İnternet çağında pedofili ve çocuk pornografisi

Pedofilinin dinsel ve hukuki anlamda meşrulaştırılmaya çalışıldığı, “çocuk gelin” kisvesi altında göz yumulduğu, ensestin çok yaygın olduğu, çocuk pornografisi üretmenin ve izlemenin suç olduğu bilincinden çok uzak bir toplumda yaşıyoruz. Bu yüzden; 18 yaş altı çocukları cinsel istismardan koruyacak yasaları hızla kanunlaştırmak, çocuk pornografisi üretmenin ve izlemenin suç olduğu bilincini topluma yaymak zorundayız.

Google Haberlere Abone ol

Mahan Doğrusöz*

2017 yılı itibariyle dünyada 4 milyar insanın internet erişimi var (internet World statistics 2017). Hane Halkı Bilişim Verileri Araştırmasına göre, bugün Türkiye’de her 10 haneden 8’i internete erişiyor (TUİK 2017). Bugün dünya, Marshall Mcluhan’ın öngördüğü gibi küresel bir köydür. Bu yazı “küresel bir köye” dönüşen günümüz dünyasının en karanlık yüzlerinden birisi: pedofilinin, internet ve yeni dijital teknolojiler üzerinden vardığı ürkütücü boyutları gözler önüne sermeyi hedefliyor.

Jean Baudrillard, artık bir yabancılaşma çağında değil, iletişimin “coşku (ecstacy)” çağında yaşadığımızı iddia etmişti (Baudrillard 1987). İçinde bulunduğumuz bu “coşku” hali, dijital iletişimin “öteki” ve son derece karanlık yönünü görmemizi zorlaştırıyor. İnternet üzerinden dijitalleşen iletişim ve sosyal medya sadece iletişimi kolaylaştırıp, insanları birbirine “yakınlaştırmadı”. Aynı zamanda, pedofillerin mağdurlara ulaşmasını, çocuk cinsel istismar görüntüleri üretmesini, yaymasını, takas etmesini ve satmasını, online örgütlenmeler kurmasını, derin web'de saklanabilmesini ve anonimleşmesini sağladı! Dijital çağ öncesinin yalıtılmış pedofilinin yerini çevrim içi, “örgütlü”, yüksek teknolojiye hakim, “anonimite” arkasına gizlenen pedofiller aldı. Bugün karşımızda dünyanın her ucundaki çocukları istismar etme olasılığı olan, diğer pedofillerle “kapalı devre” ilişki içinde pedofil cemaatler kuran ve yüksek teknolojiyi çocukları istismar etmek için kullanan pedofili hastaları var. Bu çerçevede, bu yazı içinde bulunduğumuz dönemin, Black Mirror’da tasvir edilen “distopik” yüzüyle ilgili.

DİJİTAL ÇAĞDA PEDOFİLİ VE ÇOCUK İSTİSMARININ BOYUTLARI 

Pedofili, bir yetişkinin ergenlik öncesi çocukları ve ergenliğe yeni girmişleri cinsel açıdan çekici bulmasına yol açan psikoseksüel bir rahatsızlıktır. Pedofillerin çoğunun erkek olduğunu ve yüzde 50-70’inde teşhircilik, röntgencilik ve sadizm gibi parafilik (sapkın) eğilimleri olduğunu bilmekteyiz. Cinsel istismar suçu işleyen pedofillerin eylemlerini rasyonalize ettikleri ve istismar ettikleri çocukların “kendilerini baştan çıkardığını ve yaşananlardan hoşlandıklarını” iddia ettikleri görülmektedir. Bu rasyonalizasyonlar, pedofili hastalarında var olan anti-sosyal ya da narsisistik kişilik bozukluğunun göstergesi olabilir.

Tarih boyunca insan ruhunun en karanlık yüzlerinden biri olan pedofili, bugünün dijital teknolojileri ve internet sayesinde küresel ve “örgütlü” bir sapkınlık olarak karşımıza çıkıyor. Pedofiller, mağdurlarını tanımak için interneti kullanmakta, dijital teknolojileri kullanarak mağdurlarını istismar etmekte, gerçek hayattaki istismar görüntülerini kayıt altına almakta, internet üzerinden yaymakta, takas etmekte ve satmaktadır.

