'Gül bahçesi olacak' dediler çöplük oldu: 'Devlet bizi kandırdı'

Trabzon Araklı'da 2020'de faaliyete geçen çöp tesisi nedeniyle köylerde kokudan durulmuyor. Belediye Başkanı'nın 'kimyamı bozuyor' dediği koku yüzünden pek çok kişi evlerini terk etmeye başladı.

Google Haberlere Abone ol

TRABZON - Trabzon'un Araklı ilçesi, bölgede kurulan vahşi çöp depolama alanı nedeniyle 4 yıldır yaşanmaz hale geldi. 2019 yılında Trabzon ve Rize'nin çöplerinin bertarafı amacıyla Taşönü Mahallesi'nde 243 bin metrekarelik alanda yapımına başlanan Araklı Entegre Katı Atık Değerlendirme ve Bertaraf Tesisi 2020 yılında tamamlanarak AK Parti'ye yakın iş insanı Hasan Topaloğlu'na ait EVRA Grup tarafından işletilmeye başlandı.

Yapım aşamasında çöp tesisine karşı çıkan halka karşı verilen "Açıkta çöp olmayacak, koku çıkmayacak, bir eczane gibi işleyecek, tesis alanına mesire alanı, park kurulacak" sözleri tutulmadı. Çöpten enerji üretecek sistemle kurulacağı söylenen alan 4 yıldır vahşi çöp depolama alanı olarak kullanılıyor.

PROJEYE UYULMADI, ÇÖPLER MESİRE ALANINA DÖKÜLDÜ

Halka sunulan ve TRABRİKAB (Trabzon ve Rize Katı Atık Birliği) internet sitesinde de yer alan projeye göre çöpler Araklı Entegre Katı Atık Değerlendirme ve Bertaraf Tesisi'ne getirilecek ve burada ayrıştırılarak açık alana bırakılmadan tesis içerisinde işlenerek gaza dönüştürülecek ve bu işlem esnasında elektrik üretilecekti. Fakat projeyi alan EVRA firması, yeterli yatırımı yapmadığı için bu sistem işletilmedi. Çöpler fabrikanın yanındaki "Mesire alanı olacak" denilen bölgede depolanmaya başlandı. Tesisin atık suyunun ise arıtılmadan Yanbolu Deresi'ne boşaltıldığı çok defa haberlere yansıdı.

KÖTÜ KOKU NEDENİYLE GÖÇ EDİYORLAR

Çöp tesisinden yayılan koku, martıların taşıdığı çöpler, yoğunlaşan sivrisinek ve haşereler nedeniyle başta Taşönü, Buzluca, Yeşilce, Karşıyaka ve Yeşilyalı mahalleleri olmak üzere Araklı ilçesi ve Yanbolu Vadisi çile çekiyor. Evinin önüne, bahçesine çıkmakta zorlananların önemli bir kısmı evini terk etmek zorunda kalarak ilçe merkezine ya da il merkezine göç ediyor.

22 Eylül'de yaşanan mağduriyet nedeniyle eylem yapan halk çöp kamyonlarının tesise girmesine izin vermemiş ve kentte bir süre çöp krizi yaşanmıştı. 2 Kasım'da da tesis önünde eylem yapılmış ve "Dikkat bu çöp kalıcı etki bırakır", "Bu bir yatırım değil Araklı'nın yok oluş hikayesidir", "Tercihiniz insan hayatı yerine çöp olmuştur" yazılı dövizlerle tesisin kapatılması talep edilmişti.

BAŞKAN ÇEBİ DE TEPKİ GÖSTERDİ: KİMYAM DEĞİŞMEYE BAŞLADI

Kendisi de eyleme katılan Araklı Belediye Başkanı Avni Coşkun Çebi 24 saat çöp kokusuyla yaşamanın zulüm olduğunu ifade etmişti. Çebi, "Bu kokuyla bir saat, iki saat bir arada kalan insanın kimyası bozulur arkadaşlar. Bu konunun tahammül edilecek tarafı kalmamıştır. Bıçak kemiğe dayanmıştır. Şu anda buraya geldim; 15 dakika oldu, kimyam değişmeye başladı. Sinir sistemim allak bulak olmaya başladı. 24 saat burada yaşayan insanların halini düşünemiyorum. Lütfen yetkililer gelsin, burada 24 saat bu kokuyla yaşasınlar. 2 gün yaşasınlar, 3 gün yaşasınlar" sözleri kamuoyunda oldukça konuşulsa da aradan geçen 2 haftalık sürede bir değişim yaşanmadı.

