Bize düşen direniştir
Tek bir kişi bir kayayı her defasında inatla tepeye taşıyabilir fakat, sadece ve sadece bir güç birliği tanrıların tüm tehditlerine rağmen umutla o kayayı o tepede tutabilir. Bundan dolayı güçbirliği oluşturmaya ve daha fazla demokrasi ve özgürlük için umutla ve inançla çalışmaya ve direnişe devam diyorum.
Adnan Selçuk Mızraklı*
Mitolojide bir Sisyphos olayı vardır. Sisyphos, Tanrı Zeus’un sırlarını ifşa ettiği için ölüm cezasına çarptırılır. Fakat Sisyphos ölüme boynunu uzatmaz ve verdiği mücadele ile ölümü zincirler. Bunun üzerine tanrılar toplanır ve ölümü zincirlerinden kurtarır ve Sisyphos’u yakalamaya çalışır. Sisyphos tanrıları alt etmiş, ölümden kaçmıştır. Yaşlandığı ve artık ölüme yaklaştığı bir dönemde tanrılar tarafından yakalanır ve ceza olarak yüksek bir tepeye koca bir kaya taşımak zorunda bırakılır. O kayayı bedensel gücünü kullanarak çıkaran Sisyphos her defasında tam tepeye vardığında kaya elleri arasından kayıp tekrardan aşağıya yuvarlanmaktadır. Binlerce yıl boyunca sürüp giden bir döngüye dönüşür bu. İşte böyle bir döngünün olacağını bile bile Sisyphos neden kayayı yukarı çıkarmaktan vazgeçmemiştir? Çünkü susup sessiz kalması ve kayayı tepeye çıkarmaktan vazgeçmesi yenilginin kabulüdür. İşte Sisyphos mücadeleci yanını burada gösterir. Her ne kadar tepeden aşağıya yuvarlanacağını bilse de mutlaka kayayı yukarıya çıkaracaktır. Tanrılara boyun eğmediğini bu şekilde gösterecektir.
Teşbihte hata olmasın, son yıllarda yaşadıklarımıza baktığımızda, böyle bir anlatının günümüzdeki kopyasını görmekteyiz. Kayyım uygulamalarında bizlere gösterilmek istenilen de aslında budur. İktidar, Kürt kazanımlarına diktatoryal yollarla el koyarak bir mesaj vermek istese de Kürtler buna karşılık her defasında daha iyi bir cevap vermektedir. 2016 kayyım atamalarına 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde cevap olduk. Türkiye’deki muhalefeti bastırma çabalarına karşı ise İstanbul seçimlerinde gösterdiğimiz tutumla cevap olduk. İktidar ise Ağustos ayında yine kayyımlar atayarak seçimlerinden ötürü kendince Kürtleri cezalandırmak istemiştir. Tüm bunlara rağmen, yine de Kürtler siyasi arenada kalarak ve direnişe, mücadeleye devam diyerek en iyi cevabı vermiştir.
‘Kürtler siyasi alanı bırakmalı, Meclis'ten ve yerel yönetimlerden çekilmeli’ tartışması hem iyi niyetli ve samimi kesimler tarafından, hem de siyasi arenanın muhalefetten arınmasını hedefleyen art niyetli kesimler tarafından yürütüldü.
Önündeki seçenekleri değerlendiren HDP ise geniş katılımlı bir toplantı ile kazandığı mevzilerden çekilmeyeceğini açıkladı. Doğru bir karar verildi. Bu kazanımlar bir iki günde kazanılmadı. Nice bedeller ödenerek kazanıldı. Fedakarlıklarla ilmek ilmek örülerek kazanıldı. Tüm bunlardan dolayı harcanılan emeği hiçleştirmemek için, ödenilen bedeller adına geri çekilme değil, tam da bunun için daha çok mücadele azmiyle, direniş ruhuyla bu alanda kalınması gerektiğini vurguladı.
