleyi ezme gayesindeki ABD emperyalistlerinin danışmanlığında ve onların yönlendirmeleriyle örgütleniyor. ABD, Filipinler Askeri Kuvvetlerini (AFP) insansız hava araçlarıyla, jet uçaklarıyla, toplarla, mühimmatlarla donatıyor ki geniş çaplı hava bombardımanı yapılabilsin.
ABD emperyalistleri, Filipinler’de neo-kolonyal kontrollerini ve egemenliklerini tamamlamak ve böylece Asya-Pasifik bölgesindeki askeri ayaklarını güçlendirmek üzere devrimci direnişi yok etme hayalleri kuruyorlar.
‘OTUZ YILDIR ‘İKİ YILA BİTİRECEĞİZ’ DİYORLAR’
Hükümet yetkilileri, yakın zamanda yaptıkları açıklamada ‘CPP/NPA’yı 2 yıl içinde bitirmeyi umduklarını’ belirttiler. Siz, mücadelenizin siyasi ve askeri olarak sona yaklaştığını düşünüyor musunuz?
Filipinler ordusu ve hükümeti, geçtiğimiz 30 yıl gibi bir süre içerisinde CPP/NPA’yı ‘iki yılda’ bitireceklerini söyledikleri sayısız açıklama yaptı. Bunların hepsi kibirden kaynaklanıyor. Ama aynı zamanda hükümet bütçesinin giderek daha büyük bir bölümünden beslenen ordunun daha da fazla fon talebini haklı çıkartmak için kullanılıyor.
Ülkede yarı-sömürge ve yarı-feodal koşullar devam ettiği müddetçe mücadelenin silahlı ve diğer şekilleri de ortaya çıkmaya devam edecek ve kazanacaktır. Silahlı baskı, halkın direnişini terörize edip felce uğratabilir, ancak bu geçici bir durumdur. Sonunda halkın gerçek ulusal özgürlük ve demokrasi özlemi için mücadele etme kararlılığı galip gelecektir.
Yine hükümet kanadından yapılan bir diğer açıklama da ülke çapında an itibariyle 22 gerilla cephesinin kaldığı yönündeydi. Bu rakam gerçeği yansıtıyor mu? Sahadaki mevcut gücünüz nedir?
Tarihsel olarak NPA ülke çapında 110 ila 128 arasında gerilla cephesi kurmuştur. Bu rakam, devrimci savaşın ilerlemeleri ve gerilemeleriyle birlikte dalgalanıyor. Düşmanın yaptığı açıklamaların herhangi bir temeli yok ve psikolojik savaş amaçları dolayısıyla yapılıyor. NPA, halk savaşını bir üst seviyeye taşımak için ulusal çapta 170 ile 200 arasında gerilla cephesi kurmayı hedefliyor.
Örgütünüzün Filipinler’de izlediği silahlı mücadele, dünyada devam eden en uzun soluklu silahlı mücadele olarak görülüyor. Böylesi uzunlukta bir silahlı mücadele geçmişi ve bugünü düşünüldüğünde sizce bunun nedeni nedir? CPP/NPA hala ciddi bir güç ise bunun neyden kaynaklandığını düşünüyorsunuz?
Sömürünün, zulmün ve siyasi baskının ekstrem ve gittikçe kötüye giden şekilleri, Filipin halkının emekçi kitlelerini silahlı direnişe yöneltmeye devam ediyor. Karşıdevrimci devlet, çürümüş yönetim sistemini korumak için silahlı baskı uygularken, insanların silahla karşılık vermekten başka çaresi yok.
Filipinler geri koşulların olduğu ve dağlık takımadalardan oluşan bir ülke. Bu nedenle gerici devlet, etkin bir şekilde geniş alanlarda hüküm süremiyor, özellikle de kırsalda. Dolayısıyla söz konusu koşullar gerilla birliklerinin varlığına, devamlılığına ve büyümesine izin veriyor. 50 yılı aşkın bir süredir devam eden uzun süreli halk savaşında devrimci güçler, köylü kitlelerin örgütlü gücüne dayanan iktidar organlarını pek çok köyde kurdu.
TEKNOLOJİ VE SİLAHIN AKIBETİ
Silah sanayisini inceleyen kimi kişiler, ‘Günümüz askeri teknolojisinin geçmiş on yıllara göre hükümetleri çok daha kuvvetlendirdiğini ve bu nedenle de silahlı mücadele yürüten yapılar için durumun artık daha çıkmaza girdiğini’ savunuyorlar. Elbette, gelişen teknolojilere karşı belli başlı alternatifler de yaratıldığı gözlenmeyebiliyor ancak son dönemde makasın konvansiyonel ordular lehine kapandığı doğru mu? Silahlı mücadelelerin akıbeti ile askeri teknolojiler arasında nasıl bir bağ görüyorsunuz?
