Meclis'in Sarıkaya tutanakları: Büyükanıt neler anlattı

Savcı Ferhat Sarıkaya'nın Şemdinli iddianamesine sanık olarak dahil ettiği Yaşar Büyükanıt, Meclis komisyonuna neler anlattı? Duvar tutanakları raftan indirdi...

Google Haberlere Abone ol

Hülya Karabağlı

DUVAR - Darbe girişiminin ardından yaptığı açıklama ve itiraflarla dikkatleri üzerine çeken savcı Ferhat Sarıkaya hakkında TBMM tutanaklarında önemli bilgiler yer alıyor. Bu bilgileri veren isimlerden biri de dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Başkanı Yaşar Büyükanıt.

'ALİ İYİ ÇOCUKTUR'

Türkiye, Savcı Sarıkaya'nın adını ilk kez 9 Kasım 2005 tarihinde bombalanan Şemdinli'deki Umut Kitabevi soruşturmasıyla duydu. Kitabevini bombaladıkları iddiasıyla gözaltına alınanlar arasında Astsubay Ali Kaya da vardı. O dönem geniş yankı uyandıran soruşturma sürerken Büyükanıt, "Ali'yi tanırım, iyi çocuktur" diye açıklama yaparak dikkatleri üzerine çekti.

Savcı Sarıkaya ise soruşturma sonucu hazırladığı iddianameye Yaşar Büyükanıt'ı da sanık olarak kattı. Bu girişimiyle Ankara'da ciddi bir krizin fitilini ateşleyen Sarıkaya görevden alındı.

Bir süre sonra, TBMM'de Şemdinli olaylarını araştırmak için bir komisyon kuruldu. Bu komisyona bilgi veren isimlerden biri de Yaşar Büyükanıt'tı. 8 Kasım 2012 tarihinde TBMM'ye giden Büyükanıt, Sarıkaya’nın Şemdinli dosyası nedeniyle görevden alınması konusunda Adalet Bakanlığı ile bir görüşüp görüşmediği sorusuna "Hayır kesinlikle böyle bir şey yok” diye yanıt verdi.

'SÖZÜM YARIM AKTARILDI'

Büyükanıt, Şemdinli bombalamasında adı geçen cezaevindeki Ali Kaya konusunda ise “Ben onu tanırım, şöyle çocuktur” sözlerinden sonra gelen cümlenin yazılmadığını anlatırken şunları söylemişti:  “O cümlenin devamı o: Bir kusuru varsa cezasını çeker. Maalesef bizim insanımız böyle. Hani 'Abdestsiz namaz kılmak günahtır' dersiniz ‘abdestsizi’ atarsanız 'Namaz kılmak günahtır' olur. Ona benziyor. Yani o cümlenin ikinci paragrafını bazısı yazdı, bazısı hiç yazmadı.”

sarikaya Savcı Ferhat Sarıkaya

Büyükanıt'ın anlattıklarından tutanaklara yansıyan bazı bölümler şöyle:

ENVER YILMAZ (İstanbul) – İkinci sorum da, ben o zaman kurulan Şemdinli Komisyonunun da Başkan Vekiliydim, üyesiydim. Siz o zaman Astsubay Ali Kaya…

YAŞAR BÜYÜKANIT – İyi çocuk…

ENVER YILMAZ (İstanbul) – …ya da “iyi çocuk” dediğiniz Ali Kaya’yla ilgili değerlendirmenizde -şu anda da tekrar ettiniz- “İyi çocuktu.” demiştiniz. Ali Kaya Şemdinli’de emniyetin karakolunda gözaltına alındığında sizinle yapılmış birkaç defa telefon görüşmesi var.

YAŞAR BÜYÜKANIT – Yapmayın… Astsubay… Ben o sırada kuvvet komutanıyım. Açacak da astsubay benimle telefonla görüşecek. Bir kere eşyanın tabiatına aykırı.

ENVER YILMAZ (İstanbul) – Yani görüşmeniz yok?

