Grev ateşi yılbaşında da yandı: Biz bu ayazı unutmayacağız

Kocaeli’de, hakları için grevde olan Kartonsan işçileriyle yeni yıla girdik. Grevlerini ve taleplerini anlatan işçiler yeni yıl dileklerini de paylaştı, “Omuzlarımızda sınıfın yükü var” dedi.

Google Haberlere Abone ol

Serkan Alan-Ogün Akkaya

KOCAELİ - İktidarın “Milli Güvenliği Bozucu Nitelikte Görüldüğü" gerekçesiyle son 20 yılda yüzlerce grevi yasaklamasının gölgesinde, Kocaeli’de Kartonsan çalışanı işçiler 10 gün önce başlattıkları greve devam ediyor.

Selüloz-İş Sendikası’nda örgütlü Kartonsan fabrikasında çalışan işçiler talepleri karşılanıp hakları sağlanıncaya kadar gece gündüz demeden fabrika önünde bekliyor, ‘Toplu İş Sözleşmesi’ndeki (TİS) talepleri yerine getirilene kadar grevlerini sürdüreceklerini ifade ediyorlar.

2022 yılının son gününde, yıllardır emek harcadıkları işyerlerinin önünde buluştuğumuz Kartonsan işçileriyle yeni yılı birlikte karşıladık. Grev ateşinin yandığı, soğuğun yerini sıcak tebessümlere bıraktığı, gelecek adına umudun ve inancın sözlere yansıdığı yılın son günü işçilere göre yeni bir başlangıcın eşiği, haklarını alacakları ve işçinin sesini yükseltmeye devam edecekleri bir dönemin habercisi.

BEKAERT İŞÇİLERİ ‘BELKİ SİZ GELENE KADAR KAZANIRIZ’ DEDİLER, KAZANDILAR

Yeni yıla işçilerle birlikte girme fikri ortaya çıktığında Kocaeli’de grevlerin devam ettiği Bekaert Çelik fabrikası ve Kartonsan işçileriyle iletişime geçtik. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yasak kararına karşı grevini sürdüren Bekaert çalışanlarına, yılbaşında grev alanında olacağımıza dair bilgi verdik.

Adım atılmaması halinde yılbaşında da greve devam edeceklerini söyleyen bir işçi, “Belki siz gelene kadar kazanırız. Yeni yıla haklarımızı kazanmış girmek istiyoruz” dedi. Yeni yıla saatler kala Bekaert işçileri ile işveren arasında anlaşma sağlandı ve 18 günlük grev işçilerin kazanımıyla sona erdi. Aynı kentte Kartonsan işçilerinin grevinde ise değişiklik olmadı.

‘İŞÇİLİK ÖLDÜ’ TABUTU

İzmit merkeze yaklaşık 10 kilometre uzaklıktaki Kartonsan fabrikasının önünde bizi yoğun bir kalabalık ve üzerinde "Hüvalbaki İşçilik Öldü Ruhuna Fatiha" yazılı temsili kartonlardan yapılma bir tabut karşıladı. “Bu iş yerinde grev var” yazılı bir pankartın gölgesinde yılbaşı nedeniyle işçilerin eşlerinin ve çocuklarının da geldiği fabrika önündeki kalabalığa doğru yaklaştık.

Çocukların oyunlarını oynadıkları kimisinin ise sandalyelerin üzerinde uyuduğu grev alanında, çocukların babaları için çizdiği resimlerin asılı olduğu çadırlar gözümüze ilişti. Burada bir de yeni yıl için dilek köşesi oluşturulmuştu. İşçilerin 2023 dilekleri, “Sağlık”, “İnsanca yaşam, değer görmek”, “Emeğimin, hakkımın bilinmesi”, “Kazanacağız”, “İşçi sınıfının iktidarı” ve “2022’den kötü olmasın yeter” ifadeleriyle küçük notlar halinde mantar panoda asılıydı.

