10 maddede belediyeler engelliler için ne yapabilir?
Engellilerin çok önemli bir kesimi yarı-ev hapsi şeklinde yaşarken evden dışarı çıkabilenler ise önyargılardan kaldırım taşlarına kadar uzanan sistematik bir ayrımcılığa maruz kalıyor. Bu adaletsiz düzenin bir ucundan tutup düzeltmeye başlamak tüm belediyelerin görevidir.
Sinan Ok*
Nüfus ve konut araştırmasının sonuçlarına (TÜİK, 2011) göre İstanbul’da 670 bin, İzmir’de 206 bin, Diyarbakır’da 120 bin, Mersin’de 111 bin ve Van’da 51 bin engelli yaşamaktadır. Sadece bu illerde değil 81 ilde engelli nüfus on binlerle ifade edilmektedir. Bu arada ülkenin gündemi yerel seçimlere kilitlenmiş durumda ve başta engelliler olmak üzere birçok nüfus kesimine yönelik hizmetler dışında yerel seçim gündeminde ilginç tartışmalar sürdürülüyor.
Trafik kazaları, ev kazaları, iş cinayetleri, kadına ve çocuğa yönelik şiddet, eğitim ve sağlık hizmetlerinin gebelik öncesi-sırası-sonrasında yeterli düzeyde sağlanamaması, silahlı çatışmalar, bedensel bütünlüğe yönelen saldırıların cezasızlığı ve en temel neden olarak yoksulluk gibi faktörlerle engelliliğin yaygınlaştığı ve kuşaktan kuşağa geçişgenlik gösterdiği bilinmektedir. Dolayısıyla hiç de doğal olmayan ve sosyal nedenlerle ağırlaşan engellilik meselesine dair çok temel görevleri olan belediyelerin “siyasi partisinden bağımsız bir şekilde” bu soruna dair yeterince çaba içerisinde olmadıkları rahatlıkla söylenebilir.
Özellikle 17 yıldır iktidarda olan AKP’nin, seçimleri yerel bir seçim olmaktan çıkaran söylemi konuşulması gereken temel meselelerin gündeme gelmesini engellemektedir. Yaygın kanaate göre 2019 Kasım'ında yapacağımız genel seçimi, yaşanan ekonomik kriz nedeniyle erkene alan iktidar, şimdi de yerel seçimlerde bir hezimet yaşamamak için, sözü ekonomik krize ve hizmetlere getirmemek için bin dereden su getiriyor. Ancak söz konusu engelsiz bir yaşamın olanaklarını çoğaltmak olacaksa, belediyecilik kapsamında “artık ertelenmeden” uygulanması gereken bir mevzuat ve haklar manzumesi önümüzde durmaktadır.
Sorunu somutlaştırmak için birçok kentte engellilerin sorun yaşamadan erişebileceği tek bir restoran bile yoktur. Buna başkent Ankara da dahildir. Hâlbuki yerel yönetimlerin kapsamı ve tercih edilecek politik yaklaşım; çocuklar, gençler, yaşlılar, kadınlar ve özellikle engelliler için çok önem arz etmektedir. Yazının başlığında sorulan sorunun somut yanıtları aşağıda verilmeye çalışılmıştır. Bu yanıtların tümü bir yazıda verilemez ve bu nihai bir liste değildir. Ancak belediyeler bu temel 10 maddeyi gerçekleştirmeden sayısı milyonları aşan engelliler için belediye olamazlar! Engelliler için belediyeciliğin ilk 10 adımı aşağıda ifade edilmeye çalışılmıştır. Bu maddeler 200’ü aşkın engelli yurttaşla, son iki yıl içerisinde yapılan görüşmelerden derlenmiştir. Engelsiz bir yaşam için belediyeler somut olarak ne yapabilir?
1- Önce kaç engellinin var olduğu tespit edilmelidir. Her belediye kendi yetki alanında kaç engelli yurttaşın olduğunu, engel gruplarına ve oranlarına, yaş, cinsiyet, eğitim ve sosyal durumlarına göre tespit etmeli ve gerekli sosyal desteği ayrımsız sunmalıdır. Şu an Türkiye’de kaç engelli olduğu tam olarak bilinmemektedir. Bunun ilçe ilçe dağılımı da tam olarak bilinmemektedir. Bazı kurumlarda iyi niyetlerle hazırlanan listeler mevcut engellilerin çok önemli bir kısmını kapsamamaktadır.
2- Belediyeler yasal ve zorunlu istihdam kotalarını doldurmalıdır. Hem işçi hem de memur kadrosu için zaten yasa gereği doldurulması gereken istihdam kotası belediyelerce doldurulabilir. Belediyelerin bunu yapması için yeni bir yasaya veya yetkiye gerek yoktur. Bunu yerine getirmeyen yönetimler tamamen duyarsızlıklarından dolayı yapmıyorlar. İstihdam kotasını doldurarak engelli istihdamı ve işsizliği için çözüm önerilerine, kendilerinden başlamış olacaktır.
3- İşitme engellilerin yok sayılmasını önlemek işaret dili tercümanı istihdam edilmelidir. Her belediye en az bir işaret dili tercümanı istihdam etmelidir. İşaret dili farkındalık kursları açılmalıdır. İşaret dili ile konuşanlara yönelik önyargıların azaltılması için işaret dili ile faaliyet veya faaliyet sunumları arttırılabilir.