YAŞAR BÜYÜKANIT – Yok, kesinlikle yok. Ama şöyle söyleyeyim: Ali Kaya’yı tanıyorum. Nereden tanıyorum? 97 baharında Kuzey Irak’a operasyon yaptık. O tarihte Talabani, PKK’yla bir olmuş, Barzani’ye saldırıyordu. Barzani neredeyse bavulunu toplamak üzereydi. Büyük çaplı bir operasyon düzenlendi. Ben kolordumla birlikte Kuzey Irak’a girdim. Barzani bütün peşmergelerini bizim emrimize vermiş, 3 binin üzerinde peşmerge bizim emrimize girmişti. 2 tane yardımcım vardı. 1 tane Türk Silahlı Kuvvetleri'nden tümgeneral, 1 tane de peşmergelerden yardımcım vardı, “peşmerge komutanı” diyorlardı onlar. Onlarla konuşmam lazım. Ali Kaya çok iyi Kürtçe konuşurdu, Jandarmada görevli. Yanıma verdiler ki tercümanlık yapsın diye. Oradan tanıyorum yani iki üç ay Kuzey Irak’ta bana tercümanlık yaptı. Yani tanımam oradan kaynaklanıyor, başka bir bilgim yok. Jandarma Bölge Komutanlığında görevli bir astsubay. Ama kalkacak -bu nereden, ben hiç duymadım böyle bir şey- bana üç dört kere telefon etmiş filan, yok böyle bir şey. Üstelik de ben “Ali Kaya’yı tanıyorum.” dediğim zaman da Ali Kaya tutuklanmamıştı, yargı işlemi de başlamamıştı.

ENVER YILMAZ (İstanbul) – Evet, tutuklanmamıştı. Ben de zaten tutuklandığı döneme ilişkin sormadım. Şemdinli’de o operasyon sonrası gözaltına alındığı esnada sizinle bir hattan takriben 5 defa bir saatlik süre içinde görüşmeleri var mı?

YAŞAR BÜYÜKANIT – Hiç öyle bir şey olmadı kesinlikle.

ENVER YILMAZ (İstanbul) – “Kesinlikle olmadı” diyorsunuz.

YAŞAR BÜYÜKANIT – Kesinlikle yani bunu çok rahat söylüyorum, kesinlikle öyle bir konuşma olmadı ama “Ben onu tanırım, şöyle çocuktur” dedikten sonra o cümlenin devamı o: “Bir kusuru varsa cezasını çeker.” Maalesef bizim insanımız böyle. Hani “Abdestsiz namaz kılmak günahtır.” dersiniz “abdestsiz”i atarsanız “Namaz kılmak günahtır.” olur. Ona benziyor. Yani o cümlenin ikinci paragrafını bazısı yazdı, bazısı hiç yazmadı.

ENVER YILMAZ (İstanbul) – Ali Kaya o gözaltından sonra kısa bir süre tutuklu kaldı, sonra malum Savcı Ferhat Sarıkaya HSYK kararıyla meslekten ihraç edildi. Anayasa değişikliğiyle birlikte, 12 Eylül referandumuyla birlikte Savcı Ferhat Sarıkaya görevine döndü, yeniden bir yargılama yapıldı, “iyi çocuk” denilen, suçu varsa kabul edebileceğinizi söylediğiniz, “iyi çocuk” denilen Astsubay Ali Kaya otuz sekiz yıl Yargıtay onayından geçmiş bir hapis cezasıyla cezalandırıldı ve karar kesinleşti. Sizin o esnada Yargıtay aşaması olmaksızın Ferhat Sarıkaya’nın görevden alındığı süreçte HSYK’yla, ilgili Adalet Bakanlığıyla yapılmış bir görüşmeniz var mı Ferhat Sarıkaya’ya yönelik?

YAŞAR BÜYÜKANIT – Hayır, hayır, kesinlikle yok.

ENVER YILMAZ (İstanbul) – Peki o tutukluluk süresi ya da gözaltı süresi sonrası serbest bırakılan Ali Kaya’yla bir görüşmüşlüğünüz oldu mu?

YAŞAR BÜYÜKANIT – Hayır.

ENVER YILMAZ (İstanbul) – Telefon görüşmüşlüğünüz oldu mu?

YAŞAR BÜYÜKANIT – Hayır. 97’den sonra ben Ali Kaya’yı hiç görmedim. Yani Kuzey Irak harekâtından sonra bir daha hiç görmedim. (DUVAR)