‘BİZ KIRTASİYE GİDERİ GİBİ OLDUK’

İşçilerin yaşadıklarını ve taleplerini işyeri baş temsilcisi Mustafa Gürel, işyeri temsilcisi Tuncay Kabaloğlu ve aynı zamanda fabrikada çalışan olan Selüloz-İş Sendikası Kocaeli Şube Başkanı Murat Yürük’ten dinledik.

Kartonsan çalışanlarının 168’i sendikalı işçi ve kanun gereği çalışmaya devam etmesi gereken sendikalı 6 çalışan dışında tamamı iş bırakmış durumda. Üretimin yapılmadığı fabrikada sadece ‘beyaz yakalı’ olarak tanımlanan çalışanlar ve yöneticiler çalışmaya devam ediyor. Grevdeki işçiler 6 bin lira tutarındaki maaşlara yüzde 150, sosyal haklara da yüzde 150 ile 200 arasında iyileştirme istiyorlar.

Halihazırda Kartonsan fabrikasında çalışanların en düşük maaşları zam oranı kabul edilmediği için yeni asgari ücretin altında kalmış durumda ve ortalama 6 bin lira civarında. İşverenin bir süre önce ara iyileştirme yaparak maaşları 8 bin lira bandına çıkardığını, toplu sözleşme sürecinde ise yeni zammı önceki maaş tutarı olan 6 bin lira üzerinden yapmak istediğini anlatan işçilere göre bu tutara yapılacak yüzde 90 tutarında artış, yeni asgari ücreti ancak geçiyor.

Yeni zammın iyileştirmeden önceki tutar üzerinden yapılmak istenmesini kabul etmediklerini anlatan işçi Murat Yürük, “Beni arkadaşlarım arayıp ‘Yüzde 90’ı beğenmiyorsun Allah gözünü doyursun’ diyor. Durumu anlatıyorsun, ‘Tamam o zaman greviniz haklıymış’ diyorlar” diye konuştu.

Grev alanına gelenlere yaşadıkları gerçeği anlattıklarını, eskiden işverenlerin ‘hammadde’, ‘enerji’ gibi maliyet kalemlerinin yanında ‘işçilik’ kaleminin de olduğunu, şimdi bu durumun ortadan kalktığını belirten Murat Yürük, “Biz artık ‘hammadde’, ‘enerji’ gibi kalemlerin ardından ‘diğer’ kalemi olarak geçiyoruz. Biz buna düştük. Bugün bu fabrikanın 2022 yılının ilk 9 aylık net kârı 666 milyon TL. Bize aylık ödenen toplam maaşların tutarı 1.8 milyon lira. 2 milyon diye yuvarlasanız senede 24 milyon TL. 666 milyonda 24 milyonu nereye koyarsınız? Biz kırtasiye gideri gibi olduk. Durumumuz bu” dedi.

‘KENDİ ELİMİZLE İŞVERENİ GREVE HAZIRLADIK’

Kartonsan’ın Türkiye’de tekel konumunda olduğunu, kimseyle rekabet etmediğini ve piyasayı kendisinin belirlediğini ifade eden işçi Tuncay Kaboğlu’na göre işveren sene içerisinde sattıkları ürünlere dört kez zam yaptı. “Bizim maaşımız dört kere artmadı. İşveren kendini her şekilde koruyor” diyen Kaboğlu, Türkiye’deki yasaların grev sürecini zorlaştıracak nitelikte olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Depolarda 18 bin ton stok var. Şu an bizim çalışmamamız işverene dokunmuyor. İşveren için grev henüz başlamadı. Grevin amacı zarar vermektir. Ekonomik zarar vermeyi amaçlarsın. O kadar zor şart ve kurallar var ki yasal olarak. İşçiler zaten önceden hazırlanmaya başlıyor. Biz greve çıkmadan önce stok yaptırmak için çalıştırdılar. Biz kendimiz ürettik ve işvereni kendimiz koruduk greve hazırlanırken. Kendi elimizle işvereni greve hazırladık.”