Araklı Entegre Katı Atık Değerlendirme ve Bertaraf Tesisi'nin etkilerini gözlemek amacıyla ziyaret ettiğimiz Taşönü Mahallesi artık terk edilmiş bir kasabayı anımsatıyor. Bir zamanlar Araklı'nın en gözde yerleşim alanlarından olan mahallede çocukların değil çöplüğün üzerine konan martı sürülerinin ve çöp kamyonlarının sesi duyuluyor. 

Martı sürülerinin taşıdığı çöpler bölgedeki tarım alanlarına zarar veriyor.

'3-5 KİŞİYE PARA KAZANDIRMAK İÇİN BİZE BU KOKUYU REVA GÖRÜYORLAR'

Çöp tesisinin bulunduğu alanı birlikte ziyaret ettiğimiz, Yeşilce Mahallesi'nde yaşayan Ethem Özderya, AK Parti iktidarının 22 yılda Araklı'ya yaptığı en büyük yatırımın 'ne yazık ki' çöp tesisi olduğunu söyledi. "Sadece kendi çevrelerindeki 3-5 kişiye para yedirmek için Araklı halkına zulmetmeyi seçtiler" diyen Özderya, yayılan kötü koku ve mikropların Araklı halkına reva görüldüğünü dile getirdi.

Özderya, "Çöp tesisinin yanındaki evler ÇED raporlarında gösterilmeyerek usulsüzlük yapıldı. Bu vatandaşlar burada yaşıyorlar. Bu pisliği burada kurabilmek için bu yaşam alanları yok sayıldı. Söylenenlere göre tesisi işleten firma bu işi hakkıyla yapamıyor. Bu zulüm karşısında ses çıkaranlar da gözaltına alınarak susturulmak isteniyor" diye konuştu.

Yaşanan sıkıntının sadece Araklı ve çöp kokusuyla sınırlı olmadığına da dikkat çeken Özderya, "Buradan çıkan kirli atık sular Yanbolu Vadisi'ne oradan da Karadeniz'e boşaltılıyor. Çocuklarımız denize girdiğinde hasta oluyor. Evlerde durulamaz hale geldi. İnsanlar evlerini terk ederek ilçe merkezine göç etmeye başladı. Köylerimiz terk edilmeye başlandı" ifadesini kullandı.

'GÜL BAHÇESİ GİBİ OLACAK DEDİLER, VAHŞİ DEPOLAMA YAPIYORLAR'

Çöp tesisine proje aşamasından bu yana karşı çıkan Taşönü Mahallesi sakinlerinden Ömer Yakupçebioğlu da tesisin kanunsuz bir şekilde yapıldığını ve halkın verilen sözlerle kandırıldığını anlattı. ÇED raporunun olumlu sonuçlanması için bölgedeki evlerin uydu görüntülerinden silindiğini anlatan Yakupçebioğlu, "Burası kokmayacak, eczane gibi, gül bahçesi gibi olacak dediler. Fakat bırakın söyledikleri gibi olmayı vahşi depolama alanı oldu. Bunu da kanunsuz, kuralsız, ÇED raporu almadan yapıyorlar. Çöp tesisi alanında aynı Karaca Mağarası'nda olduğu gibi turizme açılabilecek nitelikte sütun ve sarkıtların olduğu mağaralar vardı. Tesis için bunların da üzerini kapattılar" diye konuştu.