Karşı devrimcilerin kafayı taktığı bir düşünce var: Halkın devrimci silahlı direnişinin, silahlı baskı yöntemiyle ezilebileceği. ABD askeri endüstrisi bloğu tarafınca kışkırttılan AFP, ileri gözetleme sistemleri ve gittikçe güçlenen imha silahlarının kullanımına başvurdu -uluslararası savaş kanunları kapsamındaki ‘orantılılık’ ilkesini hiçe sayarak. Daha da güçlü silahların kullanımı, savaşın bazı yönlerini değiştirebilir. Ama ancak gerilla savaşında ısrar ve mücadele, halk ordusunun kitlelerdeki derin ve geniş destek temeli ile düşmanı parça parça yenmenin gerekliliğini vurgular. Mao Zedong'un işaret ettiği gibi, nihayetinde eşyalar ve silahlar önemlidir, ancak savaşta belirleyici olan halktır.
KOLOMBİYA-FARC BARIŞ SÜRECİNİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Biraz da barış süreci ihtimallerinden söz edelim. Yine dünyanın en uzun soluklu silahlı hareketlerinden biri olan Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri (FARC), bir süre önce Kolombiya hükümetiyle bir barış anlaşması imzaladı ve örgütün büyük bir kısmı silah bıraktı. Ancak takibindeki süreçte işler umulduğu gibi gitmedi, silah bırakmış yüzlerce gerilla paramiliter güçler tarafından suikasta uğradı. Bunun üzerine ‘düze çıkan’ FARC üyelerinin önde gelen kimi kadroları tekrar silahlanma çağrısı yaptı. Sözün özü FARC-Kolombiya Hükümeti anlaşması, diğer deneyimler için emsal olabilecek tam anlamıyla başarıya ulaşmış bir barış süreci örneği sunamadı. Sizin ideolojik ve siyasi çizginiz ile FARC arasında farklar var. İki ülkenin koşulları da birbiriyle aynı değil tabii. Ama bu deneyimin size düşündürdüğü şeyler nelerdir? Size göre bir barış süreci için ideal koşullar nasıl sağlanabilir?
Kolombiya’da çok sayıda devrimcinin öldürülmesi, barış süreçlerinin ‘silahsızlanma ve terhis’ çerçevesinin gerçek niyetini, yani onları silahlı baskı ve cinayet karşısında savunmasız hale getirebilmeyi gözler önüne seriyor. Bu gibi saldırılar, Kolombiya’da bir dizi eski FARC üyesini yeniden silahlı devrime dönmeye sevk etti.
Filipinler Ulusal Demokratik Cephesi[1] (NDFP), barış müzakerelerine açık bir politikayı korumaya devam ediyor. Filipinler Hükümeti ne zaman hazır olursa önceki anlaşmalar temelinde müzakerelere devam etmeye hazırdır. Bununla birlikte birbiri ardına gelen Filipinler hükümetleri, silahlı devrimi silahlı baskıyla ezebileceklerini düşünerek barış süreçlerini kısa bir dönem psikolojik savaş amacıyla kullandıktan sonra kenara bıraktılar. Devrimci silahlı güçlerin mücadeleyi yoğunlaştırdığı bir anda barış sürecinin daha somut bir ilerleme kaydedebilmesi daha olasıdır.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mıdır?
Küresel kapitalist sistemin yaşadığı kriz derinleşmeye devam ederken, emperyalistler arasında savaş tehdidi sivrilmeye devam ediyor. Her türlü sömürü ve baskıdan kurtulmak için, adil ve ilerici bir dünya kurmak için, farklı ülkelerdeki halk hareketlerini enternasyonalist dayanışmayı kurmaya ve beraberliği büyütmeye çağırıyoruz.
NOT:
[1] İçerisinde CPP’nin de bulunduğu ancak farklı örgütlerin de yer aldığı ortak platform.
Kavel Alpaslan Kimdir?
1995'te İzmir'de doğdu. İzmir Saint Joseph Fransız Lisesi'nden mezun oldu. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi, Gazetecilik Bölümü'nde eğitim gördü. Gazeteciliğe 2014 yılında Agos’ta başladı. Gelecek/Umut Gazetesi’nde çalıştı. 1+1 Express Dergisi’nde yazıyor. 2016 yılından bu yana Gazete Duvar’da yazı ve haberleri yayınlanıyor. "Aynı Öfkenin Çocukları: Dünyadan Devrimci Portreleri" kitabı 2023 yılında Sel Yayıncılık tarafından yayınlanmıştır.
The Forbes köleliğin faydalarını sıraladı: Polyworking 20 Kasım 2024
İran’da bir Sovyet deneyimi: Azerbaycan Milli Hükümeti 16 Kasım 2024
Komünist aerobik öğretmeninden İsrail işgaline suikast 06 Kasım 2024
Baalbek’in yıkımı ve mirası 02 Kasım 2024 YAZARIN TÜM YAZILARI