İnternetteki çocuk pornografisi “sektörünün” internette en hızlı gelişen sektörler arasında ön sıralarda yer aldığını biliyoruz (Top Ten Reviews 2005). Çocuk pornografi sitelerinin sayısının kesin olarak tespit edilmesi mümkün olmasa da 1997 ve 2005 yılları arasında internetteki çocuk pornografi sitelerinde yüzde 1500’lük bir artış olduğu görülmüştür (Internet Watch Foundation 2005). 2002 ve 2012 yılları arasında üretilmiş 85 milyon çocuk pornografisi görüntüsünün internete yüklendiği tespit edilmiştir (National Center for Missing & Exploited Children 2012).   İnternet sitelerinin yüzde 2’sinin çocuk pornografisi siteleri olduğu tahmin edilmektedir.

Bu veriler internetin görünen yüzü için geçerlidir. Oysa, buz dağının altında yer alan ve internetin karanlık yüzü olan “deep/derin web”le ilgili yapılan araştırmalar -içeriğinin yüzde 2’si çocuk pornografisi olmasına rağmen- “derin web”deki internet trafiğinin yüzde 83’ünün çocuk pornografisi sitelerine yöneldiğini göstermektedir (Owenson 2014) (1).

ÇOCUK PORNOGRAFİSİNİN NİTELİĞİ

Çocuk pornografisi, çocukları içeren cinsel içerikli her görsel materyali kapsar. Çocukları içeren her cinsel görüntü, film ya da yayın çocuk pornografisidir. Dijital olarak üretilmiş ve gerçek çocuklardan ayrıştırılamayacak kadar “gerçekçi” simülasyonlar da çocuk pornografisinin parçasıdır.

Elimizdeki veriler, ABD’de çocuk pornografisi bulundurduğu tespit edilen grubun yüzde 25’inin 2 yaş ve altındaki çocukları içeren cinsel istismar görüntülerini barındırdığını gösteriyor. Internet Watch Foundation ise çocuk pornografi sitelerinde istismar edilen çocukların yüzde 89’unun kız, yüzde 53’ünün ise 10 yaş altındaki çocuklar olduğunu söylüyor. (IWI 2016).

Çocuk pornografisinde yer alan mağdurların yaşlarının gittikçe küçüldüğünü ve çocuk pornografisinin gittikçe daha fazla şiddet içerdiğini bilmekteyiz.

Yakın tarihin en kapsamlı pedofilik suçlarını işleyen, mağdurlarını internet üzerinden bulan, şantaj yoluyla elde ettiği görüntüleri internet üzerinden yayan ve 137 çocuk istismar vakasıyla bağlantılı bulunan Birmingham Üniversitesi jeofizik post doktora öğrencisi Mathhew Falder’ın vakası, pedofili ve internetteki çocuk pornografisinin ulaştığı noktayı daha yakından anlamamıza yardımcı olacaktır. Falder, derin web’de “hurt core” adı altında gruplanan ve çocuk mağdurlara tecavüz edilmesi, işkence yapılması ve öldürülmesini içeren görsellerin paylaşıldığı, yayınlandığı ve tartışmaların yapıldı bir forumun üyesidir ve suçların bazılarını bizzat kendisinin işlemiştir (National Crime Agency 2018).

ÇOCUK PORNOGRAFİSİNİN ÜRETİMİ

Her çocuk pornografi görseli, bir cinsel istismar görüntüsüdür!

Her çocuk pornografisi görselinin, bir cinsel istismar deneyiminin görüntüsü olduğunu biliyoruz.

Çocuk pornografisine sahip olma ve istismar eğilimi arasında güçlü bir bağlantı olduğu bilinmektedir.(2)

İnternette çocuk pornografisi yayını yapan sitelerin, Hollanda, ABD, Kanada, Fransa ve Rusya kökenli olduğu görülmektedir. (IWF 2016)

Çocuk cinsel istismarı görüntüleri, mağdurla bir araya gelmeden internet üzerinden elde edilen görüntü ve video kayıtlarını içerebildiği gibi taciz, tecavüz gibi gerçek hayat deneyimlerinin görüntülerini de içerebilir. Bazen mağdurun yaşadığı cinsel istismar deneyimi online platformlarda canlı yayınla (live streaming) paylaşılmaktadır.

Cinsel istismara uğrayarak pornografik görüntüleri çekilen çocukların yüzde 42’si failleriyle internette tanışmıştır (Thorn 2015). Diğer görüntülerin, kendi ebeveynleri, aile yakınları ya da tanıdıkları tarafından istismar edilen çocuklara ait olduğunu bilmekteyiz (NCMEC 2013). Bu istismar mağduru çocuklar, en çok güvendikleri yakın çevrelerindeki yetişkinler: ebeveynler, büyükbabalar, bakıcılar, yakın akrabalar, komşular, öğretmenler, din görevlileri, spor koçları gibi kişiler tarafından taciz edilmektedir. Son dönemde ortaya çıkan Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası STK (Oxfam v.b.) skandallarından anladığımız biçimde, çocuklarla yakın temasta bulunan yardım çalışanları da çocukları istismar etme riski taşıyan gruplar arasında yer almaktadır.(3)

Kamera ve video kayıt aletlerin ucuzlaması ve yaygınlaşması, dijital görüntülerin paylaşılması ve yayınlanmasının kolaylaşması, istismarın kayıt altına alınmasını ve çocuk pornografisinin kolay ve hızlı bir biçimde üretilmesini sağlamaktadır.

Çocuk pornografisi üretmenin bir diğer yöntemi de, sosyal medya hesaplarında ya da internetin her arenasında kaygısızca paylaşılan çocuk görsellerini alarak dijital olarak “bozmaktır”. Görüntüler, cinsel çağrışımlar içerecek biçimde tahrip edilmekte ve çocuk pornografisi sitelerinde yayınlamakta ve paylaşılmaktadır.

Günümüzde, bilişim suçlarının yüzde 40'ını çocuk pornografisi oluşturmaktadır (İmdat 2016)

İNTERNETTE HANGİ ÇOCUKLAR RİSK ALTINDA?

Dünya Sağlık Örgütü 1.8 milyon çocuğun pornografi ve fuhuş mağduru olduğunu ifade etmektedir (WHO 2002). Özellikle, fuhuş sektöründe çalışan çocuklar büyük risk altındadır.

Filipinler ve Tayland gibi güneydoğu Asya ülkelerinde fuhuşa sürüklenen çocukların, çocuk pornografisi “sektörünü” beslediğini biliyoruz. Çocuklarla cinsel ilişki için “rıza” yaşının yasal olarak 12 olduğu bu ülkelerdeki yoksul çocuklar, ailelerinin zorlamasıyla fuhuşa sürüklenmektedir. Çocuk cinsel istismarının, gittikçe yaygınlaşan bir online ayağının olduğunu bilmekteyiz. Pedofiller, bu ülkelerdeki çocuklarla online olarak bağlantıya geçmekte ve para karşılığında, çocukların cinsel içerikli görüntülerini kayıt etmektedir. Daha sonra bu görüntüler, internet üzerinden paylaşılmakta ve satılmaktadır.

Diğer yandan, internetteki “her” çocuk risk altındadır. Pedofiller online oyunlar, chat odaları, sosyal paylaşım siteleri gibi değişik mecralar aracılığıyla çocuklara yakınlaşmakta ve sanal kimlikler üzerinden çocuklarla arkadaşlık kurmaktadırlar. Pedofiller çocukların güvenlerini kazanarak (“grooming”) ya da elde ettikleri bilgileri kullanma tehdidiyle, çocukların pornografik görüntülerini elde etmektedir. Görüntüler web kameraları, MMS ya da chat programları aracılığıyla elde edilmekte ve pedofiller tarafından saklanmaktadır. Elde edilen pornografik görüntüler, çocuğu ileri boyutta istismar etmek için bir tehdit unsuru olarak kullanılmaktadır. İnternet üzerinden çok büyük bir hızla yayılan bu görüntülerin, fail yakalandıktan sonra bile dolaşım halinde olması son derece endişe verici ve mağdur adına örseleyicidir.

ABD’de yapılan araştırmalar çocuklara yönelik çevrimiçi cinsel suç işleyen suçluların yüzde 82’sinin kurbanları ile ilgili bilgileri sosyal paylaşım sitelerinden topladıklarını ve yüzde 65’inin kurbanının ev ve okul adreslerini sosyal paylaşım sitelerinden öğrendiğini göstermektedir (Journal of Adolescent Health 2010). Resmi üye olma yaşı 13 olmasına rağmen ABD’de 13 yaş altı çocuklarının yarısının Facebook’ta olduğunu bilmekteyiz.

