Bir kitapta okumuştum buna benzer bir şeyi
İşletmelerin, şirketlerin, siyasetçilerin, bankerlerin vesairelerin bunalım, kriz, buhran dönemlerinde dile getirildikleri, yazdıkları, açıkladıkları, feda bekledikleri, inanç yükledikleri her türlü şey gülünçtür aslında. Var olan düzeni şu ya da bu biçimde kabul etmek anlamına geldiği için daha da gülünçtür.
Necmi Bayram
i. Her yer, her şey krizde. Ekonomi, kültür, o bu şu krizde. Her kafadan bir ses çıkıyor. Herkes bir şeyler söylüyor; sitem etmeler, akıl vermeler, neyin nasıl olması üzerine tahayyüller gırla: Ekonomi tıkırında, kriz var, kriz var, bunalım var.
ii. Çeşit çeşit işletme, iş yeri art arda kapanıyor. Kapanmayanlar ya da kapanmamaya inat edenler de zam üstüne zam bindiriyor ya da zam yapmıyor gözükmek için ölçme, tartma, içerik vesaire ile oynuyor.
iii. Bunalım dönemlerinde hep söylenen lakırdıdır: Fedakârlık. Hep bir feda hikayesi, adeta dillere pelesenk edilir. Bu kimiz zaman ekonomik olur, kimi zaman siyasal.
iv. Yapılan zamlar, uygulanan şeyler hep üzülerek bildirilir, destek ve anlayış beklenir.
v. Üretilen şeyler kolektif bir emeğin ürünüdür. Beklenen fedakârlık ise kolektiften öte bireysel bir arzunun kırılma noktasıdır.
vi. Kolektif emeğin ziyanı ise ya dışa bağımlılığa ya bazılarının daha-daha-daha fazla para kazanma hırsına ya da siyasal-politik iklimlere yönlendirilir. O bu şu anlatılarak, ifade edilerek işlerin nasıl zorlaştığından, tıkanmadan bahsedilir. Bunun neticesi üzülerek bir eyleme geçme halidir. Bu ya üretilen şeylere zamdır, ya işten çıkarma ya da "burası nasıl istenirse doldurulabilir" bir durumdur.
2
vii. Bu eyleme geçişteki durumu anlatma ise hep bir direnmenin, zoru katiyen pek zorlamama öyküsüdür. Önce "neden, nasıl, niçin nelere katlanıyoruz, biliyor musunuz?" minvalinde cümlecikler havalarda uçuşur, sonrasında esas niyet: Anlayışla karşılama.
viii. Anlayışla karşılama, bir inanç seviyesine yükseltildiğinde ise var olanın devamlılığı, sürdürebilirliği, istisnası artık garantidir. Garantör sağlaması yapılmıştır.
ix. İşletmelerin, şirketlerin, siyasetçilerin, bankerlerin vesairelerin bunalım, kriz, buhran dönemlerinde dile getirildikleri, yazdıkları, açıkladıkları, feda bekledikleri, inanç yükledikleri her türlü şey gülünçtür aslında. Var olan düzeni şu ya da bu biçimde kabul etmek anlamına geldiği için daha da gülünçtür.
x. Bütünsel ve arzulanabilir, hatta iştahlanabilir değişim ihtimalleri dile getirilmeden yapılan her türlü çağrı katlanabilir, karşılaşılabilir değildir.
xi. Şimdi karşılaşma vakti.