‘3-0 MAĞLUP GREVE BAŞLIYORUZ’

Grevlerinin işlevsiz bırakıldığını belirten Mustafa Gürel, “Süre o kadar uzun ve grev kararı almak o kadar uzun prosedür ki. İşvereni greve çıktığımıza hazırlıyoruz. Tahminimizce işveren stoktaki ürünler nedeniyle 28 gün grevden etkilenmeyecek. Biz zor şartlara katlanarak greve başlıyoruz ama mağlup başlıyoruz. İnşallah kanunlar değişir” temennisinde bulundu.

“Grev benimle işveren için aynı gün başlasın” ifadelerini kullanan Murat Yürük de, “Ezilen ezildiğiyle kalıyor. 3-0 mağlup greve başlıyoruz. Ne zaman stokta ürünler bitiyor o zaman skorlar 3-3 oluyor” dedi.

‘BU GREV İŞÇİNİN VAR OLMA GREVİ’

Grevin uzun sürme ihtimali üzerine arabulucuların gelmeye başladığını anlatan işçilere göre çözülmedikleri sürece grev kazanımla sonuçlanacak.

“Normal zamanlarda buranın önünden geçmeyecek siyasi partilerin temsilcileri buraya seçim var diye geliyor. Bu zamana kadar grev nedir bilmeyenler yanımıza geliyor. Onun dışında da birçok insan sesimize ses oluyor, haklılığımızı haykırıyor” diyen Murat Yürük, tek beklentilerinin maddiyat olmadığını şu sözlerle anlattı:

“Bu grev sadece para grevi değil. Bu grev işçinin var olma grevi. Ben de varım kardeşim ya. Biz burada iyi bir muamele görmüyoruz. İçeride egosu çok yüksek yönetici arkadaşımız var. Bizde bir tane ‘günaydın’ kelimesi olmaz. ‘Arkadaşım hayırlı işler’ demezler. İnsanı insan hissettiren şey yok.”

KANUNEN ÇALIŞMAK ZORUNDA KALAN 6 İŞÇİYE PROMOSYON YATTI: GREVDEKİLERE DESTEK OLDULAR

İşçilerle yaptığımız sohbet sırasında babası grevde olan 5 yaşındaki Mert Ali araya girdi. “Ne zaman bağıracağız” diye soran Mert Ali, “Yaşasın onurlu mücadelemiz” ve “Direne direne kazanacağız” sloganı attı, “Böyle çok kalın sesle bağıracağım değil mi” diye sordu.

Fabrikanın genel müdürünün greve çıkmadan bir gün önce “Banka promosyonunu alamayacaksınız. 38 bin lira şu an geliriniz olur” diyerek kendilerini grevden vazgeçirmeye çalıştığını anlatan Mustafa Gürel, fabrikada çalışmaya devam edenlere bu tutarın yatırıldığını, grevde olanlara ise bu ödemenin yapılmadığını söyledi.

Öte yandan kanun gereği sendikalı olup fabrikada çalışmak zorunda kalan 6 işçiye de bu promosyon yattı. Sendikalı bu işçiler bu promosyon parasının bir bölümünü grevdeki arkadaşları için ayırdı ve yılbaşı günü bu parayla balık ekmek ikramı yapıldı.