Türkiye’deyse çocukların yüzde 77.4’ünün internet erişimi vardır ve çocukların yüzde 86.4’ü internete kendi odalarında girmektedir. İnternete ulaşım yaşının iki yaşa kadar düştüğü Türkiye, AB ülkeleri arasında internet güvenliği konusunda en az donanımlı çocuklara ve ebeveynlere sahiptir. Çocukların yarısının sosyal paylaşım sitelerinin profilleri herkese açıktır (AB Çevrimiçi Çocuklar Araştırması 2016).

Bu çerçevede, en çok internet güvenliği konusunda donanımsız ve bilinçsiz çocuklar risk altındadır.

ÇOCUK PORNOGRAFİSİNİN 'PAYLAŞIMI', 'SATILMASI', 'TÜKETİMİ'

Günümüzün internet teknolojileri ve yaygınlaşan şifreleme yöntemleri, pedofillerin yargılanma, yakalanma ve yargı önüne çıkma endişesi taşımadan çocuk cinsel istismar görüntülerini “paylaşmasını, “takas etmesini” ve “satmasını” kolaylaştırmaktadır. Pedofiller, web siteleri, email, anlık mesajlaşma uygulamaları, peer to peet networkler, internet oyun siteleri, sosyal paylaşım siteleri, forumlar, ve anonim networkler üzerinden çocuk cinsel istismar görüntülerini yaymakta, paylaşmakta, yayınlamakta ve satmaktadır. Özellikle, deep/derin web'de yer alan paylaşım platformları, pedofillere sanal bir özgürlük alanı sunmaktadır. Var olan bu online cemaatler, pedofillerin eylemlerini “normalleştirmesini” sağlamakla beraber, istismar edilen çocuklarda ortaya çıkan fiziksel ve ruhsal zararların da pedofiller nezdinde göz ardı edilmesine yol açmaktadır.

Pedofiller bugün yalıtılmış bireyler olmanın ötesinde küresel pedofil çeteler (pedophile rings) oluşturmaktadır. Bunlar, tamamen online platformda kurulmuş olan, dünyanın dört bir yanından pedofillerin birbirleriyle iletişim kurmasını, deneyimlerini paylaşmasını, görüntü takasını ve satışını mümkün kılan örgütlenmelerdir. Mağdurların alınıp satılmasını, takas edilmesini ve istismar yöntemleri konusunda “bilgi” ve “deneyim” akışını da mümkün kılan bu online çeteler, pedofilinin günümüzde ulaşmış olduğu vahim durumu örneklemek açısından son derece önemlidir.

PEDOFİLİ, ÇOCUK PORNOGRAFİSİ VE TÜRKİYE

Hürriyet Daily News’in 2013’te yayınladığı habere göre dünyada “çocuk pornosu” kelimeleriyle en fazla arama yapan ülke Türkiye’dir. Türkçe aramada Erzurum, Trabzon ve Adana; İngilizce aramada İzmir, İstanbul ve Ankara ilk sıralarda yer almaktadır.

Çocuk cinsel istismarın yüzde 700 oranında (Şiddeti Önleme ve Rehabilitasyon Derneği 2016) arttığı bir dönemde cinsel istismar ve çocuk pornografisi arasında bir bağlantı olduğunu düşünmek kaçınılmazdır.

İnternette yaygınlaşan çocuk pornografisi, pedofillerin sapkın eğilimlerini besliyor, suçluluk duygularını azaltıp davranışlarını meşrulaştırıyor, davranış kalıpları hakkında örnekler oluşturuyor, patolojiyi anonimleştirerek sorumluluk duygusunu ortadan kaldırıyor olabilir.

SONUÇ VE ÖNERİLER

Dünyada, arama motorları, Batı'daki sivil toplum kuruluşları, ulusal ve uluslararası polis teşkilatları ve hatta gizli servisler pedofili ve pedofilinin internetteki yansıması çocuk pornografisiyle mücadele etmektedir.

Özellikle arama motorları, çocuk pornografisinin internet üzerinden erişimine karşı savaş açmıştır. Google, pedofillerin çocuk pornografisi aramak için kullandıkları 13 bin terim tespit etmiş durumda. Bu terimler üzerinden proaktif olarak interneti tarayarak, internetin en azından “görünen yüzünü” çocuk istismar görüntülerinden temizlemeyi umut ediyor.

Arama motorlarının geliştirmiş olduğu bir diğer teknoloji photodna. Photodna, internette tespit edilen bir çocuk istismar görüntüsünü internetten bütün kopyalarıyla beraber “yok edebilmek” için geliştirilmiş bir teknoloji.

