Sınırda insan hakları: Yunanistan ve Türkiye’nin sorumluluklarına dair bir değerlendirme*
Gelinen noktada durum ne kadar kaotik olursa olsun sınırlara dayanan insanların hakları ve temel sığınma hukuku ilkeleri gözetilerek sınıra dayananların Yunanistan’a güvenli geçişlerinin sağlanması ve uluslararası iş birliği korunarak mültecilerin insan onuru ile bağdaşmayan kötü kamp koşullarına mahkûm edilmesinin önlenmesi şarttır.
Esin Bozovalı**
27 Şubat 2020 gecesinden beri Türkiye’nin sınırlarında yaşananları dehşet içerisinde takip ediyoruz. Siyasi kararların ortaya çıkardığı telafisi mümkün olmayan zararlara yol açabilecek olan bu olayların karşısında Yunanistan’ın ve Türkiye’nin batı sınırında yaşanan düzensiz göç hareketliliğine ilişkin insan hakları ve sığınma hukuku açısından sorumluluklarını hatırlatmak zorunluluğu doğmuştur.
Öncelikle belirtmelidir ki, devletlerin kendilerini çevreleyen sınır hatları üzerindeki egemenlik yetkisi sınırsız bir yetki ve tasarruf meselesi değildir. Bu sınır insan hakları hukuku ve sığınma hakkı çerçevesinde belirlenir. Uluslararası mülteci hukuku sözleşmesi olan 1951 Cenevre Sözleşmesi’nde ‘‘sığınma ülkesine’’ kabule ilişkin düzenleme yapılmamıştır. Ancak Sözleşme’nin 33. maddesinde düzenlenen ve yaşam hakkı ve kötü muamele yasağı ile ilintili olan jus cogens norm niteliğindeki geri göndermeme ilkesinin devletlere, zulüm tehdidi altında olan kişileri ülkelerine almaları yönünde de facto sorumluluk yüklediği kabul edilmektedir.[1] Buna ek olarak, 1948 İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi 14. maddesinde düzenlenen sığınma hakkının ile birlikte bu hakkın temeli sayılan Bildirge’nin 13. maddesinin 2. fıkrasında ve 1966 Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’nin 2. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen “herkesin kendi ülkesi de dahil herhangi bir ülkeyi terk etme ve ülkesine dönmeme hakkı” uyarınca devletlerin mülteci ve sığınmacıların ülkelerine girişlerini engellememeleri gerektiği savunulmaktadır.[2]
BMMYK İcra Komitesi kararlarında da mültecileri ve sığınmacıları ülke sınırlarından reddetmenin geri göndermeme ilkesini ihlal edeceği ve düzensiz sınır geçişi yapan mültecilerin uluslararası korumadan faydalanabilmesi için dikkat edilmesi gereken ilkeler özetle şu şekilde düzenlenmektedir:[3]
Düzensiz sınır geçişi yaparken yakalanan mültecileri koruma ve temel hak ve özgürlüklere erişimini sağlamaktan, yakalandıkları yer sınırlarına ya da yetki alanına sahip olan devlet sorumludur.Yakalanan kişilere insan onuru ile bağdaşır müdahalede bulunulması ve insan haklarına saygılı olunması gerekmektedir.
Yakalananlar arasında sığınma talebi ve ihtiyacı olan kişilerin ayırt edilebilmesi için bireysel görüşmeler yapılmalı ve sığınma talebi olan kişilerin sığınma prosedürlerine erişimi sağlanmalıdır.
Yakalananlar sınırdan geri çevrilmemeli ve geri göndermeme ilkesi korunmalıdır.
Hassas gruplara yönelik özel tedbirler alınmalıdır.
Yakalanan kişiler yasadışı girişten ötürü cezalandırılmamalıdır.
Sınırda görev yapan tüm kolluk ve devlet görevlileri, hassas gruplar ile çalışmak ve uluslararası koruma mekanizmaları gibi konularda eğitim almalıdır.
Uluslararası insan hakları ve Avrupa Birliği hukuki düzenlemeleri devletlere sınırlarına gelen kişileri ülkeye güvenli bir şekilde kabul etme yükümlülüğünü yüklemekte ve toplu sınır dışını yasaklamaktadır. Yunanistan’ın sınırına gelen kişileri uzun zamandır sistematik bir şekilde sığınma talepleri ya da bireysel başvurularını dinlemeden, haklarında resmi bir sınır dışı kararı vermeden, hukuk dışı bir zeminde, zorla ve bazen kötü muamele yasağına aykırı bir şekilde sınır dışına çıkararak bir yere bıraktığı, attığı ve Türkiye’ye geri ittiği bilinmektedir.[4] Yunanistan, yaralanma ve ölümle sonuçlanan çok sayıda vakaya sebep olan bu söz konusu geri itme uygulamasını genellikle gizli kapaklı yaparken, bu kez tüm dünya tarafından izlendiğini bilmesine rağmen sınırlarına dayanan kişilere biber gazı, ses bombası ile saldırmakta ve bu kişilerin ülkeye güvenli girişlerine yönelik yükümlülüklerini yerine getirmemektedir. Tüm bu muameleler kötü muamele yasağı, yaşam hakkı, etkili başvuru hakkı ve toplu sınır dışı yasağını ihlal etmektedir.
Kaldı ki Yunanistan’ın sınırına dayanan kişilerin Türkiye’de bir zulüm riski altında olmaları durumunda, ki bu durum Sözleşme şemsiyesi altında olan kişilerin yalnızca Türkiye’de zulüm ve hak ihlali yaşama risklerini değil, Türkiye tarafından zulme ve hak ihlaline maruz kalma ihtimallerinin çok yüksek olduğu ülkelere geri gönderilmesi ihtimalini (yani Türkiye’nin sığınmacılar güvenli bir üçüncü ülke sayılmamasını) da kapsar, bu kişilerin Türkiye’ye geri itilmesi geri gönderme yasağını da ihlal edecektir. Bu durum Geri Kabul Anlaşması ya da 18 Mart Mutabakatı kapsamında gönderilenler açısından da geçerlidir. Bu hususun ortaya çıkarılabilmesi için ve etkili başvuru hakkı uyarınca da sığınmacıların sığınma taleplerinin bireysel olarak Yunanistan yetkilileri tarafından alınması ve değerlendirme süresi boyunca bu kişilere mültecilere tanınan hak ve özgürlüklerin tanınması gerekmektedir. Dünden beri tanık olunan uygulamalar iltica sisteminde ve tutulmaya ilişkin sistematik problemler olduğu birçok AİHM kararı[5] ve uluslararası kurum raporları[6] ile ortaya konan ve yakın zamanda iltica sistemini zorlaştıracak ve insan hakları ihlalleri oluşmasına yol açabilecek yeni yasal düzenlemeleri kabul eden Yunanistan'ın daha da sert sınır politikaları uygulayacağını göstermektedir.
Türkiye ise yaşam hakkı ve kötü muamele yasağına ilişkin ulusal ve uluslararası pozitif ve negatif yükümlülükleri uyarınca sınırı geçmeye çalışanların hayatlarını tehlike altına sokmalarına yol açmamalı/seyirci kalmamalı ve göçmenlerin insan tacirleri ve göçmen kaçakçıları tarafından sömürülmelerine karşı gerekli tedbirleri ivedilikle almalıdır. Buna ek olarak lastik botlar ile Ege Denizi’ni geçmek üzere yönlendirilen düzensiz göçmen gruplarının kaza yapması durumunda kazalara müdahale edilmesi ve yolcularının güvenliğinin sağlanması 1974 Denizde Can Emniyeti Uluslararası Sözleşmesi (SOLAS) ve 1979 Denizde Arama ve Kurtarma Uluslararası Sözleşmesi (SAR), BMMYK İcra Komitesi kararları ve insan hakları uyarınca hem Yunanistan’ın hem Türkiye’nin hem de yardım edebilecek bir mevkide bulunan tüm gemi kaptanlarının sorumluluğundadır.
Sınırların açıldığına ilişkin yapılan yanlış yönlendirmeler sonucunda sınırlara dayanan kişilerin Yunanistan’a kabul edilmemesi ya da Türkiye’ye geri itilmesi durumunda hakkında 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu 54. maddesinde düzenlenen “Türkiye’den yasal çıkış hükümlerini ihlal edenler ya da bu hükümleri ihlale teşebbüs edenler” hükmü uyarınca bu kişiler hakkında sınır dışı etme kararı alınması ve uluslararası koruma ve geçici koruma kimlik belgelerinin iptal edilmesi muhtemeldir. Bu ihtimale karşın da yeniden hiçbir kimsenin zulüm tehdidi altında olduğu yere gönderilemeyeceğinin altını çizmek gerekmektedir. Gelinen bu noktada durum ne kadar kaotik olursa olsun sınırlara dayanan insanların hakları ve temel sığınma hukuku ilkeleri gözetilerek sınıra dayananların Yunanistan’a güvenli geçişlerinin sağlanması ve uluslararası iş birliği korunarak mültecilerin insan onuru ile bağdaşmayan kötü kamp koşullarına mahkûm edilmesinin önlenmesi şarttır.
[1] James Hathaway, The Rights of Refugees Under International Law, Cambridge University Press, Cambridge 2005, s.301.
[2] Goodwin-Gill, McAdam, a.g.e., s.370.
[3] Executive Committee Conclusion No. 108 (LIX), 2008. Executive Committee Conclusion No.22 (XXXII), 1981; Executive Committee Conclusion No. 81 (XLVIII), 1997; Executive Committee Conclusion No. 82 (XLVIII), 1997; Executive Committee Conclusion No. 85 (XLIX), 1998; Executive Committee Conclusion No. 99 (LV), 2004. Executive Committee Conclusion No. 97 (LIV), 2003.
[4] CPT, “Report to the Greek Government on the visit to Greece carried out by the European Committee for the Prevention of Torture and Inhuman or Degrading Treatment or Punishment (CPT) from 10 to 19 April 2018”, CPT/Inf (2019) 4, Strazburg, 19.02.2019, s. 59. https://rm.coe.int/1680930c9a (Erişim tarihi: 06.05.2019); CPT, CPT/Inf (2019)4, s. 62; Human Rights Watch, “Stuck in Revolving Door: Iraqis ad Other Asylum Seekers and Migrants a the Greece/Turkey Entrance to the European Union”, Kasım 2008. bkz. https://www.hrw.org/sites/default/files/reports/greeceturkey1108web_0.pdf (Erişim tarihi: 22.05.2019); Amnesty International, “Frontier Europe: Human Rights Abuses on Greece’s Border with Turkey”, Amnesty International, Londra 2013; Greek Council Refugees, “Reports of Systematic Pushbacks in the Evros Region”, 20.02.2018. bkz. https://www.gcr.gr/media/k2/attachments/ReportZ08032018.pdf (Erişim tarihi: 22.05.2019); Human Rights Watch, “Greece: Violent Pushbacks at Turkey Boder”, 18.12.2018. bkz. https://www.hrw.org/news/2018/12/18/greece-violent-pushbacks-turkey-border (Erişim tarihi: 22.05.2019); Geri itme vakaları hakkında çıkan haberlerden bazıları: “Yunanistan İki Haftada 82 Türkiyeli Mülteciyi Meriç Sınırından Geri Gönderdi”, Euronews, 10.05.2019, bkz. https://tr.euronews.com/2019/05/09/yunanistan-iki-haftada-82-turkiyeli-multeciyi-meric-sinirindan-geri-gonderdi (Erişim tarihi: 22.05.2019); “Greece Hardens Stance on Refugees, Pushes 82 Turks Back to Turkey, Ipanews, 11.05.2019, bkz. https://ipa.news/2019/05/11/greece-hardens-stance-on-refugees-pushes-82-turks-back-to-turkey/ (Erişim tarihi: 22.05.2019); “Yunanistan’a Geçen Düzensiz Göçmenler Dövülerek Türkiye’ye Atıldı”, Anadolu Ajansı, 02.05.2019, bkz. https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/yunanistana-gecen-duzensiz-gocmenler-dovulerek-turkiyeye-atildi/1468208 (Erişim tarihi: 22.05.2019); UNHCR, “Desperate Journeys: Refugees and Migrants Arriving in Europe and at Europe’s Borders January-August 2018”, Eylül 2018.
[5] M.S.S. v. Belçika ve Yunanistan, p. 294-321; O.S.A. ve Diğerleri v. Yunanistan, Başvuru No. 39065/16, Karar Tarihi: 21.03.2019, p. 46-68; Rahimi v. Yunanistan, Başvuru No. 8687/08, Karar Tarihi: 05.07.2011.
[6] Amnesty International, “Report 2017/18”, bkz. https://www.amnesty.org/download/Documents/POL1067002018ENGLISH.PDF; ECRE, “Country Report: Greece, 2018 Update”, https://www.asylumineurope.org/reports/country/greece; HRW, “World Report 2019”, bkz. https://www.hrw.org/sites/default/files/world_report_download/hrw_world_report_2019.pdf (Tüm linkler için Erişim Tarihi: 25.05.2019).
*Bu yazı ilk olarak Anayasa Gündemi'nde yayınlanmıştır.
**Avukat, İstanbul Barosu