Tesadüfen ünlü: Fotoğrafçı Vivian Maier
Yaklaşık 150 bin fotoğraf çeken Vivian Maier’in aslında bir dadı olarak çalıştığını, gündelik işlerinden arta kalan zamanlarda neredeyse nefes alır gibi fotoğraf çektiğini, yalnızlığına, özel hayatının gizliliğine büyük önem verdiğini biliyoruz artık. Ama belki de herkes için en şaşırtıcı olanı, hiçbir fotoğraf eğitimi olmayan birinin nasıl olup da bu kadar etkileyici fotoğraflar çekebildiğiydi.
Hanife Altuntaş
İnsanlık öyküleri sonsuzdur. Çoğu unutulup gider. Bir kısmı tarihe küçük notlarla kendini yazdırmayı başarır. Ve çok azı, mutlaka anlaşılmayı ve paylaşılmayı hak eder. 1926 yılında New York’ta doğan, 2009’ da Chicago’da hayata veda eden Vivian Maier de hayli gizemli yaşamı ve fotografik anlamda ölümden sonra yeniden doğumuyla bu son gruba girmeyi başarmış insanlardandır.
New York’ta 1955 Eylül'ünde iki caddenin kesiştiği bir köşede, vitrin camları önünde bir kadın duruyordu. Boynuna astığı ikiz mercekli Rolleflex marka fotoğraf makinesini iki elinin parmaklarıyla ustaca tutan bu kadın, neredeyse ifadesiz bir yüzle karşıdaki yansımasının gözlerinin içine baktı. Tam arkasında ve solunda cadde boyunca uzanan beton blokların arasında, yukarıda küçük bir gökyüzü parçası vardı. Yüzünü çevreleyen kısa saçlarının üzerindeki şapkasını işte tam da bu aydınlık karanlık arasına ortaladı. Üzerine bol gelen ve birazda kırışık görünen sıradan elbisesinin yansımasını çok umursamadan son kez kadrajı kontrol edip deklanşöre bastı. İşte o anı şimdiye taşıyan sihirli hareketti bu ve Vivian Maier bunu biliyordu.
Yazacağı bir tarih kitabı için Chicago şehrinin eski fotoğraflarına ihtiyaç duyan John Maloof 2007 yılında katıldığı bir müzayedede bir koli dolusu film negatifi satın aldı. Negatifleri incelediğinde ihtiyacı olan şeyler olmadıklarını fark etti ama bu fotoğraflarda sıra dışı bir şeyler vardı. Müzayededen bu fotoğrafların sahibinin Vivian Maier adında bir kadın olduğunu öğrendi. Arama motorlarında bulamadığı bu ismin daha önce satılmış bütün negatiflerini edindi. Bunları inceleme ve bastırmaya çalışma aşamalarını yaşarken 2009 yılında bir arama motorunda Vivian Maier’in ölüm ilanıyla karşılaştı. Sonraki süreçler bu kadının John Maloof tarafından gün ışığına çıkartılması diye düşünülebilir. Çünkü yaklaşık 150 bin fotoğraf çeken Vivian Maier’in aslında bir dadı, bakıcı ve hizmetçi olarak çalıştığını, gündelik işlerinden arta kalan zamanlarda neredeyse nefes alır gibi fotoğraf çektiğini, yalnızlığına, özel hayatının gizliliğine büyük önem verdiğini biliyoruz artık. Ama belki de herkes için en şaşırtıcı olanı, hiçbir fotoğraf eğitimi olmayan birinin nasıl olup da bu kadar etkileyici fotoğraflar çekebildiğiydi.
Vivian Maier, 1950-1990 yılları arasında Chicago ve New York şehirlerinde sokak fotoğrafçılığı yaptı. 1959 yılında sekiz ay süren bir dünya seyahatine çıktı. Yalnızdı ve gene çok sayıda fotoğrafla geri döndü. Fotoğraf sanatçısı Joel Meyerowitz bu sıra dışı kadının fotoğrafları hakkında belki de en çarpıcı yorumları yapanların başında geliyor: “Özgün bir bakış açısı var ve insan doğasını çok iyi biliyor. Bence onun fotoğrafları sevecenliği, insani trajedileri, fedakarlığı ve nezaketi gösteriyor.” Bir başka isim, Mary Ellen Mark, harika bir gözü ve müthiş bir kadrajı, ışık ve mekân duygusu olduğunu söylüyor ve ekliyor.” İstese çok meşhur bir fotoğrafçı olabilirmiş.”
Vivien Maier sokaklarda sayısız fotoğraf çekti. Çocuklar, kadınlar, ayyaşlar, evsizler, sakat hayvanlar, palyaçolar, sıradan yüzler. Kendi deyimiyle aslında ağırlıklı olarak “Tanrının unuttuğu insanlardı” bunlar. Bu siyah beyaz oto portresinde bir yanı aydınlığın içinde diğer yanı gölgenin gizeminde yer alırken, belki de bize söylemek istediği bir şey vardı. Tanrının unuttuğu insan olmaya direnmenin sihirli bir yolunu bulmuştu ve elinde sıkı sıkıya tuttuğu ve neredeyse ölene kadar bırakmadığı fotoğraf makinesiyle bize bunu anlatmaya çalışıyordu. “Hiçbir şeyin sonsuza dek sürmeyeceğini biliyorum. Diğer insanlar içinde bir alan bırakmalıyız. Bu bir döngü. Binersin ve sonuna kadar gidersin. Sonra başkası alır senin yerini. Şimdi de üzerime düşeni yapmak için bunu kapatıp hızla bir sonraki kapıya koşacağım.”