İzmir'de 5 kişilik köy!
Lübbey Köyü, yıkık evleri, camisi, kahvesi ve inatla onları terk etmeyen 5 köylüsü ile var olma savaşı veriyor.
DUVAR - İzmir’in Ödemiş ilçesine bağlı Lübbey Köyü, 1940’lı yıllarda kendi elektriğini kendisi üretebilen bir köy iken, elektriksiz ve arazinin sarp kayalıklardan oluşması nedeniyle yaklaşık 30 yıl önce yavaş yavaş terk edilmeye başlıyor. Köyü terk etmeyenler hayatlarını kaybettikçe de köy nüfusu günden güne azalıyor. 40 yıl önce 639 kişinin bulunduğu köyde şu anda yaşayan kişi sayısı yalnızca 5.
Benden sonra da oğlum Ali var
Doğma büyüme Lübbeyli olan Kahveci Mehmet Güler ‘’ Şu anda burada 5 kişi yaşıyor. 3 erkek, 2 kadın. Onlar buradan gitmek istemeyenler. 'Ölene kadar buradayız' diyorlar. Ben de onları terk etmek istemiyorum. Onların ihtiyaçlarını elimden geldiği kadar karşılamaya çalışıyorum. Her sabah gelip çayımı demliyorum. Bu çayı demlemeye ölene kadar devam edeceğim ve benden sonra da oğlum Ali var’’ diyor.
'Nizamiyenin önünde bekle beni'
Eşiyle evlenmeye karar verdiğinde bile köyünden vazgeçemediğini söyleyen Güler, şunları anlatıyor: “Ben askere geç gittim. Acemi birliğini Isparta’da yaptım. Askerliğimin bitmesine 1 hafta kala şimdiki eşimle tanıştım. Ona dedim ki, ‘Benim bir köyüm var. Bir tüpüm, bir tencerem, iki kaşık iki çatal, bir yatak bir de döşeğim var. 14 Mayıs günü terhis olacağım. Gelmek istiyorsan bir hafta sonra nizamiyenin önünde bekle beni’. Bana, ‘Düşünmem lazım’ dedi. Bir hafta sonra sabah, arkadaşlarla vedalaştım. Büyük bir heyecanla dışarı çıktım. ‘Acaba geldi mi, gelmedi mi?’ Bir baktım karşıda duruyor. Elimdeki valizler iki yana düştü.’’
Herkesin bir meşgalesi var
Evlerin günden güne yıkıldığını ifade eden Güler, şunları anlatıyor: ‘’Köyü ayakta tutan şey, şu anda bir kahvesinin olması. Akşam kahveyi kapattığım zaman burada kalan 5 kişi hüzünleniyor. Dağdan hayvanları getirirsin, kapatırsın ya ağıla. İşte köylü için de aynı öyle oluyor. Onlar bana derdini anlatıyor, benim de derdimi dinliyor. Bazen aramızda kırgınlık olsa da birkaç dakika sonra hiçbir şey yokmuş gibi konuşuyoruz. Çünkü zaten 5 kişiyiz. Bizim küslüğümüz sürmez, süremez. Köyde herkesin bir meşgalesi var. Fatma Abla köyde incir toplar, narları sular. Yani bütün su işi ona aittir. Mehmet Amca bahçe işleriyle uğraşır. Mehmet Amca’nın hanımı koyun güder, keçi güder. Deli incirlerin yapraklarını keser. Fevzi amcamızın işi ise yol boyunca taşları ayıklamaktır."