'Hakkını helal et, çıkarsa kurtulmak zor': Soma kömür havzasında neler oluyor?

İşçilerden üç ay boyunca arkadaşlarıyla rahat rahat sohbet bile edemeden, ailelerinden uzak; kalırlarsa virüs kapma, çekip giderlerse işlerinden olma korkusuyla yaşamaları isteniyor. Yaşamsal ihtiyaçları için çoğunluğu borç içinde olan işçiler, bölgede maden sahaları dışında asgari ücretin üstünde maaş veren bir iş olanağı olmadığını biliyor.

Google Haberlere Abone ol

E. İrem Az*

“Hakkını helal et çıkarsa kurtulmak zor.” Dün Soma kömür havzasında yaşayan, yaklaşık bir yıl önce emekli olmuş bir görüşmecimden bu mesajı aldım. Bugün aldığım bilgilere göre, Kınık’taki Polyak Eynez Enerji Üretim Madencilik A.Ş.’de her zamanki gibi yasal kanıt bırakmadan, işçilerin canları ipotek altına alınmış durumda. Önce işçiler, haziran sonuna kadar maden sahasında kalarak çalışmaya devam etmeyi ‘isteyip istemedikleri’ sorusunu ve istemezlerse bir daha Polyak’ta çalışamayacakları ‘bilgisini’ içeren açık bir tehdit mesajı alıyor. 10 Nisan 2020 Cuma günü ise şirket tarafından yazılmış bir dilekçe gönderiliyor. Aynı zamanda diş fırçası, diş macunu, havlu vb. gibi temel insani ihtiyaçları içeren bir liste gönderiliyor ve bunları yanlarında getirmeleri söyleniyor. Başka bir ifadeyle, temel ihtiyaçlarını yanlarında getirmek dışında bir şans bırakılmıyor. Yer altında aynı şekilde, çoğu zaman dip dibe çalışacaklarken yer üstünde üç işçinin yan yana gelmesinin yasaklandığı söyleniyor. Kaldıkları konteynırlarda ya da dışarda, herhangi bir zaman geçirme aktivitesi yapabilecekleri bir ortam ve gereçler zaten temin edilmiyor. Dolayısıyla işçilerden üç ay boyunca arkadaşlarıyla rahat rahat sohbet bile edemeden, ailelerinden uzak; kalırlarsa virüs kapma, çekip giderlerse işlerinden olma korkusuyla yaşamaları isteniyor. Yaşamsal ihtiyaçları için çoğunluğu borç içinde olan işçiler, bölgede maden sahaları dışında asgari ücretin üstünde maaş veren bir iş olanağı olmadığını biliyor. Dolayısıyla şu an çalışmakta olan hiçbir işçi bu konuda benimle görüşmeyi ya da yazışmayı kabul etmedi, söz konusu dilekçeyi de paylaşmak istemedi. Fakat şirket, dilekçe içeriğinin elden ele dolaşmasına engel olamamış gibi gözüküyor. Belli ki İnsan Kaynakları Müdürlüğü tarafından İnsan Kaynakları Müdürlüğü’ne hitaben yazılmış dilekçe şöyle:

POLYAK EYNEZ ENERJİ ÜRETİM MADENCİLİK A.Ş.

İNSAN KAYNAKLARI MÜDÜRLÜĞÜ’NE,

Pandemi Yönetim Planı kapsamında yürütülen tedbirlere ek olarak getirilen “Kampta Konaklamalı Çalışma Modeli” hakkında detaylı bilgi sahibi oldum. Çalışma koşul ve şartlarını anladım. Değerlendirme için gerekecek tüm sağlık kontrollerine ve mülakatlara katılmak istiyorum. 30 Haziran 2020 tarihine kadar bu çalışma düzeninde çalışabileceğimi bildiririm. Tarafınızdan uygun görülmesi durumunda bu çalışma düzeni ile çalışmak istiyorum.

Gereğini arz ederim.

