Bugün sosyalizm için ne yaptın?

Yarını ancak bugünden inşa edebilirsiniz. Türkiye sosyalizminin toplumsal çelişkileri çözebilmesinin garanti altına alınması, sosyalistlerin bu alanlarda siyaset üretmeleriyle, işçi sınıfının farklı katmanlarının kendilerine özgü sorun ve taleplerini öz örgütlenmeler aracılığıyla ifade etmelerine öncülük etmeleriyle, kısaca görevlerini ertelememeleriyle mümkündür. Bu görevleri erteleyen, sosyalizmi erteler.

Google Haberlere Abone ol

Tunca Özlen

Sosyalizmin kuruluşuna odaklanmanın, bir takım yakıcı, acil, ertelenemez sorunların akıbetini belirsiz bir geleceğin kollarına bırakmak olduğunu savunanlar söz konusu sorunların çözümünün, sosyalizmin önünü de açacağını savunurlar.

“Ertelemeciler” için sosyalizm hiçbir sorunun çözümü değil, ancak tüm sorunların kapitalizmin dinamikleriyle çözülmesinin ardından gündeme gelebilecek bir toplumsal sistemdir.

Oysa çürüyen kapitalizm, namı diğer emperyalizm bırakın sistem içi çözümler üretmeyi, uzunca bir süredir toplumu ve üretim güçlerini çürütüyor. Bitmek bitmeyen kriz ve savaşların burjuvazinin iktidarını derinden sarsmaması, ezilenlerin örgütlenme ve harekete geçme becerisinin büyük ölçüde sakatlanmış olmasıyla ilişkili. Burjuvazi yönetemiyor ancak ezilenler de deviremiyor.

Sosyal devletin yaşadığı çöküşün, ulusal çatışmaların, toplumsal cinsiyet rejimiyle uyumsuz toplumsal kesimlerin yaşadığı sorunların, doğanın tahribatının sorumlusu olan kapitalizmin, bu sorunlara kısmen veya tedrici olarak çözüm üretme becerisi neredeyse tamamen ortadan kalkmış durumda.

Kapitalist merkezlerdeki göreli refah düzeyi, işçi sınıfının mücadele ederek elde ettiği kazanımlara veya çevre ülkelerden aktarılan artı-değere yaslanıyor. Bu refah modelinin yaygınlaşması değil, giderek daralması daha olası. Sosyalizm yeniden iktidara gelmedikçe, burjuvazinin emekçilere taviz vermesini beklemek boşuna.

Dolayısıyla, “önce demokrasinin acil sorunları çözelim, oradan sosyalizme yürürüz” yaklaşımının tarihsel dayanaklardan mahrum olduğunu söyleyebiliriz.

Ertelemeciliğin en karakteristik örneği yukarıda anlatılan biçimidir ancak ertelemecilik bundan ibaret değildir. Daha tehlikeli ve yıkıcı bir formu daha var…

Kapitalizmin devraldığı veya yarattığı toplumsal sorunların önce sistem içinde çözülmesini sosyalizmin ön şartı sayanlara karşılık, söz konusu sorunların çözümünün ancak sosyalizmin inşasından sonra gündeme gelebileceğini savunanlar da var.

Önce sosyalizmi kuralım, oradan toplumsal sorunlara uzanırız” yaklaşımının tarihsel dayanakları sanıldığı kadar sağlam değil. Reel sosyalizm pratikleri, kuruluşa önderlik eden politik güçlerin iktidarı almadan önce farklı toplumsal çelişkilere programlarında ve kampanyalarında ne ölçüde yer verdiklerini incelemenin son derece kritik olduğunu gösteriyor.

Kapitalizmin rahminden çıkmış haliyle sosyalizmin taşıdığı “doğum lekeleri”, bunlara hızla ve kararlı bir biçimde müdahale edilmezse kanserli hücrelere dönüşüyor. Diğer toplumsal çelişkileri, emekle sermaye arasındaki antagonizmadan azade düşünemeyiz. Bir sınıf olarak burjuvaziyi tasfiye etmiş ancak diğer toplumsal çelişkileri çözememiş bir sosyalizm için, kapitalizme geri dönüş tehlikesi her zaman günceldir.

Yukarıda bahsettiğim kümelerden ilkinde yer alanların sosyalizmin kuruluşunu, ikinci kümede yer alanların ise toplumsal sorunların çözümünü erteledikleri sanılmamalı. Ortak noktaları, sosyalizmi ertelemeleri. Ertelemecilik, her halükarda sosyalizmi ertelemektir.

Sosyalizmin kuruluşunu kadın sorununun, LGBT sorununun, çevre sorununun sistem içinde çözülmesinden sonraya erteleyenler değil sadece, bu sorunların gündeme alınmasını sosyalizmin inşasından sonraya erteleyenler de, aslında sosyalizmi erteliyor.

Sosyalizm mücadelesi iktidarın fethedildiği o göz kamaştırıcı andan ibaret değil. Siyasi devrime tekabül eden momente kadar kat edilmesi gerek yol, işçi sınıfının farklı katmanlarıyla etkileşime girmeyi, bu kesimlerin sorun ve taleplerine yanıtlar vermeyi, yakıcı toplumsal çelişkiler üzerine siyaset üretmeyi gerektiriyor.

Örneğin kadın sorununu bugünden gündemine almayan, kadın hareketinin ne dediğine kulak asmayan, kadının sorununun tarihsel arka planını ve günümüzde aldığı formu incelemeyen, kadınları ezen toplumsal mekanizmaların iç yaşantısında yeniden üretilmesini engellemeye yönelik tedbirler almayan bir politik yapı, yarın sosyalizmin kuruluşuna önderlik etmeye kalktığında kadın sorununun çözümünde başarısız olmaya yazgılıdır. “Kadın” yazan yerlere “LGBT” yazın, aynı sonucu elde edersiniz.

Yarını ancak bugünden inşa edebilirsiniz. Türkiye sosyalizminin toplumsal çelişkileri çözebilmesinin garanti altına alınması, sosyalistlerin bu alanlarda siyaset üretmeleriyle, işçi sınıfının farklı katmanlarının kendilerine özgü sorun ve taleplerini öz örgütlenmeler aracılığıyla ifade etmelerine öncülük etmeleriyle, kısaca görevlerini ertelememeleriyle mümkündür. Bu görevleri erteleyen, sosyalizmi erteler.

Sosyalizmin kuruluşunu mümkün kılacak toplumsal dinamiklerin bugünden farklı alanlarda verilecek mücadeleler sayesinde olgunlaşacağını, ezilenlerin ancak mücadele içerisinde bugünden yoğrularak sosyalizmi kurabilmelerini mümkün kılacak potansiyellerinin açığa çıkacağını aklımızdan bir an olsun çıkarmamalıyız.

Parolamız çok açık: Bugün sosyalizm için ne yaptın?