Grup Yorum: Konser hakkımızı gasp ettirmeyeceğiz

Grup Yorum, konser yasaklarına ilişkin bir açıklama yayınladı: "Eninde sonunda Grup Yorum’un meydanlarda milyonlarla yeniden buluşacağına inanıyoruz."

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - 2016 yılından bu yana konserleri çeşitli gerekçeler öne sürülerek engellenen Grup Yorum, açıklama yayınlayarak konser yasaklarına ilişkin imza kampanyası düzenlediklerini duyurdu.  Açıklamada, "Çürümüş, yozlaşmış, halka düşman olan bu düzene karşıyız. Emperyalizme karşı bağımsızlık, faşizme karşı demokrasi, kapitalizme karşı sosyalizm istiyoruz. 'Müziğimiz devrimcidir' diyoruz" ifadeleri kullanıldı. 

Grup Yorum, “Sansüre karşı konser istiyoruz" ve Tutsak Grup Yorum üyelerine Özgürlük” sloganlarıyla başlatılan imza kampanyasında hem sanal medya hem de yürütülecek çalışmalarla 5 ay içinde 500 bin imza toplamayı hedefliyor.

Grup Yorum tarafından yapılan açıklama şöyle:

"Hukuk adına, yasa adına, adalet adına hiçbir şey kalmamıştır. Bunun için ölesiye direnmek zorunda kaldık. Kazanılan haklarımıza sahip çıkmak için değerlerimizi korumak için şehit düştük. Çünkü yaşadığımız adaletsizlikleri hiçbir şey açıklayamaz. Hiçbir yasa, hiçbir hukukçu bu durum bize anlatamaz!

Sanat yapma hakkımız anayasada belirtilirken keyfi bir şekilde hiçbir gerekçe sunulmadan bir gecede yayınlanan bir listeyle terörist ilan edildik. Yasal kurumumuz keyfi olarak sürekli polislerce talan ediliyor, basılıyor, işkence görüyoruz, enstrümanlarımız ya kırılıyor ya da çalınıyor. Albümlerimiz Kültür Bakanlığı tarafından onaylandığı halde, milyonlara verdiğimiz konserlerimiz yasaklanıyor!

Betül, Emel, Eser, Sultan, Rıdvan, Barış, Bakican hepimiz için direniyorlar! Onlar "Gel ki Şafaklar Tutuşsun", "kondulardan gelmiştik lo", "Cemo", "Dağlara gel", "uğurlama", "sıyrılıp gelen" bestelerimizi korumak için direniyorlar. Bunun için bedel ödüyorlar. Hepimizin sevdiği, dinlediği şarkılarımız için direniyorlar!

Bu değerler yok olmasın diye bugün hapishanede halk için üretmeye, sanat yapmaya devam ediyorlar. Bunu hepimiz için yapıyorlar. Bize düşen görev de onlara sahip çıkmak. Dışarıda onların sesi olmak. Bunun için tutsak Grup Yorum emekçilerinin mahkemelerine katılalım. Bunun için grup yoruma özgürlük isteyelim!

GRUP YORUM SENSİN, BENİM, BİZİZ!
GRUP YORUM HALKTIR SUSTURULAMAZ!
TÜRKÜLER SUSMAZ HALAYLAR SÜRER!
GRUP YORUM HAPSEDİLEMEZ!
KONSER HAKKIMIZI GASP ETTİRMEYECEĞİZ!

HALKLA ŞARKILARIMIZI SÖYLÜYORUZ! SANSÜRÜ EZİP GEÇİYORUZ, KONSER İSTİYORUZ YAPACAĞIZ!

1985’ten bu yana halkın türkülerini söylüyoruz. Şarkılarımızda türkülerimizde, halkın açlığını, yoksulluğunu, uğradığı adaletsizlikleri anlatıyoruz. Evet bir dünya görüşümüz var. Çürümüş, yozlaşmış, halka düşman olan bu düzene karşıyız. Emperyalizme karşı bağımsızlık, faşizme karşı demokrasi, kapitalizme karşı sosyalizm istiyoruz. 'Müziğimiz devrimcidir' diyoruz.

