Parkların etinden, sütünden, kılından yararlanmak
Projenin adı Şehit Üsteğmen Arif Kalafat Doğa Parkı Meydan Projesi. Meydan projesi gibi yanıltıcı bir ad verilse de yapılmak istenen aslında, böyle bir inşaata hiç de ihtiyaç olmadığı halde, birilerine para kazandırmak. Bir AKP belediyesi klasiği olarak halkın parasını çarçur ederken, doğal çevreyi betonlaştırmak. Hiçbir kamu yararı olmayan bu projeye yakından bakarsak ne söylediğim daha iyi anlaşılacak.
Abbas Karakaya
Çekmeköy Doğa Parkı ilçenin en popüler mekanlarından olan bir kent parkıdır. Belediyenin parklarla, özelde de bu parkla işi bir türlü bitmiyor! Bir şeyin etinden, sütünden, kılından vs yararlanmak diye bir söz vardır ya, bu parkın başına gelen de bu. Çekmeköy AKP belediyesi bu sefer de, parkın Üçüncü Köprü bağlantı yolu girişinde hummalı ama yavaş giden bir inşaat faaliyetine girişmiş. Projenin adı Şehit Üsteğmen Arif Kalafat Doğa Parkı Meydan Projesi. Meydan projesi gibi yanıltıcı bir ad verilse de yapılmak istenen aslında, böyle bir inşaata hiç de ihtiyaç olmadığı halde, birilerine para kazandırmak. Bir AKP belediyesi klasiği olarak halkın parasını çarçur ederken, doğal çevreyi betonlaştırmak. Hiçbir kamu yararı olmayan bu projeye yakından bakarsak ne söylediğim daha iyi anlaşılacak.
İnşaatın adı: Şehit Üsteğmen Arif Kalafat Doğa Parkı Meydan Projesi. Orada, metal perdelerle çevrili şantiye alanında, bir ay öncesine kadar, yani inşaat başlamadan önce de ‘meydan’ vardı. Şimdi de var. Sade, gösterişsiz ama çalışan bir girişi kapısı vardı. Kapının yanında güvenlikçiler için sevimli, sağlam bir kulübe de vardı. (Henüz yıkılmamış) Maksat şehit Arif Kalafat’ın anısını yaşatmaksa, bir büstünü koy, biyografisini yaz koy girişe. Neden şehit kişinin adı üzerinden, onun adını vererek orada zaten olan bir alanı, sanki yeni bir alan yaratıyormuş gibi duyuruyorsunuz? Bu yapbozun, bu duygu sömürüsünün asıl nedeni müteahhitlere para kazandırmak değilse, ne? Kamuya yararı ne?
Meydanı anladık diyelim. Peki, parkın sınırını gösteren telleri neden söktürdünüz? Doğa Parkı'nın sınırını gösteren, otoyoldan ayıran henüz bir yıl önce döşenmiş teller sökülmüş durumda. Tellerin yerine duvar ördürülüyor. Tel örgüyle duvarın ne farkı var? Peki, bu yapboz neden? Müteahhitler para kazansın. Ve bir de bu duvarın üstüne belediyenin adı ve arması konacakmış. Yani reklam. Peki, halkın parasına yazık değil mi?
Projenin mantıksız, inşaatçılara para aktarmayı amaçlayan üçüncü bileşeni de park girişinin önündeki göbek. Bu göbeğin tamamlanması, civarındaki yollara asfalt dökülmesinin üzerinden altı ay geçti, geçmedi. Şimdi göbeğin üstündeki taşlar sökülmüş durumda. Ne yapılacak? Efendim, oraya da kuleye benzer bir yapı dikilecekmiş. Ne bileyim, o kule üzerine de belediye arması, Arif Kalafat Meydanı'nı (!) gösteren işaretler asılır herhalde. Tabii, üstünde belediyenin arması. Peki, bu yapboz neden? Bunun da cevabını oradaki taşları söktürenler versin.
Bunca para harcandıktan sonra, belediye kalkıp "kardeşim bu parka giriş paralı" derse, ne olacak? Halkın asıl korktuğu bu. Olmaz olmaz demeyin. Bu ilçede bunun örnekleri var. Onlar da başka bir yazının konusu olsun.