Kürtler tek adam anayasasını reddetti
16 Nisan’da Demokrasi Bloğu, yüzde 49’u bulan bir güce ulaşmıştır. Kürt halkının duruşunu karartma, bulanıklaştırma çabaları, bu ittifakı çatlatma amacını da taşımaktadır.
Alp Altınörs
16 Nisan referandumunun gayrı resmi sonuçları açıklanalıberi, Kürt halkının “ne dediği” tartışma konusu oldu. Bu tartışmayı hayretle ve ibretle izliyorum.
Aslında Kürtler, çok açık ve net bir tutum aldılar. Tercümana ihtiyaçları yok.
Diyarbakır (yüzde 67.5), Van (yüzde 57), Hakkari (yüzde 67.5), Şırnak (yüzde 71.5), Mardin (yüzde 59), Dersim (yüzde 80), Batman (yüzde 63), Iğdır (yüzde 65), Ağrı (yüzde 57), Siirt (yüzde 52) Hayır dedi.
Kısacası Kürtler “Hayır” dedi. Tek adam anayasasını reddetti.
Bunu anlamak neden bu kadar zor?
İzmir yüzde 68’le Hayır deyince, bu “çok yüksek oranlı bir Hayır” sayılıyor da Diyarbakır’ın yüzde 67.5’lik Hayır’ı niye öyle sayılmıyor?
Cizre’de halkın yüzde 81’i Hayır dediği halde “HDP Cizre’de geriledi” başlığı atmak, sahtekarlık değil midir?
Çatışmaların en yoğun yaşandığı, yıkılmış illerde, ilçelerde dahi halkın büyük çoğunlukla Hayır demiş olması, iktidara verilmiş açık ve net bir mesaj değil midir?
Sur’da, nüfusun büyük kısmı göçertilmiş bu ilçede, hala yüzde 64’le Hayır çıkıyorsa bu ne anlama gelir? Silvan (yüzde 78), Lice (yüzde 85), Nusaybin (yüzde 78.5), Silopi (yüzde 74), İdil (yüzde 70), Yüksekova (yüzde 77), Cizre (yüzde 81), tümü de yüzde 70 üstü oranlarda Hayır diyorsa, bu ne demektir?
HDP Eşbaşkanlarının, hapsedildikleri “dört duvardan” yaptıkları çağrı, Kürtlerin yüksek oranlı Hayır oylarıyla karşılık buldu. Kürtler, tutuklu eşbaşkanlarının arkasında durdu.
Milletvekilleri tutuklanan bütün illerde, halk tutuklu vekillerin arkasında durdu. Kayyum atanan bütün il ve ilçelerde, halk “kayyuma Hayır” dedi.
“Bölge’de artık halk HDP’yi desteklemiyor, atanan kayyumlardan rahatsız değil, büyük çoğunluğu Evet diyecek” söylemlerinin psikolojik harekattan ibaret olduğu açıkça görüldü.
Tam tersine. Halk, belediyelerini geri istedi, milletvekillerine sahip çıktı. Gereğinin yapılması icap eder. 16 Nisan’da bölge halkının iradesi, kayyum kararlarının iptali, tutuklu vekillerin özgürlüğü yönündedir.
Üstelik bu sonuç, HDP’nin kampanyası sürekli gözaltı ve tutuklamalarla, baskı ve yasaklarla bastırıldığı halde; AKP’nin kampanyası ise devletin ezici gücü kullanılarak yürütüldüğü halde ortaya çıkmıştır. Şehirleri yıkılan yüz binlerce insan oy kullanamadığı, katılım oranı bu nedenle düştüğü halde, sonuç yine de açık ara Hayır’dır. Seçim günü pek çok sandıktan HDP görevlileri yaka paça uzaklaştırıldığı, sahte oy pusulaları sandıklara atıldığı, mühürlü “Hayır” pusulaları yırtılmış halde inşaatta bulunduğu halde, yine de Hayır kazanmıştır.
AKP kimsenin gönlünü kazanmış değildir. Abdulkadir Selvi’nin de aktardığı üzere; “Süleyman Soylu yöntemleri” ile sağlanmış bir artış söz konusudur. Buna rağmen, Hayır’ın görkemi de, Kürt halkının dirençli duruşu da gizlenemeyecek denli büyüktür. Kürt halkı, yeni Cizre’ler yaşatılması, işinden-ekmeğinden olmak tehditlerine rağmen, her şeyi göze alarak Hayır demiştir.
En önemlisi de, Türkiye demokrasi güçleriyle Kürt halkı arasında, 7 Haziran seçimlerinde ortaya çıkan tarihsel bloğun, 16 Nisan’da tazelenmesi ve güç kazanmasıdır.
16 Nisan’da Demokrasi Bloğu, yüzde 49’u bulan bir güce ulaşmıştır. Kürt halkının duruşunu karartma, bulanıklaştırma çabaları, bu ittifakı çatlatma amacını da taşımaktadır.
En kritik soru; yüzde 49’luk bu toplumsal gücün, birleşik bir siyasal alternatife dönüştürülüp dönüştürülemeyeceğidir. 1920 Meclisi’nde ve 1921 Anayasası’nda cisimleşmiş olan halklar ittifakı yeniden kurulabilecek midir?
16 Nisan’da Hayır’da buluşan 23.5 milyon insanı “Ortak Vatan ve Demokratik Cumhuriyet” için birleştiren bir siyaset, Türkiye’nin demokratik geleceğini kurabilir.
*HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı, 8 Eylül 2016’da gözaltına alındı, 16 Eylül 2016’da tutuklandı. 8 aydır cezaevinde. Tokat T Tipi Cezaevi A-1-4 Çamlıbel / Tokat