'Özel Kuvvetler Komutanlığına baskın TOKİ’de hazırlandı'
'Özel Kuvvetler'i ele geçirmeye çalışırken gözaltına alınan ve dün tutuklanan 'Yurtta Sulh' cuntasının ifadelerine ulaşıldı.
DUVAR - 15 Temmuz akşamı başlayan darbe girişimi sırasında Özel Kuvvetler Komutanlığında yaşananlar, verilen ilk ifadelerle netleşiyor. Görevli asker Osman Ç.'nin ifadesine göre darbeci askerler Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'nda silahlandırıldı ve darbe talimatı Genelkurmay Başkanlığından faks ile geldi.
Hürriyet'ten Mesut Hasan Benli’nin haberine göre darbe girişimin en kritik noktalarından biri olan Ankara Gölbaşı’ndaki Özel Kuvvetler Komutanlığında (ÖKK) yaşananlar, Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığı’nın sürdürdüğü soruşturma dosyasında açığa çıktı. ÖKK’daki baskını yöneten ve 34 asker ile birlikte tutuklanan Albay Ümit Bak’ın ifadesine Hürriyet ulaştı. Bak savcılık ifadesinde, Silopi’den gelerek, Özel Kuvvetler Komutanlığı görevini almaya çalışan Tuğgeneral Semih Terzi’nin astsubay tarafından vurulduğunu, generalin korumalarının da astsubayı vurduğunu anlattı. Aynı yerde kursiyer olarak eğitim gören Bilal Tosun da ifadesinde, Özel Kuvvetler Komutanlığındaki baskının TOKİ’de hazırlandığını söyledi.
TALİMAT 21.30’DA GELDİ
ÖKK’daki darbeci personele ilişkin başlatılan soruşturma kapsamında baskını yöneten Albay Ümit Bak’ın da aralarında bulunduğu 34 askeri personel, “Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etme” suçundan Gölbaşı Sulh Hakimliğince tutuklanarak cezaevine gönderildi. Albay Bak savcılık ifadesinde, özetle şunları anlattı:
“Darbe talimatı, 15 Temmuz 2016 günü saat 21.30’da Genelkurmay Başkanlığı tarafından Gölbaşı Özel Kuvvetler Komutanlığına gönderilen yazılı – fakslı imzalı mesaj emri geldi. Birinci mesajda, ‘ülkede olağanüstü hal yaşandığından dolayı gerekli tedbirlerin alınmasına yönelik mesaj emri Piyade Kurmay Albay Osman Kardal (Türk Silahlı Kuvvetleri Komuta Kontrol Amiri) tarafından imzalı olarak gönderildi. 2. mesajda Tuğgeneral Mehmet Partigöç (Genelkurmay Personel Daire Başkanı) imzalı mesaj emrinde yeni Özel Kuvvetler Komutanı olarak Tuğgeneral Semih Terzi’nin (1. Özel Kuvvet Komutanı) görevlendirildiğini, halihazırda ÖKK Zekai Aksakallı’nın bu görevden alınarak Kara Kuvvetleri Komutanlığı emrine görevlendirildiği bildirilmiştir.
İMZA VARDI
3. mesajda tam hatırlamamakla beraber, yazının altında ‘Yurtta Sulh Komitesi Başkanı’ imzalı ad belirtilip belirtilmediğini tam olarak hatırlamıyorum. Bu mesajda, tüm Türkiye’deki Sıkıyönetim Komutanlıkları, Bakanlıklar ve diğer kamu kurumlarına yapılan görevlendirilmeler, aynı zamanda TSK’nın yeni komuta yapısı belirtiliyordu. Liste halinde görevlendirilen kişilerin görevleri ve isimleri ayrı ayrı belirtilmiştir. Önce ne olup bittiğini netleştirmek için ilk mesajın geldiği TSK Komuta Kontrol merkezini aradım ve teyit aldım.
