YAZARLAR

Galler'i beklerken

Euro 2020’deki ilk maçında İsviçre karşısında beraberliği koparan Galler, İtalya maçında beklenti duvarını aşamayan Türkiye ile karşılaşıyor…

Euro 2020 A Grubu’ndaki ilk maçında İsviçre ile 1-1 berabere kalan Galler, ikinci maçta Bakü’de Türkiye’nin karşısına çıkıyor. Çarşamba günü TSİ 19.00’da oynanacak mücadelede, iki takım da açılış performanslarının ötesine geçmeye çalışacak. 

EISTEDDFOD VEYA 'AŞIKLAR BAYRAMI'

Yağmuru ve şarkılarıyla ünlü Galler, Euro 2020’deki üç Birleşik Krallık ülkesinden biri. Üç milyonluk nüfusun altıda biri Galce, geri kalanı İngilizce konuşuyor. Ülkenin hem coğrafi hem de kültürel olarak İngiltere’yle paylaştığı ortak miras futbolu da kapsıyor. Galler’in yerel ligleri bulunsa da en güçlü ekipler İngiliz kümelerinde mücadele ediyor. Tarihinde John Benjamin Toshack, Ian Rush, Mark Hughes, Ryan Giggs gibi önemli isimler var.

Galler’in en köklü geleneklerinden biri “Eisteddfod” Festivali. Kelime anlamı “birlikte oturmak” olan bu etkinlik, aslında bir nevi “âşıklar bayramı”. 850 yıldır şair ve ozanlar bir araya gelerek hem yarışıyor hem eğleniyor. Ülkenin bu “dramatik” ve “trajik” kökleri futbol dünyasına da en hafifinden en ciddisine kadar çok sayıda keskin iniş-çıkış, başarı ve skandalla yansımış durumda. Bundan önce Dünya Kupası’na (1958) ve Avrupa Şampiyonası’na (2016) birer kez katılan Galler, ilkinde çeyrek final, ikincisinde ise yarı final oynayarak iz bıraktı. Ancak saha dışında daha acı hatıralar var.

Bundan 10 yıl önce Galler futbolu bir kâbusu yaşıyordu. 2011’in yaz aylarında ülkenin en büyük markası Ryan Giggs’in sekiz yıldır kardeşinin eşiyle ilişkisi olduğu ortaya çıktı. Skandal tüm Ada’da büyük yankı buldu ve Giggs’in ahlaki değerleri çokça sorgulandı. 27 Kasım 2011’de bu magazin olayını unutturan gerçek bir trajedi yaşandı. 42 yaşındaki milli takım teknik direktörü Gary Speed’in intiharı futbol dünyasında şok etkisi yarattı.

Ama hayat devam etti ve Chris Coleman yönetimindeki ekip Euro 2016’da tarihinin ilk Euro’suna katılmakla kalmadı, yarı final gördü. 2018 Dünya Kupası ıskalanınca Ryan Giggs başa geçti. Kişiliğine dair tartışmalara karşın ülkedeki ağırlığı sayesinde göreve gelen Giggs, Euro 2020 elemelerinde turnuva vizesi kovalarken bu kez de kız arkadaşına ve onun kardeşine yönelik şiddet, taciz ve alıkoyma iddiasıyla mahkemeye çıkarıldı. İddiaları reddeden ve serbest bırakılan Giggs’in davası sürüyor. Resmi olarak hâlâ takımın hocası olsa da kasımdan bu yana eski yardımcısı Rob Page görevi devraldı. Yedek kaleci Hennessey ise iki yıl önce bir takım yemeğinde Nazi selamı verdiği için Futbol Federasyonu tarafından ifadeye çağrıldı, ama hareketinin herhangi bir kasıt ve bilgi içermediği gerekçesiyle suçsuz bulundu. Kısacası Galler futbolunda skandallar bitmiyor. 

KADRO VE YILDIZLAR 

Ülkenin son dönemdeki lokomotif kulübü, geçtiğimiz yıllarda Premier Lig’de iyi sezonlar geçiren ve şu anda Championship’te oynayan Swansea. Milli takımdaki isimlerin çoğunun yolu Swansea altyapısından veya A takımından geçmiş. Öte yandan Galler kadrosundaki birçok önemli oyuncu kulüp takımlarında yedek veya rotasyonda yer buluyor. Normalde dezavantaj olarak görülebilecek bu durum, geride bıraktığımız olağanüstü sezonun şartları düşünülünce artıya dönüşebilir. Galler, Türkiye’den sonra ve İngiltere’yle birlikte Euro 2020’nin en genç kadrosuna sahip.