Adı Soyadı:

Sicil No:

İkamet adresi:

Tel No:

Acil durumda ulaşılacak kişi ve tel no’su:

Tarih:

İmza:

Kınık’taki Polyak’ta bunlar olurken Soma’daki diğer kömür madenleri göstermelik önlemlerle (1), virüs öncesinden farksız şekilde çalışmaya devam ediyor. (2)Bazıları göstermelik önlem alma ihtiyacı bile duymuyor. Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) Müdürü’nün yönetim Kurulu Başkanı olduğu eski adıyla Soma Kömürleri, yeni adıyla Yeni Anadolu şirketinin Soma Işıklar Ocağı’ndan 11 Nisan Cumartesi sabahı işçilere atılan mesajda, sokağa çıkma yasağının olduğu iki gün boyunca, hiçbir değişiklik yapılmaksızın üç vardiya sistemiyle çalışmaya devam edileceği ve servislerin aynı şekilde, yani hiçbir önlem alınmadan işçileri duraklardan toplayacağı yazıyor.

Bağımsız Maden-İş’in 11 Nisan Cumartesi günü sosyal medya hesaplarından yaptığı açıklamaya göre, havzadaki maden işletmelerinin hiçbiri (Yeni Anadolu, Polyak, Demir Export, İmbat, Kolin) geçen hafta sonu ilk kez uygulanan sokağa çıkma yasağı esnasında bile çalışmayı durdurmadı. Virüsün Soma ve Kınık’ta yaygınlaşmaya başlamasının ardından, 10 Nisan Cuma günü İmbat Madencilik’te yaşanan şılam patlaması sonucu Ersin Özdoğan, Salih Ayber ve Erdinç Karaevli hayatlarını kaybetti. Fakat İmbat Madencilik, tam gaz üretime ve kâr etmeye devam ediyor.(3)

Yeni kömür sahalarının açılmaya devam ettiği havza, her kademeden maden çalışanlarının geldiği alan açısından Manisa’nın Soma ve Kırkağaç, İzmir’in Kınık ve Balıkesir’in Savaştepe ilçelerini kapsıyor. Soma hala Mayıs 2014’te yaşanan ve 301 madencinin canını alan katliamla ve her seçimden sonra faturası ne hikmetse yalnızca madencilere ve ailelerine kesilen AKP oylarıyla hatırlanıyor. Oysa 12 Mayıs 2019’da Bağımsız Maden-İş’in sendika ofisi ve lokalinde, Sosyal Haklar Derneği’nin organizasyonuyla gerçekleşen panelde konuşan Özgür Özel’in tuttuğu çeteleye göre, sadece Ocak 2015’in başından Aralık 2018’in sonuna kadar geçen 4 yılda Soma kömür havzasında 299 madenci iş kazaları sonucu öldü. Birebir şahit olduğum çalışma koşulları, iş saatleri dışında yeterince dinlenmenin imkansızlığı, havzadaki inanılmaz hava kirliliği dolayısıyla bunların ezici çoğunluğunun iş cinayeti olduğunu tekrar etme ihtiyacı duyuyorum.

Polyak’ta ve havzadaki diğer tüm maden ocaklarında işçiler, bu kez sadece olası bir iş cinayetinin gölgesinde değil, çok yakın bir tarihte virüs kaparak ölme ihtimallerini bilerek, Polyak’ta ise bunu kabul ettiklerine dair bir dilekçe imzalayarak çalışmaya devam etmek zorunda. Benden helallik isteyen emekli madenci de çalışan, emekli ya da uzun yıllar çalıştıktan sonra emeklilik haklarını alamadan işten çıkarılmış olanlar da akciğerlerinin gördüğü hasardan dolayı risk grubunda olduklarını biliyor.