Suyunu içtiğimiz, ekmeğini yediğimiz vatanımızın parsel parsel satılmasını kabullenemiyoruz. Patronların kâr hırsı için Soma’da 301 canımızın katledilmesini, madencilere tekmeler atılmasını, Siirt Şirvan'da insanlarımızın sessiz sedasız, tonlarca kayaların altında bırakılmasını hazmedemiyoruz. Bir babanın çocuğuna pantolon alamadığı için intihar etmesini, "çocuklarım aç" diyerek meclis önünde kendisini yakmasını içimize sindiremiyoruz. Bunların yaşanmadığı bir bağımsız Türkiye düşlüyoruz.

Yıllar boyu bağımsız Türkiye şiarıyla önce yüz binleri, sonra milyonları topladık meydan konserlerimizde. 2010’daki 25. yıl konserimiz hala Türkiye’nin en kalabalık biletli konseridir. Yerli yabancı hiçbir sanatçı, hiçbir müzik grubu Grup Yorum kadar kalabalık kitleleri bir araya getirememiştir. İşte Grup Yorum’a yapılan baskıların, saldırıların, yasakların nedeni bunun hazımsızlığıdır. Korkuları, milyonları bir araya getiren türkülerdendir.

Son altı yıldır grubumuzun karşılaşmadığı baskı uğramadığı saldırı kalmadı. Sadece OHAL sonrası İdil Kültür Merkezimiz tam 13 defa polis baskınına uğradı. Enstrümanlarımız paramparça edildi, çalındı. Nota-akor defterlerimiz yırtıldı. İşkenceli gözaltına alındık. Saçlarımız yolundu, kollarımız kırıldı. Tüm üyelerimiz tutuklandı. 2015 yılından sonra neredeyse tüm konserlerimiz yasaklandı.

Yetmedi; 2018 şubatında bir sabah uyandığımızda gördük ki İçişleri Bakanlığının 'aranan teröristler' listesine konulmuşuz. 6 üyemizin başlarına ödüller konuldu. Bu baskıların, saldırıların hiçbirine karşı sessiz kalmadık. Kültür merkezimiz her baskına uğrayıp talan edildiğinde aynı gün toparlandık. Dışarıda tek bir Yorum üyesi kalmasın diye tüm üyelerimiz tutuklandığında yeni Yorumcular yetiştirdik. Konserlerimiz yasaklandığında halkımızın evlerinde, kondularında, çatılarda, kamyonların kasalarında konserler verdik. İnternet konserleri ile milyonlara ulaştık.

Üyelerimiz terör listelerine konulduğunda “Listelerinize bestelerimizle cevap veriyoruz" dedik; başlarına ödül konulan, aranır durumdaki üyelerimizin de üretimlerine katıldığı 50’yi aşkın beste yayınladık. Grup Yorum üzerindeki baskılara karşı yapılmadık şey bırakmadık. Ama baskılar bitmedi daha da arttı. Ve 17 Mayıs 2019 tarihinde, dışarıdaki grup yorum üyeleri süresiz dönüşümlü açlık grevine başladı. Neydi taleplerimiz?

1.Konser yasakları kaldırılsın.
2. İdil kültür merkezi basılmasın.
3. Üyelerimiz tarot listelerinden çıkarılsın.
4. Tutsak üyelerimiz serbest bırakılsın Ve haklarındaki davalar düşürürsün.

Haziran 2019’da da beş tutsak yeme süresi dönüşümsüz açlık grevine başladı. Bu süreçte bize yönelik baskılar devam etti. Tüm konserlerimiz yasaklandı, kültür merkezimiz iki kez basıldı, üyelerimiz tutuklandı. Süresiz açlık grevindeki üyelerimiz Bahar Kurt ve Helin Bölek, 20 Kasım 2019 tarihinde tahliye olmalarının ardından direnişlerine küçük Armutlu’daki Direniş Evi'nde devam ettiler. Ve Ocak 2020’de İbrahim Gökçek ve Helin Bölek, süresiz açlık grevi direnişini ölüm orucuna çevirdiler. 24 Şubat 2020 tarihinde İbrahim Gökçek tahliye oldu ve direniş evinde ölüm orucuna devam etti. 11 Mart 2020 günü, istemedikleri halde zorla müdahale için hastaneye götürüldüler. Mahkeme kararıyla verilen beş günlük zorunlu yatışın ardından yapılan itirazın kabul edilmesi ile tekrar direniş evine döndüler.