Çöplükten gelen koku nedeniyle yakın mahallelerin yaşanılmaz duruma geldiğini kaydeden Yakupçebioğlu şöyle devam etti: "Çöp tesisinin etrafını koku sarıyor. Martıların taşıdığı çöpler, arazilerimizi çöplüğe çevirdi. Şikayette bulunuyoruz fakat herhangi bir işlem yapılmıyor. İnsanlarımız hasta oluyor, bölgedeki çocuklar enfeksiyon kapıyor, sivrisinekler rahatsız ediyor. Çöp suyunu arıtmadan Yanbolu Deresi'ne akıtıyorlar, dereden de zehirli sular Karadeniz'e akıyor. Yeraltı ve yerüstü sularımız kirleniyor. Burada hayatı perişan hale getirdi. Koku rüzgarın yönüne göre değişiyor. Bana gelmiyorsa karşı köye gidiyor. Yaz günü sıcakta pencere açamıyoruz. Mahalleden çok göç edenler oldu. Ben de kokudan dolayı ilçe merkezinde yaşamaya başladım."

'KOKUDAN DURMA ŞANSIMIZ YOK, FINDIĞIMIZI MASKE İLE TOPLUYORUZ'

Çöp tesisine yakın bir konumda ikamet Hasan Çebi, siyasiler ve bürokratların çöp tesisini kurabilmek için kendilerine yalan söylediklerini dile getirdi. Koku nedeniyle, artık yılın büyük bölümünü il dışındaki çocuklarının yanında geçirmeye başladığını ifade eden Çebi, köyün yavaş yavaş boşalmaya başladığını aktardı.

Çöp tesisi projesi ilk geldiğinde karşı çıktıklarını kaydeden Çebi şöyle konuştu: "Tesis projesi geldiğinde biz buna karşı çıktık. Bize koku olmayacak, hiçbir rahatsızlık verilemeyecek, mesire alanı kurulacak gibi sözlerle yalan söylediler. Bırakın mesire alanını, çöpü olduğu gibi açık alana yığıyorlar. Kokudan burada durma şansımız yok, insanın beynini kemiriyor. Şu anda benim yerimi alacak olan olsa satar giderim. Çöp tesisinin yanında benim arazim var, martıların getirdiği çöp poşetleri inanılmaz derecede. Yazın fındık toplarken maske takarak hasat yapıyoruz. Fındık işçileri arazilerimize koku sebebiyle gelmiyor."

Çebi sözlerini şöyle sürdürdü: "Sürekli karşı çıktık ama devlet yanımızda olmadı, karşımızda oldu. Sürekli bizi ezdiler, verilen sözlerin hiçbiri tutulmadı. Bundan sonra da ne yapacağımızı şaşırdık. Devlet büyükleri sürekli buraya geliyor, sözler veriliyor 1 ay sonra, şu ay, şu gün diye... Fakat hiçbir zaman uygulama yapılmıyor. Burada durma şansımız yok. Kapıya çıkamıyorsun, balkona çıkıp da bir kahvaltı yapamıyorsun kokudan dolayı. Tarımı da etkiledi. Fındıklarımızdan verim alamıyoruz. Fasulye, lahana, sebze, meyve artık olmuyor. Koku ve havasızlık çok etkiledi."

Taşönü Mahallesi'nde yaşayan Hasan Çebi, çöp kokusu nedeniyle yılın büyük bölümünü il dışında geçiriyor.
'KAPIYA ÇIKAMIYORUZ, ÇAMAŞIR ASAMIYORUZ'

Taşönü Mahallesi'nde yaşayan Asiye Polat da çöp kokusunun hayatlarını tamamen değiştirdiğini söyledi. Polat, "Pencereleri açamıyoruz, kapıya çıkamıyoruz, çamaşır asamıyoruz. Kapıda oturamıyoruz, koku gittiği zaman çıkabiliyoruz. Meyvelerimiz çürümeye başladı, fasulyelerimiz çürüyor" dedi. 

'KÖYDE YAŞAM KALMADI'

Çöp tesisine en yakın ikamet edenlerden Abdurrahim Malkoç, 4 yıldır kötü kokuyla yaşamaya mahkum bırakıldıklarını ifade etti. "Köyde yaşam kalmadı" diyen Malkoç, fırsatını bulanların göç ettiğini dile getirdi.

