Hesaplamak istemiyoruz: 3 bin 200 insan kaç ton linyit eder?
Ekonomiye linyit kazandırmanın bedellerinden biri Eskişehir’de 3200 erken ölüm. Ekonomiye kazandırılacaklar arasında linyitle karşılaştırılıp, 3200 adedimizin kaç ton linyit ettiğini hesaplamak istemiyoruz, daha önce Soma’da hesaplamıştık mesela...
Elif Cansu İlhan* Eskişehir’de yapılması, halkın, şehirdeki meslek odalarının, belediyelerin itirazına rağmen ısrarla planlanan Alpu termik santralin ihalesi üçüncü kez ertelendi.
Enerji Bakanlığı’nın 100 günlük eylem planında hâlâ santral için ihaleye çıkılması var. Bakanlığın eylem planında, ihale planı için “Yerli kömür kaynaklarımızın ekonomiye kazandırılması kapsamında...” deniyor. Yerli kömür kaynağı denilen şey linyit. Kendisi o kadar yanmıyor ki bakanlık istatistik verilerinde bile kömürle birlikte “kömür ve linyit” olarak anılıyor.
Kendi halinde Alpu Ovası’nda duran linyiti ekonomiye kazandırırken diğer kaynaklar önemsenmiyor, zaten çıkarılıp, işlenip, işleyenlerin ifadesine göre, 2017 yılında bir milyon 600 bin adet lületaşından pipo şeklinde ihraç edilen lületaşı ocaklarını, planlanan santralin kül depolama alanı altında bırakmakta sorun görülmüyor.
Birinci derece tarım alanı olan Ova’daki onlarca köyün tarımsal üretimini bitirecek olması da pek umursanmıyor. Zaten yaklaşık dört ayda biten, onaylanan, özet tadındaki ÇED raporu da çok umursanmayacağını hatırlatmak istiyor.
Bin sekiz yüz hektar tarım alanını kaplayacak olması, bu alandan geçinen insanların işsiz kalacak hatta taşınmak zorunda kalacak olması da linyiti ekonomiye kazandırmaktan daha önemsiz gibi.
Linyiti ekonomiye kazandırmak için yutulacak tarım alanları ile Alpu Ovası hemen bitmiyor, linyit yakma santrali çalışırken yılda 13 milyon ton su da kullanarak tarımsal yer altı sularını da tüketiyor.
Ekonomiye linyit kazandırmak, adaptasyonu devletten beklemeyip (mantıklı olarak) arabalarını battaniye ile saran insanların yaşadığı yerde, karbon emisyonunu yılda 8 milyon ton arttıracak. Küresel sorunlara bireysel önlemlerle çözüm bulmaya çalışıp, Eskişehir’de hiç araba kullanmazsak, yıl boyu yapacağımız karbon azaltımının 6 katı.
Linyit kazandırmanın üreteceği yıllık iki milyon ton kül, Alpu’daki insanlara çeşitli hastalıklar kazandırdıktan sonra, yıllarca yerel yönetimlerin ve vatandaşların emeği ile var edilmiş, taksiye bindiğinizde, bir dükkana girdiğinizde, insanların hevesle şehrin eski ve yeni halini, nasıl güzelleştiğini, özeni ve emeği anlattığı Eskişehir’e doğru uçacak. Yolu da uzun değil 25 kilometre kadar. Bu hikayede en az küle eziyet ediyoruz.
Sivil toplum örgütleri, belediyeler, odalar çeşitli öneriler ve hesaplamalarla, kömür yerine çözümler sunarken, daha net ve mantıklı bir öneri Alpulu 19 yaşındaki Furkan’dan geldi: “Termik santrali düşünmüyoruz köyümüze, bir zahmet olmasın da”
Hatta biz genel olarak bundan sonra termik santral düşünmüyoruz. Yediren biz giydiren biz, aç kalan çıplak kalan biz felsefemize bir de ne için lazım olduğunu anlamadığı elektrik için, yerinden edilen, işsiz kalan, kanser olan biz eklensin istemiyoruz. Zaten Şırnak’ta, Zoguldak’ta, Maraş’ta bunlar hep bizdik. Küresel ısınırken yersiz, gıdasız, işsiz kalan, doğal olmayan doğa olaylarında ölen de biziz.
Greenpeace Akdeniz’in, 'Kömürü ES Geç' kampanyası kapsamında hazırladığı hava modellemesi raporuna göre ise söz konusu santralin kurulması 3 bin 200 kişinin erken ölümüne neden olacak. Yani ekonomiye linyit kazandırmanın bedellerinden biri Eskişehir’de 3 bin 200 erken ölüm.
Ekonomiye kazandırılacaklar arasında linyitle karşılaştırılıp, 3 bin 200'ümüzün kaç ton linyit ettiğini hesaplamak istemiyoruz, daha önce Soma’da hesaplamıştık mesela.
Biz artık kârlı özelleştirmeler, ekonomiye kazandırmalar için daha fazla ölmeyelim diyoruz, insana da toprağa da hatta linyite de ayıptır, zulümdür.
Kaynaklar: Greenpeace, ÇED Raporu
*Yeryüzü Derneği gönüllüsü