3 Nisan 2020 tarihinde Helin Bölek şehit düştü. Grup Yorum’un ilk şehidi, ölümsüz şarkısı oldu. Helen’in cenazesine gelen kitleye polis Okmeydanı’nda ve Feriköy Mezarlığı'nda saldırdı. Ali Şeker, Hüda Kaya, Barış atay, Şebnem Korur Fincancı'nın aralarında olduğu aydınlar, sanatçılar, milletvekilleri; Grup Yorum'un uğruna canlarını verdiği talepleri için kefil olduklarını açıklayarak 'talepleri taleplerimizdir' dedi. 5 Mayıs 2020 tarihinde Grup Yorum, İbrahim Gökçek’in 323. gününde ölüm orucunu ara verdiğini açıkladı. Artık siyasi zafer kazanılmıştı. Helin dünyayı ayağa kaldırmış, İbrahim ise birleştirmişti. Onlar devrimci sanatçılığı yeniden tanımlamış, direnişimiz tüm dünyada büyük bir potansiyel ortaya çıkarmıştı. Adalet haykırışımız Anadolu’dan dünyanın dört bir yanına ulaşmış, halkımız bu direnişi kendi direnişi olarak kabul etmişti. Grup Yorum’un ismini duymayan kalmadı, direnişimizle daha da büyüdük ve bize uygulanan tecrit politikasını parçaladık.

Siyasi zaferin ardından tedavi için hastaneye kaldırılan İbrahim Gökçek hastanedeki üçüncü gününde ölümsüzleşti. Yıldızlı yüreğimiz, grup Yorum’un ikinci şehidi oldu. İbrahim Gökçek’in cenazesi Gazi Cemevi’ne getirildi, burada yapılacak olan törene izin vermeyen polis, cemevinin kapılarını ve camlarını kırarak içeri girdi. Grup Yorum üyelerinin dinleyicilerini ve avukatlarını gözaltına aldı. İbrahim Gökçen'in cenazesi kaçırılarak Kayseri götürüldü. Cenaze için Kayseri’ye giden İbrahim Gökçek’in ailesi, dostları ve Grup Yorum üyeleri, 'cenazeyi gömseler de çıkarıp yakarız' diyen Kayseri’deki sivil faşistler tarafından tehdit edildi.

Bugün hala grubumuza yönelik bu yasaklar fiili olarak uygulamaya devam ediyor. Konser provalarımız bile yasaklanıyor. Konser yapabilmek için çok büyük bedeller ödedik, Çok büyük acılar yaşadık. Canımızdan çok sevdiğimiz üyelerimizin bu toprağa verdik.

Pandemiyi, halkın sağlığını ve güvenliğini bahane ediyor Ak Parti iktidarı. Halkın canını, sağlığını yok sayanlar pandemiyi kendilerine kılıf yapıyorlar. Neden yasakladıkları çok açık, halkın türkülerinden korkuyorlar.

Sansür, bir iktidar sorunudur. Düzenin yöneticileri, sansür aracılığıyla hem kendilerini ve varlık nedenlerini meşrulaştırır hem de onu tartışılmaz bir olguya dönüştürür. İktidarlar kendilerini var edebilmek için, halka karşı gerçek yüzlerini izleyebilmek için sansür bir araç olarak kullanırlar. Sansüre, ömürlerini uzatabilmek için ihtiyaç duyarlar.

Eninde sonunda Grup Yorum’un meydanlarda milyonlarla yeniden buluşacağına inanıyoruz. Konser hakkı için yaşamlarını yitiren Helin ve İbrahim’e verdiğimiz sözü tutacağız. Bu kadar keyfi, bu kadar dayanıksız yasaklamalar halkın dayanışması karşısında yenilecek.

Halayları duracağız, türküler yakacağız, sözümüzü tutacağız, alanlarda meydanlarda milyonlar olacağız! Konser yasakları kaldırılsın, Meydanlar grup Yorumu açılsın.

ALANLAR MEYDANLAR HALKA YASAKLANAMAZ!
BU HALAYI KİMSE DURDURAMAZ!"