Bilimsel yolla öldürdüğümüz el yazısı kararımız: Ölen dirilir mi hiç?
Latin harfleri kullanan ve gelişim açısından ileri derecede olan eğitim sistemlerinde el yazısı-bitişik yazısı muteberdir çünkü insan vücudu-dilde olduğu gibi-ekonomik olarak hareket eder, bu nedenle eğik ve el kaldırmadan yazmayı tercih eder. Fiziksel gelişim böyledir çünkü...
Dr. Ramazan Sağ*
Elbette bu sorunun anlamsızlığı ilk bakışta anlaşılabilir. Ancak sorun okudukça daha da anlamını açığa çıkarmaktadır. Mesele eğik yazının artık okul sisteminden kaldırılmasıyla ilgilidir. Sayın Bakan değişikliği şu şekilde özetlemiş: "...gelecek eğitim-öğretim yılından itibaren ilk okuma yazma eğitiminde el yazısı yerine dik temel harfler kullanılması kararını verdiklerini... Bize yol gösteren husus, ilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır. Evlatlarımızı hayata hazırlayacağız. Çağın gerektirdiği bilgi, beceri ve değerleri vereceğiz. Bunu yapabilmek için çocuklarımıza okumayı ve yazmayı sevdirmemiz lazım... Çağ, ilim çağı. Bilim neyi gerektiriyorsa onu yapacağız. Uyguladığımız yöntem, zordan basite gelme uygulaması, suyun yokuşa akıtılması şeklindeydi. Bilimi takip edeceğiz, bilim neyi söylüyorsa onu yapacağız. Bilim değişir mi, değişir. Zaten bilimin tanımı da odur. Yanlışlanmayan şey bilim değildir. Eğer bir şey yanlışlanmaya açık değilse o bilim de değildir. Biz bilimi takip edeceğiz ve bilimi takip ettikçe de evlatlarımızı çağın gerektirdiği bilgi, beceri ve değerlerle donatmaya devam edeceğiz." (Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı sayfası)
Aslında bakanlık baştan beri savsaklanan ve hatta ortaokulda başta Türkçe (?!) öğretmenleri olmak üzere dal öğretmenleri tarafından canına okuduğumuz el yazısını/bitişik yazı becerisinin öğretiminin ilkokul birinci sınıftan itibaren tümden kaldırarak zaten yürütülemeyeni "bilimi" pardon ilimi takibin bir sonucu olarak kaldırıldığını kamuoyuyla paylaştı. Ne var ki bilimi, öğretmenlere veya velilere sorarak onların görüşleri doğrultusunda kararlar almak olarak sınırlandırmak doğru değildir. O, olsa olsa kamunun ne dediğini, bu konuda ne düşündüğü konusunda fikir edinmek için bir bilgi üretme biçimidir; doğru olanı bulmak değil dikkatinizi çekerim. Herkesin bildiği kavramla anlatmak gerekirse popülizmdir. Çok bilgim olmamasına rağmen, Latin harfleri kullanan ve gelişim açısından ileri derecede olan eğitim sistemlerinde el yazısı-bitişik yazısı muteberdir çünkü insan vücudu-dilde olduğu gibi-ekonomik olarak hareket eder, bu nedenle eğik ve el kaldırmadan yazmayı tercih eder. Fiziksel gelişim böyledir çünkü... Niçin tıraş olurken oynar başlıklı jilet kullanırız, çünkü jiletin akışkan olması için dik olmamalı onun yerine oynar olmalı ki yüzümüze uyarak bize zarar verme olasılığını ortadan kaldırsın. Bu nedenle dik kullanmak insanın doğasına aykırıdır. Sadece geometrik bir özelliktir, doğal değildir.
Gelişim kurallarına koşut bir yazı yazma biçiminin kaldırılarak onun yerine dik ve bitişik olmayan bir yazı yazmayla bilimin nasıl takip edildiğini anlamakta zorlanıyorum. Hepimizin deneyimlediği gibi hiçbir şey başlangıçta hele hele 6 yaşındakilerin verilen bir kâğıda ve hatta 1 cm'lik bir alana sınırlandırılmış iki çizgi arasına yazı yazmaları son derece zordur. Çünkü yazı alanı ve biçimi yapaydır. Ancak çocuk yapay olana gelişimi gereği eğik olarak doğallıkla yaklaşır ve verilen yapay alanlarda kendi gelişimine uygun bir yazı stili geliştirir. Şimdi doğal olan kalemi kâğıda yerleştirirken kolun ve bileğin bükülmesinden dolayı eğik tutarak iki harf arasına mesafe koymak için kaldırmak yerine ulayarak-bitişik yazabilmesi yerine son derece zor olanı dik ve ayrık yazmayı getirdiğinizin -geometrik yazı yazma stili başka bir ifadeyle yapay olanı dikte/tercih ettiğinizin-henüz farkında değilsiniz. Suyun yokuşa doğru akıtılması esas bu uygulamadır. Ve her daim zor olduğu kadar işe kolaydan değil zordan başlıyorsunuz bu uygulamayla.
Dönem sonunda bunun zorluklarını birlikte göreceğiz. Eh bu arada çocuklarımıza bilimselliği yanlış anlamaktan dolayı heba etmiş olacağımızı şimdiden belirtmek isterim. Ancak dönem sonunda konuyu tekrardan gözden geçiririz diye bir bilimsel anlayışı kabul ettiyseniz bir sorun yok çocukları heba etmekten başka. Yıllardır ediyoruz zaten. Bu arada bu kararın çocuk gelişimi açısından yanlış olduğunu söyleyenlere rağmen alındığı gerçekliği ise bir başka bilimsel problem. Eğitimimiz zaten ölüydü. Nasılsa ölüler diriltilemez, bilim öyle diyor.
Hayırlısı olsun...
* Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi