Peygamberin dehşeti: Erotik anlatıcı Bataille

Bataille, yirminci asrın çerçöpünü temizleyerek, çağdaşlarına rahatça yürüyebilecekleri taze mi taze, ürkünç mü ürkünç bir yol açıyor. Ve işte bir tadımlık: “İnsanın ruh yapısı çok şaşırtıcı dürtülere eğilimli, sürekli kendi kendisinden korkuyor, erotik davranışları kendisini dehşete düşürüyor, erdem tiksintiyle hazdan kaçınıyor: Kendisinin ve hazzın itiraf edilmesi güç tutkularının aslında bütünleyici olduklarını görmezlikten geliyor!”.

Google Haberlere Abone ol

Hamza Celâleddin/[email protected]

Odi profanum vulgus et arceo! (Horatius)*

Egemen; tarih boyunca, “aşırı olan”ı mahkûm ederek “normal olan”ı yüceltme işinde ne kadar mâhirleşirse mâhirleşsin (ki en mâhiri, bütün “normal” insanlar gibi ağzına ateş ederek intihar etmiştir), “tarihsel yazgı” bir türlü onun peşini bırakmamıştır. Bugünün mahkûmu olan “aşırı”, yarının sıhhatvâr nefesi, azgın hürriyet çığlığıdır; ki bugünün egemeni, ne bu azgın çığlığı işitecek hassas kulaklara sahiptir (işitsel incelikten yoksun olduğu çirkin sesini gürültülü söylevlere adamasından da açıktır), ne de bu sıhhatvâr nefesi duyumsayabilecek tarihsel akla nail olabilmiştir. Gel gelelim egemen, “aşırı”yı mahkûm ederek varlığını sürdürebileceğine ve hatta bu “sefil varlığının” –ne ilginç ki bu bir oksimoron değildir– sonsuza dek sürüp gideceğine ilişkin safça inancını lüzumsuz kalabalığa onaylatarak doyuma ulaştırırken, “aşırı olan”, seçkin azınlığı (Nietzshce’nin Deccal’i sunuşunu anımsayınız; azları, en azları) “tarihsel olan”da biriktirerek sonsuza doğru ilerler. Yeryüzünün değişmez hakikati ise bu vesileyle şöyle belirir: Sevgililerim; burası dehşetengiz bir yerdir!

Ve hangi güç ve hangi beceri

Bükebilirdi kaslarını yüreğinin?

Ve, yüreğin çarpmaya başladığında,

Hangi dehşetli el ve hangi dehşetli ayaklar?**

Sözü “aşırılığın son peygamberi” Georges Bataille’e getirmezden evvel; elzemdir ki, onu buraya getiren tarihsel durumu şöylece hülâsa edeyim: Herakleitos ya da “dağ başında kendini ölüme terk etmek”, Empedokles ya da −bir keyifli söylence olarak− “Etna’nın ölümlü Tanrı’sı”, Spinoza ya da “ilk gerçek başkaldırıcı”, David Hume ya da “kurgusöküm ustası”, Blake ya da “karamsarın coşkulu ışığı”, Kierkegaard ya da “lâmekân lânetli”, Hölderlin ya da “fırtınalarda ve rüzgârlarda yolunu bulabilmiş birisi” (ve bulamamış birisi; Descartes), Rimbaud ya da “azgın dehâ”, Schopenhauer ya da “zarif olmayan sözün en zarif söyleyicisi”, Nietzsche ya da “de profundis clamavi”, Weininger ya da “kendinden nefret etmenin peygamberi” ve nihayet Bataille ya da “geç erotik söyleyici”…

Taşkınlık Güzelliktir.***

Tarih 10 Eylül 1897. Nietzsche’nin “zamanlaması mânidar” ölümüne üç, Weininger’in zarifâne intiharına ise henüz altı sene var. Nietzsche’nin sürükleyicisi (takipçisi demiyorum çünkü “takipçilik” egemenin icâdıdır) Bataille, yeryüzü sahnesinde beliriyor ve on dokuzuncu asrın değme taşkınları, Bataille karşısında hayretlerini gizleyemiyor. Ölüm, erotik bir tutkuyla; kötülük ise, incelikli bir merak duygusuyla kavuşuyor. Herakleitos’un daim-döngü ırmağı bin yılları aşıp, Bataille’in sesiyle muzipçe kanatlanıyor; Diyojen’in aylak fıçısı rüzgârı fırsat bilip yeryüzünü arşınlıyor. Ve çağdaş şöyle diyor: “Haykıran ben değilim, yer gümbürdüyor!”(1). Nihayet Bataille, yirminci asrın çerçöpünü temizleyerek, çağdaşlarına rahatça yürüyebilecekleri taze mi taze, ürkünç mü ürkünç bir yol açıyor. Ve işte bir tadımlık:

“İnsanın ruh yapısı çok şaşırtıcı dürtülere eğilimli, sürekli kendi kendisinden korkuyor, erotik davranışları kendisini dehşete düşürüyor, erdem tiksintiyle hazdan kaçınıyor: Kendisinin ve hazzın itiraf edilmesi güç tutkularının aslında bütünleyici olduklarını görmezlikten geliyor!” (2).

Bataille’den pay; hâsılı, aşırılıkta yarar, taşkınlıkta güzellik vardır:

Iskalamayınız!

Hölderlin yurdunuz, Tagore göğünüz,

Camus yâr, Nietzsche yardımcınız olsun.

Notlar:

*İnsan sürüsünden nefret ediyorum ve onlardan uzak duruyorum.

**William Blake, Çev: T. Asi Balkar.

***William Blake: Bataille’in Lânetli Pay’ı bu alıntı ile başlıyor.

(1) Attila József, Haykıran Ben Değilim, Çev: Vural Yıldırım.

(2) Georges Bataille, Cinsellikten Dinselliğe Erotizm, Önsöz, Kelebek Yayınları.