İsviçre maçında takımının ayakta kalmasını sağlayan Danny Ward, Leicester’da bu sezon sadece 5 kez forma giydi. Sağ bek Chris Gunter, Galler Milli Takımı’yla 100 maça çıkmış tek isim (evet, Giggs sadece 64 kez oynadı). Stoper ikilisi Tottenham’dan: İsviçre maçında ilk on birde yer bulan genç ve sert stoper Rodon’la birlikte defansın göbeğinde oynayan Ben Davies, gerektiğinde sol bek veya sol kanat beki olarak görev yapabiliyor.

Takımın yükselen yıldızı defansif orta saha Ethan Ampadu. 17 yaşında Chelsea’ye katıldıktan sonra kiralık oynadığı takımlarda pişen Ampadu, defansif becerileri sayesinde stoper de oynayabiliyor. En yüksek profillerden biri ise çocuk yaştan beri Arsenal formasıyla üst düzey futbolun içinde olan Aaron Ramsey. Juventuslu oyuncu sakatlıklar yüzünden hiçbir zaman beklenen düzeye çıkamadı, ama hâlâ tempoyu ve oyunu yönetebiliyor. 

Teknik direktör Rob Page, İsviçre karşısında Harry Wilson’ın “sahte dokuz” oynadığı düzen yerine 1.95’lik pivot santrfor Kieffer Moore’u tercih etti ve istediği katkıyı aldı. En büyük yıldız ise elbette Gareth Bale. Sekiz yıl önce Real Madrid’e transferiyle dünyanın en pahalı oyuncusu olan Bale biraz yaşlandı ve dönem dönem futboldan sıkıldı, ancak her maçı değiştirebilecek birden fazla silahı var. Milli takımdaki performansıyla, hayatındaki öncelikleri cümle âleme duyurduğu “Önce Galler, sonra golf, sonra Madrid” pankartının hakkını veriyor. 

SEYİRLİKLER

- Gareth Bale’ın frikikleri Euro 2016’nın en popüler hatıraları arasında yerini aldı. Sol ayağıyla yaptığı müthiş vuruşlara yenilerini ekleyebilir.

- Sol kanattan sprinte başlayan Daniel James zaman zaman 100 metre yarışı heyecanı veriyor.

- Kaleci Danny Ward’ın çok da “akademik” görünmeyen standart dışı hamlelerle yaptığı kurtarışlar dikkat çekiyor.

- Kariyerini baltalayan sakatlıklar yüzünden nadiren forma bulan “Jonniesta” Williams, oyunda olduğu dakikalarda sürpriz Latin çalımlar atabilir.

- Kieffer Moore’un fiziği ve sert kafa vuruşları Premier Lig nostaljisi sunuyor. 

TÜRKİYE MAÇI NASIL GEÇER?

Rob Page yönetimindeki Galler genellikle üçlü savunmayı tercih etse de Euro 2020’ye 4-3-3 ile başladılar. Çoğu zaman savunma yerleşimini garanti altına almayı toplu oyuna tercih eden Galler’in en büyük özelliği fiziksel ve zihinsel direnç. Hazırlık maçları hariç, son 14 mücadelesinde sadece bir kez kaybeden Galler’i yıkmak kolay değil. İsterseniz İsviçrelilere sorabilirsiniz. İlk yarıda sahada görünmeyen ve maç genelinde rakibinin çok gerisinde kalan Galler, kaleci Ward’ın yardımıyla oyunda kaldı ve sonlara doğru beraberliği bulmayı başardı.

Turnuvaların konsantre yapısı içinde önceki maçlar teknik direktörlerin planları üzerinde etkili olabiliyor. Türkiye-İtalya ve Galler-İsviçre maçlarının ardından hem Rob Page’in hem de Şenol Güneş’in kafasında bazı şeyler değişmiş olabilir. Sertliğiyle meşhur Galler savunmasının İsviçreli Embolo’ya bolca geçiş izni vermesi, Türkiye’de Cengiz için forma şansı yaratabilir. Türkiye’nin İtalyan presi karşısında savunmadan top çıkaramaması Galler’i her zamankinden daha önde basmaya teşvik edebilir. Yine İsviçre maçındaki kötü performans yüzünden Rob Page üçlü savunmaya dönebilir.

İki takım da ilk maçlarında topa yüzde 40’ın altında bir oranda sahip oldu. Yani birinin topu alması gerekecek ve o takım Türkiye olacak. Ancak orta sahada tempo belirleyici bir oyuncunun eksikliği İtalya karşısında fazlasıyla hissedildi. İrfan Can tercihiyle veya Hakan’ın daha derine geldiği bir planla bu açık kapatılabilir. Aksi halde Türkiye oyunu rakibinin belirlediği tempoda oynamak zorunda kalabilir ve Galler’in fizik kuvveti maç ilerledikçe Türkiye’nin hem gücünü hem motivasyonunu aşındırır. İlk on bir seçiminde Umut Meraş ve Okay Yokuşlu ilk maçtaki zayıf performansların bedelini ödeyebilir.

