Cizre için çağrı: BM bağımsız soruşturma yapmalı
İnsan Hakları İzleme Örgütü, Cizre'deki operasyonlarda hayatını kaybeden ve evlerinden olan siviller hakkında bir rapor hazırladı. Raporda, Birleşmiş Milletler'in ihlalleri araştırması için bölgeye girmesine izin verilmesi istendi.
DUVAR - İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Cizre'deki operasyonlarda sivillere verilen zarar nedeniyle hükümete ağır eleştiriler getiren bir rapor yayımladı. Raporda, hükümetin sivil ölümlerine dair bağımsız soruşturmaları engellediği, çok sayıda sivilin yerinden yurdundan olduğu ve özel mülklere yasadışı biçimde zarar verildiği tespitleri yer aldı. HRW, Ankara'yı BM'nin İnsan Hakları Yüksek Komiseri'ne acilen bölgeye giriş izni vermeye çağırdı.
'FİİLİ ABLUKA'
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün Türkiye uzmanı Emma Sinclair-Webb, "Türkiye hükumetinin güneydoğudaki bölgelerde uyguladığı fiili abluka, büyük bir örtbas yaşandığına dair endişe yaratıyor" dedi. Raporda yer alan tespitler şöyle:
- Devletle PKK arasındaki ateşkesin Temmuz 2015'te son bulmasından sonra başlatılan operasyonlarda 22 ilçe ve kasabaya topyekûn sokağa çıkma yasakları dayatıldı. Bu yasaklar, sivil toplum kuruluşlarının, gazetecilerin ve avukatların operasyonları ve silahlı kuvvetlerin ihlallerini araştırmaktan alıkoydu. Yetkililer, İnsan Hakları İzleme Örgütü, Af Örgütü ve İnsan Hakalrı Savunucusu Doktorlar gibi örgütlerin ihlalleri belgelemesini, operasyonlar ve sokağa çıkma yasakları son bulduktan sonra bile engelledi.
- Ölümlerin, yıkımın ve göçün büyük kısmı dokuz ilçede yaşandı.
- 335 binden fazla insan evini terk etmek zorunda kaldı.
- Güvenlik güçleriyle PKK arasında çatışma yaşanan bölgelerde en az 338 sivil öldürüldü.
- Cizre merkezli avukatların hazırladığı listeye göre, 11'i çocuk en az 66 Cizreli, 14 Aralık 2015 - 11 Şubat 2016 arasındaki operasyonlar sırasında silahla veya havan topu patlaması nedeniyle öldürüldü.
- HRW'nin görüştüğü tanık ve kurbanlar, bazı vakalarda güvenlik güçlerinin beyaz bayrak taşıyan sivillere ateş açtığını anlattı.
- Cizre'de güvenlik güçlerinin, üç binayı kuşattığı, kasten ve meşru bir gerekçesi olmadan, aralarında silahsız sivillerin ve yaralanmış sivillerin de bulunduğu yaklaşık 130 kişiyi bodrumlarda öldürdü.
- HRW raporuna göre, Cizre'deki bu ölümlerin büyük kısmı sivil Savunma Birlikleri'nin (YPS) barikatlar kurduğu ve çatışma çıkan bölgelerde yaşansa da, çatışmaya ve barikatlara sahne olmayan yerlerde de bazı siviller öldürüldü.
- Nisan ayında polis Cizre'de, HRW'nin kurbanların aileleri ve tanıklarla konuşmasını engelledi. Raporda, örgütün yetkililerin engellemesine takılmadan önce sekiz ölümün ayrıntısıyla belgelendiği belirtildi.
- Raporda, Cizre'deki yıkım da uydu görüntüleriyle gözler önüne serildi. Şubat 2016 - Haziran 2016 arasında, özellikle Cudi ve Sur bölgelerinde, 95 bin metrekarelik bir alan yıkıma maruz kaldı.
'SAVCILIK AİLELERİ NİÇİN ÇAĞIRMIYOR?'
HRW, söz konusu ihlallere ilişkin yasal sürecin işlemediğine şu ifadelerle dikkat çekti: "Türkiyeli savcıların, Cizre ve güneydoğudaki diğer ilçelerde meydana gelen sivil ölümlerini ve sivillerin mallarına yönelik yıkımı etkili bir biçimde araştırdığına dair çok az işaret var. Cizre Savcılığı HRW''ye bazı soruşturmaların açıldığını söylese de, görüştüğümüz ailelerin hiçbiri aralık ve Şubat arasında öldürülen akrabaları konusunda savcılığa çağrılmamıştı."
'YÜKSEK SESLİ ALARM ZİLLERİ ÇALMALI'
Raporda, Sinclair-Webb'in 'kasıt' vurgusu yaptığı açıklamasına da yer verildi: "Türk güvenlik güçlerinin aralarında çocukların da bulunduğu sivilleri beyaz bayrak taşıdıkları veya bodrumları sıkıştıkları sırada kasten öldürdüğüne dair inandırıcı ifadeler, yüksek sesli alarm zilleri çalıyor olmalı. Cizre Savcılığı, kurbanlara adalet duygusu verebilecek türden tam kapsamlı, etkili ve bağımsız bir soruşturma yapmalı.