Komplo teorisinin parantezi: Nefret
Greate Replacement Batı dünyasında birçok nefret suçu için referans gösterilen komplo teorisi olarak ortaya çıkıyor. Örneğin, El Paso’daki saldırıda Patrick Crusius Meksikalıları hedef alma sebebini açıklarken, bu eylemi “Teksas’ın Hispanikler tarafından işgal edilmesine” karşı yaptığını söylemiş...
Emircan Saç*
“Fanatik bir adam ibadethaneye girdi ve ateş açtı. Erkek, kadın, çocuk; onun için hiçbirinin farkı yoktu. Breton Tarrant o insanlara hiç merhamet göstermedi. Çünkü onları insan olarak görmüyordu. Tarrant 50 kişiyi öldürürken onları anne, koca, mühendis veya kaleci olarak görmüyordu, yalnızca düşman olarak görüyordu” (1) Bu olay çoğu mecrada terör başlığı altına alındıysa da içinde bulunan nefret kimse tarafından inkar edilmeyecektir. Çünkü olayı takip eden herkes, bu saldırıyı gerçekleştiren kişinin Great Replacement diye bilinen komplo teorisine inandığı, üzerine yazdığı ve bunu yaymaya çalıştığını biliyor. Buradan hareketle komplo teorisinin bir gruba yönelttiği saldırganlığın altında veya yanında her zaman nefret içermekte olduğunu söyleyebiliriz.
GREAT REPLACEMENT (2)
Başta sadece Christchurch için örnek göstermiş olsam da Greate Replacement Batı dünyasında birçok nefret suçu için referans gösterilen komplo teorisi olarak ortaya çıkıyor. Örneğin, El Paso’daki saldırıda Patrick Crusius Meksikalıları hedef alma sebebini açıklarken, bu eylemi “Teksas’ın Hispanikler tarafından işgal edilmesine” karşı yaptığını söylemiş (3). Bir başka örnekse, Andres Breivik’in yayınladığı bin 500 sayfalık manifesto verilebilir. Bu manifestoda Breivik Avrupa’nın Orta Doğu ve Kuzey Afrika’dan gelen insanlar tarafından yerlerinden edilip, kıtanın onlar tarafından domine edileceği konusundaki korkularını yazmıştır (4). Bu örnekten hareketle de anlayabileceğimiz üzere komplo teorisi, nefretle arasında olağan bağ inşa ediyor. Çünkü Great Replacement dediğimiz teori bir grup insanı veya bir kimliği topluma, tehdit olarak algılatıyor ve ardından aralarındaki nefret kaçınılmaz bir hal alıyor. Ed Vulliamy, Great Replacement teorisini iki çekirdek inançla tanımlıyor: Birincisi göçmenlerin gittikleri yerdeki insanların yerine geçeceği ve onların kamusal alandaki hakimiyetini ele geçireceğine inama ve bu olayların gizli güçler tarafından kurgulandığı inancı (5). Bu iki inançtan ötürü bu tür nefret suçları işleyen kişiler aslında “kendilerini korumak” gibi bir kılıf altında, bir gruptan duyulan tehdit algısıyla hareket ediyorlar. Örneğin, El Paso’daki Patrick Crusius manifestosunda “ben sadece ülkemi kültürel ve etnik olarak başkalaştıracak istiladan koruyorum” ifadesiyle kendisini savunmaya çalışmıştır (6). Uzun lafın kısası, bir grup veya bir kimlik üzerinden kurulan komplo teorileri, onları toplum için tehdit olarak kodlayarak onlara yönelen nefretin öncüsü olmaktadır.
TÜRKİYE
Türkiye’de yukarıdaki gibi komplo teorilerini nefretle birleştirmek mümkün. Örneğin Hrant Dink Vakfı çatısı altındaki Medyada Nefret Söyleminin İzlenmesi projesi 2009’dan beri Türkiye’de nefret söylemini sistematik olarak raporluyor ve yorumluyor. 2018 yılının verilerine göre yaklaşık olarak 98 farklı kimliğe karşı üretilen nefret söylemini raporlamış. Bunun haricinde her hafta yayınlanan Z raporlarında haftanın göze çarpan nefret söylemlerini bulmaya ve yayınlamaya çalışıyorlar. Haftalık yayınlardaki nefret söylemi ve komplo teorisi içeren haberleri bulmaya çalıştığımızda karşımıza birçok grup çıkıyor. Fakat temsili olarak LGBTİ’ler ve Suriyeli mültecileri konu edinerek temsili olarak bu konuyu tartışmaya açmak istiyorum.
LGBTİ’LER
Aydınlık gazetesinde Murat Soydan LGBTİ’leri ele aldığı bir yazısında “LGBT derneklerinin George Soros tarafından fonlandığı ve ülkelerin iç işlerine müdahale için kullanıldığı sürekli gündeme gelen bir sav” dedikten sonra “Peki bu savın gerçeği ne?” diyerek devam ediyor. Gürcistan’dan birkaç olaya yer verdikten sonra Murat Soydan yazısını “Liberal küresel çevreler ise Gürcistan toplumunu parçalamak için uyuşturucu ve LGBT propagandasını ülke içinde desteklemekte” diyerek bitiriyor. Yukarıda bahsettiğim Great Replacement teorisi daha farklı olmakla birlikte aynı öznelere sahipler, toplumu yıkmak isteyen özneler ve gizil eller tarafından yönetilen insanlar (7).
