Guardian HDP'yi yazdı: 'Erdoğan'ı tehdit eden Kürt partisinin yükselişi ve düşüşü'
İngiliz gazetesi The Guardian, 'Erdoğan'ı tehdit eden Kürt partisinin yükselişi ve düşüşü' başlıklı bir analiz yayımladı. Gazete, AK Parti'nin tek meclis çoğunluğunu kaybettiği 2015 seçimlerinden bu yana HDP üzerindeki baskının giderek arttığı belirtilirken, "Görünüşe göre Erdoğan, partiyi toptan yasaklamak yerine meşru siyasi yelpazenin içinde tutmanın, muhalefetin birleşik cephe girişimlerini baltalamasına yardımcı olabileceğini düşünüyor" denildi.
DUVAR - İngiliz gazetesi The Guardian, "Türkiye: Erdoğan'ı tehdit eden Kürt partisinin yükselişi ve düşüşü" başlıklı bir analiz yayımladı. Bazı HDP'li siyasetçilerin görüşlerine yer verilen analizde, şu yorum yapıldı: "Türkiye'nin yargı sistemi, ülkenin çalkantılı tarihi boyunca farklı siyasi gündemleri ilerletmek veya engellemek için kullanılmıştır ama Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan iktidarını pekiştirirken onu eleştirenler, muhalefet üzerindeki devlet baskısının görülmemiş bir noktaya ulaştığını söylüyor. Erdoğan'ın iktidarına karşı en önemli tehdidi oluşturan parti olan HDP için misillemeler sert oldu."
ADALET FİDAN: HER GÜN 'BUGÜN BENİM SIRAM' DİYORUM
16 bin HDP üyesinin tutuklandığına veya gözaltına alındığına dikkat çekilen makalenin girişinde, Silopi Belediyesi Eş Başkanı Adalet Fidan'dan söz ediliyor. The Guardian, "Fidan yalnız bir yıl geçirdi ve sadece pandemi nedeniyle değil. Seçildiği 2019'da, ülke çapında yerel seçimlerde ilerici sol, Kürt yanlısı Halkların Demokratik Partisi'nden (HDP) sandalye kazanan 65 kişilik grup arasındaydı. Şimdi, hükümetin HDP yetkililerini sürekli olarak tasfiye etmesinin ardından, görevde kalan yalnızca beş HDP'li belediye başkanından biri, geri kalanları görevden alındı veya hapse atıldı ve yerine hükümetin atadığı kişiler geldi" ifadelerini kullanılıyor.
Turkey: the rise and fall of the Kurdish party that threatened Erdoğan https://t.co/T01nNzK7hM
— Guardian news (@guardiannews) December 27, 2020
Fidan ise gazeteye demecinde bu durumu şu sözlerle değerlendiriyor: "Bu çok büyük bir baskı ve sorumluluk. Her gün uyanıyorum ve bana da olmasından endişeleniyorum: 'Bugün benim sıram' diye düşünüyorum... Burada yasa hiçbir şey ifade etmiyor. Uydurma terör suçlamaları veya sahte tanıklar yüzünden işimden olabilir veya hapse atılabilirim. Her şey olabilir."
HASİP KAPLAN: BUNLAR ZOR GÜNLER
Gazeteye konuşan eski HDP'li vekil Hasip Kaplan ise şöyle diyor: "1980 askeri darbesinden bu yana avukatım ve bunca yıldır mevcut AKP hükümeti kadar acımasızca davrananını görmedim. Daha önceki darbeler sırasında, en azından müvekkillerimizi mahkemede savunabiliyorduk. Bugün, bağımsız baroları kontrol etmeye çalışan bir hükümet var, yüksek mahkemelere atanmış deneyimsiz yargıçlar var. Bunlar zor günler."
'PODEMOS VE SYRIZA'YA BENZETİLİYORDU'
The Guardian, HDP'nin kısa süre önce Avrupa'daki demokratik sosyalist partilere benzetildiğini belirterek gelinen nokta için şu yorumu yapıyor:
"Fazla uzun olmayan bir zaman önce, HDP'nin geleceği hâlâ parlak görünüyordu. 2012 yılında bir solcular ve Kürt milliyetçileri ittifakından kurulan parti, sık sık Yeşil parti hareketlerine veya İspanya'daki Podemos ve Yunanistan'daki Syriza gibi Avrupalı demokratik sol partilere benzetiliyor. Aynı zamanda, yasaklı militan PKK ile tarihi bağlantısı nedeniyle Sinn Féin'le de benzerlikler kuruluyor.
HDP sadece birkaç yıl içinde, sadece Kürtlerden oluşan bir seçmen tabanı yerine Türk toplumunun geniş bir kesimine hitap etme sözünü yerini getirdi; AKP'nin giderek artan şekilde otoriterleşen yönüne karşı Gezi Parkı protestolarında öne çıkarak ülkenin üçüncü büyük partisi haline geldi.
'AKP'NİN MECLİS ÇOĞUNLUĞUNU YOK EDEN PARTİ'
2015 seçimlerinde, geleneksel olarak küçük partileri ve Kürt siyasetçileri parlamento dışında tutan yüzde 10 barajı aşacak kadar koltuk kazanarak AKP'ye ciddi bir darbe vurdu; bu süreçte iktidar partisinin meclis çoğunluğunu yok etti. Fakat bu coşku kısa sürdü.
