Gezegenden Mektuplar: Dalmaçya adalarından Göcek’e, kıyılar kimin?

Dalgaların deniz orgu borularına çarpışı ve çıkardığı notalar duyuluyordu sadece. Güneş üzerindeki bulutları dağıttı yavaş yavaş, sonra da göğü kızıla boyadı. Gördüğüm en çok alkış alan gösteriydi.

Fotoğraf: Hazal Ocak
Google Haberlere Abone ol

Dünyanın doğa harikası herhangi bir yerinden bahsedilirken “cennetten bir köşe gibi ” denir ya… Bu tanım bana çok uzak gelirdi ta ki Göcek kıyıları ve Dalmaçya adalarıyla tanışana kadar… Sizi içine alan doğası, suyun rengi, ufuk çizgisi ve yüzünüze esen rüzgâr adeta huzurun fotoğrafa dönüşmüş bir hali. Ancak gelin görün ki dünyanın farklı iki ülkesinde yer alan bu iki köşenin arasında bütçe ve yaşam alanları açısından uçurum var. İş insanı ya da zengin biri değilseniz, muhtemelen Göcek’te tatil yapmamışsınızdır zaten artık pek mümkün de değil. Halkın Göcek’te denize özgürce girebileceği pek bir yer yok.

Üniversite sınavlarında coğrafya alanında en çok çıkan sorulardan biri “Dalmaçya kıyıları hangi ülkededir” sorusuydu. Benim de çok merak ettiğim Adriyatik kıyısındaki bu doğal yapılanmadan büyülenmemek elde değil. Geçen hafta kıyıların bir bölümünü içeren Hırvatistan’ın Zadar şehrine gittim.

Göcek

GEÇMİŞE YOLCULUK

Kentin tarihi 3 bin yıl öncesine kadar dayanıyor. Ayrıca bu şehir bir zamanlar Venedik Cumhuriyeti'nin en büyük kale şehriymiş ve eski şehir olarak adlandırılan bölgeyi adımlayarak gezmek ve geçmişe yolculuğa çıkmak mümkün. Tarihi yapıları yürüyerek keşfedebilirsiniz.

Gelelim adalarına…

Eski şehre girmeden önce günübirlik bir sürü tur teknesi göreceksiniz. Bu noktada günübirlik  ve yarım günlük olmak üzere 2 farklı tur satılıyor. Yarım günlük tur yakın adaları ziyaret ederken tam günlük tur daha uzak noktalara ulaşıyor. 

Dalmaçya kıyıları

KORNATİ ULUSAL PARKI

Bizim de tercihimiz günübirlik turdan yana oldu. Tur kapsamında adalardaki doğa harikası ulusal parklara doğru yola çıkıyoruz. 2 buçuk saatlik yolculuk sırasında deniz ve manzara büyüleyici. Bir yanınızda tepecikler diğer yanınızda küçük kasabalar. Yolculuğun sonunda ilk durak Levrnaka diye bir yer. Patikalardan yürüyüp turkuaz rengi bir denize varıyorsunuz. Balıklar deniz gözlüğü olmadan cam gibi görünüyor. Bu adada ve bu plajda hiçbir yapılaşma yok. Yapılaşmayı geçin, tuvalet, duş ve kabin dahi yok.

Kornati Ulusal parkı 

İkinci durağımız ise UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan Kornati Ulusal Parkı. Buraya tekne yanaşırken küçücük işletmeler olsa da tuz gölüne doğu yürüdüğünüzde etrafta yine çirkin herhangi bir yapı görmeniz mümkün değil. Yine deniz de cam gibi…

Akşamüzeri de 2 buçuk saat yolculuk yaparak geri dönüyorsunuz.

Kornati Ulusal parkı

GÜNEŞİN GÖSTERİSİ

Zadar’da tek olağanüstü güzelliğe sahip yer bu adalar değil. Amerikalı gerilim filmleri yönetmeni Alfred  Hitchcock, 1964 yılında Zadar’ı ziyaret ettiğinde dünyadaki en güzel gün batımının Zadar sahilinden seyredildiğini söylemiş. Tabii bu sözü duyan herkes de günbatımına doğru deniz kenarında yoğunlaşıyor. Hatta günbatımı turları bile var ama giderseniz o turlara para vermeye hiç gerek yok. Sahilde de aynı manzara mevcut.
Biz de Zadar’da kaldığımız süre boyunca kuzey ışıklarını bekler gibi gün batımını bekledik. İlk iki gün hava bulutluydu ama son gün güneşin Zadar’daki gösterisine şahit olduk. 2005’te ödüllü Hırvat Mimar Nicola Basic, Hitchcock’tan da esinlenerek okyanus dalgaları ile etkileşim kurmak için deniz duvarının bazı kısımlarını yeniden tasarlamış ve sahile bir deniz orgu yerleştirmiş. Bu org sayesinde dalgaların notalarını duymak ve denizin müziğini dinlemek mümkün.

Zadar kıyıları, deniz orgu
EN ÇOK ALKIŞI ALAN DOĞANIN GÖSTERİSİ

Son gün biz de bu deniz orgunun üzerindeki yerimizi aldık ve basamaklara oturduk. Bizim gibi çok sayıda insan da basamakları doldurdu. Kimseden çıt çıkmıyordu. 19.00’da güneşin görülmesiyle birlikte alkış kıyamet koptu. Sonrasında güneşin gösterisi başladı. Dalgaların deniz orgu borularına çarpışı ve çıkardığı notalar duyuluyordu sadece. Güneş önce üzerindeki bulutları dağıttı yavaş yavaş, sonra da tostoparlak haliyle gökyüzünü kızıla boyadı. Görünen tepeciklerin ardından batarken bir kez daha alkış kıyamet koptu. Hayatımda gördüğüm en çok alkış alan gösteriydi.

Zadar, gün batımı

Bu anıların ardından birkaç yıl önce haber için gittiğim Göcek’i anımsadım. Hafızamda hep zenginlerin tatil yaptığı bir coğrafya olarak yer tutuyordu. Göcek’e gidince bu önyargımın aslında ne kadar doğru olduğunu fark etmiştim çünkü Göcek’te halkın denize girebileceği bir yer bile yoktu. Sahil boyunca denizle yürüyüş yollarının arasında tel örgüler vardı. Yani bırakın denize girmeyi, denizle temas etmek bile çok zordu. Bazı mahkeme kararlarının ardından tel örgüler kaldırılmış ancak halkın hala denize girebileceği en yakın yer 5 km uzaklıktaki İnlice plajıymış. Sonra tekrar düşündüm. Sahiden doğanın bir parçası olan kıyılar kimin?

Göcek kıyıları, halka kapalı zenginlerin teknelerine açık.