 

İŞÇİ EŞİ: ÇOCUKLARIMIN CEBİNE KOYDUĞUM PARAYA UTANIYORUM

Grev alanına yılın son günü çok sayıda işçinin eşi ve çocukları geldi. Yeni yıla buruk şekilde girdiklerini, düzenlerinin kalmadığını, grev alanındaki çoğu ailenin bir maaşla geçindiğini anlatan bir işçi eşi kadın, çocuklarının da bu ekonomik tablodan olumsuz etkilendiğini ifade ederek şunları anlattı:

“Artık zaten kendimizden geçtik ama çocuklarımızın da her geçen gün hayat standardı düşüyor. Ceplerine koyduğum paradan ben utanıyorum, gözüme az geliyor. Her şey o kadar pahalı ki. Üç tane çocuğum var, biri 3, biri 14, diğeri de 15 yaşında. Ceplerine 30 lira koyuyorum, utanıyorum. Yetmediğini biliyorum, söylüyorlar ama daha fazlasını koyamıyorum. Bir tost 25 lira. Küçücük çocuklar bile para konuşuyorlar. Onlar hayatının en güzel çağında. Bizim de yaşamamız lazım genç sayılırız ama kendimizi bir kenara koyduk, onlar için ne yapabiliriz derdindeyiz.”

‘ÇOCUĞUM ‘GREV NE ANNE’ DİYE SORUYOR, ‘HAKLARINI ARIYORLAR’ DİYORUM’

Grevde olan eşlerine destek olduklarını ve kazanacaklarına inandıklarını söyleyen kadın, kendi çocukluğunda babasının grevini hatırladığını belirterek, “Ben çocuktum, babamın çalıştığı İstanbul Paşabahçe şişe cam fabrikasında greve çıkmışlardı. Küçükken hayal meyal hatırlıyorum. Şimdi çocuklarım da grev alanında ve babalarına destek oluyorlar” dedi.

Bu sırada sohbete katılan bir başka işçi eşi kadın ise, “Çocuklar ister istemez grevi düşünüyorlar. Çocuğum ‘grev ne anne’ diye soruyor, ‘Haklarını arıyorlar, onu alacaklar oğlum’ diyorum” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çocuklarımız da etkileniyor. ‘Eyvah babamız işsiz mi kaldı, para kazanamayacak mı’ diye soruyorlar. Benim oğlum 5 yaşında ve gün sayıyor. ‘Bugün 8’nci gün, bugün 9’uncu gün anne’ diyor. Hava güzel biz de çocuklarımızla ailemizle yılbaşında kaç para doğalgaz faturası gelecek kaygısı duymadan sıcak evimizde yılbaşını kutlayabilirdik. Bize bunu reva gördüler. Ama biz kazanacaklarını biliyoruz. Haklarını alacaklar.”

GREVDEKİ İŞÇİLERİN YILBAŞI MENÜSÜ: BÖLÜŞÜLEN SOMUN EKMEK, ÇORBA VE PATATES YEMEĞİ

İşçiler yılın son gününde de, saatlerce şarkılar ve oyunlar eşliğinde işyerlerinin önünde taleplerinin karşılanmasını bekledi. Yoldan geçen arabaların destek kornalarının işitildiği dakikalarda gecenin soğuğuna hazırlanan işçiler, ateşlerini yaktı. Evlerden ve destek verenlerden gelen yemeklerin sobaların üzerinde ısıtıldığı bu sırada akşam yemeği için tabldotlar teker teker çıkarıldı. Evlerinde uzun süredir yemek yemediklerini anlatan işçilerin yılbaşı menüsünde elden ele bölüşülerek paylaşılan somun ekmek, çorba bir de etli patates yemeği vardı.

Gecenin ilerleyen dakikalarında kalabalık grev alanında azalsa da sloganlar eşliğinde destek için gelenler eksik olmadı. Çadırlarda uyuyan çocuklar için müziğin sesi bu dakikalarda biraz kısıldı, ikinci sloganlar ilkine göre daha düşük sesle atıldı. Yılbaşı çerezlerini elden ele ikram eden işçilerin akrabaları da grev alanına gelerek işçilere destek oldu. “Anne mi baba tarafından mı kuzenlerin geldi” sorularının işitildiği anlarda yeni gelenlere yol tarifinin yapıldığı telefon konuşmaları da duyuldu.

