Gezegenden mektuplar | Los Angeles yanıyor, İstanbul’a kar yağmıyor: Nedeni aynı!

"Los Angeles bölgesinin farklı yerlerindeki hasar yıkıcı. Duman tüm şehri boğuyor. Kaliforniya'daki diğer yangınlardan çok daha kötü çünkü yoğun nüfuslu bir bölgeyi etkiliyor."

Fotoğraf: Reuters
Google Haberlere Abone ol

ABD'nin Kaliforniya eyaletinin Los Angeles şehrinde günlerdir ormanlar yanıyor. Çok sayıda insan ve doğada yaşayan canlı yangınlar nedeniyle öldü. Kışın ortasında nasıl bu kadar büyük orman yangınlarının çıkabildiğini soruyoruz. Bununla beraber merak ettiğimiz bir soru daha var: “İstanbul’a neden artık eskisi gibi kar yağmıyor?” Aslında iki sorunun da cevabı aynı: İklim krizi…

Los Angeles yangın öncesi

Yaklaşık 2 sene önce tam da bu zamanlarda iş nedeniyle ABD’ye gitmiştim. Ziyaret ettiğim şehirlerden biri de Los Angeles’tı. Kapitalizmi iliklerime kadar hissettiğim ABD’de Los Angeles havası ve kentsel alanlarıyla güzel hissettiren bir şehir olarak kaldı zihnimde. Yüksek binaların yasak olduğu, genelde yatay mimarinin hâkim olduğu bu şehirde kış aylarına rağmen hava da diğer şehirlere göre daha ılımandı. Bu güzel şehir iklim krizinin de etkisiyle uzun yıllardır kış aylarında çıkan orman yangınlarıyla mücadele ediyor.

 

BİR YANDAN YANGIN, BİR YANDAN DEZENFORMASYON

Şehirde, 7 Ocak’tan beri süren orman yangınlarından gelen görüntüler hepimizin içini burkuyor. Nitekim orman yangınlarının acısını da, bu yangınlar söndürülemedikçe artan öfkeyi de iyi bilen bir toplumuz. Los Angeles’a gittiğimde edindiğim dostlarımla konuştuğumda gerçek durumun görüntülerden daha da kötü olduğunu fark ettim. Hemen hemen herkes bu yangınların “şehrin tarihindeki en yıkıcı doğal felaketlerden biri” olarak görüyor ve ekliyor: “Los Angeles bölgesinin farklı yerlerindeki hasar yıkıcı. Duman tüm şehri boğuyor. Kaliforniya'daki diğer yangınlardan çok daha kötü çünkü yoğun nüfuslu bir bölgeyi etkiliyor. Önceki yangınların çoğu kırsal ve vahşi alanlarda çıkmıştı.”

İnsanlar yangından zarar görenler için dayanışma ağları kurmaya başlamış. Tabii, bir de Meta CEO'su Mark Zuckerberg’in Instagram ve Facebook'taki paylaşımların artık gerçek denetleyiciler tarafından teyit edilmeyeceğini açıklamasının ardından dezenformasyona karşı da dikkatli olmaya çalışıyorlar.

ABD Başkanı seçilen iklim inkarcısı Donald Trump kabul etmek istemese de bilim insanlarının çalışmaları artık iklim kriziyle mücadelede kritik bir noktada olduğumuzu vurguluyor. 2030’a kadar iklim değişikliğine neden olan fosil yakıt gibi küresel emisyonları büyük oranda azaltmazsak maalesef daha kötü günler bizi bekliyor. Biden dönemi politikalarıyla ABD'nin emisyonları, 2030 yılına kadar yaklaşık yüzde 40 azalabilecekti. Ancak Trump'ın politikaları fosil yakıt üretiminin daha da artırılmasına neden olacak gibi duruyor.

MEGA YANGINLAR, KATASTROFİK YANGINLAR

Ekolog Doç. Dr. Okan Ürker bir senedir Kaliforniya'nın hemen kuzeyindeki Oregon Eyalet Üniversitesi'nde misafir öğretim üyesi olarak şiddetlenen yangınları ve mücadele yöntemlerini çalışıyordu. Ürker’in İklim Masası’nda yayımlanan yazısına göre özellikle Türkiye ve Kaliforniya gibi, Akdeniz tipi ekosistemlere sahip coğrafyalardaki yangınlar, hem sayıca hem de şiddet bakımından artıyor. Bunun temel nedeni ise iklim değişikliği.

Kaliforniya yaklaşık 30 yıldır, çok geniş alanlarda etkili olan 'mega yangınlar'la mücadele ediyor. Artık bunlara ek olarak, yerleşim birimlerine yakın, daha küçük alanlarda fakat yıkıcı etkisi çok daha yüksek olan 'katastrofik yangınlar' da başladı.

Kaliforniya'nın yangın yönetimine ayırdığı bütçe, yalnızca diğer ABD eyaletlerine kıyasla değil, birçok devlete göre bile çok yüksek, 2023-2024'te 3.7 milyar dolara çıkmış durumda. Ancak bu bütçe büyük ölçüde yangın söndürme araçlarına harcanıyor. Agresif yangın söndürme, yakıt yükünün aşırı artmasına neden oluyor.

‘YANGIN YÜKÜNÜ KONTROL ETMEMİZ GEREKİYOR’

Ürker, bir yangın başladıktan sonra seyrini ve şiddetini, topografik ve klimatik koşulların yanı sıra yakıt yükünün belirlediğini de söylüyor. Ürker’e göre “İlk iki koşulu değiştiremeyeceğimiz için yakıt yükünü mutlaka kontrol etmemiz gerekiyor. Şu an kış döneminde gerçekleşen yangınların yıkıcı hale dönüşmesinin en büyük nedenlerinden biri, 2024 yılı boyunca Kaliforniya'da yakıt yükü tedbirlerine gerekli bütçenin ayrılmaması”.

İstanbul’a dönecek olursak kış aylarında hava sıcaklıkları bahar havasında ilerliyor. En çok sorduğumuz soruların başında da “Şehre eskisi gibi neden kar yağmıyor” oluyor. Bu sorunun cevabı Los Angeles yangınlarının nedeniyle aynı: İklim değişikliği.

DAHA SICAK, DAHA KURAK…

Avrupa Birliği’ne bağlı Copernicus İklim Değişikliği Servisi çalışmasına göre geçen yıl sıcaklıklar, sanayi öncesi (1850-1900 yılları) döneme kıyasla 1.6 derece daha yüksek ölçülmüştü ve kaydedilen en sıcak yıl 2023 olmuştu. Servisin yakın zamanda yaptığı açıklamaya göre 2024 şimdiye kadar kayıtlara geçen en sıcak yıl oldu. Yani iki yıl üst üste rekor kırıldı.

Boğaziçi Üniversitesi, İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nden Prof. Dr. Levent Kurnaz’ın iklim kriziyle ilgili bir açıklamasıyla noktalayalım:
“Ninelerimizin ve dedelerimizin zamanında İstanbul’a kışın bol kar yağarken, son yıllarda kışın yağan kar miktarı çok azalmıştır. Yaz sıcaklıkları ise o kadar hızlı artıyor ki ölçülen ortalama sıcaklıklar neredeyse her yıl bir önceki yıla göre daha yüksek çıkıyor. Dünyanın her tarafında iklim değişiyor. İklim değişikliği sonucunda az sayıda yerde iklim daha soğuk ve yağışlı olmaya başlarken, ülkemiz gibi Akdeniz’in çevresinde bulunan ülkelerde genellikle iklimler daha sıcak ve kurak oluyor.”

Fotoğraflar: Reuters