Güller serpilebilir, kadınlar yaşayabilir
Önlemeye ilişkin gereğini yapmayıp takipçisi olmayanlar, mücadelesini yürütmeyenler hemen idamı gündeme getirdi. En radikali bir gün gündem etmek, bir gün isyan etmek, bir gün öfkelenmek değil ya da idam da değil. Sürekli ve beraber politik bir mücadeleyi yürütebilmektir.
Serpil Gül.
Gül gibi bir kadın daha serpilemeden öldürüldü. 35 yaşındaydı, 3 çocuğu vardı. Erdoğan “varlık” sorununu çocuk doğum oranında değil başka yerde aramalı. "Çocuklar çok önemli" diyor ya, dört çocuk annesiz kaldı.
Serpil, Arnavutköy’de, sokak ortasında, 2 yıldır boşanma aşamasında olduğu Harun Gül tarafından, 3 el silah sıkılarak öldürüldü.
Serpil’in erkek kardeşi, diğer tüm ailelerin, yakınların dediği gibi: “Başka Serpiller genç yaşta hayata veda etmesin.” diyor.
Nice Serpiller gidiyor bu hayattan, yetkililer ne yapıyor?
Kadınlar için boşanmak hayatlarına mal olmamalı!
Yine bir katil, yeni bir senaryo yazıyor. İfadesinde çocuklardan birinin sünnet olduğunu, eşinin çocuklara bakmak istemediği için tartıştıklarını ve bunun sonucunda öldürdüğünü söylemiş. Cezası kesilmesi gereken, makbul olmayan bir kadın/anne çizilmeye çalışılan portre.
Silahın katilin üzerinde olması, 3 el ateş etmesi, yanında başkalarının da olması, çocuk sünnet oldu diyerek Serpil’e tuzak kurması, cinayeti tasarlayarak ve canavarca işlediğinin kanıtları. Mahkeme sürecinde katilin bir cümlesine itibar edilmezse ya da makul gerekçe olarak ele alınmazsa belki başka Serpiller yaşayabilir.
Önlemeye ilişkin gereğini yapmayıp takipçisi olmayanlar, mücadelesini yürütmeyenler hemen idamı gündeme getirdi. Çok radikaller ya, kökünden çözmek, sebebi anlamak istemeyen için en ağır ceza da idam oluyor. Yok etmeye odaklı politika, şiddeti teşvik eden hamleler, kadınları görmezden gelmenin, uygulanmayan yasaların sonuçları bunlar.
Somutlayacak olursam:
- Bütünsel çözümü anlatan İstanbul Sözleşmesi’nden imzanın geri çekilmesi,
- 6284 sayılı kadınları şiddetten koruyan kanunun uygulanmaması,
- Kadın ve çocuk değil, aile odaklı politikaların öne çıkarılması,
- Kadınların soyadı tercihlerine karışılıp medeni haklarına saldırıların olması,
- Kadınların yaşadıklarına değil her katilin gerekçesine itibar edilmesi,
- Sokak hayvanlarına ilişkin katliam yasası ile şiddetin meşrulaşması.
“Yetkililer ne yapıyor bunca kadın boşanmak istediği için öldürülürken, mevcut eşleri tarafından öldürülürken?” diye sormuştum, gördüğüm bir kırıntıyı da paylaşıyorum.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Serpil’in öldürülmesi üzerine bir paylaşım yapmış. Ben ilk kez bir kadın cinayetiyle ilgili paylaşım yaptığını görüyorum. Olsun, şöyle demiş:
“Arnavutköy’de bir kadının sokak ortasında canice katledilmesi ciğerimizi yaktı. Her fırsatta dile getirdim, getirmeye de devam edeceğim. Şiddetin kendisiyle birlikte, şiddeti doğuran sebepleri ortadan kaldırana kadar AMASIZ, FAKATSIZ, SIFIR TOLERANS ilkesiyle mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Hayatını kaybeden kardeşimize Allah’tan rahmet diliyor, ailesinin acısını yüreğimin en derininde paylaşıyorum. Bakanlık olarak davaya müdahil olarak vicdansız katilin EN AĞIR CEZAYI ALMASI için sonuna kadar takipçisi olacağız!”
Müdahilliği bizden öğrendiniz. Bakanlığınıza yıllarca faks çekerek kadın cinayeti davalarını haber verdik. Siz hatırlamıyor olabilirsiniz ama biz çok bakan gördük onlar hatırlar. En ağır ceza, sizinde dediğiniz gibi, bir sonuca ilişkin olmalı ve esas konu önleme olmalı, sebeplerini ortadan kaldırmalı ama siz en ağır cezayı büyük puntolarla yazmayı tercih etmişsiniz. Paylaşımlarınızda birçok ziyaret yaptığınızı, kimi anmaları isimleriyle yaptığınızı görüyorum. Öldürülen arkadaşımızın da bir ismi yok değil. Var. Serpil öldürüldü. Keşke aile odaklı politikalarınızı bu kadar çok paylaşacağınıza, 6284’ü hep anlatsanız, öne çıkarsanız. Büyük puntolarınızla her birini sokakta görsek. 6284’ü mesela. Böyle yapmadığınız için kadın cinayetlerinin sebeplerini ortadan kaldırmıyor aksine kadınların biat etmesi düşünülen erkekliği cesaretlendiriyorsunuz.
Niyetim Mahinur Hanım’ı ve çabalarını görmezden gelmek değil ama rota yanlış olunca bir kere varılan sonuç hep aynı oluyor. Son kez sesleniyorum sizlerin aracılığı ile Bakan’a: Kadına yönelik şiddeti ve kadın cinayetlerini önlemenin yolu, aile odaklı politikalar değil, 6284’ün etkin uygulanmasıdır. Gelin bu toplumun ciğerini siz de yakmayın! Dönün bu tehlikeli yoldan.
Ve şimdi sizlere sesleniyorum bu satırları okuyanlar! Bir sürü yeri gezen, ziyaret eden, paylaşımlarından da göreceğiniz bakan, Serpil için sadece tweet attı. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ise dün aileyi ziyaret etti, acılarını paylaştı ve tıpkı kardeşinin dediği gibi başka Serpillerin olmaması için beraber mücadele etmeye karar verdi. İmkanları yettiğince bunu yapıyor platform. Süreci takip ediyor, adaletin yerine gelmesini sağlıyor. Aynı zamanda, 6284 sayılı kanunun uygulanması için yıllardır didiniyor. Gelin bunu beraber güçlendirelim. Bakanlık tehlikeli yoldan dönmeyebilir ama biz yetkilileri, yasa uygulayıcılarını etkileyebiliriz, değiştirebiliriz. Kadınların yaşaması için her yerde 6284’ü anlatabilir, engellere karşı beraber göğüs gerebiliriz. Kilitli kapıları kadınlar yaşasın diye zorlayabiliriz. 6284’ü bilmeyen tek bir kadın kalmayana kadar da pes etmeden devam edebiliriz.
Radikal olduğunu düşünüp kökten çözmek isteyenlere de bir davet. En radikali bir gün gündem etmek, bir gün isyan etmek, bir gün öfkelenmek değil ya da idam da değil. Sürekli ve beraber politik bir mücadeleyi yürütebilmektir.