‘BU DEVİRDE KİMSE SULTAN DEĞİL, PADİŞAH DEĞİL’

"Ankara’nın bağları büklüm büklüm yolları" eşliğinde oyun havası oynayan işçiler, "Bu devirde kimse sultan değil, padişah değil" dizelerinin geçtiği "Padişah" şarkısı ile Selda Bağcan, Ahmet Kaya, Barış Manço ve Onur Akın’ın şarkılarını çaldı.

Yanan ateşin etrafında bir araya gelen işçilerin sohbetleri de gecenin ilerleyen dakikalarında iyiden iyiye koyulaştı. “Haklıyız ve sonuna kadar mücadele edeceğiz” diyen işçiler talepleri karşılanıncaya kadar eylemlerine devam edeceklerini söyledi. Grev alanını ziyaret edenlerin getirdikleri tatlılarla da yeni yılın ilk dakikaları karşılandı.

2023’ÜN İLK DAKİKALARI

Yeni yılı oyunlar eşliğinde karşılayan ve 10’dan geriye doğru sayan işçiler 2023’ün ilk dakikalarını da birbirlerine sarılarak kutladı.

‘YENİ YILDA YÜZÜMÜZ GÜLSÜN YETER’

İşçilerin yeni yıldan beklentileri ve talepleri de bu süreçte kayda geçti. “Biz zaten hayalleri sınırlı olan insanlarız. Yeni yılda yüzümüz gülsün yeter” diyen işçi Murat Yürür, “Buradan maddi anlamda ne alırsak alalım bize yetecek bir ücret olmayacak. Hayallerimiz bile sınırlı. Burada bize istediğimiz paranın tamamını verseler bile biz oturduğumuz evlerden çıkıp villalara taşınmayacağız. Biz yavrularımızın geleceğini biraz daha güzel kurmaya çalışıyoruz” ifadeleriyle yeni yıldan beklentisini anlattı.

Yeni yılın işçi sınıfının yılı olmasını temenni eden Mustafa Gürel ise, “İnşallah fotoğrafın sonu, güzel biter. Sözleşmeyi zaferle bitirmeyi istiyoruz. İnşallah davul zurna eşliğinde yeni bir sözleşme imzalarız. Bizim yükümüz her geçen gün artıyor. Greve çıkmadan önce bir yükümüz vardı, çıkınca ikiye katlandı. Hatta omuzlarımızda sınıfın yükü de var. Biz tüm ülkedeki çalışan arkadaşlarımızın cesaretleneceğini düşünüyoruz. İşçilik hayatımızda yeni yıla grevde girmek de ilk kez oluyor, bunun tadını çıkaracağız” diye konuştu.

‘BİZ DE BU AYAZI UNUTMAYACAĞIZ’

Bu esnada yeni yıl mesajına ek yapmak istediğini söyleyen Murat Yürük araya girerek, “İşverenler yıl içerisinde kazandıkları paraları bu yılbaşında nerede yiyelim diye düşünürken biz soğukta burada hakkımız için mücadele edeceğiz. Hava soğuk. ‘Kurt kışı geçirir ama ayazı unutmaz’ diye söz var. Biz de bu ayazı unutmayacağız. Kaç insan yılbaşında mecburen sokakta geçirmek zorunda kalıyor ki? Kaç işveren soğukta çalışanını sokağa atıyor. İnşallah yaktığımız bu ateş işçileri hareketlendirir” ifadelerini kullandı.

Yeni yıldan tek beklentisinin grevi kazanımla sonuçlandırmak olduğunu belirten Tuncay Kaboğlu ise “Bizim işveren yetkililerimiz kendilerini Atatürkçü olarak tanıtırlar. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılına saatler kala bizi greve çıkardılar. Onlara ben başka hiçbir şey söylemiyorum. 100’üncü yılda bizi greve laik gördüler ama kazanan biz olacağız” dedi.