Koronavirüs dünya nüfusunun belli bir kısmı için yaşamın anlamına ve değerine dair çok şeyi değiştirecek, evet. Fakat Türkiye gibi, devlet ve şirketlerin kapitalizmi dolaylı ve direkt olarak zor kullanarak, fazlasıyla kayıt dışı şekilde sürdürdüğü yerlerde, sigortalı işçiler ve sigortasız çalışan tüm işçi ve ev emekçileri için hemen hemen hiçbir şey değişmiyor. Kapitalizmin eşitsizlikleri derinleşmiyor. Sadece şekil değiştiriyor. Evde kalma lüksüne sahip binlerce kişinin sosyal medyadan “bu insanlar niye sokaklarda?” diye haykırmasının anlamı yok. O görüntülerdeki insanların hepsi değil ama yoksul işçi ve emekçilerden oluşan milyonlarcası için evde kalmak bir tercih ve irade meselesi değil, olamaz. Pek çok işçi ve aileleri, virüsü ciddiye alıp önlem alabileceği koşullarda yaşamıyor. Bir sürü aile alışverişini hafta sonları yapmak zorunda. Çünkü erkekler hafta içi çalışmaya devam ediyor, kadınlarsa ya tarlada çalışıyor ya da (yalnızca ev emekçisiyse) artık okula gitmeyen çocuklarına ve ailenin yaşlarına bakıyor.

Hükümetin ne şiş yansın ne kebap usulü aldığı göstermelik önlemler de en çok yoksul işçi ve emekçilerin yaşamlarını zorlaştırıyor. Elbette mesele sadece hafta sonları evden çıkıp alışverişe gidememeleri değil. Tatillerde tarım işçiliği yapan üniversite öğrencisi 19 yaşındaki arkadaşım okulu kapatıldıktan sonra havzadaki evine döndü ve birkaç gün içinde de tarlaya, yevmiyeli işe gitmeye başladı. Ricam üzerine tuttuğu iş günlüğünün ilk sayfasında, sokağa çıkma yasağının olduğu ve biz evdekiler için istifa parodisi ile sonlanan iki gün boyunca işe gittiğini, 13 Nisan Pazartesi ise hafta sonu yasağından dolayı şehirler arası fidan taşımacılığı yapılamadığı için iş olmadığını yazıyor. Dün telefonda benim inanılmaz endişeli sorularıma gülümseyerek “Valla burda korona yok gibi abla, biz aynen devam” diye cevap verdi. Hala çalışmaya devam eden milyonlarca insan ya helallik isteyecek kadar korkarak ya “aynen devam” diyerek ya da bu ikisi arasında salınarak yaşamaya ve çalışmaya devam ediyor. Devlet ve polisi Soma kömür havzasının maden ve tarım işçilerini izlemiyor. İstanbul Cihangir’de kedilere mama vermek için dışarı çıkan 19 yaşındaki İsmail’e kesilen 1500 liralık ceza (4), aynı gün tarlaya giden arkadaşıma ya da çalışmazsa geçinemeyecek diğerlerine kesilmiyor. Devlet, sonradan çıkarmak zorunda hissettiği genelgeyle 18-20 yaş arası çalışan gençleri sokağa çıkma yasağından muaf tutuyor.(5) Çünkü kapitalizm birilerine “aynen devam” ediyor.

(1) “Yeni Tip Koronovirüs (Covid-19) Salgını Nedeniyle İmbat Madencilik A.Ş.’De Alınan Önlemler Hakkında Basın Açıklaması.” imbatmadencilik.com, 2 Nisan 2020.

(2)  “Soma’da işçiler burun buruna çalıştırılıyor.” Gazete Duvar, 16 Nisan 2020. .

(3)  “Soma! Yerin altı ölüm yerin üstü zulüm.” bagimsizmaden.org, 14 Nisan 2020.

(4) “Taksim'de sokağa çıkan 19 yaşındaki gence para cezası: Dışarıya çıkmam gerekiyor; kedilere mama veriyoruz.” T24 Bağımsız İnternet Gazetesi, 10 Nisan 2020.

(5)  “Yeni genelge: 18-20 yaş arası çalışanlar sokağa çıkma yasağından muaf tutuldu.” Euronews, 4 Nisan 2020.

*Columbia Üniversitesi Antropoloji Doktora Adayı