DUVAR - Gazeteci Deniz Yücel hakkında İstanbul eski Başsavcı Vekili ve şimdiki Adalet Bakan Yardımcısı Hasan Yılmaz'a hakaret ettiği iddiasıyla yeni bir iddianame hazırladı. Yılmaz, Deniz Yücel'in kendisine, 'Çağlayan'ın en salak savcısı' dediğini öne sürdü. Yücel ise bu sözlerin kendisine ait olmadığını söyleyerek, “Pişkinliğin bu kadarı herkese nasip olmaz” dedi.

YÜCEL: ŞAŞIRTICI DEĞİL...

Geçmişte Osman Kavala dosyası gibi birçok kritik dosyaya bakan Yılmaz'ın, Yücel hakkında hazırladığı iddianamenin konusu ise sosyal medya paylaşımları. Yılmaz, sosyal medya paylaşımında Yücel'in kendisi için, 'Çağlayan'ın en salak savcısı' dediğini öne sürdü, ancak Yücel yaptığı savunmada bu sözlerin kendisine ait olmadığını söyledi.

Türkiye'de 1 yıl tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakılan Die Welt gazetesi muhabiri Deniz Yücel, 17 Şubat 2018'de Almanya'ya gitti. Yücel'in ülkeyi terk etmesinin ardından hakkında birçok dava dosyası hazırlandı. En son hazırlanan hakaret davasıyla ilgili Yücel bugün, Amtsgericht Berlin-Tiergarten mahkemesindeki duruşmada İstanbul Çağlayan 24'ncü Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderilmek üzere yazılı savunma verdi. Hasan Yılmaz'ın hazırladığı iddianameye tepki gösteren Yücel, savunmasında şunları söyledi: “Beni bir yıl iddianamesiz hapiste tutan, sonra bizzat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan gelen talimatla hakkımda hukuki ve çeviri hatalarıyla dolu iki sayfalık abuk sabuk bir iddianame hazırlayan İstanbul eski Başsavcı Vekili ve şimdiki Adalet Bakanı Yardımcısı Hasan Yılmaz’ın bana karşı hakaret davası açmasını tebrik ederim. Pişkinliğin bu kadarı herkese nasip olmaz. Şaşırtıcı değil elbet, çünkü Türkiye’deki iktidarın en sevdiği rol budur; hem her türlü gücü kullanarak zalim olacaksın, hem de yeri geldiğine mağduru oynayacaksın.”

'HAZIRLADIĞI İDDİANAMELERİN NE KADAR SEVİYESİZ OLDUĞU DOĞRULANDI'

Savcının, 'Bana salak dedi' iddiası için de Yücel şunları söyledi: “Ancak hatırlatmak isterim ki, Hasan Yılmaz’ın şikâyetçi olduğu 'Çağlayan’ın en salak savcısı' ibaresi bana ait değildir. Dava konusu Twitter paylaşımımda (ve başka yerlerde) anlattığım gibi bu tespiti Çağlayan yargı alemini yakından tanıyan birinden duydum ve duyduğumda itiraz etmedim. Ve şunun da altını çizmek gerek, 'salak' hakaret değildir. Zira Türk Dil Kurumu, 'salak' kelimesini 'Giyinişinden, konuşma ve davranışlarından seviyesiz, dengesiz ve saf olduğu anlaşılan (kimse)' olarak tanımlamakta. Hasan Yılmaz’ın hukuku ve yargıyı bizzat yaptığı işlerle nasıl aşağıladığını, hazırladığı iddianamelerin ne kadar seviyesiz ve dengesiz olduğunu, bu iddianameleri defalarca paramparça eden Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de doğrulamıştır. Törörle (Not: 'Törörle' ifadesi metindeki haliyle bırakılmıştır) mücadelenin yılmaz neferi Hasan Yılmaz, o dönem gerçekten Çağlayan’ın bu anlamda en salak savcısı mıydı, yoksa kendisinden daha beteri mi vardı bilemem. Ama Hasan Yılmaz, benim hakkımda veya Osman Kavala hakkında hazırladığı iddianamelerle iktidarın kullanışlı aracı olduğunu ispatlamış ve bununla beraber Çağlayan’ın en seviyesiz, en dengesiz savcısı unvanı için adaylığını güçlendirmiştir. Yılmaz’ın imzasını taşıyan bu iki seviyesiz, dengesiz yani kısaca salakça iddianameleri savunmamım vazgeçilmez parçası olarak mahkemenin huzuruna sunuyorum.”

YÜCEL HAKKINDA AÇILAN VE DEVAM EDEN SORUŞTURMALAR...

Yücel, hakkında bugüne kadar birçok dava açıldı ve kendisi birçok soruşturmada savunma yaptı. Bu davaların bazıları ise şöyle:

- Redhack/Albayrak soruşturması kapsamında 14 Şubat 2017'de gözaltına alınma,

- 27 Şubat 2017'de Alman Die Welt gazetesinden yayımlanan haberler, röportajlar ve köşe yazıları konu edinerek Silivri Cezaevi'ne tutulma,

- 18 Şubat 2018'de başsavcı vekili Hasan Yılmaz, Die Welt'teki yazıları nedeniyle iddianame hazırladı,

- 20 Temmuz 2020'de Yücel'in yazdığı yazılar nedeniyle 'Cumhurbaşkanına hakaretten' bu kez de soruşturma açıldı.

Ayrıca Yücel hakkında 7 Temmuz'da 'Türk Milletini ve Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve Devletin yargı organlarını alenen aşağılamaktan' ve 'Cumhurbaşkanı’na hakaretten' açılan davaların ilk duruşması da İstanbul'da görülecek.

Ne olmuştu?

Deniz Yücel, "Terör örgütü propagandası yapmak" ve "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçlarından yürütülen soruşturma kapsamında 14 Şubat 2017'de gözaltına alınmış ve 27 Şubat 2017'de çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanmıştı. 

Yaklaşık bir yıl tutuklu kalan Yücel hakkında savcılık, "PKK terör örgütü propagandası yapmak" ve "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçlarından 4 yıldan 18 yıla kadar hapis cezası talebiyle dava açmıştı. İddianameyi kabul eden İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi de tensiple birlikte 16 Şubat 2018'de Yücel'in tahliyesine karar vermişti.

Deniz Yücel'in tutukluluğu Türk-Alman ilişkilerinde gerilime yol açmış, Yücel Almanya'nın diplomatik girişimleri sonucu tahliye edildikten sonra Almanya'ya dönmüştü.