Gezi Davası'nda ikinci duruşma: Osman Kavala'nın tutukluluğuna devam kararı verildi
Gezi Davası'nın ikinci duruşması Çağlayan Adliyesi'nde görüldü. Duruşmaya katılmayan Kavala'nın tutukluluğunun devamına karar verildi. Sonraki duruşma 17 Ocak'ta görülecek.
DUVAR - Çarşı Davası ile birleştirilerek üçüncü kez açılan Gezi Davası'nın ikinci duruşması 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. 52 kişinin yargılandığı davada önceki duruşmaya SEGBİS üzerinden bağlanarak "Duruşmalara katılmam ve savunma yapmam anlamsız" diyen Kavala, bu duruşmaya katılmadı. Mahkeme oy çokluğuyla Osman Kavala'nın tutukluluğunun devamına karar verirken dava 17 Ocak'a ertelendi.
'DİRENİŞİ KİRLETMENİZE İZİN VERMEYECEĞİZ'
Taksim Dayanışması, duruşması öncesi Çağlayan Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya CHP, HDP ve TİP milletvekilleri ile TMMOB gibi demokratik kitle örgütlerinin temsilcileri katıldı.
Taksim Dayanışması adına açıklamayı okuyan Esin Köymen, “Onlarca insanın demokratik hak ve talepleri için parklarda, sokaklarda özgürlük, demokrasi ve insanca yaşam için ortaya koyduğu direnişi kirletmenize izin vermeyeceğiz. Osman Kavala bir kez daha yargılanmak isteniyor. Yeryüzündeki tüm renklerine sahip çıkan, siyah ve beyazı olan Çarşı ailesi bir kez daha yargılanmak isteniyor. Bu beyhude çabanıza izin vermeyeceğiz” diye konuştu.
'DAVALARIN BİRLEŞTİRİLMESİ KARARI GÖZDEN GEÇİRİLSİN'
Çarşı davası sanıklarından Yusuf Demirci’nin avukatı Ömer Kavili, davanın bir an önce bitirilip sanıkların beraat alması gerektiğini dile getirdi. Kavili, “Dosyanızdaki evrakların bilgi belge güvenliği yoktur. Lehte olan delillerin dosyanızdan kaybolacağı endişesindeyiz. O konuda mahkemenizin sabıkası var. 30. Ağır Ceza Mahkemesindeki dosyayı Çarşı davası avukatlarına vermeden nasıl olur da bizden esas hakkında beyanda bulunmamızı istersiniz?” dedi.
'İKİ TORBA DAVA BİR ARAYA GETİRİLDİ VE BİR ÇUVAL DAVA HALİNE GELDİ'
Çarşı Davası avukatlarından Yıldız İmrek de söz alarak davaların birleştirilmesini eleştirdi. Barış Akademisyenlerinin ayrı ayrı yargılandığını hatırlatan İmrek, "Çarşı Davası da esasen torba davaydı. Gezi Davası ve Kavala Davası da. Siyasi irade böyle istediği için şimdi iki torba bir araya getirildi ve bir çuval dava haline geldi. Bu davada karar verilmesinin engellenmesi için ve aşırı şekilde uzatılarak siyasi iradenin çıkarları doğrultusunda birleştirildi. Bu şekilde müvekkillerin aklanma hakkı ihlal ediliyor" ifadelerini kullandı.
'SÜRREALİST YARGILAMA'
İmrek'in ardından söz alan Avukat Efkan Bolaç da, "Dosyanın geldiği aşamaya baktığımızda kendisine hukuk devleti denen Türkiye'de yapıldığını dikkate alırsak sürrealist yargılama diyebiliriz. Gezi ile ilgili söyleyebileceğim tek bir şey var. Gezi benim ömrüm boyunca gördüğüm en temiz direnme biçimlerinden biridir. Bu ileride tarihe de böyle geçecek. Bu sürrealist davanın hemen bitmesi gerekiyor" diye konuştu.
'BU SALONDA BİR TERÖR ÖRGÜTÜ YOK'
Çarşı Davası sanıklarından Erol Özdil, "Evimde bulunan, oyuncakçılardan satın alınabilen meşaleler bomba sayılmıştır. Pazarcı adamım ben, hangi bilgi ile bu maddeleri araştırıp bomba yapacağım? Ben sokak hayvanları ile ilgileniyorum. Ben hapse girersem onlar evsiz kalır. Hem ben de çok özlerim onları çünkü vicdan denilen şey sabittir, dönemsel değişiklikler göstermez" ifadelerini kullandı.