Bir başka örnek de Milat gazetesi Ufuk Çoşkun’un yazısından verilebilir. “LGBT tehdidinin arka planı” diye başlık verdiği yazısında Türkiye’deki bazı belediyelerin LGBTİ’lerle olan ilişkisini sorun ettikten sonra, “Moskava Yüksek Mahkemesi 2012’de eşcinsel onur yürüyüşünün önümüzdeki 100 yıl süresince Rusya’nın başkentinde yapılmasını yasakladı bile” ve “yasak kararında ‘eşcinselliğin nesil bozukluğuna neden olması’ gösterildi. Buna dair Rusya’daki tüm siteler kapatıldı. Çünkü insanlık onuru bunu gerektirir.” diyor. Metnin sonunda LGBTİ’leri hedef alarak şunları söylüyor: “Bu Hz. Adem’den bu yana kurulan ilahi nizama başkaldırıdır. Tüm bu olan bitenler de insanları sözüm ona yaratacakları yeni dünyaya hazırlamak içindir. FETÖ, Türkiye’de tam da bunu yapmaya çalıştı. Bugünlerde ise LGBT üzerinden CHP’nin devreye girmesiyle sokulduğunu görüyoruz” Bu metin de açık bir şekilde LGBTİ’lerin varlığını toplumun hatta nesillerin bozulmasını neden olacak şey olarak kodluyor ve en sonunda da FETÖ ile yan yana koyarak terörize etmek istiyor (9). Burada da gördüğümüz gibi komplo teorileri ile bir grubu topluma tehdit olarak kodlayıp onlara yönelik nefret arttırmak.
SURİYELİ MÜLTECİLER
Yukarıda Great Replacement’ta bahsettiğim üzere göç de komplo teorinin önemli bir öğesi olarak ortaya çıkıyor. Ama bunu sadece göçle açıklama da pek doğru görünmüyor. Aslında bir ‘öteki’ olma mevzusundan ortaya çıkıyor. Şu örnekle açıklayayım Christchurch saldırısını gerçekleştiren Breton’un yazdığı manifesto El Paso saldırganı Breivik’den alıntı yaparak doğum oranının mesele etmesiyle başlıyor. Türkiye’de bu nüfus ve doğum oranı meselesi Kürtlere yönelik oluşturulmuş bir tehlike algısı olarak karşımıza çıkıyor (11). Suriyeli mültecilere dönersek, herkesin aşina olduğu mevzudur, gazetelerin verdikleri yerlerle televizyonlarınsa ayırdıkları zamanla bu konuya çok dikkat çektiği söylenebilir.
Yeniçağ gazetesi yazarı Cahit Armağan Dilek, yazısında şu ifadelere yer veriyor: Göç olayının gelişmesine bakıldığında Suriyeli göçüyle adeta bir Truva Atı operasyonuna maruz kalıyoruz”, “Suriyeliler, orta ve uzun vadede Türkiye'nin millî, kültürel, politik, sosyolojik, güvenlik ve jeopolitik yapısını değiştirecek kadar büyük bir tehdit oluşturmaktadırlar. Bu nedenle büyük bir Truva Atı operasyonudur. Batı'nın Türkiye'yi Suriyeli sığınmacılar konusunda övmesi teşvik etmesi manidardır” ve ardından “2040'ta Türkiye'nin nüfusunun yaklaşık yüzde 10'unu oluşturacak Suriyeli göçmenlerin dil, eğitim, toprak istemeyeceklerini düşünmek saflık olur. Sığınmacılar üzerinden Türk toplumuna zikredilecek selefi-cihatçı aşırı görüşlerle birlikte bu Türkiye'nin parçalanması, Anadolu'daki BİN yıllık Türk yurdunun dağılması demektir.” diyerek yazının sonlarına geliyor. Burada da aynı şeyi gözlemlemekteyiz bir gruba yönelen komplo teorileri gruplara yönelen nefreti saldırganlığı onaylar biçimde bir algı yaratıyor.
SONUÇ
Nefretin gündelik hayatta birçok üretim şekli vardır. Komplo teorileri de bu üretim şekillerinden biri. Bu yazı dahilinde yazılı basında üretilen komplo teoriler ele alınmış ve bunlar eleştirilmişse de bu, yazılı basının yüzde birlik bir kısmını oluşturacak derecede küçük bir alanı kaplamaktadır-ancak burada etki alanı küçümsenmemesi gerekmektedir. Bunun karşısında sosyal medya gibi daha kontrolsüz mecralar da bu komplo teorileri için daha fazla önem arz etmektedir. Çünkü sosyal medya ile yazılı basındaki yayılan haberler karşılaştırılınca, sosyal medyanın yayılmasının daha kolay olduğu ve daha aşırı örneklere rastlanabildiği söylenebilir. Dolaysıyla yazılı basının yanında mücadele alanlarımız sosyal medyaya da genişletilmeli.
(1) https://www.economist.com/leaders/2019/03/21/the-new-face-of-terror-much-like-the-old
(2) Bu teorinin geçmişini öğrenmek için bakınız: https://www.isdglobal.org/wp-content/uploads/2019/07/The-Great-Replacement-The-Violent-Consequences-of-Mainstreamed-Extremism-by-ISD.pdf
(4) http://www.hurriyet.com.tr/haberleri/anders-behring-breivik
(5) https://www.theguardian.com/us-news/2019/aug/04/el-paso-safe-city-white-man-killing-latinos
(6) https://www.theguardian.com/us-news/2019/aug/04/el-paso-safe-city-white-man-killing-latinos
(8) 23 Ağustos 2019, Aydınlık
(10) 4 Temmuz 2019, Milat
(11) Bu yazı dizisi yardımcı olabilir: https://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2017/11/12/her-yer-kurt-oldu-1-en-az-15-cocuk/
(12) 6 Ekim 2018, 2019
*Siyaset Bilimci