Malkoç, "Balkonda oturup çay içmek diye bir şey kalmadı. Bu çöp tesisi 7-8 köyün ortasında. Tesis yapılmadan önce bizle görüştüler. 'Koku olmayacak, yeşil alan yapılacak' dediler. Hiçbir söz tutulmadı. Yapılan eylemlerden sonra tesiste çalışan köy halkı da işten çıkarıldı" diye konuştu.

Çöplüğün sadece kokuya neden olmadığını, tarım arazilerini de kirlettiğini dile getiren Malkoç, "Bağ bahçe, hep çöp doldu. Martılar çöpleri yayıyor. Bu yüzden de vatandaş hasadını yapamıyor. Çöp suyunu alttan dereye akıtıyorlar. Onu da gizlice gece yapıyorlar. Burası daha önce taş ocağı iken ben burada 25 sene çalışmıştım. Taş ocağından bir taş vatandaşın arazisine gitse hemen onun yeri temizlenirdi. Fakat bu işletme çevreye yaydığı hiçbir çöpü temizlemiyor" dedi.

Çöp tesisi yanında oturan Malkoç, arazilerinin çöpler nedeniyle tarım yapılamayacak duruma geldiğini söyledi.
'VERİLEN SÖZLERİN HİÇBİRİ TUTULMADI'

31 Mart Yerel Seçimleri'nde CHP'den Araklı Belediye Başkan adayı olan Osman Dilber de proje aşamasından bu yana çöp tesisine karşı çıkanlardan biri. Karşı çıktıkları projeden çok daha kötü bir uygulamanın yapıldığını 4 yıldır yaşayarak gördüklerini kaydeden Dilber, verilen sözlerin hiçbirinin tutulmadığını ve yörede yaşayanların bölgeyi terk etmek zorunda bırakıldığını dile getirdi.

Proje hazırlanırken ÇED raporlama süreçlerinin kanuna uygunsuz yapıldığını belirten Dilber, "ÇED raporlarında olması gereken yapılara ilişkin detaylandırmalar yapılmadı. Tesis bölgesindeki evler, raporlarda yok sayıldı. Bu toplantıların birinde ben de katılımcıydım. Bize burada herhangi bir sağlık ya da çevresel sorun olmayacağı söylenmişti. Bulunduğumuz bu vahşi çöp depolama alanını da projelendirmede yeşil alan, park alanı gösterilip rıza üretilmişti. Daha önceki valiler ve belediye başkanlarının söylemlerinin hiçbirinin gerçek olmadığı yaşadığımız süreçte ortaya çıktı" dedi.

Çöp tesisinin çöpten elektrik enerjisi üretmek üzere bir sistemle projelendirilerek kamuoyuna sunulduğunu fakat gelinen süreçte alanın vahşi depolama alanı olarak kullanıldığını kaydeden Dilber, son dönemde tepkilerin giderek büyüdüğünü ifade etti.

Dilber, elektrik enerjisi üreteceği söylenen tesisin vahşi depolama alanı olarak kullanılarak halkın kandırıldığını söyledi.
'ENERJİ ÜRETİLMİYOR, VAHŞİ DEPOLAMA YAPILIYOR'

Dilber, "İnsanları ikna ederek bir çöp tesisi kuruldu. Burada enerji üretilecekti, çevreye zarar verilmeyecekti. Enerji üretimine yönelik işlemlerin bu fabrikada artık gerçekleştirilmediğini öğrendik. Şu anda tamamen katı atık depolama sistemine dönüldü. Etrafında 6 tane köy olan, sahile çok yakın bir bölge olmasına rağmen bu fabrika kuruldu. Bari verilen sözleri tutun" ifadesini kullandı.

Dilber, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Rant odaklı bir anlayışla bu sorunun çözülemeyeceğini, burada yapılması gereken yatırımın en kısa zamanda yapılması ve denetlenmesi gerektiğini söylüyoruz. Süreçle ilgili insanlarımızın şeffaf bir şekilde bilgilendirilmesi gerekiyor. Burada en son TRABRİKAB tarafından yapılan toplantıda ne konuşulduğunu ve ne karar alındığını kimse bilmiyor. Burası yaşam alanlarının ortasında kalan bir yer. Bölgedeki kokudan ve sağlık sorunlarından dolayı insanlarımız köylerini terk etmeye başladı."