O gün Ankara’da Genelkurmay Karargahında ‘terörle mücadele toplantısına’ katıldık. Saat 19.40 civarında toplantı bitti, ÖKK’ya döndük. Tümgeneral Zekai Aksakallı da evine gidecekti. Ben bu durumu bildiğim için kendisini Özel Kuvvetler Vardiya Amiri Mehmet Ali Çelik’e aratarak bilgi vermesini söyledim. ‘Bilgi verdik’ dedi. Cevaben Vardiya Amiri, ‘Tümgeneral Zekai Aksakallı’ın gerekli tedbirlerin alınmasını söylediğini aktardı. Tümgeneral Zekai Aksakallı nöbetçi amirini arayarak ‘Ayrıca içeriye sadece Tuğgeneral Semih Terzi’nin alınmasını ve başka hiçbir generalin alınmamasını emrettiğini’ söylemiş, o da bana aktardı.
'BEN ORAYA GELİYORUM'
Bu sırada ben de Silopi’de bulunan Tuğgeneral Semih Terzi’yi telefonda aradım. ‘Ben oraya geliyorum. Kışlanın emniyetini sağla. İçeriye de ileri gelen komutanlardan kimseyi almayın, gerekirse gerekeni yapın’ dedi. Bunun üzerine gerekli emniyet tedbirlerini aldık. Zekai Paşa beni birliğin telefondan arayarak ‘Nizamiyeye gelecek olan Okul Komutanı Albay Ömer Faruk Bozdemir ve Kurmay Başkanı Kurmay Albay Erdinç Kocayanak’ı içeriye almamamı’ emretti; ben de ona ikinci gelen mesajı okuyarak kendisinin görevden alındığını, yerine Tuğgeneral Semih Terzi’nin görevlendirildiğini; Semih Terzi’yi arayarak teyit ettirip ondan bahsettiğim aldığım emri ilettim.
Bunun üzerine kendisi gelen bu emirlerin hepsinin geçersiz olduğunu, Genelkurmay’da bir grubun emir komutayı ele geçirmeye çalıştığını, dolayısıyla bu emirleri dinlemem gerektiğini, kendisinin emirlerini yapmam gerektiğini söyledi. Durum değerlendirilmesi yaparak Genelkurmay’dan gelen 3 yazılı emri uygulamaya karar verdik. Yani Zekai Paşanın değil, Semih Paşa’nın emrini uygulamaya, mevcut olan durumu korumaya, geldiğinden yeni emirler verdiğinde de yeni emirleri uygulamaya karar verdik.
'ASTSUBAY GENERALİ VURDU'
Tuğgeneral Semih Terzi, Silopi’den Diyarbakır’a helikopter ile Diyarbakır’dan Etimesgut Askeri Havaalanına askeri uçak ile oradan da Özel Kuvvetler Komutanlığı helikopteriyle gece 02.30 sıralarında Gölbaşı Özel Kuvvetler Karargahına ulaştı. Ben helikopter pistine giderek kendisini karşıladım. Helikopter pistinden karargaha (55 metre mesafe) yürüyerek ilerlerken ve yanında 10 kişilik bir koruma ekibi etrafında birlikte karargah binasına doğru ilerken, tam karargah binasının basamaklarına gelmiştik ki, Kışla Komutan Koruma Astsubay Nöbetini Tutan Başçavuş Halis Özdemir tarafından tabanca ile vurularak yaralandı. İlk müdahale yapıldıktan sonra GATA’ya sevk edildi.
Ben o sırada yanındaydım. Ateş eden Halis Özdemir, Semih Terzi’nin koruma ekibi tarafından vurularak öldürüldü. Semih Paşanın bu görevini devralmasını istemeyen birileri tarafından yani bu faaliyetinin düzenlendiğini Halis Özdemir’in de bu yüzden ateş ettiğini düşünüyorum.
GATA’ya sevk edildikten sonra Nizamiye Bölgesinde karşılıklı havaya taciz anlamında ateş açılmıştır. Bu ateş açılma sırasında içeriye girmeye çalışan gruptan bir Astsubay başından vurularak yaralanmış. Hiçbir personele kişileri vurmaya yönelikte emir vermedim. Vurulanın hastanede olduğunu biliyorum. Karşılıklı silah atışı sabaha kadar devam etti. Çatışan birlik personeli orada maalesef kurtulamayarak şehit oldu. Bizim öngörümüz yukarıda bahsettiğim 3 kişi ile birlikte aldığımız ortak karar gibi Semih Paşa gelecek, emri ve komutayı sevk idare edecekti.
