Franz K. Aşıkları Üzerine

Roman, yüzyıldır çözüme kavuşturulmamış durumları kendine konu olarak seçerken, asla cevaplanmayacak soruları okura tekrar sordurup, değirmen dolabı gibi suyu okurun zihninin aynı noktasına boşaltır.

Fotoğraf: Ferhat Yaşar
Google Haberlere Abone ol

Albert Camus’ya göre Kafka’nın bütün sanatı, okuru tekrar okumaya davet etmesidir. Metinleri, sonuçlanıp sonuçlanmamalarıyla okurda bir fikir oluşturur ancak bu, kesin bir şekilde anlaşıldıkları anlamına gelmez. Bu yüzden, metinlerinin daha iyi anlaşılması için, tekrar ve başka bir şekilde okunması gerekir.

Bu romanda görüyor ki Kafka sadece eserleriyle değil aynı zamanda hayatı ve ölümüyle de kendini okutuyor.

Burhan Sönmez’in Lis Yayınları tarafından yayımlanan Franz K. Aşıkları, Albert Camus’un yukarıda bahsettiğim sözünü hatırlattı.

Nazi taraftarı olan anne ve babasını Sofyet bombalamasında kaybeden Ferdy Kaplan, on yaşına kadar Almanya’da yaşar. Annesinin babası, hastalıktan öleceğini anladığındaysa onu İstanbul’a babasının anne ve babasının yanına gönderir.

İstanbul’da sabahları okula gider, okulda yeni arkadaşlıklar edinir, aşık olur, öğleden sonralarıysa balıkçı tezgahlarında ninesine yardım eder. Balıkçılar arasında siyaset öğrenir. Sonraları solcu oluşumlara katılır. Yıllar sonra eski bir arkadaşıyla ilişki kurup bir dergi etrafında toplanan kişilere katılır. Bu noktadan sonra hayatı oldukça hızlı akar.

Ferdy Kaplan ve kadın arkadaşı, Özgür Berlin Üniversitesi öğrencisi Ernest Fischer’ı öldürüp birini de yaralarlar. Arkadaşı kaçarken kendisi yakalanan Ferdy, gözaltında ve mahkemede üniversitesi öğrencisinin ölümüyle ilgili sorgulanır. Kendisi mahkemenin dikkatini yaralı kişiye çekene kadar, mahkeme siyasi sebeplere yoğunlaşır. Bu noktada, yaralanan kişinin Franz Kafka’nın ünlü yazar arkadaşı olduğu anlaşılır. Bu noktada Burhan Sönmez’in metni, okuru ve mahkemeyi Camus’un dikkat çektiği farklı ve yeniden okumaya davet eder. Öyle ki yargılamanın rengi de bu noktada değişir. Saldırının, üniversitesi öğrencisi Ernest Fischer’e yapılmadığı anlaşılır. Saldırının hedefi Max Brod amacıysa, “Kafka’ya ve vasiyetine sahip çıkma”dır. Çünkü Kafka, Brod’tan bütün metinlerini yakmasını ister ancak o bunu yapmaz. Bu yüzden cezalandırılması gerekir.

Orhan Pamuk Saf ve Düşünceli Romancı’da, Kafka Brod’a yazdıklarımı yak dediğinde, Brod’un yakmayacağını bildiğini, Brod’un da Kafka bunu derken kendisinden yakmamasını istediğini bildiğini söyler. Bu konu, Borges’in karşı karşıya konulan aynaları gibi sonsuz bir öykü anlatırken öbür yandan bizi Kafka’nın dehlizlerinde kaybettirir.

Burada Kafka ve Brod arasında geçen diyalog hakkında pek çok şey söyleyebilir, söylediklerimiz hem kesin doğru hem de mutlak yanlış olacaktır. Metinlerindeki pek çok şeyin sembol oluşu, Kafka’nın ve eserlerinin kolay şekilde anlaşılmasını engeller, bu yüzden Kafka’yı ve eserleri tekrar okumak ve üzerine düşünmek gerekir.

Okurdan çok holigan olan Ferdy, duygu ve fikirleriyle, özgüveni ve hareketleriyle, hareket ve uğraşlarıyla, her ne kadar bu Kafkaesk bir romandır diyemezsek de, birine bağlılığında onu okumasına yardımcı olan birinin ölümünü düşlemesi yönüyle Kafka’nın Dava romanının kahramanı gibi absürttür. Yine ayrışan noktaları da mevcut. Kafka’nın kahramanları suçlarının peşine düşüp işledikleri suçu öğrenmeye çalışırken( Milan Kundera, bunu Kafkaesin dört özelliğinden biri sayar.) Ferdy ise onu suça yöneten motivasyonun öğrenilmesini ister. Diğer yandan, Kafka’nın kahramanları ne kadar kararsız ve özgüvensizse Burhan Sönmez’in kahramanları o derece de kendilerinden emindir.

Ferdy’nin derdini, eylemi, amaç ve özgüvenini, onunla yargı kurumları arasında geçen diyaloglardan öğreniriz. Anlatıcı, çok az noktada ortaya çıkar ve buralardan Ferdy’nin Berlin, İstanbul ve Paris’teki hayatını tiyatrolardaki dış gibi anlatır.

Roman, yüzyıldır çözüme kavuşturulmamış durumları kendine konu olarak seçerken, asla cevaplanmayacak kimi soruları okura tekrar sordurup, değirmen dolabı gibi suyu okurun zihninin aynı noktasına boşaltır. Öyle görünüyor ki Kafka’nın sadece eserleri değil hayatı da bir sanattır ve kitap okuru buna davet ediyor.