Hükümet, HDP'nin başarısını tersine çevirmek için PKK ile barış görüşmelerinden çekildi, Türkiye'nin çoğunluğu Kürt olan güneydoğusu yeniden şiddete sürüklendi ve HDP'li siyasetçileri ve destekçilerini militan grupla bağlantılı oldukları iddiasıyla tutuklamaya başladı. Seçim aynı yıl içerisinde tekrarlandığında, Erdoğan'ın daha fazla hoşuna gidecek şekilde sonuçlandı.
HDP'nin eski karizmatik lideri, Selahattin Demirtaş, ertesi yıl tutuklandı ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Türkiye'nin kendisini serbest bırakması yönündeki kararına rağmen 142 yıla kadar hapis cezasıyla karşı karşıya.
'TÜRKİYE MEDYASI FİİLEN KARA LİSTEYE ALDI'
Türkiye medyasının fiilen kara listeye aldığı HDP, son beş yıldır giderek düşmanlaşan bir ortamda ivmesini korumakta zorlandı. Hasip Kaplan'a göre, 2016 darbe girişiminden sonra ilan edilen olağanüstü hal koşulları altında yaklaşık 16 bin parti üyesi tutuklandı ya da gözaltına alındı."
AYHAN BİLGEN: TÜRKİYE BU ÇIKMAZI AŞMALI
Analizin bu noktasında, 25 Eylül'de tutuklanan ve Kars Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ayhan Bilgen'in gazeteye cezaevinden avukatı aracılığıyla yaptığı açıklamaya yer veriliyor. Bilgen'in 'devletin Kürt meselesini çözmekteki isteksizliğinin insanların temsil için savaşma kararlılığını güçlendirdiğini' belirttiği aktarılıyor; HDP'li siyasetçi açıklamasında şu ifadeleri kullanıyor: "Gerçek demokrasinin yolunu açan adımlar zor. Fakat Türkiye'nin bu siyasi çıkmazın üstesinden gelmesi çok önemli."
'İSTANBUL SEÇİMLERİNDE MUHALEFET İLK KEZ BERABER ÇALIŞTI'
"Hâlâ umut emareleri var" diye The Guardian, "Seçmenler, İstanbul'daki belediye seçimleri yenilendiğinde cumhurbaşkanının iradesine karşı koydu; HDP, en büyük muhalefet grubu olan CHP'ye gayrıresmi şekilde destek verdi, partinin adayı kesin bir zafer kazandı. Seçim sonuçları yalnızca Erdoğan'ın Türkiye'ye 16 yıl sonra bile tam hakim olamadığını gösterdiği için değil, aynı zamanda Türkiye'nin milliyetçi, liberal ve Kürt yanlısı unsurları ilk kez etkili bir şekilde beraber çalışmayı başardığı için de kutlandı" ifadelerini kullandı.
'ERDOĞAN, PARTİYİ MUHALEFETİ BÖLMEK İÇİN KULLANIYOR'
Haberin devamında "O zamandan beri HDP artan bir baskıya maruz kaldı" denilirken, şu yoruma yer verildi:
"Görünüşe göre Erdoğan, partiyi toptan yasaklamak yerine meşru siyasi yelpazenin içinde tutmanın, muhalefetin birleşik bir cephe girişimlerini baltalamasına yardımcı olabileceğini düşünüyor: Örneğin geçen yıl ekim ayında PKK'nin Suriyeli üyelerine karşı sınır ötesi bir operasyon CHP tarafından desteklendi, bu ise aleyhte oy veren HDP'li vekilleri çileden çıkardı."
The Guardian, "Çok sayıda kişi, yeni kurulan Kürt Demokrat Partisi'nin, muhafazakâr Kürt oylarının hortumlanması için hükümete dostane yaklaşan kaynaklarca fonlandığına inanıyor" yorumunu da yaptı.
SELİM KORU: TÜRKİYEDE REKABETÇİ SEÇİMLER NEREDEYSE İMKÂNSIZ
Tepav'dan Selim Koru ise gazeteye demecinde, "Hükümetin HDP'yi henüz kapatmama taktiği mantıklı ama bir noktada içgüdünün taktiksel düşünceyi alt edeceğine inanıyorum. Türkiye'de artık rekabetçi seçimler düzenlenmesi neredeyse imkânsız ve eğer HDP gerçek bir mücadele ortaya koyacağının sinyallerini verirse, hükümet bunu engellemek için harekete geçecektir" dedi.
'HDP ZAYIFLADI AMA BİTMEDİ'
The Guardian makalenin sonunda genel seçimlerin 2023'te yapılmasının beklendiğini hatırlatırken, anketlere göre çoğunluğu Kürtlerden oluşan yüzde 10 kadar seçmenin HDP'ye bağlı olduğunu belirterek" HDP zayıflamış olabilir ama tamamen bitmedi" ifadelerini kullandı. Analiz, Adalet Fidan'ın şu sözleriyle son buluyor: "Bu işin zor olacağını her zaman biliyorduk. Fakat aynı zamanda, bizi destekleyenler olduğunu da biliyoruz. Bu da bize, mücadeleye devam etme cesaretini veriyor." (DIŞ HABERLER, BBC Türkçe)