Fransa seçimi dünya basınında: 'Mélenchon, Filistin devletini tanımayı vadetti'
Fransa'da genel seçimin ikinci turunda sol ittifak Yeni Halk Cephesi sandıktan birinci çıktı. Dünya basını, ittifakın seçim öncesi ve sonrasında Filistin devletini tanımayı vadettiğine dikkat çekti.
DUVAR - Fransa’da milyonlarca seçmen dün erken genel seçimlerin ikinci turu için sandık başına gitti. Seçimlerin ilk tur sonuçlarının, beklentilerin ve kamuoyu yoklamalarının işaret ettiğinin aksine, faşist Ulusal Birlik (RN) seçimi bu kez üçüncü sırada tamamladı; sandıktan birinci çıkan ise Jean-Luc Mélenchon'un Boyun Eğmeyen Fransa'sı (LFI), Yeşiller, Sosyalist Parti ve Komünist Parti’nin de yer aldığı sol ittifak Yeni Halk Cephesi oldu.
Fransa İçişleri Bakanlığı’nın bu sabah açıkladığı seçim sonuçlarına göre, 7 Temmuz'da ikinci turu yapılan erken genel seçimde mecliste en fazla sandalyenin sahibi Yeni Halk Cephesi ittifakı oldu. Yeni Halk Cephesi, 178 milletvekili çıkardı. Macron'un ittifakı 150, faşist Ulusal Birlik İttifakı (RN) ise 125 milletvekili ile meclise girdi. Seçimlere katılım oranı yüzde 66,6 olarak kayıtlara geçti. Bu sonuçlarla hiçbir ittifak ya da parti mecliste salt çoğunluk olan 289 milletvekili sayısına ulaşamadı. Fransa’daki seçim sonuçları ise İngiltere’den ABD'ye ve İsrail'den Almanya’ya dünya basınında geniş yer buldu. Haberlerde öne çıkarılan bir nokta da Yeni Halk Cephesi'nin ve Mélenchon'un 'Filistin devletini derhal tanıma' vaadi oldu.
TAZ: BÜYÜK BİR İÇ RAHATLAMASI HAKİM
Almanya’nın Die Tageszeitung (taz) gazetesinde Rudolf Balmer, Fransa’daki seçim sonuçlarını, Marine Le Pen'in faşist RN partisine karşı üçüncü sıradaki pek çok adayın seçimin ikinci turundan çekilmesine de atıfla, “Fransa’da Le Pen için seçim yenilgisi: Güvenlik duvarı ayakta kaldı” başlıklı yazısında ele aldı. “Fransa’daki şaşırtıcı seçim sonuçları ne anlama geliyor?” diye soran Balmer, kendi sorusunu “Fransız kadın ve erkeklerin çoğu, aşırı sağcıların yönetimini istemiyor” sözleriyle yanıtladı. Seçim sonuçlarının LFI kurucusu Jean-Luc Mélenchon’un başbakan olacağı anlamına gelmediğine işaret edilen analizde, herhangi bir azınlık hükümeti kurulması durumunda Yeni Halk Cephesi’nin her zaman muhalifleri tarafından ‘yıkılma’ olasılığının bulunacağına işaret edildi.
Balmer, ‘güvenlik duvarının’ işe yaradığı ile ne anlatmak istediğini ise özetle şöyle açıkladı: “Yine de seçimi kazanan ve kutlama yapan sol seçmenler arasında büyük bir iç rahatlaması hakim. Bir kez daha ve beklentilerin aksine, gerici milliyetçilere karşı kurulan geleneksel güvenlik duvarı ayakta kaldı. Esas mesele de buydu. Marine Le Pen'in olağanüstü zekice ve ısrarla önemsizleştirmesine rağmen aşırı sağ, demokratik bir parti olarak tanınmayı ve toplumsal olarak kabul edilebilir olmayı başaramadı.”