'SENİ ESİR ALIYORUZ'
Daha sonra Tümgeneral Zekai Aksakallı’nın, karargahın ele geçirlimesi ve personelin esir alınması talimatını verdiğini anladım. Ben emirleri verdikten sonra odama gitmiştim. Olayları orada koordine ediyordum. Bu personelin içinde 3 kişi, ikisi piyade tüfeği ve biri tabanca ile odama geldi. Ben o sırada telefon ile konuşuyordum. Silahı bana doğrultarak ‘telefonu kapat seni esir alıyoruz. Bizimle binan alt katına gel’ dediler.
Koridorda durması için görevlendirdiğim Başçavuş Nedim Şahin onların odama girdiğini görünce, arkadan odama girdi. Birinin silahını elinde almaya yeltendi. O arada elinde tüfek bulunan kişiyle, Nedim’in müdahale ettiği kişi, ikisi birden ateş ederek Nedim Şahin’i odamda öldürdü. Beni ‘ellerini havaya kaldır kaçmaya teşebbüs edersen seni öldürürüz’ diyerek alt kata indirdiler. Alta kata indiğimizde vardiya amiri ve icra astsubayının da esir alındığını gördüm. Askerler bizi yere yatırdılar, kelepçe taktılar sabaha kadar bekledik. Sabahleyin Özel kuvvetle komutanı tümgeneral Zekai Aksakallı kışlaya gelerek emir komutayı devraldı.
FETÖ ile bir irtibatım yoktur. ÖKK Tümgeneral Zeki Aksakallı ile kurduğum iletişimde verilen emrin doğru olmadığını öğrenmiş isem de Genelkurmayı aradığımda teyit edilmesi nedeniyle bu emri uyguladık. Tümgeneral Zeki Aksakallı’yla emri tebliğ ederken ve bugün görevi Özel Kuvvetler Komutanı olarak devir alırken bana ‘sen benim emrimi dinlemiyorsun. Sen FETÖcülerin emrini dinliyorsun, sen paralelcisin’ dedi. Ben de bu iddiaları hiçbir şekilde kabul etmiyorum. Ben FETÖ’cü değilim. Sadece Genelkurmay Başkanlığı tarafından verilen yazılı emri uyguladım. Anayasanın koyduğu düzeni ortadan kaldırmaya ve bu düzen yerine başka bir düzen yerine geçirmeye teşebbüs etmedim.”
'TOKİ'DE HAZIRLANDI'
Tutuklanan şüphelilerden Bilal Tosun’un ifadesi de Özel Kuvvetler Komutanlığına ilişkin baskının TOKİ’de hazırlandığı ortaya koydu. Tosun ifadesinde şunları anlattı:
“Beni cep telefonundan özel numaramdan sesini de kendisini bilmediğim biri arayıp ‘Engin Kaya teğmenin talimatlarına uy’ dedi. Ertesi gün sabah 11.00 gibi ÖKK’da ilişki kesip işe başlamak için bulunmaktaydım. Engin Kaya yanıma geldi. ‘Akşam baskın olacağını korumu görevimiz olacağını’ söyledi. ‘Akşam 16.30’da AŞTİ’de buluşalım’ dedi. AŞTİ de buluştuk sonra TİM komutanı Sezgin Güney’in yanına TOKİ’ye evine gittik. Evinde 4 kişi vardı. Sonradan da 4 kişi geldi. Bu kişilerde bizim okuldan isimlerini bilmediğimiz hocalarımız devre arkadaşlarım Osman Çolak ve Engin Kaya vardı.
Koruma görevini nasıl yapacağımızı bize anlattılar. Daha sonra hep birlikte Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayına gittik. Hücum yeleği, başlık ve silah aldık. Oradan Gölbaşı’na geldik. Gölbaşı’nda TİM komutanımız Sezgin Üsteğmen, nöbetçi amir ile irtibata geçtik. FETÖ ile bağlantım yoktu. Ben sadece burada kursiyer olmam nedeniyle kurs arkadaşlarımın sözüne inanarak ve bana açılan telefona da güvenerek denilenleri yaptım.”