Avukat Utku Can Akyol ise önceki yargılamada patlayıcı sayılan maddelerden ceza aldıklarını, fakat temyiz aşamasında alınan özel uzman mütalaasında maddelerin oyuncak maddeler olarak tanımlandığını, bu yargılamada yeniden alınan bilirkişi raporuyla ise maddelerin patlayıcı olmadığının artık kanıtlandığını belirtti.
Akyol, “Müvekkilim Erol Özdil insanları Nişantaşı’na yürütmekle suçlanıyor, madem biz böyle lider bir karaktere sahibiz, öyleyse neden diğer liderler gibi bir hayatımız yok? Önceki yargılamada beyanda bulunan polis Memurları, hiçbir şiddet eyleminde Çarşı grubuyla karşılaşmadıklarını beyan etmişlerdi. Bu salonda bir hiyerarşi, örgüt, terör örgütü yok. Terör eylemi yok, silah yok, bir bomba yaratmayı tahayyül ettiniz, belli ki o da yok. Bir de bu sözde terör örgütünün icraatlarına bakmak lazım. Ben, hiç köy okullarına, sokak hayvanlarına koşan terör örgütü görmedim, bilmem sizler gördünüz mü?” dedi.
'İDDİANAME YALAN SÖYLÜYOR'
Çarşı Davası avukatlarının ardından söz alan Osman Kavala'nın avukatı Tolga Deniz Aytöre, Kavala'nın duruşmaya katılmama kararını desteklerini belirtti. Masumiyet karinesinin açıkça ihlal edildiğini söyleyen Aytöre, "Kavala hakkında AİHM Aralık 2019'da bir hak ihlali kararı verdi. Şubat 2020'de de beraat kararı çıktı. Bu karar verilince apar topar bir suç uyduruldu. Casusluk suçlaması kapsamına sokuldu. MASAK raporu Gezi davasına yönelik hazırlanmış bir rapor. Bu raporda casusluk suçlamasıyla ilgili bir tespit mi var bizim göremediğimiz? Bu rapora dayanarak tutuklama kararı verilmesini anlamıyoruz. İddianame yalan söylüyor Henri Barkey ile Kavala arasında yoğun iletişim kaydı olduğunu iddia ederek. Böyle bir şey olmadığına ilişkin rapor var. Adil yargılanma hakkımızı elimizden 4 yıldır alınıyor. Yasal usulleri olmayan suçlamalarla tutukluluk halinin devamına yönelik kararlar alınması yanlış ve hukuka aykırı karaların ötesinde, kamu yetkisinin kötüye kullanılması sorunudur" ifadelerini kullandı.
SAVCI TUTUKLULUĞUN DEVAMINI TALEP ETTİ
Kavala'nın avukatlarının konuşmalarının ardından Mahkeme Başkanı, savcıya mütalaasını sordu. Savcı, Çarşı grubunun birleştirme kararının gözden geçirilmesi talebinin reddini, vareste tutulma isteğinin kabulünü, Osman Kavala'nın tutukluluğunun devamını talep etti.
Kavala'nın avukatı Köksal Bayraktar, mütalaaya karşı söz alarak “Avrupa Konseyi şartı, AİHS’in 3. ve 46. maddeleriyle iddia makamının mütalaası taban tabana zıttır. Anayasaya aykırı düşünce ile karşı karşıyayız" dedi.
NE OLMUŞTU?
Gezi Direnişi'ne ilişkin beraat kararlarının İstinaf Mahkemesi’nce bozulmasının ardından iş insanı Osman Kavala, gazeteci Can Dündar ve oyuncu Mehmet Ali Alabora’nın da aralarında bulunduğu dava, İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlanmıştı. Kararda, Gezi Parkı ile Çarşı davaları arasında bağlantı olduğu belirtilmişti. Beşiktaş’ın taraftar grubu Çarşı üyelerinin de aralarında bulunduğu 35 sanığa verilen beraat kararı ise Yargıtay 16. Ceza Dairesi tarafından bozulmuştu. Yargıtay, her iki davanın birleştirilmesine karar vermişti. (HABER MERKEZİ)