Ülkeler en zayıf halkası kadar güçlüdür
Maalesef konu milyonlarca insanın hayatını kurtarmak olduğunda ‘sürü bağışıklığı’ teorisinin arkasına sığınıp sağ kalanların maaşlarını geçici bir dönem karşılamak dışında uluslararası acil eylem planı çerçevesinde hiç bir dayanışma gösterilmezken, milyonlarca insanın ölümüne yol açan askeri müdahaleler için her türlü işbirliğinin önü açık.
Rakel Sezer
Dünya Sağlık Örgütü Şubat ayında Covid-19 olarak adlandırdığı yeni tip korona virüsünün bulaşma hızının bir ay içinde Çin ‘den 53 ülkeye yayılıp 80 bin kişiyi etkilemesini uluslararası düzeyde olağanüstü hal olarak değerlendirmişti. Ancak 11 Mart’ta vaka sayısının 120 bine ve etkilenen ülkelerin sayısının 100’e ulaşmasından sonra bu değerlendirmeyi pandemi olarak yeniledi.
Maalesef , Dünya Sağlık Örgütü'nün üç ay içinde salgının seviyesini en yüksek dereceye çıkarması ve bulaşının önlenmesi için yaptığı ikazlar ülkeler genelinde aynı seviyede ciddiye alınmadı. Daha kötüsü, ülkelerin bu hızla yayılan salgına karşı bir eylem planı da olmadığını İtalya’da yaşanan çarpıcı örneklerden öğrenmiş olduk. İtalya’da 15 Subat’ta teşhis edilen ilk vakadan yalnızca iki hafta sonra vaka sayısı 2 bin 500’lere ulaşmış ve ölüm oranı yüzde 4’ler seviyesine çıkmıştı. Kapitalist ülkelerin en zayıf halkası olarak nitelenen sağlık sistemi tam anlamıyla bir çöküş yaşıyordu. Özellikle Kuzey İtalya’da kritik durumda yoğun bakıma alınan hastaların oranı yüzde 7’lere çıktığında yoğun bakım ünitelerinin kapasitesi tükenmişti. Sadece yatak sayısı ve oksijen üniteleri değildi tükenen, koruyucu maskeler ve kıyafetler de bulunmuyordu. Yoğun bakımda çalışan doktorların da hayatı tehlike altındaydı. İtalya’da sağlık çalışanlarının enfekte olma oranı tüm vakaların yüzde 8'ini oluştururken şu ana kadar 14 doktor yaşamını yitirmiştir.
Dünyada hemen hemen her ülkenin askeri savunma stratejileri geliştiren kurumları ülke sınırlarını tehdit edebilecek, olasılığı en düşük olan dahil, bir çok senaryo üzerinde risk değerlendirmesi yaparak havadan, denizden veya karadan gelecek ani saldırılara karşı saatler hatta dakikalar içinde karşılık verebilmek için simülasyonlar gerçekleştirip tatbikatlar düzenlemektedir. Hatta bu tatbikatlar NATO işbirliği içerisinde uluslararası düzeyde de yapılmaktadır.
Aynı ülkeler tüm ulusları etkileyecek bir sağlık tehdidi senaryosu üzerinde hiç mi kafa yormamışlardı? Birkaç ay içinde virüsün yayılma hızının matematiksel modellemesi yapıldığında vaka sayısının 200 binlere ulaşacağı öngörülmüşken hatta önümüzdeki aylarda milyonları bulması beklenirken, Birleşmiş Milletler Sağlık Örgütü yönetiminde uluslararası bir acil eylem planı çerçevesinde doktorların belirlenmesi ve mobilize edilmesi, sahra hastanelerinin kurulması, tıbbi ekipmanların temini ve en önemlisi maske ve koruyucu kıyafet üretimi için seferber olunması sanırım kârlı olmadığı için kapitalizm engeline takıldı.
Oysa ki, geçmiş yıllarda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve NATO’ya üye ülkeler, finansal, askeri ve siyasi işbirliği içinde binlerce silah, füze ve onbinlerce askeri binlerce kilometre ötedeki terör ve nükleer silah ürettiği varsayılan ülkelere gönderebildiğini ve milyonlarca insanın ölümüne sebep olduğunu defalarca bize ispatlamıştı. Maalesef konu milyonlarca insanın hayatını kurtarmak olduğunda ‘sürü bağışıklığı’ teorisinin arkasına sığınıp sağ kalanların maaşlarını geçici bir dönem karşılamak dışında uluslararası acil eylem planı çerçevesinde hiç bir dayanışma gösterilmezken, milyonlarca insanın ölümüne yol açan askeri müdahaleler için her türlü işbirliğinin önü açık.
Kapitalizm, desteklediği neo-liberal politikalarla giderek toplum içinde daha fazla zayıf halka yaratmaktadır. Dünya genelinde barınma ve alt yapı koşulları yetersiz yerleşim bölgelerinin miktarı giderek artmakta olmasına rağmen ülkeler bu konuda da Dünya Sağlık Örgütü'nün ikazlarına kulaklarını tıkamaktadırlar. Korona virüsü salgınının bu döneme rastlaması, bu kadar etki alanı kazanıp onbinlerce can almasından alınacak en büyük ders bu salgının bir sebep değil bu sistemin yarattığı bir sonuç olarak görülmesidir.
Eviniz de kalın, elinizi sabunla sık sık yıkayın ve kolonyalayın gibi uyarılarda bulunurken bir kez daha düşünmek gerekiyor.