Galler grubun son maçını İtalya’yla oynuyor, dolayısıyla asıl hedef gerçek rakip Türkiye’yi yenmek. Ama rakip alana yerleştikleri bir topa sahip olma oyunuyla değil, kontrataklara, geçiş hücumlarına ve duran toplara bağlı bir planla gerçekleştirmeye çalışacaklar. Özellikle hücumdaki üç oyuncunun profili sorun yaratabilir. Bale hem içe kat edip attığı şutlarla, hem kontratağı yönetme gücüyle her zaman etkili. 1.95’lik santrfor Moore, Milli Takım’ın kadim zaaflarından olan yan toplardan skor bulabilir. Sol açık Danny James ise müthiş hızıyla savunma arkasına toplu topsuz geçebiliyor.

İtalya maçına bakınca, Türkiye’nin hücum planları için iyimser konuşmak kolay değil. Galler karşısında oyun daha çok rakip sahada oynanacağı için yerleşik savunmaya karşı yüksek pas ritmi ve birebirde etkili oyuncular gerekiyor. Ayrıca kanatlara koşu yapan Burak Yılmaz’ın boşalttığı alanları doldurup pozisyonları bitirmek için Yusuf’un kalitesine ihtiyaç var.

KEHANETLER

Türkiye ilk maçta olası dezavantajlarının – tecrübesizlik, hücum verimsizliği, konsantrasyon kaybı – hepsini yaşadı. Ama Milli Takım grubun Roma ayağını tamamladı ve Bakü’de hem kendini daha rahat hissetmeyi hem de ciddi bir taraftar desteği bulmayı umuyor. Euro 2020’ye has seyahat külfeti bu kez fırsata dönüşebilir. Güneş oyuncularını yeni bir turnuvaya başladıklarına inandırmaya çalışacak.

Bundan 25-30 yıl önce, hangi Türk takımı Şampiyon Kulüpler Kupası veya Şampiyonlar Ligi’nde oynayacaksa, gazeteler sezon başında o takımın posterini hediye verir, posterde “final yemini” eden oyuncuların imzaları yer alırdı. Sonra çoğu zaman vasat bir ülkenin vasat bir takımına ilk turda elenip dönerlerdi. Aradan yıllar geçti, Türkiye dünya futbolunda kendine bir yer edindi, ama irrasyonel beklenti tacirliği bir türlü bitmedi. Boşluğa yumruk sallanan aslan-kaplanlı marşlara inanıp Türkiye’nin İtalya’yı “parçalamasını” beklemek için bize has bir çocuksuluk gerekiyor. Kendi beklentisinde boğulmak Türk futbolunun ezeli marazlarından biri.

Halbuki 30 günlük bir macerada sakinliği kaybetmekten büyük bir hata yok. Galler’den alınacak bir puan Türkiye’yi hayatta tutacak ve İsviçre’ye karşı final maçına çıkmasını sağlayacak. Galibiyet ise son maçta beraberlik opsiyonu sunacak. Hem Türkiye hem de Galler turnuvaya kötü oyunlarla başladı; ama Galler aldığı puanı sıçrama tahtası olarak görürken Türkiye Roma’da İtalyanlara kaybettiğine inanamıyor. İtalya karşısındaki pasif oyun elbette kimseyi memnun etmedi; ama turnuvalarda baştan sona her maçı domine edenler değil, kötü maçları hemen unutanlar başarılı oluyor. Felaket senaryoları yazmak için henüz erken…


Suat Başar Çağlan Kimdir?

1984 yılında Bornova’da doğdu. Balıkesir Fen Lisesi’ni ve Galatasaray Üniversitesi Felsefe Bölümünü bitirdi. 2010 yılında Ege Üniversitesi Sanat Tarihi Bizans Sanatı programında yüksek lisansını tamamladı. 2007 yılından beri İngilizce ve Fransızca dillerinden serbest çevirmenlik yapıyor. George Bernard Shaw, Alain Robbe-Grillet, C. L. R. James, Saadat Hasan Manto gibi yazarların eserlerini Türkçe’ye çevirdi; edebiyat, sanat ve felsefe alanındaki yazı ve tercümeleri çeşitli dergilerde yayınlandı. Gazete Duvar’da başladığı futbol yazılarına farklı mecralarda devam ediyor. Karşıyaka’da yaşıyor.