4- Periyodik olarak tüm engellilerin katılımcı olduğu toplantılar organize edilerek, engellilerin sorunları ve çözüm önerileri kendilerinden dinlenilmelidir. Yerel meclislerde engelli temsili sağlanmalı ve belediyeler bünyesinde engelli hizmetleri daire başkanlıkları/müdürlükleri tahsis edilmelidir.
5- Belediyeler kendi personellerine engelli hakları farkındalığı sağlamalı ve engellilere yönelik ayrımcılığın önlenmesi için çalışmalar yürütmelidir. Engellilere yönelik hizmetlerin etkin sunulabilmesi için hizmet sunanların en temel bilgilere ve farkındalık düzeyine sahip olması zorunlu ilk şarttır. Hizmet sunumunun bir lütuf yaklaşımından öte görev bilinciyle yapılmasının ilk şartı budur. Engellilere yönelik hizmet sunarken “muhtaçlık” yaklaşımının kırılması ve hak temelli bir hizmet sunulması için kamu görevlilerinin engelli hakları farkındalığına sahip olması gereklidir.
6- Her şeyden önce, “belediye binaları” erişilebilir hale getirilmelidir. Yollar, kaldırımlar, toplu ulaşım araçları, asansörler, basamaklar, tuvaletler tüm engel grupları dikkate alınarak sesli, braille ve görsel yönlendiricilerle erişilebilir hale getirilmelidir. Kendi belediye binalarını engelli erişimine uygun hale getirmeyen belediyelerin kentlerindeki binaların ve araçların erişilebilirliğinden sorumlu olması ancak tutarsızlıkla açıklanabilir. Önce belediye binalarından başlanarak kent “engelsizleştirilmelidir.”
7- Başta belediye binaları olmak üzere bir bütün olarak kentler tekerlekli sandalye, koltuk değnekleri ve baston kullanımı dikkate alınarak yenilenmelidir. Sarı çizgiler görme engellilerin yaşamını kolaylaştıracak kalitede ve risk barındırmayacak şekilde yapılmalıdır. Birçok belediyenin yol, kaldırım ve sinyalizasyon gibi çalışmaları süreç içerisinde yeniden inşa edilmesine rağmen engelli kullanımına uygun inşa edilmemektedir. Engelli kullanımı amacıyla yapılan rampalar, sarı çizgiler, wc’ler kullanıcı dostu değildir.
8- Engellilerin sosyal yaşama dahil olması önünde engeller bulunmaktadır. Bu nedenle belediyeler periyodik olarak engelli katılımına açık aktivite destekleri sağlanmalıdır. Sinema, tiyatro, spor, piknik, konser, kermes vb. organizasyonlar engellilerin erişebileceği şekillerde organize edilmelidir.
9- Engellilerin eğitim ve istihdam olanaklarına erişimi kısıtlı olduğunda temel sağlık ve eğitim hizmetlerinden yararlanmaları engellenmektedir. Belediyeler engellilerin temel sağlık ve eğitim hizmetlerinden yararlanabilmesi için nitelikli bir hizmet imkanı sağlayabilir. Bu kapsamda evde bakım hizmetleri de dahil engelli yurttaşlara kamusal ve kapsamlı bir hizmet sunulmalıdır. Engelli yaşam merkezleri yaygınlaştırılmalı ve sunulan hizmetler ücretsiz ve nitelikli olmalıdır.
10- Zihinsel engellilerin ve süreğen hastalığı olanların “erdemli bir kamu hizmeti” almaları sağlanmalı ve ailelerine sosyal, ekonomik ve psikolojik destek verilmelidir. Ağır engellilerin hem kendileri hem de aileleri toplumsal olarak yalnızlaştırılmakta ve dışlanabilmektedir. Belediyeler bu kapsamda çok kritik olan rollerini yerine getirmelidir.
Sonuç olarak engelliliğin azaltılması veya var olan engellerin azaltılması için belediyelerin yerine getirmesi gereken işler listesi hayli kabarık görünüyor. Belediye seçimleri kapsamında partilerin çoğu bildirgelerinde bu konuya yer ayırmaya başlamışsa da uygulamada birçok sorun yaşanmaktadır. Engellilerin çok önemli bir kesimi yarı-ev hapsi şeklinde yaşarken evden dışarı çıkabilenler ise önyargılardan kaldırım taşlarına kadar uzanan sistematik bir ayrımcılığa maruz kalıyor. Bu adaletsiz düzenin bir ucundan tutup düzeltmeye başlamak tüm belediyelerin görevidir. Engellilere yönelik eğitim, sağlık, istihdam, sosyal ve siyasal yaşama dahil olma programları belediyeler eliyle uygulanabilir. Bu kapsamda yıllardır mevzuatlara işlenmiş haklar listesi ve Türkiye’nin onaylayıp imzaladığı BM Engelli Hakları Sözleşmesi yaşama geçirilmeyi bekliyor.
*Engelsiz Bileşenler Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi, Türkiye Sakatlar Derneği Üyesi, Dicle Görme Engelliler Derneği Üyesi, Engelli Hakları ve Engelsiz Gelecek Derneği Üyesi