Uluslararası emniyet teşkilatlarının başarı örnekleri var. Europol, Mart 2011'de yakın tarihin en büyük online pedofil çetelerinden birisi çökertmiş ve “beyin takımı”nı yakalamayı başarmıştır. Bu süreçte, Hollanda bazlı bir server üzerinden yayın yapan siteye üye 70 bin kişinin bilgilerine de ulaşılmıştır. (BBC News, “world’s largest pedophilia ring” uncovered 2011)

Gizli servisler daha çok derin web’de aktifler. Özellikle, deep web’de varlık gösteren ve binlerce üyesi olan pedofil çeteleri çökertmek için mücadele veriyorlar.

Türkiye’deyse, alınacak çok fazla yolumuz var gibi görünüyor. Pedofilinin dinsel ve hukuki anlamda meşrulaştırılmaya çalışıldığı, “çocuk gelin” kisvesi altında göz yumulduğu, ensestin çok yaygın olduğu, çocuk pornografisi üretmenin ve izlemenin suç olduğu bilincinden çok uzak bir toplumda yaşıyoruz. Anne babaların çocukları için sosyal medya hesapları açtığı, çocuklarının her türlü fotoğrafını “başkalarının” nasıl ve ne şekilde istismar edebileceğini düşünmeden sosyal medya hesaplarına yükleme eğilimdeki ebeveynlerin çoğunlukta olduğu bir kültürel iklimdeyiz.

Bu yüzden; 18 yaş altı çocukları cinsel istismardan koruyacak yasaları hızla kanunlaştırmak, 18 yaş altı evlilikleri önleyecek yasalar çıkarmak, çocuk pornografisi üretmenin ve izlemenin suç olduğu bilincini topluma yaymak, çocuklarımızı internette güvenli olmalarını sağlayacak şekilde eğitmek, aynı zamanda cinsel istismarın ne olduğunu anlayacak ve gerektiğinde yardım alacak biçimde bilinçlendirmek zorundayız ama her şeyden önce tehlikenin farkında olmalıyız çünkü artık tehlike zannettiğimizden daha yaygın, daha küresel, daha örgütlü ve her zamankinden daha yakın!

(1) Owen’ın araştırmasını incelemek için: https://www.theguardian.com/technology/2014/dec/31/dark-web-traffic-child-abuse-sites.

(2) Bu konuda daha fazla bilgi almak isteyenler için: http://www.apa.org/monitor/2009/12/child-abuse.aspx

(3) BM çocuk istismar skandalıyla ilgili bilgi almak için: http://www.collective-evolution.com/2017/04/13/united-nations-peacekeepers-caught-running-a-child-sex-ring-2000-cases-of-sexual-abuse-reported/

Kaynakça:

Baudrillard, Jean (1984) Ecstasy of Communication. MIT Press.

EU (2016) Avrupa Çevrimiçi Çocuklar Araştırma Raporu.

İmdat (Şiddet Önleme ve Rehabilitasyon Derneği) ve Asuma (Acıbadem Üniversitesi Suç ve Şiddetle Mücadele Uygulama ve Araştırma Merkezi) (2016) Çocuk İstismarına Yönelik Rapor, İstanbul.

TUİK (2017) Hane Halkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması.

https://www.internetworldstats.com/

http://www.toptenreviews.com/internet-pornography-statistics/

http://www.hurriyetdailynews.com/400000-minors-abused-by-inner-circle-person-in-turkey-report-51123

http://www.bbc.com/news/uk-12762333

https://annualreport.iwf.org.uk/assets/pdf/iwf_report_2016.pdf

https://www.wearethorn.org/child-pornography-and-abuse-statistics/

http://www.missingkids.com/Testimony

http://www.unh.edu/ccrc/

http://www.jahonline.org/

http://www.nationalcrimeagency.gov.uk/www.nationalcrimeagency.gov.uk/news/1293-depraved-hurt-core-university-academic-jailed-for-38-years

http://s3.documentcloud.org/documents/2699673/Cybertip-ca-CSAResearchReport-2016-En.pdf

http://imdat.org/

* Lisans eğitimini Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümünde, yüksek lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Kadın Araştırmaları Bölümünde tamamladı. “Kendilik Psikolojisi” eğitimini Anadolu Psikanalitik Psikoterapiler Derneği'nde tamamlamıştır. Psikodrama yardımcı terapistidir. 2016 yılında Agora Yayınları tarafından basılmış “Freud ve Cinsiyetçilik” adlı bir kitabı vardır.