Gezegenden Mektuplar I Sel sorusu: Türkiye, İspanya olur mu?
Uzmanlara göre, petrol, gaz ve kömür gibi fosil yakıtlar yenilenebilir enerjiyle değiştirilene kadar, Boris gibi fırtınalar daha da şiddetli yağış getirecek ve ekonomiyi felç eden sellere yol açacak.
İspanya’nın tarihi kentlerinden, turistlerin gözde şehri Valensiya, bugünlerde yaşanan sel felaketiyle gündemde. Kentte yaşamı felç eden sel baskınlarında onlarca kişi yaşamını yitirdi; kayıp sayısı ise bilinmiyor. Meteoroloji uzmanları, yaşanan felaketi “yüzyılın en kötü dönemi” diye nitelendiriyor. Peki gerçekten yüzyılın en kötüsü bu mu? İklim değişikliğine karşı acilen harekete geçilmezse daha kötü günler görmeyecek miyiz? Aslında yanıtı hepimiz biliyoruz...
Bunların yaşanacağını önceden biliyorduk; bundan sonra bizi nelerin beklediğini de biliyoruz. Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nın (UNEP) verilerine göre Akdeniz bölgesi küresel ortalamadan yüzde 20 daha hızlı ısınıyor. Verileri inceleyince bu etkilerin içinde bulunduğumuz dönemde ve gelecekte krizden daha çok etkilenen bölgelerde ek baskı yaratacağını görüyoruz. Yine aynı veriler kıyı bölgelerinin, sel ve erozyon tehdidiyle karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Bu uyarılar Akdeniz Havzası’nda yer alan ülkemiz için de geçerli.
İLK SİNYALLER ORTA AVRUPA’DAN GELDİ
Geçen eylül ayında da Orta Avrupa'da şiddetli sel baskınlarını yaşadık. Boris Fırtınası nedeniyle sel baskınları yaşandı. Polonya, Çekya, Avusturya, Romanya, Macaristan, Almanya ve Slovakya’yı kapsayan çok büyük bir bölgeye rekor seviyede yağış düştü.
Bu yağışların ardından World Weather Attribution tarafından bir çalışma yayımlandı. Uluslararası bilim insanları kolektifi tarafından hazırlanan çalışmaya göre Boris Fırtınası'ndan kaynaklanan dört günlük yağış, Orta Avrupa'da şimdiye kadar kaydedilen en ağır yağış oldu.
Bilim insanları insan kaynaklı iklim değişikliğinin bu tür yağışları daha yoğun hale getirdiği konusunda hemfikir ve bu ısınmanın en büyük sorumlusunun fosil yakıtlar olduğu tekrar tekrar vurguluyor. Birçok uzmana göre petrol, gaz ve kömür gibi fosil yakıtlar yenilenebilir enerjiyle değiştirilene kadar, Boris gibi fırtınalar daha da şiddetli yağış getirecek ve ekonomiyi felç eden sellere yol açacak.
TÜRKİYE’DE SICAKLIKLAR DAHA DA ARTACAK
Türkiye için yapılan uyarılara bakalım. Birleşmiş Milletler Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), 2021 raporunda dahi Türkiye'nin iklim değişikliğinden en sert etkilenecek ülkeler arasında olduğu görülüyor. Buna göre sıcaklıklar artacak, deniz seviyeleri yükselecek, yıl boyunca daha sık ve daha şiddetli hava olayları yaşayacağız. 2050 yılına kadar sıcaklıkların Türkiye'nin doğusunda ve merkezinde 2.5 derece, kıyılarda ise 1.5 derece artacağı tahmin ediliyor. Yaz aylarında uzun süreler için 40 santigrat dereceyi aşan sıcaklıklar bekleniyor. WWF raporları da Türkiye'de iklim değişikliği nedeniyle sel olaylarının artış göstereceğini ortaya koyuyor. Geçen yıllarda Karadeniz bölgesinde yaşanan sel felaketlerini anımsatmakta fayda var.
ARTIK ÇOK UZAKTA DEĞİL!
İklim değişikliği çok uzaklarda bir yerlerde yaşanıyormuş gibi geliyor insanlara. Sanki etkilerini hiç yaşamayacakmış gibi devam ediyoruz yaşamımıza. Halbuki, dünyada iklim eylem planlarının yetersiz olduğu ortada; Türkiye’de ise tam anlamıyla bir plan bile yok. İklim değişikliğinin etkilerinin daha da arttığı bu dönemde gezegen için acil olarak harekete geçilmesi ortak talebimiz olmalı. Krizin etkileriyle şekillenecek yeni bir düzenin bizi beklediğini de gözden kaçırmamalıyız. Aşırı hava olaylarının, iklim göçünün ve iklim krizinin getirdiği ekonomik maliyetlerin arttığını görüyoruz ve ilerleyen yıllarla birlikte bu sorunlar daha da büyüyecek; bu bilimsel bir gerçeklik. Bu durumdan en çok da en kırılgan ve savunmasız insanlar ve şehirler etkilenecek.