Mitolojide tanrılar her zaman başkaldıran, ya da tanrıların sırlarını açığa vuran kişileri cezalandrmaktan geri durmamıştır. Ölümsüz, kudretli tanrılar tüm bu gaddarlıklarına rağmen yine de başarılı olamamıştır. Çünkü her dönemde mutlaka bir başkaldıran çıkmıştır. Bazen Prometheus olmuştur, bazen Sisyphos. HDP de günümüzde bu rolünü oynamaktadır. Ne zaman muhalif kesimler başkaldırsa, ya da örgütlenmeye çalışsa, iktidarlar hemen baskı ve zor aygıtını devreye sokuyorlar. Kimi zaman gözaltılar, işkenceler ve tutuklamalarla kimi zaman ise katletmelerle bunu yapıyorlar. Buna rağmen, her dönem mutlaka iktidarlara karşı bir başkaldırış görülmektedir. Kürt siyasi hareketi bunu yapan ve en fazla bedel ödeyenlerin başında gelmektedir. HDP ve öncüleri her dönem bu ülkenin gerçek muhalifleri olmuştur. Demokrasi inşasında kendilerine düşen görevleri yerine getirmeye çalışmışlardır. Bunun bedellerini de en ağır biçimde ödemişlerdir. Vekilleri katledilmiş, seçilmişleri gözaltına alınmış, tutuklanmıştır. Tüm bunlara rağmen mücadeleden geri adım atmamışlardır.
Kayyım atamaları aslında Kürt siyasi hareketi açısından kritik bir noktadır. Önemli bir kavşaktır. Umutların tükendiği, artık siyaset arenasından bir şey beklemenin anlamını yitirdiği bir anda, iktidarın kazandığını sandığı bir anda yine sandıklardan baharla birlikte umut filizlenmiştir. Kayyım atanan belediyeler kazanılmış, milyonlarca dolar borca ve yaşanan tahribata rağmen, çalışmalar yapılmıştır. Bu direnci gören iktidar bir kez daha kayyım atayarak siyasi alana bir darbe yapmıştır. Bu darbeler ile tek muhalif güç olan, tek adam rejiminin karşısında en büyük engel olan HDP’nin meclis ve belediyelerden çekilmesini umut ederek beklemeye başlamıştır. Halka “yenildiniz, artık bittiniz” dediği noktada, yeniden HDP ortaya çıkarak, tıpkı Sisyphos gibi “defalarca umudu yok etmeye çalışsanız da mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz” demiştir. Umut bahar geldikçe yeniden filizlenecektir.
Kürtler işte tam da bu noktada ateşi tanrılardan çalan Prometheus’tur. HDP tüm cezalara rağmen, umutsuzluk aşılanmak istenmesine rağmen tepeye kayayı taşıyan Sisyphos’tur.
HDP Türkiye cephesinde cumhuriyeti daha fazla demokratikleştirme çabasını sürdürmede, bölgede ise ulusal birlik çabasında ısrarcı olmalıdır. Ulusal birliğin özellikle de Rojava savaşıyla birlikte ertelenemez bir acil ihtiyaç olduğu ortaya çıkmıştır. Tüm baskı politikalarına rağmen şimdi bizler için Türkiye cephesinde işsizler, emekçiler, kadınlar, çocuklar başta olmak üzere muhalif olan, ezilen kesimlerin sesi olma ve onlarla birlikte hareket etme sahasını genişletme zamanı. Bölgede de aynı şekilde örgütlenmeyi ve hak savunuculuğunu yükseltmemiz gerekirken aynı zamanda ulusal birlik çalışmalarına güç olma zamanıdır. Çatı kurum ve örgütlenmeler, aydınlar, siyasi partiler ve ulusal birlikten yana olan tüm kesimlerle amasız ve fakatsız bir araya gelinmeli ve ulusal birlik çalışmalarına güç hem de çalışması güçlü bir biçimde yürütmelidir.
Tek bir kişi bir kayayı her defasında inatla tepeye taşıyabilir fakat, sadece ve sadece bir güç birliği tanrıların tüm tehditlerine rağmen umutla o kayayı o tepede tutabilir. Bundan dolayı güçbirliği oluşturmaya ve daha fazla demokrasi ve özgürlük için umutla ve inançla çalışmaya ve direnişe devam diyorum.
*Dr., 19 Ağustos 2019 tarihinde görevden alınan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı