Ücretsiz izin yasallaştırılıyor, işsizlik fonu patronların hizmetine sunuluyor
‘İşten çıkarma yasaklanıyor’ diye sunulan düzenleme gerçeği yansıtmıyor. Yapılan 3 ay boyunca işten çıkarma yerine ücretsiz izin uygulamasıdır, yani ücretsiz iznin yasallaştırılmasıdır.
Halil İmrek*
İnsanlık korona virüsü salgını ile boğuşurken Hükümet, yeni bir icraatı duyurdu. Patronlara işçileri üç ay ücretsiz izne gönderme hakkı veren bir yasayı meclise sundu. ‘Üç ay işten atmayı yasakladık’ diye açıklama yapılıyor. ‘Artık işveren çalışanı işten atmayacak’ deniyor. İşçilerin üç ay ücretsiz izne gönderilmesi karşılığında işçiye İşsizlik Fonu’ndan günde 39.24 lira verilecek. 30 gün ödenirse işçinin eline aylık 1.177,20 lira geçecek. Bütün zenginlikleri yaratan işçiye reva görülen miktar bu. İşçi ailesiyle birlikte bu parayla 3 ay nasıl geçinecek? Ücretsiz izne çıkarılanların bu süre zarfında sigorta primi de ödenmeyecek. 15 Mart öncesi işten çıkarılanlar ise yararlanamayacak.
Tasarı yasallaşırsa artık işçiler tek taraflı olarak ücretsiz izine çıkarılabilecek. Aslında olan şu; ücretsiz izin yasallaştırılmış olacak. Mevcut yasaya göre ‘İşçi rızası olmadan ücretsiz izne çıkarılamaz’. Yani ücretsiz izin için işçinin 'rıza verme/vermeme' hakkını bile çok görüyorlar, şimdi onu da ortadan kaldırmak istiyorlar. Söylenen şu: "İşçi kim oluyor da koskocaman patron ücretsiz izne göndermek için onun rızasına başvuracak!"
“İşten çıkarma yasaklanıyor” denilerek aslında patrona ücretsiz izne yollama hakkı yasallaştırılıyor. Bunun altını net bir şekilde çizmemiz gerekiyor. Ayrıca işten atmalar yasaklanıyor dense de sadece 3 ay için erteleniyor. İş yasasının 25. Maddesinin ikinci bendine göre işten çıkarma imkanı ise korunuyor.
Ayrıca yasanın şu anki haliyle, işçi ücretsiz izni kabul etmeyip işten ayrılsa, ihbar ve kıdem tazminatı talep etme hakkı varken, üç ay boyunca işvereni bu yükten de kurtarmış oluyorlar. Böylece düzenleme ile işverenlerin kıdem tazminat yükü de hafifletilmektedir. Dahası var. İşçi, ücretsiz izni kabul etmediği için işten atılsa, işsizlik sigortası şartlarını tamamlamışsa on aya kadar işsizlik maaşı alacak. İşsizlik maaşı şu an son dört aylık maaşa göre hesaplanıyor. Asgari ücretli olan işçiye brüt maaşının yüzde 40’ı veriliyor, yani 1.177,20 TL alabiliyor. Ancak maaşı yüksek olanlarda işsizlik maaşı 2.336,53 liraya kadar çıkabiliyor. Hükümet burada herkesi en dipte birleştirmiş yani aza razı etmede ‘eşitlikçi davranmış’, ücretsiz izine çıkan herkesin ücretini 1.177,20 liraya çekiyor.
Tasarı eleştirdiğimiz kısa çalışma ödeneğinin de gerisinde kalıyor. Kısa çalışma ödeneğinden aylık 1.752 TL ile 4.381 TL arasında ödenek alacak işçilere, bu taslağın yasalaşması ve tek yanlı ücretsiz izne çıkartılmaları halinde sadece aylık 1.177, 20 lira ödenecektir.
Torba yasası olarak getirilen uygulamada tek yenilik bu üç ayda ödenecek 1.177 lira için işsizlik ödeneğini hak kazanma şartlarının aranmaması oldu. İşçilerin 3 ay ücretsiz izne çıkarılması, işsizlik fonun içinin boşaltılmasının yeni bir biçimidir. Bu tasarı ile patronlara yeni kaynak aktarılmış oluyor. Üç ay boyunca ödeme yine işçilerden kesilen parayla oluşturulan işsizlik fonundan yapılıyor. Bu da Hükümetin işçilere bir kıyağı gibi sunuluyor. Yine patronların eli cebine gitmeyecek. Yani parası işçinin cebinden, alkışlar da hükümete…
Ayrıca Cumhurbaşkanı bunu 6 ay daha uzatabilecek. Böylece işçi 9 ay boyunca 1.177 liraya, yani bırakalım ailesini geçindirmeyi, tek kişinin dahi açlık sınırının altındaki bir parayla geçinmeye mahkûm olacak. Bu sürenin sonunda patron işçiyi işten atarsa 9 ay boyunca onun ihbar ve kıdem tazminatını kullanmış olacak.
Açık olmayan bir konu daha var, bu işçi 9 ay sonra işsiz kaldığında işsizlik sigortasına başvurabilecek mi? Çünkü işsizlik sigortası 10 ay sürüyor ve son 120 günde işçinin çalışmış olması şartı aranıyor. İşsizlik maaşı şu an son dört aylığa göre hesaplanıyor. İşçi ücretsiz izinde olduğu için son dört ayı askıda kaldığı için işsizlik maaşı alabilecek mi? Ya da sadece üç aylığına ücretsiz izne çıkarılan ve daha sonra işe alınmayıp işten atılan işçiler işsizlik maaşını hak ettiklerinde 10 ay işsizlik maaşı mı alacaklar yoksa kendilerine maaş verilen üç ay düşecek 7 ay mı işsizlik ödeneği alabilecekler.
Önemli başka bir soru ise bu üç ay veya 9 ay sonra işsizlik sigortasında işsizlere ödenmek üzere fonda bir para kalacak mı? Bütün ödemeler, her şeye kaynak buradan yapıldığında fonda yeni işsizlerin kullanabilecekleri bir güvenceleri olacak mı?
AKP hükümeti patronlar için uzun vadeli plan yapıyor. Gözden kaçırılmaması gereken bu tasarı ile salgın sonrasına hazırlık yapılıyor olmasıdır. Dolayısıyla salgın sonrası yapılacak saldırı, bugün ortam uygunken başlatılıyor.
En önemli soruyu en sona sakladık. İşçilerin bu ülkede yarattıkları tek değer işsizlik fonu mudur? Neden işçilerin içinde geçtiği her cümlede işsizlik fonu da geçiyor. Bütün bir servet işçilerin yarattığı artı değer değil mi? Hadi bunu çok ideolojik buldunuz. İşçiler vergi ödemiyor mu? Neden işçiler söz konusu olduğunda merkezi bütçeden kaynak aktarımı hiç konuşulmaz?
Bütün yaşananlar bize şunu söylüyor. İşçiler bir sınıf olarak hareket ettiğinde “insan” olarak değer görür; sınıf olarak hareket etmediğinde her gün yeni hak kayıpları yaşar.
Soru çok da bunu ancak sınıf bilinciyle sendikasını sahiplenip orada örgütlenen, sendikasını bir sınıf örgütüne dönüştürecek müdahalelerde bulunan, kendi politik partisinde örgütlenen işçi cevaplayabilir.
* Emek Partisi GYK Üyesi